Spor yazarları Dinamo Zagreb-Fenerbahçe maçını değerlendirdi
Cocu'yu yol yakınken gönderin - Serdar Ali Çelikler / HabertürkHiç uzatmayalım. Ali Koç başkana doğrudan seslenelim: Sayın başkan, artık gerçekçi olma zamanınız geldi. 1907 bakış açısı ile, duygusal kararlar ile sürekli başarısız olur, inanılmaz kredinizi daha ilk 6 aya gelmeden tüketirsiniz. Kabul edin ki futbol şubeniz tamamen başarısız olmuştur. Çünkü sadece ve sadece 1907'den tanıyıp güvendiğiniz insanlarla yürüyorsunuz. Başka kimseden fikir alma gereği duymadınız, duymuyorsunuz. 2 tane konferansıyla tanıdığınız Damien Comolli'nin net başarısız olduğunu görmek istemiyorsunuz. Tam bir D sınıfı topçu olan Frey'in; her oyuncuyu pazarlayıp satma başarısı gösterebilecek Porto'nun kimseye satamayıp serbest bıraktığı Reyes'in bu arogan Fransız'ın kazıkları olduğunu anlayamadınız. 1907'li arkadaşım demişti ki "Comolli'yi çok beğeniyorum, aksanı çok iyi!!!" Bakış açısı bundan biraz daha ileride olan başka 1907'lilerden aldığınız tavsiyeler benzer. Josef'in pazarlığını bizzat sizin yaptığınızı ikimiz de biliyoruz. Ama sürekli Comolli ve Cocu gazlaması yaptırdınız. Cocu'nun her şeyine eyvallah desek bile ki diyemeyiz; fizik olarak bu takımın bu kadar ezilmesi ne anlama gelebilir? Başta mantığınız anlaşılabilirdi: "Genç bir takım kuralım. Potansiyelli oyuncular alalım, Cocu bunları oynatıp pazarlasın. Biz de futbol faaliyetinden para kazanalım." Ama potansiyeli olmayan oyuncular, olanlardan daha fazla.. Bir takım için daha işin ABC'si olan fizik gücünde bu kadar ezilen bir takım varsa da hocasız demektir. Fener'in oyuna çıkışı kalecisinin degaj yapması mıdır? Bu kadar 4. sınıf bir mantalite olabilir mi? Ama 1907'li arkadaşımın dediği gibi Cocu hakikaten çok karizmatik ve çok şık!!Anlıyoruz.. Para yok.. Şartlar ağır. Takım kurmak kolay değil.. Şampiyonluk çok uzak.. Tamam hepsine tamam..O zaman mantaliteyi değiştireceksiniz. Bu satırların yazarı "Dost acı söyler" diye yazdığında tepki almıştı.. Ne yazık ki haklı çıkıyorum. Artık duygusal davranmayı bırakın Ali Başkan, kalbinizle yönetmekten vazgeçin, aklınızla yönetin. Siz artık 1907'nin değil koskoca bir camianın başkanısınız. Sadece belli bir zümreye değil, çok çeşitli kitleye hitap eden bir cumhuriyetin liderisiniz. Bu ülkenin futbol gerçekleri, dinamikleri bambaşka. Uzaktan bakıldığı kadar kolay değil bu ülkede takım yapmak, başarılı olmak. Bunu en iyi sizin bilmeniz lazım. Koç Holding, uluslararası vizyonunu yerel dinamiklerle birleştirmese bu kadar başarılı olabilir miydi? Önce Türkiye'de dev olmadan dünyaya açılabilir miydi?Hülasa kelam sayın başkan, aklınızla yönetirseniz efsane olursunuz. Comolli'ye Frey'in, Reyes'in hesabını sorun. Soldado'nun kaybedilmesinin, Valbuena'nın bitirilmesinin hesabını sorun. Cocu'yu da yol yakınken gönderin. Yoksa dün ilahlar yardımıyla olmayan 8-9'luk farkı bir gün yaşarsınız.
