Yeni başlayanlar için Amerika rehberi -2-

Değerli okuyucularım, sizlere bu yazıyı Miami'den New York'a dönüşüm sırasında uçakta yazıyorum. Ne yalan söyleyeyim içim kıpır kıpır, zira New York'a dönüyor olmak beni çok mutlu ediyor.

F5HABER F5HABER
Yeni başlayanlar için Amerika rehberi -2-

Bir dost tavsiyesi, benim gibi gece hayatına ve eğlenceye düşkün değilseniz ve okyanusta yüzemeyecek kadar derinlik fobiniz varsa, Miami'ye gelmenize çok da gerek yok. Amerika'ya gelip bir de üstüne 3 saat Miami'ye uçmayın, o sürede New York'ta kalıp vakit geçirmeniz daha mantıklı. Öyle ki, Miami'de geçirdiğim 4 gün boyunca, otelimden görünen ve dünyaca ünlü isimlerin evleriyle donanmış, insan yapımı Star, Palm ve Hibiscus adalarında, hangi evin kime ait olabileceğini tahmin etmek ve internetten Türk dizisi izlemek gibi aktivitelerle vakit geçirdim, bildiğin sıkıldım. Ve evet, hepinizin merak ettiği soruya da en baştan cevap vereyim; ülkemizin en ünlü Miamilisi Sibel Can ile karşılaşmadım, ya da adalarda kendisini tanıyana rastlamadım. Miami'de daha mütevazı bir semtten ev almış olmalı zaar.

Little Havana' bölgesinde "cıstak cıstak "

Konuyu dağıtmayayım, sıkıldım dedim ya, havaalanında araba kiralama şirketindeki satış görevlisinin gazıyla, kiraladığımız arabayı Kia'dan Mustang'e de çevirmesek sıkıntıdan ölecekmişim. Hoş, o kadar hevesle kiraladık Mustang'i, bir havamız, bir farkımız olsun dedik, bir sürü de para ödedik Kia'nın üzerine, heyhat yola çıkınca bir de ne görelim; her yer Mustang. İstanbul'daki taksi sayısı kadar Mustang dolaşıyor yollarda. Düşündüğümüz gibi elaleme hava atamasak da, üstü açık, efsane bir arabayla Miami'nin meşhur sahillerinde, Ocean Drive'da ve yoğunlukla Küba'lıların yaşadığı, küçük bir Havana minyatürü sayılabilen ‘Little Havana' bölgesinde cıstak cıstak gezmiş olduk.

Tatil yapma konusunda, laf arasında eşe dosta hava atmak dışında bir amacınız yoksa, Miami yerine ülkemizin güzide güney sahillerini tercih ediniz efendim. Zira ‘Her Şey Dahil' sistemine alışık olan bizler için burada odaya ayrı, kahvaltıya ayrı, oda temizliğine ayrı, şezlonga ayrı, otopark ve valeye ayrı para vermek, üstüne de tuzu biberi vergi ödemek can sıkıcı olabiliyor.

Niagara Şelaleleri

Miami'yi bir kenara bırakalım, ben Minik Amerika rehberime, Miami'den hemen önce gittiğim, şelaleleriyle meşhur Niagara'dan bahsederek devam edeyim. Eğer Amerika'ya benim gibi uzun süreliğine gelirseniz, bence görmeniz gereken en önemli yerlerden biri Niagara Şelaleleri. Amerika–Kanada sınırında bulunan Niagara'ya gitmişken, önceden hazırlıklı olup, Kanada vizesi de almanızı ve mutlaka Kanada'ya da geçmeniz tavsiye olunur. Ben sınırdan vize alabileceğimi düşünmüştüm ama maalesef alınmıyormuş. Oraya kadar gidip, Kanada'ya 5 metre öteden melul melul bakmakla yetindim.

Niagara Şelaleleri hem Amerika hem Kanada tarafından izlenebiliyor. Niagara, Amerika'nın New York City'den sonra New York eyaletinin en kalabalık şehri olan Buffalo'da yer alsa da, oldukça sakin bir yer. Akşamları birkaç zincir kafe ve burger restoranı dışında açık bir yer bulmak neredeyse imkansız. Gelirseniz yemeğinizi erken yiyin, yoksa aç kalırsınız benden söylemesi.

