O rektörden Demirtaş'a sert yanıt
Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, TBMM Grup Toplantısı'nda kendisiyle ilgili yaptığı konuşmaya ilişkin, "Yarın delinin biri bize bir saldırı yaparsa, bunun sorumlusu kim olur? Hedef gösteren Selahattin Demirtaş olur" dedi.
Rektör Baydaş, Bingöl Üniversitesinde bir grup öğrencinin,
üniversite yönetimince bazı öğrencilere uyarı, kınama ve
uzaklaştırma cezaları verildiği gerekçesiyle başlattığı açlık
grevine ilişkin rektörlük binasında düzenlediği basın
toplantısında, her ne sebeple olursa olsun, fiili suçu da olsa
hiçbir öğrencinin böyle bir açlık grevine girmesini istemediklerini
söyledi.
Öğrencilerin başlattığı eylemin en kısa sürede bitirilmesini arzu
ettiklerini ifade eden Baydaş, bu öğrencilerin çoğunun cezalarının
olmadığını kaydetti.
"Son derece yakışıksız bir ifadeydi"
Baydaş, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın TBMM Grup Toplantısı'nda
kendisiyle ilgili "basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilere
soruşturma açıyor, gözaltına aldırıyor. Öğrenciler nefes alamıyor
artık. 8 gündür açlık grevindeler. Milli Eğitim Bakanı ve YÖK
Başkanı'ndan açıklama bekliyoruz. Rektörü haddini bilmeye davet
ediyorum" söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını kaydetti.
Baydaş, "Ortada tehdit olayı var ki bunu kendisine hiç
yakıştırmadım. Yarın delinin biri bize bir saldırı yaparsa, bunun
sorumlusu kim olur? Hedef gösteren Selahattin Demirtaş olur. Bu son
derece yakışıksız bir ifadeydi" dedi.
"Öğrenciler güya yönetime karşı bir basın açıklaması yapmışlar da
üniversite kendilerine soruşturma açmış gibi yansıtılsa da hiçbir
öğrenci basın açıklamasından dolayı soruşturmaya tabi tutulmadı"
diyen Baydaş, öğrencilere tebliğ edilen cezada fiilin ne olduğunun
açıkça yazıldığını dile getirdi.
"30-40 kişilik grup, bir öğrenci ve ağabeyini darp etti"
Baydaş, yönetim olarak polisin üniversite içerisine girmesini
tasvip etmediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"16 Aralık 2014'te üniversitedeki bir öğrenci ve ağabeyi 30-40
kişilik grup tarafından darp edildi. Darp edilenler daha sonra bir
şekilde kaçarak polise sığındı. Ancak bu kampüs alanında olmamış.
Çünkü üniversitede biz polis bulundurmadık hiçbir zaman. Bizim
suçlandığımız bir diğer konu da 'polisin üniversiteyi işgal ettiği'
suçlamalarıdır. Yönetimde olduğumuz 7 yıl boyunca hiçbir zaman
polisin üniversite içerisine girmesini tasvip etmedik ve
kendilerini davet de etmedik. Bu nedenle üniversitede çok ciddi
sıkıntılar çıkmazdı. Üniversitede öğrenci eylemi olmaz mıydı?
Olurdu. Ancak kimseye ve mala zarar verilmediği için biz o
öğrencilerle konuşarak sorunun halledilmesini sağlıyorduk."
Baydaş, darp edilen öğrencinin, kendisine saldıran öğrenciler ve
üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu dile
getirerek, daha sonra polislerin kampüse girdiğini anlattı.
"Savcılıktan gönderilen yazıda, 'Suç olduğunda fiili bir eylem
olduğu zaman polis izin almaksızın üniversiteye girebilir suç ve
suçluyu takip edebilir' ifadelerine yer verilip, üniversitenin
herhangi bir engel oluşturmasının yasal olmadığına dikkat
çekiliyordu" diyen Baydaş, şöyle konuştu:
"O gün gelen polislere biz, 'içeri giremezsiniz' diye bir dayatmada
bulunmadık. Polis muhtemelen bir tereddüt yaşadı. Savcılığın
yazısından sonra polis tedbir aldı ve ilk kez üniversitemize
girdi."
"Yüzükteki Osmanlı arması yüzünden tehdit edildi"
Geçen yıl aralık ayında bir öğrencinin, parmağında taşıdığı
üzerinde Osmanlı arması bulunan yüzük gerekçe gösterilerek 8
kişilik grup tarafından tehdit edildiğini anlatan Baydaş, şunları
aktardı:
"Olay bizden önce emniyete bildiriliyor. Öğrenciler emniyete
çağrılıyor. Sonrasında olay savcılığa intikal ediyor. Bir başka
olayda ise bir grup öğrenci Fen Edebiyat Fakültesinde sınıfları
gezerek, batıdan gelen öğrencilere, 'Burası Kürdistan sizleri
burada istemiyoruz. Bundan sonra başınıza geleceklerden sorumlu
değiliz' şeklinde tehditlerde bulunmuş. Bu ve benzeri savcılığa
intikal eden toplam 5 olayla ilgili 12 kişilik soruşturma ekibi
oluşturduk."
Rektör Baydaş, üniversitede yaşanan 5 olayda yer alan 15 öğrenciye
uzaklaştırma, 50 öğrenciye kınama cezası verildiğini dile
getirerek, 3 öğrencinin tutuklandığını, 9 öğrencinin de tutuksuz
yargılandığını söyledi.
Hiçbir öğrencinin üniversiteden atılmadığını ifade eden Baydaş,
kınama cezası alan 50 öğrencinin eğitimlerine devam ettiğini
vurguladı.
"Üniversiteden kaçıp kaydını sildirenler var"
Baydaş, bu olaylar nedeniyle üniversiteden kaçan öğrenciler
olduğunu savunarak, şöyle dedi:
"Üniversiteden kaçıp kaydını sildirenler var. Bu süreçte birileri
öğrencileri kullanmaya gayret sarf ediyor. Bingöl böyle kötü bir
algıyı hak etmiyor. Emniyet müdürüne yönelik saldırı ve benzer
olaylardan dolayı Bingöl'ün sırtında zaten bir kambur var bu
kamburun daha da ağırlaştırılmasının hiçbir anlamı yok. Bingöl'ün
bölgenin incisi olması için gayret gösterilmesi gerekir."
Olaylarda suçsuz olduklarını iddia eden öğrenciler için bir çalışma
yapacaklarını, verilen cezanın kaldırılacağını kaydeden Baydaş,
açlık grevinde suçsuz öğrencilerin kendilerine verecekleri zarardan
ıstırap duyacağını, bu nedenle eylemlerinden vazgeçmelerini
istediklerini sözlerine ekledi.