Türkiye’nin 3’üncü büyük longozu da kurudu
Bursa’nın Karacabey ilçesindeki Türkiye’nin üçüncü büyük longozu da kuraklıktan etkilendi. Nilüfer Barajı, Doğancı Barajı, Gölbaşı Göleti, Çınarlı Gölü’nün ardından Karacabey subasar ormanı da kurudu.
Türkiye’deki 4 longoz içinde 3’üncü büyük subasar ormanı olan Karacabey Longozu, özel bir ekosistem olarak dikkat çekiyor.
Ancak son 65 yılın en sıcak yazı bu habitatı da olumsuz etkiledi. Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Doğancı ve Nilüfer barajları ile tarımsal sulamaya can suyu olan Gölbaşı Göleti ve Çınarlı Gölü’nün ardından Karacabey Longozu da kurudu.
"ORADAKİ EKOSİSTEM İÇİN BÜYÜK KAYIP YAŞANIYOR"
Yılkı atlarının koştuğu, manda ve ineklerin su içerisinde gezinip, beslendiği, 270’ten fazla kuş türü başta olmak üzere, birçok bitki, mikroorganizma ve canlıya ev sahipliği yapan longozun kurumasının, ekolojik sistemi de tehdit ettiğini belirten BUÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Efsun Dindar, longozların nadir ekosistem olduğunu ifade ederek, “Karacabey Longozu da sulak alan açısından oldukça önemli. Aynı zamanda 270’ten fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle kuşlar için hem göç hem de yuvalama açısından da biyoçeşitliliği oldukça yüksek bir alan. Suların çekilmesiyle birlikte, maalesef sıkıntılı bir habitat kayboluşu söz konusu.
Bildiğimiz gibi 65 yılın en sıcak yazını geçirdik. Normal şartlarda longozlarda ilkbaharın başında toprağı kapatacak kadar bir su olur, yazın biraz daha azalır. Ama bu seferki gibi tamamen hiç suyun olmaması durumu maalesef oradaki habitat ve biyoçeşitlilik için oldukça sıkıntılı.
Çünkü orada su çekilince toprak nemsiz kalıyor. Suya adapte olmuş ya da suya bağımlı yaşayan mikroorganizmalar olsun, diğer böcekler ve canlılar olsun, maalesef burada bu yaşam döngüsüne devam edemiyorlar.
Hem de organik maddenin mineralizasyonu gerçekleşmediği için de oradaki ekosistem açısından da büyük bir kayıp yaşanıyor.” diye konuştu.
"VAHŞİ SULAMA, İKLİM KRİZİ İLE BİRLEŞİNCE KURAKLIKTAN NASİBİNİ ALDI"
Tarımda kullanılan vahşi sulama tekniklerinin de longozu olumsuz etkilediğini söyleyen Dindar, “Tarımsal olarak baktığımız zaman maalesef her sulak alanımız gibi orası da böyle bir baskı ve tehdit altında. Hem tarımsal alanlarımızın doğru kullanılmaması, arazi değişikliği ve aynı zamanda iklim krizi ile birleşince, maalesef kuraklığa doğru giden, oradaki habitatın yok olmasına doğru giden bir süreç başlamış oluyor.
Burada suya bağımlı yaşayan canlılar, böcekler, mikroorganizmalar var. Su olmayınca maalesef suya bağımlı yaşadıkları için hayatını devam ettiremiyorlar.