Gökhan Gönül

Gökhan Gönül ile ilgili haberler ve son dakika gelişmelerini sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Spor yazarları Beşiktaş-LASK Linz maçını değerlendirdi

Spor yazarları Beşiktaş-LASK Linz maçını... Geç kaldın Şenol hoca - Attila Gökçe / Milliyet<br><br>Temposuz, heyecansız ve kötü bir başlangıç yaptılar. Her iki takım için de beklemediğimiz bir şeydi bu. <br><br>Beşiktaş, Linz'e avantajlı gelmişti ama vitesi boşa almış, rehavetle maça başlamıştı. Avrupa kupalarında hiç de geçerliliği olmayan bir anlayıştı bu. Tek gole sığınıp koca maçı taşımak sadece kumar oynamaktı.<br><br>Dilim varmıyor ama, gecenin kaybeden kumarbazı da Şenol Güneş oldu.<br><br>Gökhan Gönül'ü kulübede tutuyorsun. Adriano mecburiyetten sağ bek... Necip Uysal'ı ve Vida'yı da kulübede oturtuyorsun, sadece antrenman gözlemiyle Roco'yu Pepe'ye ortak ediyorsun. Bu kadar terslik, böylesine anlaşılmaz bir durumu Şenol hocaya hiç yakıştıramadık. Linz'in attığı gollerin ikisi de top kaptırma ve savunma gülünçlüklerinin sonucu. Adamlar, niyetleri yok sandığımızda meğer bizi uyutuyorlarmış.<br><br>Şenol hoca ikinci yarıya Quaresma ile başladı. Doğrusu etkisiz, sıkça top kaptıran oyuna karşı bu iyi bir değişiklikti. Sonrasında Gökhan Gönül ve Negredo'yu (Dakika 72) oyuna almakta geç kalındı. Gökhan'ın yerini almasından sonra zoraki sağ bek Adriano orta alanda görev yapmaya çalıştı ama forvet arkası oynayan Babel takımı adeta bir kişi eksik bırakıyordu.<br>Dünkü maçtan hayat dersleri de çıkarılabilir. Şenol hoca tarafından kabul görmeyen, kendine kulüp bul diye kapıya konulan Negredo, 5 santrfordan ikinci tercih olarak kulübede oturtulmuş sonra da sahaya sürülmüştü. <br><br>İspanyol golcü karakterini, iyi niyetini, gayretini hiç esirgemeden profesyonelce oynamaya çalıştı. Lens, Quaresma, Babel, Medel diye yırtına duralım o kalabalığın içinde topa dokunma becerisini gösterdi, Beşiktaş'ı ipten aldı.<br><br>Belki de son maçını oynadı Negredo. Gidecek mi, kalacak mı belli değil! Belli olan şu ki elde kalanlar daha çok çalışmak ve play-off'ta daha disiplinli, önemli oynamak zorunda.<br>Şenol hoca dahil!

Spor yazarları Beşiktaş - Evkur Yeni Malatyaspor maçını değerlendirdi

Spor yazarları Beşiktaş - Evkur Yeni Malatyaspor... Telaşlı ama çok kaliteli - Güntekin Onay / Vatan<br>BEŞİKTAŞ harika bir başlangıç yaptı maça. Coşku, baskı ve kalite vardı ilk 20 dakika. Golü buldu, rahat oynadı. Herkes çok kolay geçeceğini düşündü maçın. Ancak Beşiktaşlı futbolcular da öyle düşünmüş olacak ki 25'inci dakikadan sonra tempo düştü basit top kayıplarıyla olumsuz bir Kartal izledik.<br> <br>ÇOK güvenilen öndeki 4 oyuncunun tamamı üretkenlikten uzaktı. Özellikle Babel kendi kalitesinin altındaydı. Yenilen golde Vida, Perreira'ya çok uzak kaldı. Fabri'nin de böyle bir gol yemesi düşündürücü.<br> <br>2. yarıda telaşlı bir Beşiktaş vardı sahada. Başta Babel olmak üzere Oğuzhan ve Negredo inanılmayacak derecede kötü oynadılar. Negredo ilk 15 dakikadan sonra sahada yoktu. Talisca erken ve acemice vuruşlar yaptı. Net goller kaçırdı. Babel kariyerinin en kötü maçını oynadı. Ancak Adriano'nun mükemmel ortasında Talisca harika bir kafa vuruşuyla bocalayan Beşiktaş'ı öne geçirdi.<br> <br>HER YERDE TALISCA<br>TALISCA öyle bir oyuncu ki gole ihtiyacınız varsa mutlaka sahada kalmalı. Dün hem attı ve çok kaçırdı. Aksiyon alanlarında hep o vardı. Adriano, Quaresma ve 2'nci yarıda oyuna giren Gökhan Gönül de maçın iyileriydi. Malatya'da ise Sadık ve Chabek savunmada çok üst düzey bir performans ortaya koydular. Dünkü telaş Beşiktaş'ın tecrübesine ve kalitesine yakışmadı.<br><br><br>

Spor yazarları Beşiktaş Fenerbahçe maçını değerlendirdi

Spor yazarları Beşiktaş Fenerbahçe maçını... Kalite kazanır / Serdar Ali Çelikler- Habertürk<br><br>Bir kere en son söyleyeceğimizi başta söyleyelim. Beşiktaş, kendisinden fizik gücü yüksek rakibini; Fabri'ye rağmen, Love'a rağmen, Konya'da Talisca'yı haksız sarartan Alper Ulusoy'a rağmen, Tarık Ongun'a rağmen 1-0 geriden gelip yendi ve "Ligin kalitelisi benim" dedirtti.<br><br>Bu duruma nasıl gelindi ona bakalım:<br>F.Bahçe açısından çok sürprizli bir durum yoktu. Kameni'nin Volkan'a tercih edilmesi Kocaman'ın "Kimseyi germeyelim" mantalitesinden geliyordu. Bu konuda hocayı eleştirmem, Kameni de iyi oynadı ha keza.<br><br>Takım maça tok-saldırgan ve ne istediğini bilen bir şekilde başladı. Yine şahane ön alan presi ile kimseyi döndürmediler. 8'de öne geçtiler. Maçın başında Tarık Ongun'un bu golde ofsaytı kaçırması ilginçti. 20. dakika oynanırken F.Bahçe 2-0 öne geçmiş olur, taraftar kendi takımının aleyhine dönebilirdi. Beşiktaş dağılmış ve ne oynadığı belli değildi.<br><br>Quaresma önderliğinde takım toparlandı ve son 15 dakikada oyun Beşiktaş lehine gelişti. 2. yarının başında çok erken gelen Vida golü nedense F.Bahçe'yi bitirdi. Bir türlü top tutamadılar. Adeta çıkamadılar. Her dönen topu Beşiktaş aldı. Gökhan Gönül neredeyse hücum kanadı olarak oynadı. Bu esnada Fabri'nin saçma hatasından doğan enteresan pozisyon dışında F.Bahçe rakip kaleye şut atamadı. "Geliyorum" diyen gol karambollerden gelmedi ama maçın adamı Quaresma'nın ilk yarıda deneyip Kameni'ye takıldığı pozisyonun benzerinde golü attı. Sonrasında müthiş bir Tolgay- Negredo ve Medel izledim.<br><br>Beşiktaş maçı hak etti ve kazandı. Maçı da Quaresma aldı.<br><br>Şimdi neden böyle oldu?<br>Aslen bu derbi bir teknik adam derbisiydi. ‘Şenol Güneş, Aykut Kocaman'a üstünlük sağladı' dersek eksik kalır. Bu bir felsefi çatışmaydı. "Takım'ı; ‘koşu'yu; top kaptırsa da koşugan olan'ı koşusu az olup tekniği yüksek olan'a tercih eden bir taktisyen vardı. Oyunun sonunda mağlupken bile 2 santrfora dönemeyen bir felsefeci bir taraftaydı. Diğer tarafta ise Talisca gibi çok önemli bir hücumcu ile görece ayağı iyi Oğuzhan'ın yokluğunda bile hücumdan taviz vermeyen, 3 kez çift santrfor deneyen ve yıldızlarını özgür bırakan bir başka felsefenin mücadelesi idi. Benim tarafım bellidir. Ben isterse 15 km koşsun, alınan her topu rakibe atan Aatıf gibi oyuncuların Fener'de yeri yok. Ekici veya Eljif varken ve Beşiktaş dalga dalga gelirken hala Topal veya kötü günündeki Josef'ten birinden vazgeçmeyen zihniyet ile belli bir noktaya ulaşılabiliyor. Ama benim inancıma göre önünde sonunda kalite kazanır.<br><br>"Yıldız yok, yıldız ancak hoca olabilir. Bu takımın yıldızı benim" zihniyetindeki Kocaman'ın felsefesi; "Maçı kazanmamız gerek" deyip "3 kez çift santrafora dönüp yıldızlarını hoş tutan" felsefeye yenildi.<br><br>Beşiktaş bu galibiyetle lige döndüğünün mesajını dosta düşmana verdi.<br><br>F.Bahçe ise 15 maç sonra yenilmenin moral bozukluğuna girebilir.<br><br>Perşembe günkü kupa derbisi gelecek maçlar için moral olarak da etkiler takımları.<br><br>Cüneyt Çakır için tek tartışma noktası Q7-Isla pozisyonunda penaltı olup olmadığı ile ilgili olacaktır. Ben TV'den 3. tekrarda görebildim. Çakır'ın görememesi doğal... Tarık Ongun ise kafamı karıştırdı. Bu kadar deneyimli bir hakem böylesine bir hatayı nasıl yapar?<br><br>QUARESMA<br>Mükemmel oynadı. Maça damga vurdu. Şahane 2 gol attı.<br><br>AATİF<br>Kusura bakmasın ama sahadaki en kalitesi düşük oyuncuydu.<br><br><br>