Cocu'yu yol yakınken gönderin - Serdar Ali Çelikler / Habertürk
Hiç uzatmayalım. Ali Koç başkana doğrudan seslenelim: Sayın başkan, artık gerçekçi olma zamanınız geldi.
1907 bakış açısı ile, duygusal kararlar ile sürekli başarısız olur, inanılmaz kredinizi daha ilk 6 aya gelmeden tüketirsiniz. Kabul edin ki futbol şubeniz tamamen başarısız olmuştur.
Çünkü sadece ve sadece 1907'den tanıyıp güvendiğiniz insanlarla yürüyorsunuz. Başka kimseden fikir alma gereği duymadınız, duymuyorsunuz. 2 tane konferansıyla tanıdığınız Damien Comolli'nin net başarısız olduğunu görmek istemiyorsunuz. Tam bir D sınıfı topçu olan Frey'in; her oyuncuyu pazarlayıp satma başarısı gösterebilecek Porto'nun kimseye satamayıp serbest bıraktığı Reyes'in bu arogan Fransız'ın kazıkları olduğunu anlayamadınız. 1907'li arkadaşım demişti ki "Comolli'yi çok beğeniyorum, aksanı çok iyi!!!" Bakış açısı bundan biraz daha ileride olan başka 1907'lilerden aldığınız tavsiyeler benzer. Josef'in pazarlığını bizzat sizin yaptığınızı ikimiz de biliyoruz.
Ama sürekli Comolli ve Cocu gazlaması yaptırdınız.
Cocu'nun her şeyine eyvallah desek bile ki diyemeyiz; fizik olarak bu takımın bu kadar ezilmesi ne anlama gelebilir? Başta mantığınız anlaşılabilirdi: "Genç bir takım kuralım. Potansiyelli oyuncular alalım, Cocu bunları oynatıp pazarlasın. Biz de futbol faaliyetinden para kazanalım."
Ama potansiyeli olmayan oyuncular, olanlardan daha fazla.. Bir takım için daha işin ABC'si olan fizik gücünde bu kadar ezilen bir takım varsa da hocasız demektir. Fener'in oyuna çıkışı kalecisinin degaj yapması mıdır? Bu kadar 4. sınıf bir mantalite olabilir mi? Ama 1907'li arkadaşımın dediği gibi Cocu hakikaten çok karizmatik ve çok şık!!
Anlıyoruz.. Para yok.. Şartlar ağır. Takım kurmak kolay değil.. Şampiyonluk çok uzak.. Tamam hepsine tamam..
O zaman mantaliteyi değiştireceksiniz. Bu satırların yazarı "Dost acı söyler" diye yazdığında tepki almıştı.. Ne yazık ki haklı çıkıyorum. Artık duygusal davranmayı bırakın Ali Başkan, kalbinizle yönetmekten vazgeçin, aklınızla yönetin. Siz artık 1907'nin değil koskoca bir camianın başkanısınız. Sadece belli bir zümreye değil, çok çeşitli kitleye hitap eden bir cumhuriyetin liderisiniz. Bu ülkenin futbol gerçekleri, dinamikleri bambaşka. Uzaktan bakıldığı kadar kolay değil bu ülkede takım yapmak, başarılı olmak. Bunu en iyi sizin bilmeniz lazım. Koç Holding, uluslararası vizyonunu yerel dinamiklerle birleştirmese bu kadar başarılı olabilir miydi? Önce Türkiye'de dev olmadan dünyaya açılabilir miydi?
Hülasa kelam sayın başkan, aklınızla yönetirseniz efsane olursunuz. Comolli'ye Frey'in, Reyes'in hesabını sorun. Soldado'nun kaybedilmesinin, Valbuena'nın bitirilmesinin hesabını sorun. Cocu'yu da yol yakınken gönderin. Yoksa dün ilahlar yardımıyla olmayan 8-9'luk farkı bir gün yaşarsınız.
