İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu

İsrail ablukasını kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu'nu kuşatan İsrail donanması unsurları, gemilere saldırmaya devam ediyor. Küresel Sumud Filosu'nun Türkiye Delegasyonu, İsrail donanma unsurlarının yasa dışı şekilde ele geçirmeye başladığı filoya ait gemilerdeki 37 Türk aktivisti alıkoyduğunu açıkladı. Alıkonulan Türk aktivistlerin isimleri belli oldu.

F5HABER F5HABER
İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu

Gazze'ye insani yardım taşımak amacıyla yola çıkan Sumud Filosu'na 1 Ekim akşamı müdahale eden İsrail, bazı gemileri ele geçirdiğini, yolcuları alıkoyduğunu duyurdu. Filo'dan yapılan son açıklamada geriye kalan gemiler sabah erken saatlerde yoluna devam ederken İsrail ordusu, tekrar bazı gemilere çıkarak müdahale etti.

İsrail ablukasını kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu'na yönelik İsrail donanması kuşatması yoğunlaşırken, filodaki bazı gemilere 2 Ekim sabahı tekrar müdahale edildi.


İlk müdahale akşam saatlerinde yaşandı
Sumud Filosu'nda 1 Ekim sabahı yapılan açıklamada "Daha önceki filoların saldırıya uğradığı ve/veya durdurulduğu bölge. Tetikte olun" denilmişti ve dün akşam saatlerinde İsrail ordusu Sumud Filosu'ndaki bazı gemilere müdahale etti.

Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu: 37 Türk aktivist alıkonuldu
Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu'nun Türkiye Delegasyonu, İsrail donanma unsurlarının yasa dışı şekilde ele geçirmeye başladığı filoya ait gemilerden 37 Türk aktivisti alıkoyduğunu açıkladı.

Sumud Filosu'nda son durum
Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu'nun takip sistemine göre, İsrail 21 gemiyi yasa dışı olarak ele geçirdi, 19'unu da ele geçirdiği varsayılıyor.
Takip sistemine göre, Marinette, Shireen ve Summertime-Jong'un da yoluna devam ediyor.

İsrail'in "durdurduğu" belirtilen gemilerin isimleri Alma, Sirius, Adara, Spectre, Yulara, Aurora, Otaria, Huga, Deir Yessine, Grande Blu, Morgana, Hio, Seulle, All In, Captain Nikos, Florida, Karma, Mohammad Bhar, Oxygono, Free Willy, Jeannot III olarak açıklandı.

Ele geçirildiği varsayılan gemilerin isimlerinin de Adagio, Ahed Tamimi, Allakatalla, Amsterdam, Australe, Catalina, Estrella Y Manuel, Fair Lady, Inana, Mango, Maria Cristina, Meteque, MiaMia, Ohwayla, Paola I, Pavlos Fyssas, Selvaggia, Vangelis Pissias-Asser et Ayssel, Wahoo olduğu belirtiliyor.

Mikeno ne durumda?
Öte yandan, Mikeno'nun ise Gazze'ye yaklaşık 9 deniz mili uzaklıkta beklediği ve geminin bir süredir hareket etmediği görülüyor.

Filistin Devleti’nden İsrail’in Global Sumud Filosuna saldırısına sert tepki

Filistin Devleti, İsrail’in Küresel Sumud Filosuna yönelik saldırısını kınadı. Açıklamada, bu saldırının “Deniz Hukuku Sözleşmesi, insani ilkeler ve gemideki katılımcıların insan hakları dahil olmak üzere uluslararası hukuk ve normların ihlali” olduğu vurgulandı.

470’den fazla katılımcının güvenliği konusunda ciddi endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, İsrail’in Gazze’de açlık çeken, bombalanan ve soykırıma maruz bırakılan halka insani yardım ulaştırmaya çalışanların “güvenliği ve refahından sorumlu” olduğu ifade edildi.

“KÜRESEL SUMUD BARIŞÇIL BİR GİRİŞİMDİR”

Filistin Devleti, Küresel Sumud Filosunun “Gazze’ye yönelik insanlık dışı ve yasadışı ablukayı kırmak, açlık politikası ve soykırıma son vermek amacıyla başlatılmış barışçıl ve sivil bir girişim” olduğunu hatırlattı.

