Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında önemli açıklamalar

Canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir siyasi partiye oy verene terörist demedim. Meral Akşener, Denizli'de çok ciddi bir yanlış yaptı" dedi.

F5HABER F5HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanShow TV, Habertürk TV ve Bloomberg HT ortak canlı yayınında Veyis Ateş ve Ece Üner'in sorularını yanıtladı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

MERAL AKŞENER DENİZLİ'DE ÇOK CİDDİ BİR YANLIŞ YAPTI"

Şu anda ben hiçbir siyasi partiye oy verene terörist ifadesini kullanmadım. Zira siyasetin bu kadar acemisi değilim. Şu anda siyasetin içinde olanların hepsinden çok daha tecrübeliyim. Bu genel başkanların hepsi, benimle tecrübede yarışamaz. Gençlik kollarından itibaren siyasetin içinde olan birisiyim. Buradaki olaya baktığımızda, sözde İYİ Parti denilen hanımefendi sürekli partilerini değiştire değiştire en son buraya gelmiş ve kendi partisinden bir ara ayrılacağını söyledi ve partisine geri döndü. Ben kendisini ademe mahkum ederken bana sataşması olmuyordu. Denizli'de çok ciddi bir yanlış yaptı. Cumhurbaşkanının terörist dediği Denizliler dedi. Ardından Aydın'a geçti, Cumhurbaşkanının terörist dediği Aydınlı vatandaşlarım, ifadesini kullandı. Tayyip Erdoğan böyle bir şeye tahammül edemez. Hiçbir vatandaşıma kalkıp da terörist diyecek kadar bu işlerin farkında olmayacak birisi değilim, daha kaba bir ifadeyle enayi değilim.



ARTIK FİNAL DÖNEMİNE GİRİYORUZ

Bu seçimlerde meydanlarda halkımın teveccühünü çok çok iyi görüyorum. İnanıyorum ki, artık final dönemine giriyoruz. Hele hele şimdi Ankara, İstanbul, İzmir mitinglerini yapacağız. Bu mitinglerde sayın Bahçeli ile Cumhur İttifakı'nın iki tarafı olarak birlikte olacağız. İnanıyorum ki oradaki mesajlarımız sürece pik yaptıracaktır.

HALKÇIYIM DİYEREK HALKÇI OLUNMUYOR

Hep halkımızla içiçe olduk. Hiçbir zaman kibir sahibi olmadık. Tevazu içinde olduk. Bizimle beraber halk iktidarda. Daha önce halkın iktidarı diye bir şey yoktu. Halkçıyım diyerek halkçı olunmuyor. Oy varsa hizmet var demek suretiyle bir büyükşehirin belediye başkanı olacaksın, sonra halkçı olacaksın, böyle halkçılık olmaz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'nin demokratik sisteminin en güçlü projelerinden biridir. Bunu Demirel, merhum Erbakan, merhum Türkeş dillendirdi. Türk siyasetinde vesayetçi odaklarla mücadele etmiş bütün siyasilerin yeni bir sistemi talep ettiği olmuştur. Aslında belediye başkanlıklarına, hele hele büyükşehirlerde bakarsanız, bunlar başkanlık sistemidir.

BEKA SORUNU YOKSA PKK, PYD, DEAŞ FETÖ'YÜ NEREYE KOYACAKSIN

Her şeyden önce Türkiye'nin terörle mücadelesinde 40 yılı devirdik, çok büyük kayıplar verdik. İçeride PKK ile ciddi mücadeleler verildi. DHKP-C'si var FETÖ'sü var. PKK'nın yan kolları PYD-YPG gibi terör örgütleri var. İşte biz bunlara karşı bir mücadele veriyoruz. Bunlara karşı mücadele verilmemesi söylenebilir mi? Beka sorunu yoksa Peki PKK'yı, PYD'yi, DEAŞ'ı, FETÖ'yü nereye koyacaksın?

İNLERİNE GİRECEĞİZ DEDİM, GİRDİK

Tehlike sınırımıza kadar dayanmışken kimse bizden susmamızı bekleyemez. Kimse bize polisini, askerini çek bir kenara, bütün bu Güneydoğu'daki sürdüren korucularımızı çek bir kenara diyemez. Mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Cudi, Gabar, Tendürek, Kandil'de inlerine gireceğiz dedim, girdik, girmeye de devam edeceğiz. Benim vatandaşımın huzur bulması lazım. Huzur olmazsa biz huzur bulamayız. İşin üzerine üzerine gidiyoruz.