Biz Niagara'ya, New York City'den bir araba kiralayarak 7 saatte gittik. Keyifli bir yolculuktu. Yol boyunca Sonbahar'ın da etkisiyle rengarenk bitki örtüsü ile ayrı bir keyiflendik. Doğa muhteşem, yol üzerinde arabanızın önüne atlayacak çok sayıda geyik vb. canlı görmeniz de cabası. İşin üzücü tarafı, bizim yol kenarlarında arabaların çarptığı köpekleri gördüğümüz gibi, burada da çarpılmış geyikleri görebiliyorsunuz. Geyik müthiş zarif ve ender bulunan bir hayvan. Yaşam alanlarının ortasından geçirilmiş yollar nedeniyle bu duruma düşmelerine üzülüyor insan.

Niagara'ya varana kadar görüp de şaşırdığımız tek manzara bu da değil. Yol boyunca sürücülerin araçlarını kullanırken telefonlarıyla mesaj atmamaları için konulmuş yüzlerce uyarı levhası gördük. Hatta yol kenarlarında ‘Text Area', yani mesaj yazılması için ayrılmış özel duraklama alanları bile var. Amerikalılar telefonla o kadar çok iç içe yaşıyorlar ki bu alışkanlık yollarda bu tür tabela ve alanlara ihtiyaç doğmasına neden olmuş. O kadar telefon bağımlısı olmuşlar, o kadar çok mesajlaşıyorlar ki, New York-Miami uçuşu sırasında çoğu kişi onca uyarıya rağmen telefonlarını kapatmadı bile. Uçak düşseydi tüm vebali bu telefonlarını kapatmayan tiplerin olacaktı, ben de öte tarafta ölümümden onları suçlayıp masum bir insan evladı olarak direkt cennete gidecektim ki, planlarım tutmadı, sorunsuz uçtuk. Belki de elektronik cihazlar sanlıdığı gibi uçuşu olumsuz etkilemiyordur.

Miami uçuşunda tek beyaz bizdik

Neyse, uçuştan bahsetmişken yazmadan geçemeyeceğim. Miami uçuşunda uçaktaki tek beyaz bizdik. Sağımız solumuz zencilerle doluydu ve anladım ki bu insanlar farklı bir evrende yaşıyorlar. O tarz, o takılar, o saçlar, o makyaj, o tırnaklar, o rüküşlük, aman Tanrım görmelisiniz... Kadınların hepsinin içinde birer Rihanna, erkeklerde ise Fifty Cent saklı. Hepsi de bizdeki keşfedilmeyi bekleyen inşaat işçileri gibi, keşfedilmeyi bekler halde sürekli şarkı söylüyor, dans ediyor. Müthiş neşeli ve rahatlar, hatta o kadar ki, onların tatlı sataşmalarından hostesler anonslarını kahkahalar atarak, yarım yamalak yaptılar. Miami de, tam olarak zencilerin eğlence alışkanlıklarına hizmet eder durumda, niye sıkıldığımı eminim şimdi daha iyi anladınız.

Dünya üzerine ters akan tek şelale "Niagara"

Niagara'ya dönersek, dünya üzerinde ters yönde akan tek şelaleymiş Niagara. Yani şelalenin yönü denize doğru değil ters yöndeymiş. Bunu duyduktan sonra ‘Abi bana gelince her şey tersine dönüyor, şelale bile ters akıyor.' şeklinde espriler yapmadım desem yalan olur. Niagara'ya gelince bir tur paketi satın alıp, hem bir bot ile şelalenin altına kadar gidip hem de diğer aktivitelere katılabilirsiniz. Hadi itiraf edeyim, Niagara'nın görkemini gördükten sonra bizdeki şelaleler gözünüzde küçücük kalacak. ‘Niagara şelale ise Manavgat ne ola ki?' diye soracaksınız. Gözünüzde canlandırmanız açısından bir mühendise yakışır şekilde ölçü vereyim hemen. Niagara 51 metreden akarken, Manavgat 3 metreden akıyormuş, aradaki farkı siz düşünün.

Yazı hayli uzun oldu farkındayım, hemen toparlıyorum. Ben birkaç gün daha New York civarında vakit geçireceğim ve maalesef bayramı ailemden uzak geçireceğim. Siz bu yazıyı bayramda okuyacaksınız. Bu vesileyle bayramınızı kutlar, bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle esenlikler dilerim...

elif@soylesigunlugu.com
https://twitter.com/ellyfkaraca

SONRAKİ HABER