Açıklamada ayrıca, Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı hatırlatılarak “Filistin’in işgalinin yasadışı olduğu ilan edilmiştir. İsrail’in Gazze Şeridi’nden uzanan Filistin karasuları ve uluslararası sular üzerinde hiçbir yetkisi veya egemenliği yoktur” denildi.

“ULUSLARARASI TOPLUMU KORUMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Filistin Devleti, Küresel Sumud Filosunun uluslararası sularda “serbest geçiş hakkına sahip olduğunu” ve İsrail’in bu seyir özgürlüğüne müdahale edemeyeceğini vurguladı. Ayrıca, filonun insani yardım ulaştırmak için Filistin karasularında seyir yapma hakkının da bulunduğu teyit edildi.

Açıklamanın sonunda, “İsrail’in kuşatmasını kırma ve soykırımını sona erdirme konusunda cesurca hareket eden katılımcıları takdir ediyor, uluslararası toplumu onlara koruma sağlamaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Aktivistler İsrail'e götürülüyor

İsrail Dışişleri Bakanlığı, alıkonulan aktivistlerin Aşdod Limanı'na götürüldüğünü duyurdu. Aktivistlerin burada sorgulanacağı ve ardından sınır dışı edileceği belirtildi.

İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu - Resim : 3

Meksika ve Uruguay'da protestolar başladı

Meksika ve Uruguay'da toplanan binlerce kişi, İsrail'in ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Gazze'ye doğru yol alan Küresel Sumud Filosu'na saldırması nedeniyle protesto düzenledi.

İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu - Resim : 4

Meksiko'da Dışişleri Bakanlığı binası önünde toplanan göstericiler, Meksika vatandaşları dahil olmak üzere İsrail tarafından alıkonulan filonun tüm üyelerinin bırakılması için çağrı yaptı. Montevideo'da ise Filistin'in özgürlüğü için sloganlar atan göstericiler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun hapse atılmasını talep eden pankartlar taşıdı.

İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu - Resim : 5

Mikeno ve Fair Lady'ye saldırı

İsrail ordusunun Fair Lady ve Mikeno gemilerine müdahale ettiği bildirildi. Fair Lady ile iletişim kesilirken, Mikeno'nun ele geçirildiği kaydedildi.

İsrail Küresel Sumud Filosu'na saldırdı: Abluka delindi! 37'si Türk 222 aktivist alıkonuldu - Resim : 6

İsrail: Avrupa'ya sınır dışı edilecekler

İsrail Dışişleri Bakanlığı, deniz kuvvetleri tarafından durdurulan Global Sumud Filosu gemilerinde bulunan Filistin yanlısı aktivistleri Avrupa'ya sınır dışı edeceğini açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada "Yolcular, Avrupa'ya sınır dışı edilme işlemlerinin başlayacağı İsrail'e güvenli ve barışçıl bir şekilde ulaşmakta. Yolcuların durumu iyi ve sağlıkları yerinde” ifadelerini kullandı.

İsrail tarafından alıkonulan 20 Türk vatandaşının isimleri belli oldu
Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu'ndan yapılan açıklamada şu satırlara yer verildi:

"Gazze’ye insani yardım taşıyan tamamen sivil ve barışçıl filomuz, uluslararası sularda İsrail’in yasadışı müdahalesine maruz kalmıştır. Bu müdahale sonucunda, aşağıda isimleri belirtilen vatandaşlarımız alıkonulmuştur:

Sirius Gemisi:

Fikret Ayçin Kantoglu
Abdulaziz Yalcin
Davut Daskiran
Zeynep Tekocak

Alma Gemisi:

Metehan Sari
Huseyin Suayb Ordu
Onur Murat Kolgu
Semih Fener
Osman Cetinkaya
Sümeyra Akdeniz Ordu

Spectre Gemisi:

Bekir Turunc
Abdulmecid Bagcivan
Mustafa Muhammed Cakmakci
Mesut Çakar
Muslim Ziyali

Huga_A Gemisi:

Mehmet Sait Direkci
Fatih Ozsoz
Tevhit Yildiz

Mali / Deir Yassine_A Gemisi:

Sumeyye Sena Polat

Grande Blue Gemisi:

Halil Rifat Canakci

Bu müdahaleler, uluslararası hukukun ve denizcilik güvenliğinin ağır ihlali anlamına gelmektedir. Filomuz tamamen insani yardım amacıyla yola çıkmıştır ve alıkonulan tüm yolcularımızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz"

Gözaltına alınan Türk sayısı 25'e yükseldi
Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu, İsrail'in müdahale ettiği gemi sayısının 15'e, alıkonulan Türk aktivist sayısının da 25'e yükseldiğini açıkladı. Türkiye Delegasyonu'ndan yapılan açıklamaya göre, toplam 15 gemiye yönelik saldırı ve tacizler çeşitli kanallar üzerinden doğrulandı. Açıklamada, alıkonulan Türk aktivist sayısının 25'e yükseldiği belirtildi.

Filonun ilerlemeye devam ettiği belirtilen açıklamada, "Global Sumud Filosu’nun Gazze’ye insani yardım ulaştırma girişimi kapsamında toplam 15 gemiye müdahale edilmiştir. Müdahaleler, çeşitli görsel doğrulamalar, SOS çağrıları ve medyada yer alan raporlarla teyit edilmiştir. Tüm müdahalelere rağmen filo Gazze’ye ilerlemeye devam etmektedir. Filonun amacı tamamen insani yardım ulaştırmak ve uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmektir." denildi.

"Gazze kıyılarına 60 deniz mili uzaklıktayız ve yola devam ediyoruz"
Durdurulduğu doğrulanan teknelerin yanı sıra birçok başka tekneyle de iletişimin kaybolduğu belirtilen açıklama şöyle devam etti:

"Tüm katılımcılar ve mürettebatın durumu titizlikle takip edilmektedir. Teknelerin durumu, gözaltılar, yaralanmalar ve olası kayıplarla ilgili doğrulanmış bilgiler elde edilir edilmez güncellemeler paylaşılacaktır. Bu, uluslararası sularda silahsız insani yardım görevlilerine yönelik yasa dışı bir saldırıdır. Hükümetleri, dünya liderlerini ve uluslararası kurumları, teknelerde bulunan herkesin güvenliği ve serbest bırakılması için harekete geçmeye ve durumu yakından izlemeye çağırıyoruz. Birkaç teknenin durdurulmasına rağmen, Global Sumud Filosu Gazze kıyılarına 60 deniz mili uzaklıktadır ve yoluna devam etmektedir."

İsrail Dışişleri Bakanlığı, X hesabından yaptığı paylaşımda, Küresel Sumud Filosu'ndaki bazı gemileri ele geçirdiklerini, alıkoydukları yolcuların bir İsrail limanına götürüldüğünü duyurdu. Bakanlık, ele geçirdiği gemideki filo katılımcısı iklim aktivisti Greta Thunberg'ın İsrail askerinin yanında yer aldığı görüntülerini paylaştı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, kaç geminin ele geçirildiğini, kaç aktivistin alıkonulduğunu ve alıkonulan aktivistlerin hangi limana götürüleceğine ilişkin bilgi vermedi.

Filoya bağlı Captain Nikos gemisinde bulunan El Pais muhabiri Carlos de Barron, Youtube'da paylaştığı bir videoda, İsrail askerlerinin gemiye müdahale ettiğini belirtti. İsrail'e ait dronların tepelerinde dolaştığını aktaran Barron, filonun önceden anlaştığı şekilde direnç göstermeden İsrail limanına götürülmeye hazır olduğunu duyurdu. Press For Palestine'dan Türk aktivist Semanur Sönmez Yaman da yaptığı açıklamada, filonun Gazze'ye 60 deniz mili mesafede olduğunu kaydetti.

Filoya katılan Türk aktivist Hüsamettin Eyüboğlu ise AA muhabirine verdiği demeçte, yaklaşık 3 saattir üzerlerine ışık tutularak kontrol edildiklerini, kaç kişi olduklarının öğrenilmeye çalışıldığını söyledi. Eyüboğlu, filonun, bir teknenin yasa dışı şekilde ele geçirilmesi durumunda diğerlerinin yoluna devam edebileceği şekilde koordineli olduğunu belirterek, bazı teknelerle irtibatın kesildiğini ancak Gazze’ye doğru ilerlemeye devam ettiklerini ifade etti. İnternetin ara ara kesildiğini, telsizlerine müdahale edildiğini kaydeden Eyüboğlu, "Eğer Gazze özgürleşirse bütün dünya özgürleşecek. Gazze artık hepimizin meselesi, Gazze artık dünyanın meselesi haline geldi" ifadesini kullandı.

