Selvi’den dikkat çeken yazı: “AK Parti’nin Bahçeli’yi kaybetme lüksü yok”

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhuriyet resepsiyonuna katılmayan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” sürecindeki rolüne dikkat çekti. Selvi, Cumhur İttifakı’nın siyasi istikrar açısından vazgeçilmez olduğunu belirterek, “AK Parti’nin ve Türkiye’nin Bahçeli’yi kaybetme lüksü yok” dedi. Erdoğan ve Bahçeli’nin krizleri aşma becerisine vurgu yaptı.

F5HABER F5HABER
Selvi’den dikkat çeken yazı: “AK Parti’nin Bahçeli’yi kaybetme lüksü yok”

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılmayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tutumunu değerlendirdiği yazısında, Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” sürecindeki rolüne dikkat çekti. Selvi, “AK Parti’nin ve Türkiye’nin Devlet Bahçeli’yi kaybetme lüksü yoktur” diyerek, Cumhur İttifakı’nın siyasi istikrar açısından taşıdığı önemi vurguladı.

“Bahçeli, sürecin her aşamasında arkasında duruyor”
Selvi, Bahçeli’nin 22 Ekim’de yaptığı çağrıdan itibaren “Terörsüz Türkiye” sürecine tarihi bir destek verdiğini belirtti. Bahçeli’nin, “Önce devletim sonra partim” anlayışıyla hareket ettiğini ifade eden Selvi, sürecin ikinci aşamasına geçileceği bir dönemde yaşanacak siyasi zaafların süreci sekteye uğratabileceği uyarısında bulundu.

Selvi şöyle yazdı:

"Devlet Bahçeli konusuna ayrı bir bölüm açmak istiyorum. Bahçeli ile mahkemelik olan bir gazeteci olarak bunları yazıyorum. Benim için şahsımdan önce ülkem gelir. Bahçeli’nin tavrı önemli. AK Parti’nin ve Türkiye’nin Devlet Bahçeli’yi kaybetme lüksü yoktur. Siyasi istikrarın sürmesi açısından Cumhur İttifakı ortaklığı çok önemli. Ama çok daha önemli bir nokta var. Devlet Bahçeli, Türk milliyetçiliğinin siyasi temsilcisi olarak ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde tarihi bir rol oynuyor. Tarihi bir destek veriyor. 22 Ekim’de yaptığı çağrının ardından her aşamasında sürecin arkasında duruyor.

Ankara kulislerinde çeşitli yorumlar yapılıyor. Kimi KKTC seçimlerinden sonra AK Parti ve MHP’nin farklı politikalar izlemesine bağlıyor. Kimi sebep olarak milletvekillerinin Öcalan’la görüşmesi konusunda AK Parti’nin tereddütlü davranmasını gösteriyor.

AK Parti ve MHP iki ayrı parti. Tek parti değiller. Görüş ayrılıkları olabilir. Ama Erdoğan ve Bahçeli, söz konusu Türkiye’nin bekası olunca bir araya gelmeyi ve sorunları aşmayı bilen iki lider. Bu sorunun bir siyasi krize dönüşmemesi lazım. Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Bahçeli’nin önümüzdeki günlerde bir araya gelip, bu sorunları aşacaklarını düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nda zaman zaman bu tür gel-gitler yaşandı. Ama Erdoğan ve Bahçeli’nin güçlü liderliği sayesinde bunlar aşıldı. Aşılmalı da.

Özellikle de ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde ikinci aşamaya geçileceği bir sırada siyasi zaafa neden olacak en ufak bir şeye izin verilmemeli. Tekerin tümseğe geldiği bir sırada yapılacak bir yanlışlık başa dönülmesine ve sürecin heba olmasına yol açabilir. Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde partisinin zarar görmesini göze alarak, 'Önce devletim sonra partim' düsturuyla hareket etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarihi bir risk üstlendi. Yine aynı şekilde hareket edeceklerini düşünüyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dünyada krizleri sona erdiren, ateşkeslere imza atan bir lider olarak Bahçeli’yi kazanma konusunda gereken adımları atacağından şüphem yoktur.

Terörsüz Türkiye hedefine doğru ilerlerken bir yol kazasına fırsat vermemek lazım."

SONRAKİ HABER