Vahap Aydoğan: Rollerimiz eril ya da dişil olsa da, yaşamdaki dinamikler cinsiyetsizdir…

Galerinin tamamı için tıklayınız

Peki, tablolarda kadın imgesini özellikle işlerinizin bir parçası haline getirdiniz. Çalışmalarınızın odağında kadın suretlerini görüyoruz. Sizinle yapılan bir mülakatta kadın figürünün bilinçli bir tercih olduğunu ve her zaman gerçek bir kişiyi temsil etmediğini söylemişsiniz. Bir erkeğin biyografisini  kadın suretinde resmetmek, Kadın figürünü aynı zamanda bir sembol olarak kullanmak sizi zor durumda bırakmıyor mu?

Aslında kadın/erkek ikiliğini reddeden ve cinselliğe daha geniş bir yelpazeden bakan bir dünyaya doğru evrilirken, bu kavramsal tercihlerimizi de sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. 

Daha öncede vurguladığım bir konuydu aslında. Tablolarımdaki  biyografiler spontane ve sürreal olarak stilize edilmiş hayali portrelerdir…

Biyografisini çalıştığım kişi ile tablodaki portre arasında fiziksel olarak bir bağ kurmuyorum. İmgelere ve tasarımlara  biyografiler üzerinden cinsiyetçi bir etiket ile yaklaşmıyorum…

Hayatın kendisi çok yönlü, rollerimiz eril yada dişil olsada biyografilerimiz ve yaşadığımız hayatın içindeki dinamiklerin cinsiyetsiz olduğunu düşünüyorum.

Ya da yaşamın kendisi sizce dişil midir yoksa eril mi? Benim yaptığım çalışmalarda tamda bu perspektifen ilerliyor.

Biyografisini çalıştığım kişinin  kadın yada erkek olması çalışmalarımın rengini imgelerini ve karakteristik üslubunu değiştirmiyor. Doğal olarak bir erkeği kadın suretinde stilize etmemde bana ayrıca bir misyon bir ağırlık yüklemiyor. Bu konuda bir zorluk yaşamıyorum.

Ama fiziksel olarak kadını ve kadın  portresine pozitif bir ayrımcılık yaptığımı da ayrıca belirtmek isterim.

Herkesin baktığı şey aynı , düşündükleri ve uyaranlar farklı olabiliyor. Sanat bu yüzden var, bu yüzden sanat mükemmele yakın ve görece…