Sanatçı Vahap Aydoğan: Gerçeklik bir montajdır. Sürreal biyografiler; bir ömrün kolektif rüyası, rastlantı ile kaderin sessiz savaşıdır"
Galerinin tamamı için tıklayınızSimgeleriniz çok katmanlı. Kartlar, duvarlar, gölgeler,
puslu ışıklar… Onları nasıl seçiyorsunuz?
Ben seçmiyorum, onlar beni buluyor. Her sembol, kolektif
bilinçdışından bir yankıdır.
İskambil kâğıdı mesela: Rastlantı ile kader arasındaki sessiz savaş, zamanın ve varoluşun özünde çözümsüz bir düalitedir. Bu savaş, insanın kendi varlığını anlamlandırma çabasının en ince sınırında, bilinçle bilinçdışının karanlık araziğinde sürer.
Sanat, işte bu sınırda, bu görünmez gerilimde doğar; bir anlığına hem teslim olur hem direnir. Her fırça darbesi bu çatışmanın zamansız yankısıdır.
Çatlak duvar: Bastırılmış hafızanın
mimarisi.
Gölge: Kişinin kendine itiraf edemediği
benliği.
Estetikten çok sezgisel arkeolojiyle ilgileniyorum. Resimlerim, bastırılmış bir bilinç alanını arşivliyor.