için kaldı

100 bin sosyal konut projesinde başvuru tarihleri belli oldu

Sosyal konutlar için başvurular 15 Aralık-15 Ocak tarihleri arasında yapılacak. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak başvurulara dair detayları paylaştı.

F5HABER F5HABER
100 bin sosyal konut projesinde başvuru tarihleri belli oldu

100 bin sosyal konut projesinde başvurular 15 Aralık 2019- 15 Ocak 2020 arasında alınacak.

Açıklama Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan geldi. Twitter hesabından konuyla ilgili bir açıklama yapan Albayrak şunları kaydetti:

"Kasım ayında müjdesini paylaştığımız dar gelirli vatandaşlarımız için konut projemizin tanıtımını Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile gerçekleştirdik. 

Her yıl 100 bin konutu vatandaşlarımıza kazandıracak bu projemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz.

Vatandaşlarımızın 20 yıl vade ile kira öder gibi ev sahibi olmalarını sağlayacak proje için başvurular 15 Aralık 2019- 15 Ocak 2020 tarihleri arasında alınacak.

Yatay ve şehirlere uygun mimaride, sosyal donatıları ile 81 ilimizin tamamında gerçekleşecek bu proje ile inşallah tüm dar gelirli vatandaşlarımızı konut sahibi yapacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100 bin sosyal konut projesinin ayrıntılarını açıklamıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen ''100 Bin Sosyal Konut Tanıtım Toplantısı''nda konuştu.

Projeye öncülük eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile finansmanına destek veren Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece 17 yıldır sürdürdükleri şehircilik hamlesine yeni bir altın halka daha eklemiş olduklarını söyledi.

Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla yüzde 90'ı sosyal konut vasfında 857 bin konut inşa edildiğini bildiren Erdoğan, ayrıca 24 bin derslikli okullar, 40 bin yatak kapasiteli hastaneler, bine yakın ticari iş yeri, kamu kurumlarının hizmet binaları, stadyumlar, çok sayıda sosyal ve kültürel tesisin TOKİ tarafından ülkeye kazandırıldığını, ülke genelinde 96 millet bahçesinin de TOKİ tarafından inşa edildiğini belirtti.

''1 İLA 1,5 YIL İÇİNDE BİTİRİP SAHİPLERİNE TESLİM EDECEĞİZ''

Bu yılın ilk aylarında 250 bin sosyal konut kampanyası çerçevesinde başlatılan ilk 50 binlik konut projesinin vatandaşlardan büyük ilgi gördüğünü ifade eden Erdoğan, "Biz de hem sayıyı artırmaya hem de kampanyayı sürekli hale getirmeye karar verdik. Bugünkü tanıtım töreniyle 2020 programımız kapsamında ülkenin 81 vilayetinde 100 bin sosyal konutun da inşa sürecini başlatıyoruz. İnşallah yılbaşı itibarıyla temeli attıktan sonra azami 1 ila 1,5 yıl içinde konutları bitirip sahiplerine teslim edeceğiz" diye konuştu.

YÜZDE 10 PEŞİNAT, 894 LİRADAN BAŞLAYAN TAKSİT, 240 AYA VARAN VADE

Hedeflerinin bundan sapma olmaması ve vatandaşların zemin artı 2, zemin artı 3 ya da zemin artı 4 olmak üzere bu binalara yerleşmeleri olduğuna değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu sağlamak suretiyle hem depreme dayanıklı hem de görünümü itibarıyla gerçekten kadim tarihimizdeki mahalle kültürünü yeniden hakim kılmanın adımlarını atmış olacağız. Bu projelerle vatandaşlarımıza yüzde 10 peşinatın ardından kalan tutarın tamamı için aylık 894 liradan başlayan taksitler ve 240 aya varan vadelerle ev sahibi olma imkanını sağlayacağız.

''PROJENİN TOPLAM YATIRIM BEDELİ 17 MİLYAR 300 MİLYON LİRA''

Böylece 100 bin dar gelirli ailemizin kira öder gibi konut sahibi olabilmelerini temin edeceğiz. Bu konutlar 2 artı1 brüt 75 ve 85 metrekare ile 3 artı 1 brüt 100 metrekare olarak projelendirilecektir. 100 bin konutluk bu projenin toplam yatırım bedeli yaklaşık 17 milyar 300 milyon lirayı buluyor."

"SADECE EKONOMİK DEĞİL KÜLTÜREL BAKIMDAN DA ÖNEMLİ"

Kampanyanın sadece ekonomik bakımdan değil kültürel bakımdan da önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, projelerin meydanı, camisi, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer tüm özellikleriyle geleneksel mahalle kültürünü yaşatacak şekilde tasarlanacağını bildirdi.

Projedeki yapılara ilişkin bazı özellikleri anlatan Erdoğan, Karadeniz Bölgesinde geleneksel yığma taş yapıları andıracak biçimde cephede zemin kat seviyesinde yöresel taş kaplamalar, üst katlarda ahşap hissi verecek ahşap görünümlü kaplamalar ve eğimli çatı saçaklarını destekler nitelikteki eli böğründeler yapmak suretiyle Karadeniz'e özgü yöresel ahşap ve taş yapı elemanlarının karma şekilde kullanılacağını dile getirdi.

Erdoğan, Osmanlı'nın başkentlerini barındıran Marmara Bölgesi'nin ise Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olması nedeniyle bu bölgede hem geleneksel hem modern yapılar inşa edileceğini, depreme dayanıklı, yeşili bol, mahalle kültürünü yansıtan tasarımlar ile kalabalık nüfusun rahatça nefes olabildiği alanlar inşa edileceğini aktardı.

