'Van Gogh’un İstanbul Rüyaları' İstanbul mekânları ile buluşuyor

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencileri Van Gogh'un İstanbul Rüyaları adını verdikleri çalışmalarında Van Gogh'un ikonikleşen sanatsal formlarını, İstanbul mekânları ile buluşturuyorlar.

GASTE24 GASTE24
'Van Gogh’un İstanbul Rüyaları' İstanbul mekânları ile buluşuyor

Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Büşra Dilaveroğlu tarafından verilen Görsel Kültür ve Fotoğraf Dersi kapsamında üretilen sanal sergi, yapay zekâ ile sanat arasındaki ilişkiyi sorguluyor.

Sanat ile bilimin ayrı varlık alanları olarak sınıflandırılmasındaki en etkin kavram sezgi kavramıdır. Sezgi (ing. intution[1]), bir şeyi katı nedenselliklere bağlamadan, bilinçli bir argümanlar silsilesine tabi tutmadan iç güdüsel olarak anlama yeteneği anlamındadır. Bilim ise ispata, argümana ihtiyaç duyar. Fakat matematiksel olanın, aynı anda sezgisel olamayacağına dair kadim düşüncenin kökleri yeni teknolojiler ile toprak değiştirir.

Sözgelimi, DeepDream adı verilen, makinanın rüya görmesi olarak tanımlanan algoritmalar yoluyla, veriler evrişimsel sinir ağları aracılığıyla analiz edilip işlenerek görsellere dönüşebilir. Böylece yapay zekâ görüntüleri otonom olarak algılayarak, metin yoluyla işler hale gelir. Tam da böyle bir yol ile, metin-görsel algoritmalarının en son sürümü olan Dall-E[2] 12 milyar parametreyi hesaplayarak metin-görsel çiftleri oluşturabilir. İlk sürümü sonrasında yapılan deneylerde bu algoritmanın hayvanların ve nesnelerin antropomorfize versiyonlarını oluşturmak, soyut kavramlar ile somut olgular arasında bağlantılar kurmak ya da zaten var olan görüntülerin dönüştürülmesinde etkin sonuçlar elde etmek gibi çeşitli yetenekleri olduğu öne sürülmüştür.

Yapay zekânın kavramlar ve olgular arasında bağlar kurabiliyor olması, başka bir deyişle nedenselliğin dışına taşan bağlar oluşturuyor olması kadim epistemolojik ve ontolojik ayrımların da sonu olabilir mi? Teknoloji ve sanat arasındaki bu yeni melezlenmeyi sorgulayarak, İstanbul ve Van Gogh’un fırça darbeleri arasında bağ kurulabilir mi? gibi sorular ile yola çıkan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencileri Van Gogh’un İstanbul Rüyaları adını verdikleri çalışmalarında tam da bu sorulara işaret eden bir tartışma alanı açıyor ve Van Gogh’un ikonikleşen sanatsal formlarını, İstanbul mekânları ile buluşturuyorlar.

Ecenur Gürbüz, Hüseyin Mert Dündar, Hussam Albaghdadı, Senanur Berk, Elif Yılmaz, Sevde Tanır, Nawal Mahhouk, Fırat Mutlu, Melis Ataya, Sedrah Şamlıoğlu, Fatma Safadi, Emine Çuman, İlayda Çalışkan, Zehra Karabul, Ali Çoşkun, Ahmet Bilal Toka, Ebrar Yazıcı, Fatmatüzzehra Uçar, Beyza Karakaşlar, Ahmet Furkan Güzlek, Zehra Nur Erdal, Betül Sena Işık, Sümeyye Yılmaz, Zeynep Yemlihalıoğlu, Eslem Karlı, Gül Figen Çoraplı, Cennet Gül, Rümeysa Özarslan, Zeynep Zar, Merve Karakuş, Ayşe Aydın, Dalaa Aldalatı, Necmeddin Kosif tarafından yapılan üretimler seçime tabi tutularak sergi hazırdı.

Önemli Not: Bu haber içerik ortaklığı kapsamında GASTE24 internet sitesinden, F5Haber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak geldiği şekliyle alınmıştır. Bu haberlerin hukuki muhatabı haber kaynaklarıdır. Haberlerle ilgili her tür şikayetinizi sikayet@f5haber.com adresimize gönderebilirsiniz.
SONRAKİ HABER