için kaldı

Başbakan Yıldırım o anlaşmayı hatırlattı: Gereği yapılacak!

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde (IKBY), 25 Eylül'de yapılacak olan referanduma ilişkin Ankara anlaşmasını işaret ederek "gereği yapılacak" dedi. Yıldırım " İşin özü şudur, gerek Irak,gerek Suriye'de değişikliğe gidecek herhangi bir girişim anlaşmalardan doğan haklarımız içinde Türkiye'nin kabul etmeyeceği bir sonuçtur." ifadelerini kullandı

F5HABER F5HABER
Başbakan Yıldırım o anlaşmayı hatırlattı: Gereği yapılacak!

Başbakan Binali Yıldırım, Türk-İş'e ziyareti sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Irak'ta Kürt yönetiminin yapacağı bağımsızlık referandumuna değinen Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin askeri müdahale hakkı olduğunu hatırlattı.

ANKARA VE LOZAN ANLAŞMASI
1926 Ankara Anlaşması ve Lozan Anlaşması'nın 3. ve 16. maddelerine dikkat çeken Başbakan, Türkiye'nin bu hakları kullanmaktan çekinmeyeceğini söyledi.

ANLAŞMA NE DİYOR
Mısak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan Ankara Anlaşması ile birlikte "toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla" terk edilmişti.Başbakan Binali Yıldırım, Ankara'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları:

Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimi 8 Haziran itibari ile referanduma gitme kararı aldı. Bu kararın dünya kamuoyuna açıklanmasından itibaren Türkiye olarak bunun çok yanlış olacağını defalarca ifade ettik ve kendilerine de bu yanlış karardan vazgeçmeleri gerektiğini defalarca kez söyledik.

BU KARAR HİÇ BİR DESTEK YOK

Geldiğimiz noktaya baktığımızda bu karara hiç bir destek yok. Hemen hemen bütün ülkeler bu referandumun yanlış olduğunu yapılmaması gerektiğini söylediler. Şu ana kadar burada herhangi bir değişiklik yok. Meselenin kaynağı olan IKYB yönetimi ile Irak yönetimi arasındaki hakların tam olarak uygulanmadığı yönünde şikayet var. Biz bu konuda gerekli yarımı yapar aranızdaki sorunu çözeriz diye teklif götürdük.

ANKARA ANLAŞMASINI İŞARET ETTİ

Bu referandumun gerçekleşmesi Türkiye'nin ulusal güvenlik meselesidir. Türkiye haklarını kullanmakta kararlıdır. Nedir bu anlaşmalar, Lozan, Ankara anlaşması, Türkiye Irak sınır güvenliği anlaşması. İşin özü şudur, Gerek Irak,gerek Suriye'de değişikliğe gidecek herhangi bir girişim anlaşmalardan doğan haklarımız içinde Türkiye'nin kabul etmeyeceği bir sonuçtur.

BARZANİ'YE ÇAĞRI

Buradan bir çağrı daha yapıyorum, henüz süre bitmedi Barzani bu inattan vazgeçmeli.

Gelen tezkere güney sınırında olabilecek her türlü tehdide karşı müdahale hakkını veriyor.


1926 Ankara Antlaşması bu hakkı veriyor

Irak'ın bölünmüş yapısı ve otorite boşluğundan doğan kaos ortamı, bölgedeki Türkmenlerin can güvenliği olduğu kadar haliyle Türkiye'nin Musul ve Kerkük'teki haklarını da yeniden gündeme getiriyor.

TÜRKİYE BU GERÇEKLEŞİRSE GİREBİLİR
Mısak-ı Milli sınırları içinde kalan Kerkük ve Musul, 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile birlikte toprak bütünlüğü sağlanması şartıyla terk edilmişti.

Irak'ın toprak bütünlüğü esas alınarak yapılan İstanbul Anlaşması'na göre, bugün bölünmüş yapısı ve bölgenin illegal örgütlerin kontrolüne geçmesi Türkiye'nin haklarını gündeme getirdi.

Buna göre, otorite boşluğundan kaynaklanan kaos ortamı, Türkiye'nin Kerkük ve Musul'a girebilmesi için uluslararası hukukta meşru zemini hazırlıyor.

Yani Türkiye eğer isterse, Kerkük ve Musul'daki haklarını gündeme getirerek bu iki şehri kontrol altına alabilir.

Başbakan Yıldırım o anlaşmayı hatırlattı: Gereği yapılacak! - Resim : 11926 ANKARA ANTLAŞMASI - MUSUL'U NASIL KAYBETTİK!

Musul Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalandığı sırada Osmanlı Devleti'ne bağlıydı. İngiltere, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. maddesine dayanarak, antlaşmanın imzalanmasından birkaç gün sonra Musul'u işgal etti. Milli Mücadele'nin zor koşulları içinde TBMM Hükümeti bu bölgeyle ilgilenemedi.
Türkiye, Lozan Konferansı'nda Musul ve Kerkük'ün Misak-ı Millî sınırları içerisinde yer aldığını söyleyerek İngiltere'den Musul'un kendisine bırakılmasını istedi. İngiltere, bu bölgenin Milletler Cemiyeti'ne götürülmesi kararlaştırıldı.
Musul sorununun çözümlenmesi için İngilizlerle ilk kez 1924 yılında İstanbul'da Haliç Konferansı'nda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde İngilizler'in Musul Vilayeti'nin yanısıra Hakkari'yi de talep etmelerinden ötürü anlaşmaya varılamadı.
Bunun üzerine, 1926 yılında Musul Sorunu Milletler Cemiyeti'ne götürüldü. Sorun burada da çözümlenemeyince Yüksek Adalet Divanı'na verildi. Burada da olumlu bir sonuç alınamadı. Nihayet, İngilizlerle Ankara'da bu konu üzerinde yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sona erdi.
Sonuç olarak 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşması imzalandı.

1926 ANKARA ANTLAŞMASININ MADDELERİ

-Musul vilayeti Irak'a ait olacak.
-Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecek.
-Irak Musul'dan elde ettiği petrol gelirinin %10'unu 25 yıllık bir süre için Türkiye'ye verecek.
-Türkiye bu parayı 4 yıl boyunca almış, kalan 21 yıllık hakkından ise 500.000 Sterlin'e İngiltere lehine vazgeçmiştir.

MUSUL VE KERKÜK MİSAK-İ MİLLİ SINIRLARINDAYDI

Musul ve Kerkük, Türkiye'nin kuruluşunda Misak-i Milli sınırları içindeydi. Mustafa Kemal Atatürk Musul vilayeti ve Misak-i Milli sınırları tarifini 1923 yılında yaptığı konuşmada şöyle vermişti;

-"Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır."

TÜRKİYE'NİN İÇİNDEKİ UHDE
Türkiye'de yıllardan beri var olan Kerkük hissiyatı, Kürtlerde de "Türk - Kürt federasyonunun" bir parçası olarak mevcut. Mustafa Kemal Paşa, Misak-ı Milli sınırlarını tanımlarken "bu hudut ordumuz tarafından silahla müdafaa olunduğu gibi aynı zamanda Türk ve Kürt unsurlarıyla meskun vatan parçasıdır" diye konuşmuştu. Mustafa Kemal'in bu sözlerinden hareketle, Kerkük ve Musul hassasiyeti Türkler'de olduğu gibi Kürtler'de de bulunuyor.

SONRAKİ HABER