İlber Ortaylı tartışmalara noktayı koydu: Herkes annesinin anlattığıyla mı tarih yapacak?

Prof. Dr. İlber Ortaylı, gazeteci Kenan Taş'ın YouTube kanalında flaş açıklamalarda bulundu. Bir dönem çok tartışılan "Atatürk diktatör müydü?" sorusuna da açıklık getiren Ortaylı, yakın tarihin saptırılmasına ilişkin "Kahvehanelerde bir tarihçiliktir gidiyor. Yakın tarihin saptırılması bir topluma çok pahalıya mal olur" yorumunda bulundu. "Herkes annesinin anlattığıyla mı tarih yapacak?" diyen ünlü profesör, Atatürk'ün çok partili sisteme yakın olduğunu sözlerine ekledi.

F5HABER F5HABER
İlber Ortaylı tartışmalara noktayı koydu: Herkes annesinin anlattığıyla mı tarih yapacak?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyeti ilan eden Mustafa Kemal Atatürk diktatör müydü? "Yakın Tarihin Gerçekleri" kitabında Atatürk'ü anlatan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kenan Taş'ın YouTube kanalında dikkat çeken ifadeler kullandı.

Ortaylı, Kenan Taş'ın, "Kitabınızın 130. sayfasında şöyle bir cümleniz geçiyor; Atatürk şartlar dolayısıyla diktatör, ama teoride diktatörlüğü yoktu demişsiniz. Bu da çok tartışılan bir konu." sözlerine ilişkin şunları söyledi.

"DEMOKRASİNİN ÖLDÜĞÜ BİR ÇAĞDAYIZ"

Utanmadan söyleniyor. Bunları söylemek lazım. Denge çok önemlidir. Demokrasinin öldüğü ve küçümsendiği bir çağdayız. Bernard Lewis'in ben Viyana'daki bir lafını söylüyorum “demokrasi İngilizce konuşan milletlerin rejimidir." dedi ve doğru diyor. Bu özgün bir rejimdir onlar için ve başka yerde yoktur. İki harp arası demokratik zihniyet, Britanya'nın dışında yoktur. Amerika'da da kendine göre vardır. İskandinavlar da öyledir; ama bütün Avrupa'da yoktur. Daha da enteresanı demokrasinin iflat etmiş olduğu bir dalavere olduğu konuşuluyor. Şimdi o devirde birisi demokrasiyi özlüyor ve gerçekleştirmek istiyor. Tabi tabu solculuk değildi mürtecilerden çekiniyordu. Bu çok açık. Serbest fırkayla bu kadar sükutu hayale uğramaları; seçimleri kazananları daha çok sağ cephenin aşırısından olanlardandır. Bu çok önemlidir.

Hatta Gazi Paşa Aydın il başkanı olan Adnan Menderes'i çağırmıştır "Ne istiyorsun sen diye". Fakat adam doğru düzgün biri İstiklal Harbi gazisi yedek subay belli, bir kere orada bir yumuşama oluyor. Mareşal küçük subayına daha başka bakar. Ve işte kendince anlatıyor "Bu kadar ziraatçi yetiştiriyosunuz iş vermiyorlar". Toprak reformu diyor, ekim biçim yok... İlgileniyor birden "raporunu yaz" diyor. Halbuki haşlayacak adamı... tasavvur ettiği serbest fırka tiplerinden değil.

"FİKRİYATI ÇOK PARTİYE YÖNELİKTİ"

1930'larda demokrasi rejimi ve diktöryanın muhakemesi bugünkü gibi yapılmaz. Bu çok açık, bunun tersini düşünmek, mümkün değil. Kendi fikriyatı ilerlemesi, çok partiye yönelik tabi gerçekleştiremese bile iki kere; bu önemli bir gerçek bunu bilmek lazım. Ve bu diktatöryada bazı şeyler malesef bizim için iyi birşey. Ne Franco İspanya'sı, ne de Mussolini İtalya'sı, Hitler'den söz etmiyorum zaten o insanlığa yakışmayacak sapıkça bir rejim. Bunların hepsinin üzerinde durulması gerekiyor çünkü böyle muhakeme yapılmaz.

"HERKES ANNESİNİN ANLATTIĞIYLA MI TARİH YAPACAK"

Böyle muhakeme yapılmaz. Mesela bir grup var, "burada Sovyet Rusya'daki ateizmi aratacak bir ateizm" uygulandığını iddia ediyorlar. Nereden biliyorsun? diyorum "annem anlatıyordu" diyor. Herkes annesinin anlattığıyla mı tarih yapacak.

"KAHVEHANELERDE BİR TARİHÇİLİKDİR GİDİYOR"

Bu olacak iş değil. Tamam medreseleri yasaklamışız, tarikatları kaldırmışız ama Rusya ateizmi ile bunu aynı kefeye koyduran çok fazla iddialı olur. Hem ateizme haksızlık hem de bu tanıma. Bütün böyle saçmalıklarla "Cumhuriyet Tarihi" yorumlanıyor. Kahvehanelerde bir tarihçiliktir gidiyor. Yakın tarihin saptırılması bir topluma çok pahalıya mal olur.

SONRAKİ HABER