Elektrikli araç satışların bir ilk, yüzde 50'yi aştı artık devrim çok yakın
Elektrikli araç pazarı tarihi bir dönüm noktasına ulaştı: Çin'de yapılan satışlar, toplam pazarın yarısını geçerek yeni bir rekor kırdı. Bu gelişme, elektrikli araçlara olan küresel ilginin artmaya devam ettiğini gösteriyor.
Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te F5Haber'e abone olun
F5Haber'e Google News'te abone olun
Abone OlNisan ayının ilk iki haftasında Çin'deki elektrikli araç (EV) satışları, tüm otomobil satışlarının yarısından fazlasını oluşturarak önemli bir dönüm noktasına işaret etti. Elektrikli araçlar, plug-in hibritler ve elektrikli menzil uzatıcılı araçlar gibi yeni enerji araçlarını (NEV) kapsayan bu geniş tanım, 1-14 Nisan tarihleri arasında satılan 516.000 aracın 260.000'ini içeriyor. Bu, geçen yıla kıyasla %32'lik bir artış ve bir önceki aya göre %2'lik bir artışa denk geliyor.
Ancak genel araç satışları düşüşte, bu durum özellikle içten yanmalı motorlu araç (ICE) satışlarının ciddi şekilde azaldığını gösteriyor. Ülkedeki toplam araç satışları yıllık %11 oranında düşüş yaşadı. SAIC GM'nin satışları bu yıl %14,5, GAC Honda'nın satışları %13,7 ve SAIC Volkswagen'ın satışları ise %8 oranında azaldı. Mart ayının en çok satan ICE araçları olan Toyota Camry ve VW Lavida'nın satışları sırasıyla %59,2 ve %36,4 oranında düştü.
Elektrikli araç satışların bir ilk, yüzde 50'yi aştı artık devrim çok yakın
Çin Yolcu Otomobil Federasyonu, bu yıl NEV'lerin pazar penetrasyon oranının %40 olacağını tahmin etmişti, ancak geçişin hızı bu beklentilerin altında kaldı. Yıl boyunca NEV'lerin büyümesini sürdürüp sürdüremeyeceğini görmek için beklemek gerekecek.
Bu iki haftalık süre, tüm 2024 yılının küçük bir kesitini temsil ediyor olabilir, ancak elde edilen veriler, elektrikli araçların pazar içindeki güçlü yükselişinin sinyallerini veriyor. Piyasadaki bu değişim, gelecek yıllarda otomobil endüstrisinin şekillenmesinde belirleyici olacak gibi duruyor. Önümüzdeki dönemlerde, özellikle elektrikli araç teknolojilerindeki yenilikler ve hükümet politikaları, bu alandaki büyüme potansiyelini daha da artırabilir. Bu, hem üreticilerin hem de tüketicilerin yeni normallere adapte olmalarını gerektirecek bir süreç olacak.