Marmara depremi için korkutan açıklama: İstanbul'da 7.6 büyüklüğünde bir deprem olacak
Prof. Dr. Naci Görür, 1999 depreminde Marmara'da yer kabuğu altında büyük bir enerji biriktiğini belirterek, olası bir depremde iki fay hattının birden kırılması halinde, İstanbul'da 7.6 büyüklüğünde bir sarsıntı olacağını açıkladı.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlJeolog Prof. Dr. Naci Görür, depremlerle ilgili gazeteci Kenan Taş'ın Yotube kanalında değerlendirmelerde bulundu. Görür, Marmara'da iki fay kolunun birden kırılması halinde İstanbul'da 7.6 büyüklüğünde bir deprem olacağını söyledi.
"İSTANBUL DEPREMİ ELİ KULAĞINDA"
Prof. Dr. Görür'ün olası İstanbul depremi ile ilgili açıklamaları şöyle:
"Bu süreç en kritik olan süreç. Türkiye'de her an başka yerlerde de deprem olabilir ama özellikle benim iki bölge üzerinde bir hassasiyetim var. Bunlardan biri İstanbul. İstanbul'un bir aciliyeti var. Bunun da nedeni 1999 depremleri. Bu depremler Marmara'nın altındaki kabuğa o kabuğun daha fazla taşıyamayacağı bir stres yükledi. Normalde 200-250 senede birikeceği enerjiyi 45-50 saniyede buraya enjekte etti. Dolayısıyla kabuk artık daha fazla dayanacak durumda değil. Zaten bunun da hesapları yapıldı. 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla, 30 sene içerisinde deprem olma olasılığı yüzde 64 olarak belirlendi. Bu çok yüksek bir yüzde. Dolayısıyla Marmara'da deprem eli kulağında.
"İSTANBUL'U EN AZ 7.2 BEKLİYOR"
“İstanbul'u en az 7.2 bekliyor. Bütün çalışmalar bunu gösteriyor.” diyen Görür sözlerine şöyle devam etti
“Yapılan çalışmalarda Marmara'nın altındaki iki fay kilitlenmiş vaziyette. Yani enerji biriktiriyor. Burada biriken stres, oradaki kayaların gücünü yendiği an deprem olacak demektir. Bu faylardan biri Yeşilköy ile Silivri açıkları arasında yaklaşık 65 kilometre uzunluğunda olan Kumburgaz fay kolu. Bu fay kırılırsa minimum 7.2 deprem üretecektir. Diğeri ise Adalar'ın güneyinde olan fay; yaklaşık 45 kilometre uzunluğunda, şayet bu kırılırsa en fazla 7 büyüklüğünde deprem üretir. İkisinin birden kırılma olasılığı da var. Bu olasılık gerçekleşirse depremin büyüklüğü 7.6'yı bulabilir.
"BU İŞİN ŞAKASI YOK"
"İki fayın aynı anda kırılması 1766 yılında gerçekleşmiştir. Biri Mayıs diğeri Ağustos ayında olmak üzere peş peşe kırılmıştır ve İstanbul 7'nin üzerinde 2 depreme tanık olmuştur. Bu işin şakası yok. Bütün çalışmalar bunu işaret etmekte.”
ERZİNCAN'A DİKKAT
Prof. Dr. Naci Görür, Erzincan ve çevresine dikkat çekerek bu bölgede geçmiş tarihte yaşanan depremleri hatırlattı.1939 Erzincan depreminin bölgeye büyük bir stres yüklediğini söyleyerek burada da 7 büyüklüğünde bir deprem beklediğini açıkladı.
"Bir diğer hassasiyetle üzerinde durduğum konu Erzincan ile doğusunda Bingöl arasında olan fay: Yedisu fayı. Burada en son deprem 1700'lerde olmuştur. 1939'daki Erzincan depremi de buraya yoğun enerji yüklemiştir. Burada da yakın zamanda en az 7 büyüklüğünde deprem olabilir. Umarım yetkililer de bizi dinliyor ve önlem alıyorlardır "
"İSTANBUL DEPREME HAZIR DEĞİL"
Fay uzunluğuna dikkat çeken Görür "Şiddet ve büyüklüğü arasında fark vardır. Şiddeti depremin hissedilme oranı büyüklüğü ise deprem sırasında açığa çıkan enerji miktarını anlatır. 7 şiddetindeki deprem 1 milyon 800 ton şiddetinde TNT patlaması kadar enerji çıkarabilir" dedi. Görür, İstanbul'da yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu savundu ve şöyle devam etti;
"İSKİ ve İGDAŞ altyapısını güvenli hale getirmeye çalışıyor. AFAD çok kendini geliştirdi, görevlendirmeler yaptı. Kentsel dönüşüm biraz müteahhitlik projesi olarak algılandı. Avrupa Yakası'ndansa Anadolu Yakası'nda bazı semtlerde daha çok dönüşüm yapıldı. Asıl önemli olan can kaybının önlenmesi için çok kökten çalışmalar yapılamadı. Halk da deprem seferberliği içerisine giremedi. Böyle olunca da şehir ne yazık ki depreme hazır değil. Önce halkın ve yönetimlerin eğitimi, afete karşı hazırlığı olması, yapı stoğunun, altyapı sisteminin depreme güvenli hale gelmesi lazım. Ekonomik olarak da ele alınması lazım. Avrupa Yakası ülkenin ekonomik can damarlarından biri. Maalesef tam anlamıyla hazır değiliz. Nüfus 17 milyon olduğunu düşünürsek yüzde 60 yapının da gecekondu olduğunu varsayarsak can kaybının fazla olacağını söyleyebiliriz"