'Türkiye yardım etmeseydi Trablus hükümeti çökerdi'

Libya’da ailesi önemli bir siyasi aktör olan Ahmet es Suveyhli, yaptığı açıklamada, Türkiye ile Serrac hükümetiyle arasındaki ilişkilerle ilgili olarak, "Türkiye yardım etmeseydi Trablus hükümeti çökerdi" dedi.

GASTE24 GASTE24
'Türkiye yardım etmeseydi Trablus hükümeti çökerdi'

Türkiye ile Libya arasında imzalanan 'deniz yetki sınırlandırma' anlaşması Doğu Akdeniz'de yeni bir dönemin kapısını araladı. Türkiye'nin Libya'nın meşru hükümetine destek için bölgeye asker gönderecek olması, Hafter'in saldırılarını şiddetlendirdi.

Duvar Gazetesi'nden İslam Özkan, Libya’da ailesi önemli bir siyasi aktör olan analist Ahmet es Suveyhli ile gerçekleştirdiği röportajda, Türkiye - Libya arasındaki yaşanan son gelişmeleri konuştu.

İşte o röportajdan ilgili bölümler; 

Peki sizce Türkiye’nin vermiş olduğu destek ve gönderdiği yardımlar Trablus hükümetini kurtaracak mı?

Türkiye’nin göndermiş olduğu yardımlar, Libya halkını kurtarma açısından son derece önemli. Hiç abartmıyorum. Çünkü Hafter, öncelikle askeri olarak BAE, sonra S. Arabistan tarafından beş yıldır destekleniyor. Siyasi, diplomatik, lojistik ve teknolojik olarak ise Fransa, tarafından destekleniyor. Fransa, Avrupa Birliği’nin ve Güvenlik Konseyi’nin Hafter karşıtı bir karar almasını engelledi. UHM’nin destek aldığı ilk ve tek devlet Türkiye.

MEŞRU HÜKÜMET, HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNE SAHİP DEĞİL, EN BÜYÜK ZAAFI DA BU

Peki tekrar Türkiye’nin yardımlarına dönersek bu sınırlı yardımlar Trablus hükümeti için yeterli olacak mı? Sembolik yardımlar düzeyinde mi kalacak yoksa Trablus hükümetinin ciddi birtakım kazanımlar elde etmesini sağlayacak mı?

Bu soru bana çok soruldu. Ben daha çok işin Libya tarafındayım, bu yüzden Türkiye’nin planının ne olduğunu bilemem. Ancak söylediğim şey şu: En önemlisi BAE insansız hava araçlarına ve uçaklarına dur diyebilmek. Şayet bunu sağlayacak teknolojik yardımlar ve gelişmiş hava savunma sistemleri meşru hükümete verilirse bunun önemli ölçüde dengeleri değiştireceğini düşünüyorum. Bildiğim kadarıyla da Trablus hükümeti, Türkiye’nin üretmiş olduğu “Bayraktar” insansız hava aracından geçtiğimiz aylarda birkaç tane satın aldı. Doğru telaffuz ediyorum değil mi Bayraktar?

'Türkiye yardım etmeseydi Trablus hükümeti çökerdi' - Resim : 1

Evet Bayraktar.

Bu, Trablus hükümeti için askerden daha önemli. Çünkü Trablus hükümetinin askere değil, hava yardımına ihtiyacı var. Zira Trablus hükümeti karada güçlü de olsa, hava savunma sistemi denebilecek bir sistemi yok. BAE, hemen hemen her gün Trablus’a havadan bombardıman düzenliyor. Yemen ve Suriye’dekine benzer bir durum var.

Peki Trablus hükümeti neden daha önce yardım istemedi, hava savunma sistemi inşa etmekte bu kadar gecikti? Bu ciddi bir ihmal ve hata değil mi?

