Balkanlar'ın 480 yıllık hafızası
Saraybosna'daki Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi, bünyesindeki 10 binden fazla Arapça, Osmanlıca ve Farsça el yazmasıyla sadece Bosna Hersek'in değil, Balkanlar'ın da hafızası olarak gösteriliyor.
SARAYBOSNA (AA) - Balkanlar'daki en eski kütüphane olarak
bilinen 480 yıllık Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi, bünyesindeki eşsiz
el yazması eserlerle sadece Bosna Hersek'in değil, tüm Balkanlar'ın
hafızası olarak değerlendiriliyor.
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'daki tarihi Başçarşı'da hizmet
vermeye devam eden kütüphane, bünyesindeki 10 binden fazla Arapça,
Osmanlıca ve Farsça el yazması eserlerle "hafıza
kutusu" olarak nitelendiriliyor.
Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi Müdürü Osman Lavic, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, kütüphanedeki el yazmalarının farklı
bölgelerden geldiğine işaret ederek, Osmanlı döneminde Bosna
Hersek'te yaklaşık 100 medrese bulunduğu ve her birinin içinde
kütüphaneler olduğunu aktardı.
Lavic, Bosna Hersek'teki vakıfların zamanla kaybolması sonucu
medrese, tekke, okul ve hastanelerde kurulan kütüphanelerdeki el
yazmalarının başkent Saraybosna'ya taşındığını kaydederek, Bosna
Hersek şehirlerinin yanı sıra Mekke, Medine, İstanbul ve Şam'dan el
yazmalarının da kütüphanede bulunduğunu dile getirdi.
Kütüphanedeki en eski ve değerli el yazmasının İslam alimi İmam
Gazali'nin "İhya-u Ulumi'd Din" adlı eseri
olduğunu olduğunu anlatan Lavic, "Gazali'ye ait bu eser
1105 yılında yazıldı. Bu bağlamda, kütüphanemizdeki bu eser
dünyanın istinsah edilmiş en eski yazısını temsil ediyor."
dedi.
Lavic, kütüphane arşivinde 12, 13 ve 14'üncü yüzyıllara ait el
yazmalarının bulunduğunu söyleyerek, Bosna Hersek'te yazılan el
yazmalarının, bu ülkenin İslam medeniyetinde ne denli aktif
olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti.
"Her el yazmasının bir hikayesi var"
El yazmalarının sadece İslam dinine ilişkin değil, aynı zamanda
matematik, geometri ve astronomi alanlarında da yazıldığını
belirten Lavic, "Her el yazmasının kendisine ait hikayesi
var. Bizim burada yaptığımız, hikayelerin bu topraklara hangi
yolları izleyerek geldiğini bulmak." dedi.
Lavic, kütüphanenin tarih boyunca birçok kez savaşa tanıklık
ettiğini ve bu savaşlarda zarar görerek bünyesindeki çok sayıda
kitabın yok olduğunu anlatarak, "İkinci Dünya Savaşı
zamanında kütüphane Hünkar Camisi'nin bahçesindeydi. Bir havan topu
kütüphanenin ahşap çatısına düşmüş ve çatı alev almış. Caminin
hemen arkasında Fransisken Kilisesi var. Kilisede görevli Blogoljub
Pervan, itfaiyeyi arayıp kendisini hükümet yetkilisi olarak
tanıtmış ve yangına kısa sürede müdahale etmelerini
sağlamış." diye konuştu.
Bosna'daki son savaşta da Şarkiyat Enstitüsünün yakıldığını ve
içindeki 5 bin 240 el yazmasının yok olduğunu dile getiren Lavic, o
dönemde şehre yardım sokulması için açılan tünelin el yazmaları
için de kurtuluş olduğunu, Malezya'dan gönderilen makineler
sayesinde, 1995 yılında kadar tüm el yazmalarının mikrofilmlere
aktarıldığını söyledi.
Muhabir: Lejla Bıogradlıja