Gerçek hikayelerin, gerçeküstü sanatçısı: Vahap Aydoğan

Galerinin tamamı için tıklayınız

Belki de kendilerini başka birinin gözüyle görüp (onun yansımasından) anlamaya/bulmaya dönük bir ihtiyaç bu. Ona göre tablo, kişinin (olası) başka hayattaki yansıması. Bu süreçte kişi ile tablosu yani kişinin gerçekliği ile gerçeküstü yansıması arasında bir köprü vazifesi gördüğünü söylüyor ressam. Bu nedenle bir tür farkındalık yaratma ve sanat terapisi olarak da adlandırıyor yaptığı işi. Vahap ile sanatını, çalışma sürecini ve bu sürecin çalıştığı kişilerde ve bir sanatçı olarak kendisinde yarattığı etkileri, değişimi ve umudu konuştuk.

Her sanat eseri ardında bir hikaye barındırır. O hikaye, sanatçının elinde başka bir anlatıya dönüşür, zenginleşir. Sanatçı, bir yaşanmışlığı anlatırken, bir yandan da o hikayenin başka türlü yaşanabilme olasılıklarına da kapı aralar. Ve her bir hikaye izleyici/dinleyici ile buluştuğunda, üzerine başka hikayeler yazılır. Belki de sanatın gücü burada yatıyor: Farklı okumalara açık olması, yeniden ve yeniden yazılabilmesi ve başka bir gelecek tahayyülünün mümkün olduğuna dair umudu gerçekleştirme kapasitesi.

Yaşadığımız coğrafyada ve dünyada, tüm savaşların, şiddetin ve acıların gölgesinde, sanatsal yaratımın iyileştirici gücüne tanık oluyoruz; hem bireyler hem de toplumlar olarak. O iyilik, bazen bir şarkı, bir resim ya da bir şiir yoluyla ruhumuza işliyor. O şarkıyı söyleyen, şiiri okuyan, resme bakan kişiler çoğaldıkça yaşamaya ve yaşatmaya dönük umut da artıyor, kolektif bir çabaya dönüşüyor.