KAYYUM SİSTEMİNE GEÇİP BUNLAR YAPILDI

Verdiğimiz paralar Kandil'e değil halka gitmiş. Altyapı, üstyapıya gitmiş. Ankara'da büyükşehir belediye başkan adayı olan Mehmet Özhaseki kardeşim bizim Çevre Şehircilik Bakanımızdı. Bütün o bölgedeki kentsel değişim, dönüşümleri o yürüttü. Şimdi binlerce konutla, altyapıyla buralarda ne yağmur suyu kanalları, ne içme suyu kanalları yoktu. Şimdi kayyum sistemine geçip bunlar yapıldı. Kayyum arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, işi ciddi tuttular. Şimdi biz bütün bu sınavları başarıyla vermiş olan böyle bir ismi de Mehmet Özhaseki'yi Ankaramıza, başkentimize layık gördük.

SEN BUNLARLA BERABER YÜRÜDÜN

Kuru kuruya beddua etmenin anlamı yok. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Şu anda CHP, HDP ile ortak mı? Sözde İYİ Parti'yle, Saadet Partisi'yle ittifak halinde mi? Ben bunlara dörtlü çete diyorum. şu anda İstanbul'da HDP'nin adayı var mı, sözde İYİ Parti'nin var mı? Yok. Bazı yerlerde Saadet aday çıkarmış. Doğu, Güneydoğu'ya gidelim. Orada sözde İYİ Parti ile HDP'nin adayı var, CHP'nin yok. Bütün bu yerel seçimde senin ortağın HDP'dir, sözde İYİ Parti'dir. HDP'nin arkasındaki güç kimdir? PKK'dır. Şimdi 'kim teröre destek veriyorsa Allah belasını versin' diyor. Senin bedduan tutmaz kı. Sen bunlarla beraber yürüdün. Bütün bu yerel seçimde senin ortağın HDP'dir, sözde İYİ Parti'dir.

BENİM TERÖRİST DEDİKLERİM BUNLAR

Şu anda Edirne'de birçok yerde cezaevinde olan bu adamların hepsi bir teröristin tanımı neyse bunlarda o var. Şu izlediğiniz videoda gördüğünüz gibi bir defa bölücü terör eylemlerinden dolayı cezaevinde olan çok daha ileri gidiyorum Diyarbakır'da 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan bir kişi var. Şu anda bu Edirne'de cezaevinde. Benim terörist dediklerim bunlar.

DİYARBAKIR MİTİNGİ MUHTEŞEMDİ

Anayasayı tanımayan bu adamlar cirit atıyor bu ülkede. Ben bunlara terörist diyorum. Bunlara dahi oy verenlere terörist demem. Biz orada bir zamanlar bir numaralı partiydik. Şimdi yine o noktaya geleceğiz. Bölgede korkuya dayalı oluşmuş bir yapı var. Terör çığırtkanlığı yaparak içeride olduğu halde bölücü terör örgütünün başının heykelini dikecekmiş. Öbür tarafta oyunuzu verirken filancayı hatırlayın diyor. Şunu söylemekle bir sinyal verebilirim. Diyarbakır mitingi muhteşemdi. Balkonlarda, caddelerde insanların ilgisi çok çok farklıydı.

KAMU DÜZENİNİ BOZMAYA YÖNELİK BİR EYLEMDİR

İki kere iki dört. Twitlerde bazı mesajlarda garip garip şeyler var. Ana muhalefetin sözcüsü bu polislere karşı yapılmış bir tepkidir diyor. Bir defa bu hazırlık nereden? Hepiniz düdüklerinizle oraya geliyorsunuz, ezan okunuyor bunlar öttürülmeye başlıyor. Bu milletin kırmızı çizgisi ezan, bayrak ve vatandır. Bundan taviz yok. Değerlerimize yönelik her türlü saldırı beka tartışmasından bağımsız düşünülemez. Bu olayı duyunca Ankara'daydım. Hemen valimizle bağlantı kurdum. Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle alakalı bir müracaatları var mı? Dediler ki, yok. Bunlarda zerre kadar düşünce olsa hemen valiliğe müracaatını yaparsın, size uygun yerlerde yürüyüş, toplantı için size izini verir, orada toplantınızı, gösterinizi yaparsınız. Ben istediğim yerde yaparım dersen, hayır! O bir defa kamu düzenini bozmaya yönelik eylemdir.

