Türkiye'den Suriye'ye kuşak uyarısı!
Rusya ve İran ile temasa geçen Ankara ilgili ülkeleri muhtelem gelişmeler konusunda bilgilendiriyor.
Milliyet'ten Gökçer Tahincioğlu'nun köşesine taşığı bilgilere
göre; Türkiye'nin güneyinde yeni bir devlet oluşumu veya IŞİD'in
Cerablus bölgesinde hakimiyet kurması halinde Türkiye'nin sınır
güvenliğini sağlamak ve olası büyük güç dalgası toprakları dışında
karşılamak amacıyla adımlar atabileceği aktarılıyor. İlgili
ülkelerin bu yönde atılacak adımları 'düşmanca' nitelememesi ve
'düşmanca mükabele' etmemesi konusunda dikkatini çekiyor. Ankara,
IŞİD'in bir terör örgütü olarak göründüğünü ve muhatap
alınmadığını, bu nedenla Suriye devletiyle olduğu gibi bir
'angajman'ın söz konusu olmadığını vurguluyor.
İşte Gökçer Tahincioğlu'nun "Güvenlik kuşağı' uyarısı" o yazısı
Ankara'da tansiyon yüksek.
Suriye sınırında yaşanan gelişmeler, neredeyse siyasi belirsizliğin
bile önüne geçmiş durumda.
Anlaşılıyor ki dün yapılan MGK'da masaya getirilen seçeneklerden
biri gelişmelere göre yaşama geçirilecek.
IŞİD'in, Suriye'nin kuzeyinde PYD'nin kontrolü altında bulunmayan
tek nokta olan Cerablus bölgesindeki rejim muhaliflerine saldırısı,
IŞİD'in bölgeyi alması halinde PYD ile gireceği olası savaş ve bu
savaşı PYD'nin kazanması halinde Suriye'nin tüm Türkiye sınırında
kontrolü sağlayacak olması Ankara'da “Artık hareketsiz kalınması
mümkün olmayan bir noktadayız” şeklinde değerlendiriliyor.
Dünkü MGK ve güvenlik zirvelerinde ihtimal hesaplarına göre tüm
seçenekler ayrı ayrı tartışılırken, bir yandan da bu seçeneklere
yönelik adımlar atılıyor.
Diplomatik uyarı
Bu adımlardan ilki, Türkiye'nin Cerablus konusunda hareketsiz
kalamayacağı düşüncesini bölgedeki etkin ülkelere bildirmek
oldu.
Gelen bilgilere göre, IŞİD'e karşı PYD'ye destek veren ABD ile
rejimi destekleyen Rusya ve İran'a, olası riskler ve bu risklere
karşı Türkiye'nin atabileceği adımlar anlatıldı, daha riskli bir
yapının bölgede oluşmasını engellemek için yapılması gerekenler
aktarıldı.
Kulislerdeki bilgiler, Ankara'nın ilişkilerini bütünüyle
sonlandırdığı Şam rejimiyle doğrudan temas kurmadığı için bu
konudaki mesajlarını da Rusya ve İran üzerinden verdiğini
gösteriyor.
Bu uyarılar, Türkiye'nin, Cerablus'a yönelik atacağı adımlara
“düşmanca” karşılık verilmemesi konusunda.
Ankara, IŞİD'in bölgede hakimiyet kurmasına karşı atılacak
adımların Suriye'nin güvenliğine yönelik olacağının altını
çiziyor.
Şam yönetiminin Suriye'nin bütünlüğüyle ilgili bu adımları
“düşmanca” niteleyerek müdahalede bulunması halinde iki ülkenin
çatışması riskinin doğacağına yönelik riskleri anımsatıyor.
Güvenlik kuşağı
Ankara'nın önünde, Cerablus krizine nasıl müdahale edeceği
konusunda hakim iki seçenek var.
Türkiye'nin ulusal güvenliği için Cerablus bölgesinde IŞİD ya da
PYD'nin değil muhaliflerin kontrolünün bulunması “yaşamsal” olarak
nitelendiriliyor.
IŞİD'e karşı muhaliflerin bölgede başarı kazanması için de soruna
müdahale “kaçınılmaz” görülüyor.
Bu müdahalenin sadece lojistik düzeyinde mi kalacağını, sınırın
Türkiye tarafıyla mı sınırlı olacağını ya da sınır ötesi bir
operasyonu mu gerektireceğini ise zaman gösterecek.
Ancak bu seçeneklerin her biri için ayrı ayrı bir hukuki zemin de
oluşturulması gerekiyor.
Özellikle de sınırın Suriye tarafında bir güvenlik kuşağı
oluşturulması halinde.
Ankara, bu noktada “göç riskine” dikkati çekiyor.
Halep ve Türkiye'ye yönelik göç dalgasının elinin kulağında olduğu
hatta başladığı ifade ediliyor.
Bu durumda, Türkiye'nin güvenliğini sağlamak için sınırın Suriye
tarafından bir güvenlik kuşağı oluşturma hakkının doğacağı
düşünülüyor.
Bu hakkın kullanımı doğrultusunda, göç edenlerin Türkiye'ye
girmeden güvenli bir bölgede tutulması, burada kamplar
oluşturularak kampların güvenliğinin TSK tarafından sağlanması
tasarlanıyor.
Bu modelin başarıya ulaşması halinde, Türkiye'deki mülteci
kamplarının da sınır ötesine taşınabileceği, böylece hem göç
sorununun hem de Cerablus bölgesindeki Mare hattında IŞİD'in
hakimiyet kurmasının önüne geçilebileceği değerlendiriliyor.
Bu durumda, sınır ötesi bir müdahale halinde, 110 kilometrelik
Cerablus bölgesinin tamamında değil bazı noktalarında kontrolü
sağlanmasının yeterli olacağı, derinliğin de birkaç kilometreyle
sınırlı tutulmasının yeteceği ifade ediliyor.
IŞİD muhatap değil
Suriye'ye yönelik angajman kurallarının sertleştiği, IŞİD'in de
tehdit olarak görüldüğü noktada vurulabileceği yönündeki iddialara
gelince.
Uzmanlar, angajman kurallarının iki ülke arasında söz konusu
olabileceğine, Türkiye'nin ise IŞİD'i sadece terör örgütü olarak
gördüğüne işaret ediyorlar. Bu nedenle bu kuralların yumuşaması
veya sertleşmesinin söz konusu olamayacağı, IŞİD'in sadece terör
örgütü gibi muamele görebileceğinin altını çiziyorlar.
MGSB'de de var
Dünkü MGK'da da bu adımların tamamı konuşuldu. TSK, MİT ve
Dışişleri, sorunun farklı yönlerini MGK'ya aktardı.
MGK, aslında gelişen olaylarla ilgili hazırlıksız değil.
Verilen bilgilere göre, Suriye'nin bölünme riski ve kuzeyinde Kürt
hattı oluşma ihtimali 2007'den bu yana kurulda konuşuluyor.
2010 ve 2011'de aynı konuda MGK'da çeşitli planlamaların da
tartışıldığı belirtiliyor.
IŞİD'in Suriye'deki etkinliğini artırmasıyla ortaya çıkan yeni
durumla ilgili olarak da aynı çerçevede planlamalar yapıldığı ifade
ediliyor.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne de olası risklerin ve planların
işlendiği kaydediliyor.
Şu anda yapılanların bütününün bu planların güncellenmesi olduğuna
dikkat çekiliyor. Ancak yapılan güncellemeler sonunda seçilecek yol
hangisi olursa olsun, Türkiye'yi daha sıcak ve riskli günlerin
beklediği anlaşılıyor.