Elinden radyoyu gönlünden Hanife'yi düşürmüyor
Samsun'da huzurevinde kalan Celal Aktaş, 50 yıl önce kaza kurşunuyla yaşamını yitiren kavuşamadığı aşkı Hanife'nin yasını, yılardır yanından ayırmadığı radyosundan dinlediği türkülerle halen tutuyor.
SAMSUN (AA) - Samsun'da huzurevinde kalan 72 yaşındaki Celal
Aktaş, yanından ayırmadığı radyosu ve kavuşamadığı aşkıyla
hüzünlendiriyor.
Samsun Büyükşehir Belediyesi Huzurevinde 3 yıldır kalan Aktaş,
zamanın büyük bölümünü odasında ya da bahçedeki kameriyede,
çobanlık yaptığı yıllardan beri yanından ayırmadığı radyosundan
türküler dinleyerek geçiriyor.
Aşık olduğu Hanife'nin 50 yıl önce kaza kurşunuyla yaşamını
yitirmesi üzerine hayata küsen ve hiç evlenmeyen Aktaş, o günden
beri radyodan dinlediği türkülerle gerçekleştiremediği hayallerine
teselli bulmaya çalışıyor.
Huzurevinin diğer sakinleriyle zorunlu olmadıkça konuşmayan ve
vakit geçirmek istemeyen Aktaş, günlerini kavuşamadığı Hanifesini
düşünerek geçiriyor.
-"Sevdiğim kızın vurulduğunu duyunca hayata
küstüm"
Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 yıl önce yeğeni
tarafından kendisine bakacak kimse olmadığı için huzurevine
bırakıldığını söyledi.
12 yaşında öksüz kaldığını, ömrünü çobanlık yaparak geçirdiğini,
hiçbir sosyal güvencesi olmadığını belirten Aktaş, 50 yıl önce
sevdiğine kavuşamadığını ve onu unutamadığı için hiç evlenmediğini
anlattı. Aktaş, şöyle devam etti:
"Sevdiğim kızın adı Hanife'ydi. Anasız, babasızdım. Çok
sevdim Hanife'yi. Hem de nasıl, deliler gibi aşıktım. Uzun boylu,
uzun saçlı bir kızdı. Onu görmek için 2 saat yol yürüyordum. Dört
sene gittim geldim onun peşinden. O da beni seviyordu. Hayallerimiz
vardı. Bir gece eniştesinde kalıyordu. Eniştesinin silahından çıkan
kaza kurşunu Hanife'mi bu hayattan aldı. Olay olduğu sırada ben de
trafik kazası geçirmiştim, uzun süre hastanede yattım. Sevdiğim
kızın vurulduğunu duyunca hayata küstüm. Evlenmedim. Sonra çobanlık
yapmaya devam ettim. Yer gösterdiler yattım, yemek verdiler yedim.
Çoğu yerde paramı dahi alamadım. Süründüm, öyle kaldı. O sebep oldu
bana."
Sevdiği kızın yaşamını yitirmesiyle hayallerini yaşayamadığını
vurgulayan Aktaş, gençliğinin heba olduğunu dile getirdi. Aktaş,
yaşlılığını da herkesten uzakta radyosuyla geçirdiğini ifade
etti.
Radyosundan yayılan nağmelerle uzaklara dalan, gözleri dolan Aktaş,
zaman zaman unutamadığı aşkı Hanifesinin mezarını ziyaret ettiğini
sözlerine ekledi.