İsrail devlet televizyonu KAN muhabiri Itay Blumental, X hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail'in şimdiye kadar 'Sirus, Alma, Spectre, Huga, Adara ve Deyr Yassin' olmak üzere altı gemiye saldırdığını kaydetti. Filoya bağlı Seulle gemisinde bulunan Türk aktivist Yaşar Yavuz da AA'ya yaptığı açıklamada, İsrail askerlerinin filoya bağlı 3 gemideki aktivistleri gözaltına aldığını söyledi. İsrail'in henüz saldırmadığı gemilerin Gazze'ye doğru yol almayı sürdürdüğünü belirten Yavuz, "İsrail güçlerine ait botlar gemilerimizin arasında dolaşıyor. Daha çok taciz etmeye çalışıyor" diye konuştu. Filonun iletişim sorumlularından Yunus Emre Aydınbaş da yaptığı açıklamada, "Aktivistlerimizin tamamının morali çok yüksek. Sağlıkları yerinde. Hepsi güvendeler" dedi.

Küresel Sumud Filosu’ndaki 44 tekneden 3’ü olan Alma, Sirius ve Adara’nın güvertelerine saat 20.30’da İsrail askerleri çıktı. Geri kalan 41 tekne, Gazze’ye doğru tahmini 60 deniz mili yani 111 kilometrelik rotayı katetmeye devam ediyor. Ancak filodaki 16 tekneden an itibarıyla acil durum sinyalleri veriliyor. Filonun şu an Gazze’ye ilerlerken ortalama hızı 7.9 kilometre. İsrailli kuvvetler tarafından engellenmedikleri varsayıldığı takdirde, Gazze’ye tahmini varışlarının şimdiki hızlarını korurlarsa 15 saat sonra gerçekleşmesi bekleniyor.

Gazze’ye en çok Sumud yaklaştı
Küresel Sumud Filosu’na İsrail savaş gemilerinin saldırısı, daha önceki insani yardım seferlerine kıyasla karaya daha yakın bir konumda gerçekleşti. İsrailli askerlerin durdurup güvertesine çıktığı Sumud Filosu bünyesindeki 3 tekne, Gazze’ye hemen hemen 65 deniz mili (120 kilometre) uzaklıkta bir mesafede müdahaleye uğradı. Bu durum da Sumud Filosu’nun Gazze’ye daha önce insani yardım yapmaya çalışan deniz seferi organizasyonları yerine çok daha kalabalık bir biçimde yola olmasıyla alakalı.

Mavi Marmara 148’inci kilometrede durduruldu
2010 yılında Türkiye’den insani yardım amaçlı yola çıkan ve 9 aktivistin katledildiği, 10 aktivistin ise yaralandığı Mavi Marmara; Gazze’ye 80 deniz mili (148 kilometre) mesafede İsrail ordusunun saldırısına maruz kalmıştı. Özgürlük Filosu Koalisyonu’nun gemilerinden olan ve Haziran 2025’te Madleen Gazze’den 110 deniz mili (203 kilometre) uzaklıkta, yine Özgürlük Filosu Koalisyonu’ndan olan ve geçen temmuz ayının sonlarında müdahale edilen Hanzala ise Gazze’den 70 deniz mili (130 kilometre) uzaklıkta İsrail güçlerince durdurulmuştu. Karaya daha uzak bir mesafede durdurulan bu insani yardım gemileri, 44 gemiden oluşan Küresel Sumud Filosu’nun aksine sadece birer gemi olarak Gazze’ye doğru yelken açmışlardı.

İsrail, müdahaleden önce Küresel Sumud Filosu'na "rotanızı değiştirin" tehdidinde bulundu. Filodan “Açlıktan öldürmekte olduğunuz kişilere yiyecek, yardım, su filtreleri, koltuk değnekleri, bebek maması taşıyoruz” cevabı verildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail donanmasından bir operatörün Küresel Sumud Filosu'na, "Abluka altındaki bölgeye giriyorsunuz. İnsani yardım ulaştırmak istiyorsanız rotanızı Aşdod (Usdud) Limanı'na çevirin" tehdidinde bulunduğu video kaydını paylaştı.