AYNI MEYDANDA BAYRAĞIMIZ YAKILDI

Onların ezana, bayrağa saygısı yok. Ben meydanlarda da gösteriyorum. Gezi olaylarında CHP'nin bayrakları ile diğer malum kolkola gezdikleri siyasi hareketin paçavraları yanyana Taksim meydanına çekildi. Atatürk anıtının olduğu yere çekildi. Bunları görmeyelim mi? Aynı meydanda bayrağımız yakıldı. Bunları görmeyelim mi? Bunlar ezan saatinde bunu planlıyorlar. Müracaatın olmadığı gibi bu şekilde gösteri ve yürüyüşlere müsait olmayan bir yerde bunu yapıyorsunuz. Eğer bu ülke hukuk devleti ise herşeyin hukuk içerisinde yürütülmesi gerekir. Bu hukuk bana hangi hakları tanıyorsa vatandaş olarak buna uymak zorundayım.

ŞANLIURFA'DA BİZ DE KADINLAR GÜNÜ'NÜ KUTLADIK

Orada CHP'li bir kadın, geçmişte ezana karşı tivit atmış birisi. Bunlar bayrak, ezan düşmanı. Kadınların arkasına saklanarak adeta siyasi bir kumpanya düzenlemeye kalktılar. Bir yerde bu işi açık tutarsanız bunun önüne geçemezsiniz. Biz de 8 Mart Kadınlar Günü'nü kutladık. Şanlıurfa'da kutladık. Salon tıklım tıklım doldu. Sanatçılarımız geldiler, kendi sunumlarını yaptılar. Biz de konuşmalarımızı yaptık. Bunu böyle de yapabilirlerdi. Ama onlarda böyle bir anlayış yok.

BİRÇOK YERDE ULUSLARARASI CAMİYLA İRTİBAT KURDUK

Şu anda İzmir körfezi kokudan geçilmiyor. Mevcut belediye orada böyle bir temizlik harekatına girmiş değil. Haliç için bize enteresan teklifler geldi. Burayı biz dolgu merkezi haline getirelim. Hafriyatları buraya dökelim, bu gidişle burada kayma olabilir, felaketler yaşarız. Biz birçok yerde uluslararası camiayla irtibatlar kurduk. Neticede biz burayı temizleriz, siz bize yeter ki, buradan çıkacak çamuru, balçığı nereye naklederiz, yardımcı olun. Alibeyköy'de devasa taş ocağı vardı. Kullanılmaz durumdaydı. 9,5 kilometre Haliç'ten oraya mesafe vardı. Pompaj sistemleriyle balçığı, çamuru oraya pompaladık.

SANDALLAR EYÜP SULTAN'DAN SÜTLÜCE'YE GEÇEMEZ HALDEYDİ

Boğaz'dan suyu Haliç'e aktardık. Oradan gelen deniz suyu ile bir sirkülasyon başlattık. Haliç'te artık balık tutulabilir hale geldi. Bazıları yüzmeye bile giriyor oraya. Ben oranın çocuğu olduğum için, Kasımpaşa'da doğup büyüdüm. Şu anda herhalde ölmüştür, Ali İpar diye bir armatör vardı. Üç gemisine el konulmuştu. O gemiler oradaydı. O gemilerin arasından sandallarla Fener'e geçerdik. Haliç sandallar Eyüp Sultan'dan Sütlüce'ye geçemez hale gelmişti. Onlar aşıldı. Bizim Sültüce Kongre Merkezi'ni yaptığımız yer kesimhaneydi. Sakatat vs. oradaydı, kokudan geçilmezdi. Biz burayı güzel bir kongre merkezi yapalım dedik.

2040 YILINA KADAR SU SORUNU OLMAYACAK

Ruh adayımız Binali Yıldırım Bey. Benim o zaman İDO genel müdürümdü. Güçlü bir kadromuz vardı. İSKİ'nin başında Veysel Eroğlu bey vardı. İstanbul susuzdu. O zaman doğanlar, o zaman oy kullanamayanlar İstanbul'un susuzluğunu bilmiyorlar, çöp dağlarını, hava kirliliğini bilmiyorlar. Bizler suyu 194 kilometreden Istranca tarafından getirdik. Aynı şekilde bir o kadar uzaklıkta Melen'den Anadolu yakasına getirdik suyu. Bir tarafta bir sıkıntı yaşarsak diğer taraftan takviye yapalım. Boğazın altından hat geçirdik. Bir tarafta bir sıkıntı yaşarsak deplase edelim. O zamanlar dedik ki, '2040'a kadar İstanbul'un su sorunu olmayacak'. Bu ruh oradan geliyor.