Katılıyorum, büyük bir aymazlık. Zaten Serrac hükümetine yöneltilen en büyük eleştirilerden biri de bu: İhmalkârlık ve zaaf. Zaten Libya’nın bu hale gelmesinin nedenlerinden biri de hükümetin içinde bulunduğu zaaf ve ihmalkârlık. Bu son haftaların ya da ayların bir sorunu değil, daha eski. Türkiye ile yapılan diplomatik anlaşma elbette Trablus hükümetinin elini güçlendirecektir. Fakat Serrac, deneyimli biri olmaması ve zayıf bir kişiliği olması nedeniyle bunu şu ana kadar yapmadı. Ama bir şeyin geç olması, hiç olmamasından iyidir. Ve şimdi, Trablus halkını destekleyen Libya halkı, Türkiye ile yapılan bu anlaşmayı destekliyor. Türkiye resmi olarak yardım gönderme kararı alıp anlaşma imzalanınca bir de bakıyoruz ki AB ve ABD, hemen harekete geçiyorlar. Keşke Türkiye daha önce harekete geçseydi.

Türkiye’nin yardımlarıyla ilgili şunu sormak istiyorum. Körfez haber sitelerinde ve medyasında Hafter güçlerinin birkaç kez Türk marka drone’ları düşürdüğüne dair haber çıktı. Bu demektir ki Libya ile Türkiye arasında anlaşma imzalanmadan önce de Türkiye sahada vardı, Trablus hükümetine destek veriyordu. Bunun dışında Türk ordusunun Libya’daki ayaklanmanın zafere ulaşmasında da yardımlarının rolü oldu. Türkiye oradaki bazı gruplara ve ayrıca Trablus hükümetine bağlı güçlere de askeri eğitim verdi.

Tabii Kaddafi’nin devrilmesi ve sonraki süreçlerde durum biraz farklı. Siz de biliyorsunuz ki Libya’da Kaddafi devrildikten sonra Libya’nın bir ordu inşa etmesi gerekiyordu ve birçok ülke eğitim desteğinin yanı sıra lojistik vs. destek verdi. Askeri unsurların düzenli olarak eğitilmesi bütün ülkeler için geçerli.

Öte yandan Trablus hükümetinin drone vs. silahlar alması kendisinin en doğal hakkı. Bu son derece meşru bir şey.

TRABLUS HÜKÜMETİ İLE TÜRKİYE ARASINDA ANLAŞMA TAMAMEN YASAL VE DEMOKRATİK

Ben ondan bahsetmiyorum, her tarafın kendini koruma hakkı var elbette ama Türkiye, orada sahada olduğu halde BM’nin tanımış olduğu Trablus hükümetinin hava savunma sistemleri konusunda hiçbir şey yapmamış şimdiye kadar. Bu ilgi çekici değil mi?

Belki bunun nedeni, Trablus hükümetinin sadece Türkiye’den İHA satın almakla yetinmesidir. Ancak şimdiki durum farklı. Hükümet sadece Türkiye’den İHA almıyor aynı zamanda bu araçları ve başka hava savunma sistemlerini kullanacak ve yönetecek ekip de Türkiye’den geliyor. Burası önemli. Çünkü Libyalıların bu tür aletlerin kullanımına ilişkin pek bir deneyimi yok.

Türkiye ile meşru Libya hükümeti arasında demokratik yollardan onanmış resmi bir anlaşma olması çok önemli. Ama BAE ya da Suud ile Hafter güçleri arasında herhangi bir resmi anlaşma imzalandığına tanıklık etmedik. Hafter için gönderilen silahlar ülkeye hangi anlaşmaya binaen ve ne tür yöntemlerle ülkeye sokuluyor, bu bilinmiyor. İşin bu yönü karanlık. Ama iki resmi ve meşru hükümet arasında bir anlaşma imzalandığında tüm dünya ayağa kalktı ve tepki gösterdi.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Libya ile Türkiye arsındaki ilişki çok eskidir ve İtalyanlara karşı verilen bağımsızlık savaşına ve öncesine dayanır. Hatta Kaddafi döneminde bile Türkiye-Libya ilişkileri gayet iyiydi. Libya halkı bu iç savaş sürecinde hep Türkiye’ye gitmeyi tercih etti. Libya halkının Tunus ve Ürdün dışında, seyahat için gittiği tek yerdir Türkiye, Libyalılar için Avrupa’ya önemli bir giriş noktasıdır. Türkiye ile Libya arasındaki ticaret de iç savaş devam ederken bile oldukça yüksekti. Özellikle Mısrata ile Türkiye arasındaki ticaret oldukça hacimlidir. Bu yüzden Türkiye ile Libya arasında bu çapta bir anlaşmanın olması, garip sayılmamalı. Bu anlaşma çok önceden imzalanmalıydı.

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında GASTE24 internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER