RTÜK'teki kavga mahkemeye taşındı
Atatürk'e yönelik ağır sözlerin yer aldığı televizyon programına ceza verilmemesi nedeniyle Radyo Televizyon Üst Kurulu'nda çıkan sert tartışma, mahkemeye taşındı
3 RTÜK üyesi, İdare Mahkemesi'ne verdikleri dilekçe ile RTÜK
kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı.
Dilekçede, RTÜK kararının Atatürk'e hakaret serbestisinin önünü
açacak nitelikte olduğu belirtildi.
RTÜK'teki sert tartışma, Kanal A televizyonunda 20 Ekim'de
yayınlanan Resmi Tarihten Gerçek Tarihe adını taşıyan programla
ilgili raporun geçen hafta yapılan toplantıdaki görüşmeleri
sırasında çıkmıştı. Programda dile getirilen ve tartışmaya neden
olan bazı ifadeler şöyle sıralanmıştı:
"Konuk: Gene tam manasıyla ortaya çıkartılmamış fakat üzerinde çok
ciddi delillerin, şüphelerin bulunduğu Mısır Hidivi Abbas Hilmi
Paşa'dan Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinin ona verilmesi, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti vatandaşlığına alınması karşılığında 900 bin
lira rüşvet alındığına dair çok ciddi bir suçlama var. Hatta bu
suçlamada iddialar Mustafa Kemal Atatürk'ün şahsına kadar gidiyor,
araştırılması lazım."
3 üye dava açtı
RTÜK'ün salı günü yapılan toplantısında, kanala ceza verilmemesi
yönünde karar alındı. Bu karar üzerine RTÜK üyeleri Ali Öztunç,
Esat Çıplak ve Süleyman Demirkan; Kanal A televizyonuna Resmi
Tarihten Gerçek Tarihe adlı program nedeniyle idari yaptırım
uygulanmasına yer olmadığına ilişkin kararın iptali istemiyle
Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne dilekçeyle başvurdu. Dava
dilekçesinde, şu ifadeler dikkat çekti:
Kanal A yayın kuruluşunda yayınlanan Resmi Tarihten Gerçek tarihe
adlı porgramının 20 Ekim 2014 tarihli bölümünde CHP'ye, Mustafa
Kemal Atatürk'e, İsmet İnönü'ye, İş Bankası'na ve yakın dönem
Cumhuriyet tarihinde önemli görevlerde bulunmuş birçok kamusal
kişilere yönelik gerçeğe aykırı, asılsız ve eleştiri sınırları
ötesinde ifadeler ile haksız ithamlarda bulunulmuştur.
Hakaretin önünü açar
Üst Kurul'un söz konusu ihlal olmadığına dair kararı salt bir
yaptırıma yer olmadığına ilişkin bir karar değil başta Anayasa
olmak üzere 6112 sayılı kanundaki yayın hizmet ilkeleriyle
çereçvesi çizilmiş bir idari denetim mekanizmasının devre dışı
bırakılması yoluyla Atatürk'e hakaret serbestiyetinin önünü açacak
nitelikte bir karardır.
Kaynak: Milliyet