Kılıçdaroğlu'ndan YSK'ya 'KHK' çağrısı

Ankara'da gazetecilerle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "YSK'ya seslenmek isterim. Bunların seçime girmelerine siz izin verdiniz. Seçimi kazananlara sizin mazbatalarını teslim etmeniz gerekir. Mazbatalar verilirse Türkiye bir demokrasi ayıbından kurtulmuş olacaktır" dedi.

F5HABER F5HABER
Kılıçdaroğlu'ndan YSK'ya 'KHK' çağrısı



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar:


İstanbul'da mazbatanın alınmasından sonra gazetecilerle biraraya gelen CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Bursa içimde bir yaradır. Elbette ki bir eksiklik varsa o eksiklik bizim eksikliğimizdir.

Kampanya boyunca olumlu dil kullanmaya özen gösterdik, rakiplerimiz bize aklımızdan bile geçmeyen eleştiriler yöneltti; ne teröristliğimiz kaldı ne dinsizliğimiz kaldı.

"BURSA İÇİMDE BİR YARADIR"

Bursa içimde bir yaradır. Zonguldak ve Giresun'u da yönetebilirdik. Bu açıdan üzgünüz. Büyük mitingler yapmadık. İhtiyaç dahilinde ziyaretler yaptık. Kararları birlikte aldık bunun sonunda başardık

"ASGARİ ÜCRET2 BİN 200 OLACAK"

Bizim belediye başkanlarımız harcadıkları her kuruşun hesabını verecekler. Türkiye yerel yönetimde daha hakkaniyetli bir sürece yönelmektedir. Partizan değil liyakatı esas alan başkanlar olacak.
Bizim belediyelerimizde asgari ücret 2 bin 200 lira olacak. Seçim meydanlarında verilen bir siyasi taahhüt değil, bunun gerçekleşmesi gerekiyor.

"SEÇİMİ KAZANANLARIN MAZBATALARINI VERİN"

Kanun Hükmünde Kararnamelerle görevlerinden olanların başarılarının teslim edilmememesi... Buradan YSK'nın değerli üyelerine seslenmek isterim. Bunların seçime girmesine siz izin verdiniz. Sizin mazbataları teslim etmeniz gerekiyor. Aksi halde büyük bir ayıba imza atmış olursunuz. İzin verdiğiniz bir kişinin seçimi kazandıktan sonra ben sana mazbatayı vermem demek doğru değildir. Bu mazbatalar eğer verilirse Türkiye bir ayıptan kurtulmuş olacak.

"EKONOMİDE KRİZ YAŞIYORUZ"

Ekonomide ciddi bir kriz yaşıyoruz. İşsiz sayımız geniş tanımıyla 8 milyonu aştı. Son bir yılda işsiz sayımız 1 milyon 700 bini aştı. Enflasyon patladı. Türkiye'nin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Türkiye bu hale nasıl geldi diye sormuyorum. Biz bu krizden nasıl çıkarız? Bunu soruyorum. Hayat pahalılığı var, işsizlik var, enflasyon var...

Türkiye'yi bütün dünya izliyor. Alınan hiçbir ciddi önlem yok. Günü kurtarma üzerinden yapılan bir ekonomi politikası var. Hala ekonomide yaşanan ciddi krizin farkında değiller. Biz bu basın toplantısını yaparken onlarca işçi işsiz kalabilir. Reel sektörde işveren kendisini kurtarmak istiyor, nasıl batmaktan kurtulurum diye. Peki siyasal iktidar bu tabloyu sağlıklı değerlendiriyor mu? Hayır...

"BES'İ ZORUNLU HALE GETİRİYORLAR... ALLAH AKIL FİKİR VERSİN"

Ekonomik krizi aşma konusunda alacağımız politikalarla krizin yükünü toplumun hangi kesimine yükleyeceğiz? İktidarın buna karar vermesi lazım. Eşit mi paylaşılacak bu yük? Yükü omuzlamayan sınıf rantiye sınıfı. İşçiden emekliye herkes bu krizin yükünü bir şekilde üstleniyor. Şimdi Bireysel Emeklilik Sistemi'ni (BES) zorunlu hale getiriyorlar. Zorunlu sigorta var zaten. Peki BES ne? Kişinin iradesine bağlı. Şimdi onu da zorunlu hale getiyorlar. Allah akıl fikir versin. Şimdi kıdem tazminatını da kaldırmak istiyorlar. İki gün önce Kızılay'da borcumu ödeyemiyorum diye kendisini yakan insanlar var. Bunlara bakmak gerekiyor.

MUTFAKTAKİ YANGINI SÖNDÜRMEK LAZIM

Dış politikada da ciddi sorunlar yaşıyoruz. Türkiye'nin gerçek gündemine dönüp, bu sorunlara çözüm üretmemiz gerekiyor. Bizim ürettiğimiz çözümleri eksik bulabilirler, yanlışımız varsa onlar düzeltsinler ama mutfaktaki yangını mutlaka söndürmek zorundalar. Biz sadece eleştirmiyoruz, çözüm önerilerinde de bulunuyor. Bizim siyaset anlayışımız budur. Vatandaş perişan halde. Sermaye Türkiye'ye gelmiyor. Bugünkü hukuk sistemi içinde hiçkimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Her an herkes tutuklanabilir. Savcı bile sizin neden gözaltına alındığınızı bilemeyebilir. Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Türkiye bunu kendi iradesiyle yapması lazım, Avurupa Birliği istiyor diye değil.

SONRAKİ HABER