Bakanlık, "Hamas-Sumud filosu" diye isimlendirdiği Küresel Sumud Filosu'nun amacının "provokasyon olduğunu" ileri sürerek, İsrail donanmasının filoyu "aktif savaş sahasına yaklaştığı" ve kanuni olduğunu savunduğu "deniz ablukasını ihlal ettiği için" bilgilendirdiğini açıkladı.

Küresel Sumud Filosu'ndan akşam saatlerinde yapılan açıklama, radarlarında 20'den fazla kimliği belirsiz geminin tespit edildiği ve bu gemilerin, filoya yalnızca 3 deniz mili uzaklıkta bulunduğu aktarılmıştı. Bunun olası bir deniz ablukasına işaret edebileceği belirtilen açıklamada, "Tehditler, tacizler ya da İsrail'in Gazze'ye yönelik yasa dışı ablukasını korumaya dönük girişimlerle sindirilemeyeceğiz" ifadeleri kullanılmıştı.

"Pasif direniş göstereceğiz"
Sirius gemisinde bulunan aktivist Dilek Tekocak, İsrail donanmasının filoya yakın mesafede olduğunu ve filoya bağlı tüm teknelerin alarm durumunda olduğunu belirtmişti. Silahsız ve tamamen sivil bir inisiyatif olduklarını vurgulayan Tekocak, "Biz şiddetsiz, insani yardım taşıyan bir grubuz. Herhangi bir müdahale olursa mukavemet göstermeyeceğiz, pasif direniş göstereceğiz. Bunu zaten defalarca söyledik" demişti.

Meydanlara inme çağrısı
Askeri gemilerin yaklaştıklarını gördüklerinde kişisel bilgilere erişilmemesi adına telefonları atacaklarını belirten Tekocak, müdahale olduğu takdirde filodakilerden bir süre haber alınamayabileceğini söylemiş, "Bize müdahale edilmesi durumunda bütün insanları şehirlerindeki en büyük meydanlara, İstanbul'dakileri ise ABD konsolosluğunun önünde toplanmaya davet ediyorum" demişti.

Kamuoyuna, müdahale yapılması durumunda Gazze'yi ve Küresel Sumud Filosu'nu gündemde tutma çağrısı yapan Tekocak, "Çünkü Sumud Filosu sadece içerisinde bulunan aktivistlerden teşekkül değil. Dünyanın her yerinde vicdanlı insanların da aslında bir Sumud yolcusu olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

Saldırı öncesi çektikleri videoyla yardım istediler
Türk aktivistlerin bazılarının, İsrail saldırısının öncesinde çektikleri videolar yayınlandı. Bu videolarda Osman Çetinkaya, Hüseyin Şuayb Ordu ve Murat Olgu yardım istedi.

Murat Olgu, Hüseyin Şuayb Ordu ve Semih Fener İngilizce paylaştıkları mesajlarında şunları söyledi:

"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bu videoyu izliyorsanız İsrail'in işgal güçleri tarafından kaçırıldım ve istemediğim halde alıkonuldum. İnsani misyonumuz şiddet içermeyen ve uluslararası hukuka uygun bir misyondu. Lütfen hükümetimden derhal serbest bırakılmamı talep etmesini isteyin"

Osman Çetinkaya ise şunları kaydetti:

"İsrail askerleri tarafından İsrail'e götürüldüm. Eğer bu videoyu izliyorsanız hükümetime beni evime geri göndermesini talep ediyorum. Soykırımı durdurun"

Küresel Sumud Filosu
44 farklı ülkeden sivil toplum kuruluşu temsilcileri, doktor, avukat, gazeteci, sanatçı, siyasetçi ve aktivistlerden oluşan Küresel Sumud Filosu, günlerdir Gazze'ye doğru yol alıyor. Filoda özellikle tıbbi yardım malzemeleri olmak üzere çok miktarda insani yardım bulunuyor. İsrail'in bir saldırısı olmaması halinde yarın sabah Gazze'ye ulaşması öngörülen filo, bugüne kadar Gazze'ye doğru toplu şekilde çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.

Arapça "kararlılık" veya "sarsılmaz azim" anlamlarına gelen Sumud, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Filistin halkı arasında baskı ve direnişi anlatan bir kavrama dönüştü. Sumud kavramı, Filistinlilerin topraklarında kalması, Filistin kimliğinin ve kültürünün canlı tutulması ile şiddet içermeyen sivil itaatsizlik gibi yollarla işgale direnip alternatif kurumlar inşa etmenin yollarının aranmasını ifade ediyor. Filistin'de zeytin ağacı ve köylü hamile kadın bu kavramı tasvir etmek için kullanılıyor.

İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısı uluslararası hukuka aykırı
Deniz hukukuna göre, Küresel Sumud Filosu'nun Akdeniz'de uluslararası sular üzerinden Filistin karasularına doğru seyrinde, seyrüsefer ve insani yardım taşıma hakkı bulunuyor.

Kıyı ülkeleri, kıyılarına en yakın sularda, yani kıyıdan 12 deniz mili (yaklaşık 22 kilometre) mesafeye kadar uzanan karasularını kontrol edebiliyor.

Karasularının ötesinde devletler, su ve deniz tabanı dahil olmak üzere 200 deniz miline (370 kilometre) kadar olan münhasır ekonomik bölgelerinde balıkçılık, madencilik, sondaj ve diğer enerji projeleri gibi faaliyetleri düzenleyebilirken, diğer ülkelerin gemilerinin seyrüsefer özgürlüğüne müdahale edemiyor.

Açık denizlerde bulunan gemiler, taşıdıkları bayrağın yargı yetkisine tabidir ve bu gemilere gerçekleştirilecek ziyaret de genel olarak bayrak devletin iznine tabi olduğu gibi gemilerde gerçekleşen suçları yargılama yetkisi de kural olarak bayrak devletinde bulunuyor.

Gemiye ziyaret hakkının kapsamı
Açık denizlerdeki gemilere ziyaret hakkını düzenleyen BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 110. Maddesine göre, yabancı ülkenin bayrağını taşıyan bir gemiyle karşılaşan savaş gemisi, sözleşmede açıkça belirtilen beş durumda ve şüphelenilmesi için makul gerekçe varsa gemiye müdahale edebiliyor.

Sözleşmede belirtilen ve gemiye müdahale hakkı veren beş durum, geminin korsanlık faaliyetinde kullanılması, geminin köle ticaretine karışması, geminin yetkisiz radyo veya televizyon yayını yapması, geminin bayraksız olmaması, ya da yabancı bayrak çekmesine rağmen geminin gerçekte savaş gemisinin ülkesiyle aynı uyrukta olması şeklinde düzenleniyor.

Sumud filosundaki gemiler açısından bakıldığında, bu gemilerin korsanlık, köle ticareti, kaçak televizyon yayını gibi faaliyetlerde kullanılmadığı belli olduğu gibi hepsinin bayrak ülkesi bulunmakta olup, hiçbiri İsrail devletinin bayrağını taşımıyor.

Buna ek olarak, her ne kadar İsrail tarafı Sumud filosundaki gemilere müdahale etmek için makul şüpheleri olduğunu iddia edecek olsa da, bu durumda doğrudan gemiye müdahale yerine öncelikle müdahale etmek istediği gemilerle iletişime geçmesi ve şüphesini bu yolla gidermesi, eğer şüphe giderilmediyse müdahale etmek istediği gemiye bir subayın komutasında bot göndererek geminin söz konusu suçlara karışıp karışmadığını ve bayrak ülkesinden alınan belgeleri kontrol ederek şüphesini gidermesi gerekiyor.

Sumud Filosu'na müdahale deniz hukukuna aykırı
İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na müdahale etmesi durumunda, UNCLOS'un 110. maddesindeki korsanlık, köle ticareti ve kaçakçılık gibi suçlara karışma şüphesi bulunmadığı sürece bu eylem uluslararası hukuka aykırı oluyor.

Küresel Sumud Filosu gemilerinde bu suçların işlenmediği son derece açıkken, gemilerdeki kişilerin aktivist olduğu, gemi içerisindekilerin insani yardım olduğu, hatta İsrail'in insansız hava araçlarıyla gemi içerisinden aldığı görüntülerle de bu durumu teyit edebilmesine rağmen uluslararası hukukun korsanlık ve köle ticareti gibi acil ve olağanüstü durumlarda verdiği gemiye ziyaret hakkının kötüye kullanılması, hukukun ihlali anlamına geliyor.

Tüm bu şartlara rağmen İsrail’in, Sumud Filosu’ndaki gemilerle iletişime geçmeden ve gerekli kontrolleri yapmadan, gemilerin sivil niteliğini bilerek doğrudan müdahalede bulunması, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne aykırıdır.

İsrail, ablukada "orantılılık ilkesi"ni aşıyor
İnsancıl hukuk kuralları açısından bakıldığında, bir ablukanın yasal olabilmesi için söz konusu ablukanın ilan edilmiş, sınırlarının belirlenmiş, zamanın belirtilmiş olması gerektiği ve tarafsız uygulanması ve orantılılık gibi birçok yasal şartı karşılaması gerekiyor.

San Remo Deniz Hukuku Kılavuzu'na göre, bir ablukanın amacı, sivil nüfusu açlığa mahkum etmek veya hayatta kalması için gerekli şeylerden mahrum bırakmaksa, abluka sebebiyle sivil nüfusun uğradığı zarar, ablukadan beklenen somut askeri kazanımlara göre aşırı ise orantılılık ilkesine aykırı olduğu için ablukanın sonlandırılması isteniyor.

İnsancıl hukuka göre bir abluka, sivil nüfusta ölümlere, yaralanmalara, maddi kayıplara ve hasarlara neden oluyorsa sivillere “zarar verdiği” kabul edilir ve bu zarar karşısında elde edilmesi hedeflenen askeri fayda orantısız ise ablukanın sonlandırılması bekleniyor.

İsrail’in Gazze’de uyguladığı yasadışı ablukanın neticesinde, birçok kişinin gıda kıtlığı çekmesi, yetersiz beslenme sebebiyle ölmesi, yaşam alanlarının tamamen yok edilmesi, temiz su, sağlık hizmetleri ve diğer insani yardımlara erişilememesi insancıl hukuktaki "sivil nüfusa zarar" şartlarını karşılıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşları ve BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) İsrail'in soykırım ve sistematik aç bırakma politikaları uyguladığı Gazze'de "kıtlık" yaşandığını resmi olarak ilan etmesi göz önüne alındığında İsrail’in ablukayla elde edeceği askeri avantajdan çok daha "büyük" ve "orantısız" zarar verdiğini gösteriyor.

Cenevre Sözleşmeleri Ek Protokol I'in 54. maddesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü'nün savaş suçlarına ilişkin maddesi, sivilleri açlığa mahkum edilmesini yasaklarken, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka açlığı bir silah olarak kullanıyor ve bu hükümleri de ihlal ediyor.

Cenevre Sözleşmesi sivillerin toplu şekilde cezalandırılmalarını yasaklıyor
İsrailli yetkililer, ablukadaki amaçlarının Gazze’deki Filistinlilerin 2006’daki seçimlerde Hamas’ı seçmesi, Gazze’yi ilhak ve Gazze’deki Filistinlilerin topraklarından sürülmesi olduğunu defalarca kez dile getirdi.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 33. Maddesinde işgal altındaki sivillerin toplu cezalandırılması yasaklanırken, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki abluka ve politikalarının uluslararası hukukun tanımladığı toplu cezalandırma yasağının ihlali olduğu görülüyor.

Filodaki aktivistlerin hukuki statüsü
İsrail, Küresel Sumud Filosu yolcularını her ne kadar Hamas’a yardım etmekle suçlasa da gemilerdeki kişiler, insancıl hukuk bakımından sivil statüsünde olup, müdahale edilmeleri veya gözaltına alınmaları bir yana, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 4. maddesi uyarınca işgalci güç olan İsrail tarafından bu kişilerin korunması gerekiyor.

Silahlı çatışma durumunda askeri müdahale, çatışmalara aktif şekilde ve doğrudan katılan sivillere karşı kullanılabilir iken Küresel Sumud Filosu'ndakilerin, İsrail ordusuyla Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları arasındaki çatışmanın bir parçası olmadıkları, bu çatışmalara aktif şekilde ve doğrudan katılmadıkları, sadece Gazze’deki sivillere insani yardım taşıyan aktivistler oldukları biliniyor.

Buna rağmen İsrail'in, Küresel Sumud Filosu'na uluslararası sularda müdahale etmesi, hem BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamındaki seyrüsefer özgürlüğünü hem de Cenevre Sözleşmeleri ve silahlı çatışma hukukunun orantılılık, toplu ceza yasağı ve sivilleri açlığa mahkum etmeyi yasaklayan temel ilkelerini ihlal anlamına geliyor.

SONRAKİ HABER