Ege Bölgesi'nde iklim koşullarına uygun, açık renkli cephe kaplamaları ve boyamaları, cephede derzlemeler, ahşap görünümlü kat silmeleri ile dikmeler, yer yer cephe süslemeleri ve kiremit çatılarıyla Ege'nin geleneksel zarif dokusuna uygun nitelikte çözümlemeler yapılacağına değinen Erdoğan, Akdeniz'de de bölgenin kıtaları aşan iklimiyle barışık, güneş ışınlarını yansıtacak canlılıkta doku ve renkleriyle sade ve yalın cephe çizgileri, yer yer teras, yer yer eğimli çatılarıyla geleneksel kemerli pencereler ve ferforje işlemeleriyle Akdeniz mimari kültürünün yaşatılacağına işaret etti.

İç Anadolu'da kıvrımlı yolları, şirin sokakları, ahşap süslemeli bitişik düzenli yapıları, cumbalı evleriyle örf adet ve gelenekleri yaşatan mahalle kültürünü benimseten konutlar yapılacağı bilgisini veren Erdoğan, Doğu Anadolu'da karasal iklimin gündüz sıcak gece soğuk tavrına ve arazinin zor şartlarına cevap verebilecek nitelikte cephe unsurlarının bölgenin yapısına uygun malzemelerden seçilmesine özen gösterileceğini ifade etti.

Erdoğan, genellikle eğimli çatılar ve geniş saçaklarıyla taş dokulu pencere söveleri ve kat silmeleriyle bölgenin mimari diline uygun tasarımlar yapılacağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu Anadolu için de yöresel taşların hakim olduğu cephe kaplamaları ve motif işlemeleri esas unsur olmakla birlikte yer yer kullanıma uygun düz damların ve büyük balkonların, yer yer eğimli metal çatıların ve geniş saçakların yanı sıra mahremiyet unsurlarının ön planda tutulduğu yerleşim planı kararlarının alındığına dikkati çekti.

Yakın tarihte ülkenin yaşadığı, ekonomik ve sosyal krizlerin diğer alanlarla beraber şehirler üzerinde de olumsuz etkiler yarattığının altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Hiç şüphesiz bu menfi etkilerin başında çarpık kentleşme gelmektedir. Bizim 17 yıldır ortadan kaldırmaya çalıştığımız çarpık kentleşme sorunu 1950'lerden itibaren başlayan çoğu ekonomik sebepli düzensiz göçlerin sonuçlarından bir tanesidir. İnsanoğlu göğe yakın değil toprağa yakın yaşamalıdır. Ama öyle konutlar yapıldı ki 20-30-40-50 kat bu binaların içerisinde yaşamak mümkün değil. Bu bizim komşuluk hukukumuzu da ortadan kaldırdı. Aynı binanı içinde yaşıyor ama birbirlerini tanımıyor. Komşu ölüyor, diğerinin ondan haberi yok. Bu bize yakışmıyor ve yakışmadı. İşte onun için bizim yeniden o geçmişte olduğu gibi mahale kültürümüzü inşa etmemiz lazım. Bunu inşa ettiğimiz zaman dayanışmamız çok daha farklı olcaktır. Komşuluk hukukumuz çok daha farklı gelişecektir."

Çeşitli nedenlerle kırsaldan göç eden vatandaşların denetimsizlik neticesinde şehirlerin etrafına "gecekondu" denilen sağlıksız yerleşim yerleri kurduğunu belirten Erdoğan, popülist siyasetçilerin özellikle seçim dönemlerinde göz yummasıyla bu gecekonduların sayısının zamanla daha da arttığını söyledi.

"Belki bu ilk anda hoş geliyor olabilir ama bu aslında oralara yerleşenlere birer ihanetti. Çünkü ne sokaklar sokak, ne alt yapı var. Hiçbir şey yok" ifadesini kullanan Erdoğan, Konya'da yığma bir gecekonduda 3 çocuğun öldüğünü hatırlattı.

Erdoğan, bunlara eyvallah etmenin mümkün olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"İstanbul gibi bir şehirde ne yazık ki aynı şeyler yaşanıyor. Bunlara on yıllar boyunca yoksulluğu çoğaltan, gelir adaletsizliğini derinleştiren, istikrarsızlık ve güvensizliği artıran politikalar eklenince sorun içinden çıkılmaz hale gelmiştir. 1984'ten itibaren ortaya çıkan bölücü terörle çarpık kentleşme sadece belli şehirlerimizin sorunu olmaktan çıkıp diğer bölgelerimize de yayıldı. Çarpık kentleşme ve gecekondulaşmanın şehirlerimizin sadece yapısını, estetiğini, kültürünü değil, sosyal dokusunu da tahrip ettiğini gördük. Suç oranlarının artmasından uyuşturucu kullanımına, güvenlikten çeşitli sosyal problemlere kadar birçok sıkıntı ile yüzleşmek zorunda kaldık."

Erdoğan, bir dönem İstanbul gibi megapol şehirlerde devletin adeta hiçbir varlık gösteremediği gettoların, varoşların, kurtarılmış bölgelerin türediğini anımsatarak, marjinal terör örgütlerinin bilhassa 1990'larda bu bölgeleri militan devşirme ve millete baskı kurma aracı olarak kullandığını anlattı.

Suyun, elektriğin, okulun, temel alt yapı hizmetlerinin olmadığı son derece sağlıksız şartlarda insanların yaşamaya mahkum edildiğinin altını çizen Erdoğan, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda karşılarında korkunç bir manzara bulduklarını dile getirdi.

SONRAKİ HABER