Rus pilotlar neden duymadı?
10 kez uyarılmasına rağmen "uyarı duymadık" diyen Rus savaş uçağının sağ kurtulan pilotunun sözleri kafaları karıştırdı
Türk F-16'larının uyarılarına yanıt vermeyip, sınır ihlaline
devam ettiği için angajman kuralları gereği düşürülen Rus SU-24
savaş uçağının sağ kurtulan pilotu Konstantin Murakhtin'in ısrarla
tekrarladığı “Biz Türk Hava Kuvvetleri'nin uyarısını duymadık”
sözleri Brüksel ve Ankara'da soru işaretlerine yol açtı.
Diyarbakır'da hem merkezden hem de devriye uçuşu yapan Türk
F-16'lar tarafından 5 dakika içinde 10 kez uyarı yapılmasına
karşın, Rus pilotun “uyarı duymadık” demesi, “Acaba Rus uçağı
iletişim sistemleri kapalı mı uçuyordu veya telsiz sistemlerine
havalandığı hava üssünden müdahale mi edildi” sorularını gündeme
getirdi.
Devriye uçuşu yapan F-16'lar tüm askeri uçakların dinlemede
oldukları Guard kanalından (UHF 243.0, VHF 121.5) “Türk Hava
sahasına yaklaşıyorsun, acilen güneye dön” uyarısı yaptılar. Eğer
Rus uçağında bu kanal açık ise Türk Hava Kuvvetleri'nin uyarısını
duymamaları mümkün değil.
Rus pilotun “uyarı duymadık” sözleri NATO ve Ankara nezdinde “Rus
generaller pilotları sağır mı uçuruyor; böyle bir uçuşun amacı
Türkiye'yi karşılık vermeye zorlamak ve sorunu başka bir boyuta
taşımak olabilir mi?” sorgulamasına neden oldu.
Amaç yerleşmek mi?
Rusya'nın Suriye'de hava operasyonlarına başlamasıyla birlikte
başta ABD, Türkiye ve NATO'nun askeri ve diplomatik yetkilileri bir
iletişim kazası olmaması için Rus yetkililerle defalarca
görüştüler. ABD ve Rusya bu konuda bir iletişim protokolü yaptı.
Aynı şekilde Türkiye de Rusya'nın Ankara Büyükelçisi, askeri
ateşesi ve Moskova'dan gelen askeri heyetlerle birçok kez
görüştü.
Ankara, Rus yetkilileri “IŞİD'e karşı ortak mücadele yapıyoruz,
ancak hava hareketlerinde dikkatli olmanız gerekiyor. İletişim
kanalları şu yöntemlerle açık olmalı. Ayrıca angajman kurallarımız
konusunda çok hassasız. Sınır ihlallerine karşı Türkiye duyarlıdır.
Bu konuya gereken özeni göstermenizi bekliyoruz” şeklinde
bilgilendirdi. 1 Ekim 2015 tarihinden itibaren sık sık yapılan bu
uyarılar ve bildirimlere karşın Rus uçaklarının Türk hava sahasını
neden ihlal etmeye devam ettikleri Ankara ve Brüksel tarafından
anlaşılamadı.
'Uçak bir bahane miydi?'
Rus uçağının düşürülmesinden sonra, Moskova'nın hazır bekliyormuş
gibi S-300 ve S-400 füzelerini Suriye'ye konuşlandırması ve kara
birliği sokması, “uçak bir bahane miydi” sorusunun NATO'nun aklına
takılmasına neden oldu. ABD, Rusya'nın Suriye'ye savaş uçakları
yanında S-300 ve S-400 hava savunma füzeleri yerleştirmek
istemesini kabul etmemiş, IŞİD ve diğer grupların elinde uçak
olmadığını, koalisyon güçlerinin de sadece IŞİD'i hedef alan
uçuşlar yaptıklarını, bu nedenle bu füzelere gerek olmadığını
kaydetmişti.
Rusya'nın, ABD'nin bu itirazını düşürülen uçağı bahane ederek
aştığı yorumları yapılıyor. Rusya'nın çok büyük bir hava savunma
gücü ve kara birliği yerleştirmesi, Moskova'nın Suriye'ye yerleşmek
ve uzun süre kalmak niyeti taşıdığının güçlü kanıtı olarak
görülüyor. Brüksel'de, Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesini
Moskova'nın “mini ikiz kuleler olayı” gibi görüp, Suriye'deki
askeri varlığını artırmak için bir fırsat gibi kullandığına ilişkin
görüşler de dillendiriliyor. Bu sonuç Rus savaş uçaklarının planlı
olarak sınır ihlaline yöneltildikleri, “sağır uçuruldukları veya
uçarken sağırlaştırıldıkları” ihtimalini gündemde tutuyor.