Mutluluğa tek sebep - Ersin Düzen / Vatan
65. dakikada Cocu, iki değişiklik yaptı. Aatıf ve Benzia'nın yerine Jailson ile Barış'ı oyuna soktu. Bu ne demek biliyor musunuz; 4 gol yedim, bari fazlasını yemeyeyim! Sayın Ali Koç seçim sloganı olarak "Yeniden" derken, 90'lı yılları kastetmemişti tabii ki. Ancak dün akşamki maç, maalesef beni ve belki de milyonları o günlere götürdü. İçerde, dışarıda fark yiyen, ruhsuz oyunuyla herkesi kahreden, gazetelerin haklı olarak acımasızca manşet attığı günlere!
DÜN gece "utanç gecesi" olarak hem Cocu'nun hem de futbolcuların kariyerine geçecektir. Benzer bir facia yaşanmaması için, Sayın Başkanın bir an önce radikal kararlar alıp, değişime gitmesi gerekmektedir. Beşiktaş derbisi nedeniyle rotasyona gitmek değil mesele, 2 ay olmasına rağmen hala F.Bahçe'nin ne oynayacağını bilmemesidir. Bunun kadroyla alakası dahi yok. Bunu düşünmek, sadece zaman kazanmaktır. Rıza Çalımbay, maçı izlemişse kahrolmuştur. "Bizim yapamadığımızı elin adamları yaptı" demiştir. Hafta sonu Konya'daki pozisyon alma ve yer tutma hatalarını Stadyum'da ekrana getirmiştim. Bari futbolcular o programı izleseymiş, hiç olmazsa ders olurdu, belki dünkü skandalı yaşamazdık!
EN İYİSİ DİREK!
BU takımda uzun zamandır büyük paralar kazanarak bir adım öteye gidemeyenler var. Ne yazık ki bunların tamamına yakını yerli. Bu oyunculara sorsan yabancıya karşıdırlar bir de. Oynadığı sürede, iyi diyebileceğimiz isim Aatıf ise, vah F.Bahçe'nin haline.
AYKUT Kocaman'ın takımı hiç bir zaman kişiliksiz oynamadı. Ne yaptığını bilen, yenilse veya puan kaybetse asla sırtı yere gelmeyen, ayakta kalan, karakterli bir takım oldu. Sadece görselliği yoktu, alıcısını bulmak zordu. Cocu'nun gelme sebebi önce akıcı oyun, sonra da başarı idi. Bırakın bunu başarmasını, ne umut var ne de bunu gerçekleştirecek bir oluşum. Bu yüzden, Beşiktaş derbisi bahane edilerek bir karar almak asla ertelenmemeli...
F.BAHÇE'DE dün akşamın en iyi oyuncusu direkler ve şanstı. Sarı-lacivertlilerin mutlu olabileceği tek bir sebep sayacaksak, maçın 7-8 olmamasıydı!
Acemi bir hocayla hedef kovalıyor! - Gürcan Bilgiç / Sabah
ARKADAŞ yine takımın bütün dengeleriyle oynamış. Ön tarafı değiştirmekle kalmamış bu kez, orta saha ile defansı da yenilemiş. Ne hangi takımı çalıştırdığının farkında, ne de hangi maça çıktığının.
Sahadakiler kadar acemi bir teknik ile hedef kovalıyor Fenerbahçe.
İyi düşünmek için zorluyorum kendimi ama olmuyor. Desem ki; bir sistem var; öncekiler yapabiliyordu, Bunlar yapamıyor. O da yok ortada. Bir emin arıyorsunuz sahada. "Rakibi yüksekten vuracağız, pasla geçeceğiz, kanatlardan geleceğiz" gibi. Nasıl hücum edileceğinin kararı Aatif'a kalmış. Topa tek kendini gösteren o, pası alan o ve kaybeden de kendisi. Bir şey diyemiyorsunuz, çünkü diğerlerinde o yürek veya cesaret de yok.
Önceden ezberlediklerini yapıyorlar ama biri edebiyat çalışmış, diğeri biyoloji.
Bir türlü anlamıyorlar birbirlerini.
Elbette golün nedeni hatadır. Frey duran topta önündeki topa tekvando darbesi ile vurmaya çalışıyor, ilk gol oluyor.