YEREL YÖNETİMDEKİ BELEDİYECİLİK RUHUMUZDUR

Çöp dağları vardı, vahşi depolama vardı. Biz modern depolamayı kurduk. Hava kirliliği vardı. Gazeteler maske dağıtıyordu. Ben cezaevine girdiğimde 1 milyon 250 bin haneye doğalgazı ulaştırmıştık. Sayın Sözen'den 50 bin haneye ulaşılmışken görevi devraldım. Ümraniye'de çöp dağı patladı, 39 vatandaşımız orada öldü. Onun için çöp, çukur, çamur diyoruz. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar da var. Bunların tam aksine bizim yerel yönetimdeki belediyecilik ruhumuzdur.

2019 KALKINMANIN ÇOK DAHA İYİ NOKTADA OLACAĞI YIL

Artık bu krizler geride kaldı. 2019 tam aksine ateşlemenin yapılacağı, kalkınmanın çok daha iyi noktada olacağı yıl. 2019 güncel verileri ekonominin ılımlı bir toparlanma eğilimine işaret ediyor. Artan ihracat ve turizm gelirleri var. Bunlar büyümeyi besleyen ana kalemler. Nisan itibarıyla yapısal reformlarla süreci güçlendireceğiz. Cari açığı azaltıyoruz, katma değer üretimini de arttıracağız. Milletimizin refahını yükseltecek politikaları emin adımlarla uygulamaya devam edeceğiz. Bizim petrole vs. bağımlılığımızı cari açığımızı olumsuz etkileyen faktörlerdir. Savunma sanayinde attığımız adımlar kendi yerli üretimine geçişimimiz lehteki dönüşümümüzdür. Savunma sanayi ürünlerinde geçen yıl yaklaşık 2,5 milyar dolar gibi girdimiz var. Bu gittikçe artacak. Şu anda sermaye piyasalarına baktığımızda ilk iki ay içerisinde giriş 600 milyon doları buldu.

IMF BİZDEN BORÇ İSTEDİ

Küresel ekonomide artan zorluklara rağmen Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekten itibaren pozitif tabloyu yakalacaktır. Her şeyden önce IMF'in bizim kapımızı çaldığı dönem CHP iktidarı dönemidir. İktidara geldiğimizde 23,5 milyar dolar borçla devraldık. 2013 Mayıs'ında IMF'e borcu bitirdik. IMF bizden borç istedi, 5 milyar Avro. Arkadaşlar sordu, verin dedim. Ama dedi, bugün borç alan yarın talimat alır. Baktılar ki çılgın Türkler geliyor IMF o borcu almadı. Biz borcu sıfırladık. Merkez Bankamızın tırmanışı devam etti. Döviz rezervi 100 milyar doları yakaladı. Şimdi biz onu 136 milyar dolar çıtaydı, orayı geçeceğiz.

IRKÇI YAKLAŞIMI KINIYORUZ

Netanyahu malum yaklaşan bir seçim var. Netanyahu İsrail'de yolsuzluklara, rüşvete bulaşmış. Bu şaibeyle dolaşan birisi durumda. Türkiye'de hapislerde gazeteciler vs. diye bir yerlerden girerek suyu bulundurmaya çalışıyor. İsrail'inde demokrasiyle ilgili bir ülke gibi anlatıyor. Sen kime neyi anlatıyorsun Netanyahu! Bizim ibadethanelerimize postallarınızla girecek kadar seviyesizsiniz, kadınlara, çocuklara zulmedecek kadar vicdansızsınız. Bunun neresi demokrasi? Orada inanç, düşünce, fikri özgürlük yok. Şu anda tüm vatandaşların değil o sadece Yahudi halkının ulus devletidir. Tüm halkının olması mümkün değil. Kendi vatandaşlarının 1. ve 2. sınıf olarak kategorize eden tek söylenecek İsrail'dir. Bu ırkçı yaklaşımı biz kınıyoruz.

MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Bizim ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'dır. Biz her zaman Kudüs'ü Türkiye'nin kırmızı çizgisi olarak görürüz. Bu ecdadımızla başlayan, Sultan Abdülhamid'in bu noktada önemli vurgusu var. Orayı para pul gibi meselelerle almaya yönelmemiş. İsrail'in oldubittileriyle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Belediye başkanlığı döneminde hukukumuz iyiydi. Başbakanlık dönemimizde orada kazılar yapılıyordu. Oradaki arkeolojik kazılarla oraların geleceğine yönelik akla hayale gelmez adımların atıldığını gördük.

BİZ BU TAHRİKE GELMEYİZ

Bizi belki tahrik etmeye çalışıyor. Biz bu tahrike gelmeyiz. Benim ülkemde hahambaşı temsilcisi varsa biz o oyuna gelmeyiz. Din özgürlüğüne saygı göstermediğini ortaya koymuştur.Bu adama dünyada birçok siyasi lider kırmızı halılar sererek karşılıyor. Biz o şekilde yapamayız.