Spor yazarları Bayern Münih - Beşiktaş maçını değerlendirdi

Spor yazarları Bayern Münih - Beşiktaş maçını... Şenol Hoca'yı anlayamadım - Metin Tekin / Sabah<br><br>Bayern Münih maçı öncesi en çok merak edilen şey Şenol Güneş'in nasıl bir kadro ile maça çıkacağıydı. Herkesin bir düşüncesi vardı. Mesela ben Quaresma ile başlamayacağını düşünüyordum... Ama Gökhan Gönül'ü yedek soyundurması ve Adriano'yu yerinde oynatmaması soru işaretiydi... Sonuçta oyuncularını en iyi tanıyan isim Şenol Güneş ve kendince bir planı vardı.<br>Maçı anlatırken kadrodan değil, hiç de fena gitmeyen Beşiktaş'ta Vida'nın atılışının tüm dengeleri değiştirdiğini söyleyebiliriz.<br>Bayern Münih deplasmanının ne kadar zor olacağını zaten biliyorduk üstüne bir de Vida'nın kırmızısı ile 10 kişi kalış tamamen oyunda mahkumiyeti getirdi ve maç tek kaleye döndü.<br>Bundan sonra gidip yapabilecek bir golü değil de yemememiz gereken golleri konuşmaya başladık. Almanya'da Bayern Münih karşısında 10 kişi ile rövanş için avantajlı sonuç almak zordu, öyle de oldu.<br>Zaten oynamasını beklemediğim Quaresma'nın 90 dakika oyunda kalmasına da çok şaşırdım.<br><br>Caner-Gökhan değişikliği ile Şenol Hoca neyi planladı onu anlayamadım. Ama maçı tüm özeti dediğimiz gibi Vida'nın atılmasıydı.<br>Bundan sonra ayakta kalmak çok zor işti ve olmadı. 5-0'lık sonuçtan sonra "Futbol bu her şey olabilir" gibi cümleler kullanmak imkansıza konuşmak gibi olur. İkinci maç artık mümkün olmayan bir rövanş gibi görünüyor.<br>Rövanşta eleneceksiniz ama bir şekilde böylesine imkansız şeylerde de ayakta kalınması gerektiğini göstermesi gerek futbolcuların.<br>Futbolculuk dönemimizde biz de Dinamo Kiev'e aynı sonuçla ilk maçta 5-0 yenilmiştik. O zaman hocamız olan Milutonovic, ikinci maçta şöyle bir konuşma yapmıştı bize... "Futbolda her şey olur, hiç bırakmayın asılın gibi lafları geçin. Bugün bu takımı elemeniz mümkün değil ama bana nasıl futbolcu olduğunuzu değil, imkansıza karşı nasıl mücadele ettiğinizi ve nasıl bir insan olduğunuzu gösterin" demişti. Beşiktaş da rövanşı aynen bu mantıkla oynamalı.<br><br><br>