Terkos Gölü'nün kenarındaki kaçak yapılar yıkılıyor

İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan önemli havzalardan biri olan Terkos Gölü'nün mutlak ve kısa koruma alanlarında yapılan kaçak yapılar bu sabah erken saatlerde yıkılmaya başlandı. Arnavutköy Balaban Mahallesi'nde Terkos Gölü'nün çevresinde mutlak ve kısa koruma alanlarında yapılan konteyner, prefabrik ve betonarme yapıların yıkımı gerçekleştiriliyor. Su havzalarını korumaya yönelik 2006 yılından sonra yapılan, kimisi imar barışından faydalanmış, kimisi yapı kayıt belgesi almış olan tüm binalarla ilgili kesin yıkım kararı alındı.İçme suyu havzalarının korunması için havzalardaki denetim ve yıkım çalışmalarını sürdüren İSKİ, Terkos Gölü'nün çevresindeki yaklaşık 150 yapı sahibine yıkım kararlarını tebliğ etmişti. 100'e yakın yapı sahibinin mahkemeye başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldığı Balaban'da 60 yapının yıkım işlemine bugün başlandı. İSKİ yıkım ekipleri, geniş güvenlik önlemleri ile birlikte sabahın ilk ışıklarında Balaban Mahallesi'ne geldi. 60 yapının yıkımı sırasında zaman zaman yapı sahipleri ile küçük çaplı tartışmalar yaşansa da yıkım işlemleri gerçekleşti. Kimi vatandaşlar yıkım işlemini durdurmak için avukatlarıyla son dakika görüşmeler yapsa da yıkıma engel olamadılar. Bazı vatandaşlar, yıkım ekiplerinin de yardımıyla evlerindeki malzemeleri yıkım öncesi boşalttılar.Yaptırdığı evin yıkılmaması için avukatı ile dakikalarca telefonda konuşan bina sahibi, "Aslında bugün burada hukuka aykırı bir işlem yaptılar. Bizim malımıza tebliğ etmeden karar yıkıma geldiler, biz davasını da açtık. Davamız intikalde olmasına rağmen Nuh dediler peygamber demediler ve binamızı yıktılar. Eşyalarımızı hızlı şekilde taşıdılar evimizi boşalttılar. Ondan sonra evimize girerek komple yıktılar. Biz yıkımın durdurulmasıyla alakalı konuşmaktan başka hiçbir şey yapamadık elimizden gelmedi. Bizim 2017'den önce olduğuna dair yapı kayıt belgemizde var aslında ama yine de yerimiz yıkıldı." İfadelerini kullandı. Yine mahallede evi olan Bülent Kılıçkesmez, "Bizim de burada evimiz var, evimizi 2017 de yaptık ve imar barışını 2017'den önce aldık. Şimdi İSKİ imar barışını kabul etmediğini söylüyor. Biz kime güveneceğiz devlete mi, diğer kurumlara mı güveneceğiz anlamış değilim. Biz durdurma kararı aldık ama yine de yıkacaklar evimizi biliyoruz. Madem yakın koruma bölgesi burası neden bu şekilde sattınız bize burayı, neden zamanın da uyarmadınız. Bize yazık değil mi, o kadar emek verdik buraya o kadar para harcadık. 150 bin lira masraf ettik buraya. İSKİ geldi su bağladı buraya o zaman yasak değil miydi buralar şimdi mi yasak oldu" şeklinde konuştu.