BİZ BU İŞİ BİTİRDİK GERİ ADIM ATMAYIZ

Bizim için aslolan birinci derecede Türkiye'nin güvenliğidir. Biz güvenlik meselesinden taviz veremeyiz. Güney sınırımızdan ülkemize yönelik gerçek bir tehdit var. Şu anda Suriye'nin elinde bu tür silahlar mevcut. Böylesi bir tehditle karşı karşıya kalan bir ülke, biz de ülkenin güvenliğimizi teminat altına almamız lazım.

Biz ABD'den patriotları istedik, 'Kongre müsaade etmiyor' dediler vermediler. Çalışmamızı başlattık, Rusya olumlu bir tavır sergiledi. Faiz oranları, kredi temini, ortak üretim noktasında Rusya'nın bize karşı yaklaşımı çok çok olumluydu. Bunu da Temmuz'a çektiler. Biz bu işi bitirdik. Geri adım atmamız sözkonusu değil.

Ben bunu sayın Trump'a söyledim. En sonunda bana hak verdiğini söyledi. 'Eğer ortak üretim, kredi noktasında fizibil olursa sizlerle de patriot adımını atabiliriz' dedik. Savunma bakanlarımız karşılıklı olarak birbirleriyle görüşmeleri devam ettiriyorlar. Temmuz ayı S-400 noktasında çok önemli.

FAZIL BEY 29 EKİM'DE BİR BESTE YAPACAK

Fazıl Bey'le de oradaki buluşmamız, o davet önemliydi. Birçok şeyler de söylendi. Mesajlar atıldı, yıldırmaya yönelik. Arkadaşlara 'gideceğim' dedim. ABD'den senatör o gün misafirimdi. Kendisine dedim ki, 'Yoğun programın yoksa buradan beraber gidelim' dedim. O da kırmadı, geldi. Çok çok memnun oldu. Trump'a da anlatmış. Bana söyledi. Ben tabii kendisinden özellikle 29 Ekim için şöyle bir beste yapmasını istedik, o da bir beste yapacak. Onu da ayrıca bir iki parçasıyla destekleyerek bize 1 saatlik sunumu olacak. Çünkü bizim hakikaten salon muhteşem. Diyebilirim ki tam bir opera binası oldu. Eksikleri olabilir. Ülkemizde onun benzeri yok henüz. Fazıl Bey'in de orayı beğeneceğine inanıyorum.

AKM'Yİ YIKTIK YERİNE ÇOK BÜYÜK MUHTEŞEM BİR YAPI GELİYOR

Atatürk Kültür Merkezi'ni yıkmak istediğimde çok tepki aldım. Depremle ilgili raporlar gelmesine rağmen malum tipler direndiler. Gezi olaylarında oraya ne tür pankartların asıldığını biliyorsunuz. Bölücü terör örgütünün başının resmini astılar. Orayı yıktık, yerine çok büyük muhteşem bir projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. 2 yıl içinde bitecek. Harbiye Kongre Merkezi'ni 11 ayda bitirdik. Daha büyüğünü yapacağız. 3 bin kişilik o dev salonu yaptık. Orası da yarı operadır. Öbür tarafta malum o tiyatro merkezini yaptık. Her ikisi birbirinin mütemmimi oldu.

3600 EK GÖSTERGE SEÇİMLERDEN SONRA PARLAMENTOYA GELECEK

Ankara Şehir Hastanesi, sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın bir numarası. Belediye başkanlığından bu yana bu hayalle yaşadım. Kan tahlilleri vesaireyi seri bir şekilde yapıp, neticesini ilgili yerlere gönderebiliyor. Farklı yerlere de gönderebiliyor. En ileri teknoloji. Bu ister istemez bizim doktorlarımızı çok çok mutlu ediyor. Bundan dolayı, bu teknolojiyi yakalan bir ülke olarak mutluyuz. Bizim sadece doktorlar değil askerlerimizi, jandarmamızı, polisimizi, öğretmenlerimizi, din görevlilerimizi kapsayan bu 3600 Ek Gösterge ile bir beklenti var. Bu beklentiyi de inşallah parlamentonun açılışından sonra gündemimizde. Arkadaşlarımız çalışmaları yaptılar. İnşallah hayata geçireceğiz ve bu sıkıntıyı aşmış olacağız. Bunun vaadini yaptık, hayata geçirmesini de inşallah bu yıl içinde gerçekleştireceğiz. Bu vesile ile de tekrar tüm doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın tıp bayramını kutluyorum.




SONRAKİ HABER