Kaleci Harun önce topu rakibe atıyor, pozisyon geçiyor. Sonra boşa çıkıyor, kalecisiz kaleye atamıyorlar. Bu yetmiyor;
İsmail'in topuna Mehmet Topal müdahale edince üçüncü gol geliyor.
Oyun için Cocu'yu, bu pozisyonlar için futbolcuların altını çizmek istedim.
Birisinin yanlışını, diğerinin düzelteceği bir ortam da yok sahada. Rakip hoca kendi alanında ter dökerken, bizim Hollandalı oturuyor hala kürsüsünde.
Soru geldiğinde de, "Gol atamadığımız için kazanamadık" gibi ukalalık da yapıyor.
Dört gün önce ne yaptığını bilen, bilmeye çalışan bir takımla oynadı Konya'da ve kazandı. Bu rotasyonu kime, nasıl güvenerek yaptı bilmiyorum. Bildiği bir şey var mı; onu da bilmiyorum. İki tane "ama" hakkımı kullanıyorum. Beşiktaş derbisine Volkan Demirel ile çıkmak zorundalar.
Yetenekli ile "iyi" arasındaki farkı Harun'un dünkü performansı ile gördük.
İkincisi ise Cocu'ya hitaben; Fenerbahçe için ligin kararının verileceği Beşiktaş maçına çıkacak. Eğer, "eskilerden" yardım almazsa; "tuz kokar"… Dikkat etsin.
Tarihi fark olmadığına dua etsin - Ömer Üründül / Sabah
F.Bahçe'nin Zagreb'de sergilediği futbol tam bir felaketti. Tüm maç boyunca ofansif oyun yoktu. Takım savunması ise arızalarla doluydu. İlk yarının kısa yorumunu yaparsak Fenerbahçe'nin hiç pozisyonu yok, Zagreb iki gol attı, 3 tane de net kaçırdı. Fenerbahçe'nin hücum girişimlerinde ilk 45 dakikada en aktif ismin, operasyon geçirmiş ve idman eksikliği olan Aatif olduğunu söylersek tablonun felaketini açıklamış oluruz.
İkinci yarıya Fenerbahçe duran top golüyle başladı. Ama gidişat her yönüyle o kadar kötüydü ki ben bu golün bile bir ümit ışığı olmayacağını hissettim. Ardından da Fenerbahçe iki gol daha yedi. Beş dakika içinde de iki tane daha yiyordu. Sonuçta Avrupa kulvarına ağır bir yenilgiyle başladı.
Tabii Fenerbahçe'yi eleştirirken Zagreb'in de hakkını yemeyelim. Kadro kapasiteleri sınırlı, yıldızı olmayan mütevazı bir takım ama günümüz futbolunun istediği basit ve doğru oyun modelini disiplin içinde sahaya yansıttı. Ne de olsa Hırvat ekolü..
Cocu'ya bakış açımın çok olumsuz olduğunu sezon başından beri belirtiyorum. Zaten Hollandalı teknik adamların bugüne kadar hiçbirini beğenmedim. Cocu dün gece yine takım tertibinde şapkadan tavşan çıkardı. Yine birbirini tanımayan bir kadro oluşturdu. Fizik olarak hazır olmayan ve hem takım arkadaşlarını hem de Neustadter'i tanımayan Reyes tandemde. Fizik açıdan tükenmiş Alper kadroda. Yine hiç arkadaşlarını tanımayan Frey santrforda. Cocu diyor ki "Takım tamamen değişime uğradı. Çok sayıda yeni futbolcu geldi.
Yeni bir takım oluşturuyoruz. Bu yüzden zamana ihtiyacım var." Tamam bu beyanat doğru ama sen her maça ilk 11'de 5 oyuncu değiştirerek çıkarsan ihtiyacın olan zaman lehine değil aleyhine işler... Rakibin rekor seviyede kaçırdığı gollere bakarsak, maçın tarihi farka gitmediği için Cocu'nun dua etmesi gerekir.