Binanızın deprem güvenliğini sorgulayın
Deprem hasarlarını en aza indirmek için daha fazla önlem almak gerekiyor!
Dünyanın en önemli ve hareketli coğrafi kuşaklarından birinde
yer alan Türkiye'de, bugüne kadar ağır kayıpların yaşandığı birçok
deprem meydana geldi. 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen 7,5
şiddetindeki Marmara Depremi'nde resmi raporlara göre; 17 bin 480
kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat
kaldı. 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 işyeri de hasar gördü.
Marmara ve ardından 2011 yılında yaşanan Van depremleri,
yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ve nüfusunun
yüzde 95'i deprem tehdidi altında yaşayan ülkemiz için ne ilk ne de
son. Türkiye'deki 18 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 67'si
ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60'ı ise 20 yaşın üzerindeki konutlardan
oluşuyor. Konutların yüzde 45'i oturulamaz durumda ve 6,5 milyon
konutun acilen yenilenmesi gerekiyor. Bu noktada kentsel dönüşüm
Türkiye için adeta bir devrim niteliğinde… Marmara ve Van
depremlerindeki acıları tekrar yaşamamak için inşaat sektöründe
faaliyet gösteren firmalar başta olmak üzere herkese büyük
sorumluluklar düşüyor. Tüketicilerin de bilinçli olması ve
binalarının deprem güvenliğini sorgulaması şart.
Binalar deprem anında kaçılacak değil sığınılacak yerler olmalı
Ülkemizde, deprem bilincini artırmayı hedefleyen 1-7 Mart
arasındaki Deprem Haftası'nda sağlıklı ve güvenli binaların inşa
edilmesi gerektiğine dikkat çeken Çukurova Kent Yapı Yönetim Kurulu
Başkanı Cafer Kara, 1999 yılında Marmara'da, 2011 yılında ise
Van'da yaşanan depremlerin hem sektördeki standartları hem de
tüketicilerin bilinç düzeyini artırdığını söyledi. Kara;
"Türkiye'de meydana gelen depremlerdeki acıları tekrar yaşamamak
için yapılan binalar, deprem anında kaçılacak değil, içine güvenle
sığınılacak yerler olmalı. Tüketiciler konut seçerken elbette
estetik değerlere önem vermeli ancak öncelikleri statik değerler
olmalı." diye konuştu.
Kentsel dönüşüm; kapsamlı, planlı ve sağlıklı yaşam alanlarına
dönüşüm olmalı
Kentsel dönüşümün deprem gerçeği ile yaşayan Türkiye'de çok önemli
bir adım olduğunun altını çizen Kara, "Kentsel dönüşüm, dar
kapsamlı ve parselinde bina bazında dönüşüm olarak algılanmamalı.
Yerinde imar artışıyla yapılmaya çalışılan kentsel dönüşüm
başarısız olur. Kentleri uzun vadede geri dönüşü mümkün olmayan
hatalara sürüklememek için kentsel dönüşüm; yolu, altyapısı, yeşil
alanı ile daha kapsamlı, planlı ve sağlıklı yaşam alanlarına
dönüşüm olarak ele alınmalı. Ayrıca devlet ve yerel yönetimler daha
etkili ve yönlendirici rol oynamalı." diye konuştu.
Yakın zamana kadar ülkemizde mühendislik ve mimarlık hizmetlerine
gereken önemin verilmediğini hatırlatan Cafer Kara, bu nedenle
binaların deprem önlemleri konusunda yetersiz kaldığına dikkat
çekti. Kara, depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin
iki yolunun depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme
karşı eğitmek olduğunu vurguladı.
Yapı denetimi sağlıklı işlemeli…
"Yapı güvenliğini sağlamak yapıların üretim sürecinde doğru bir
mühendislik hizmetiyle başlar. Zemin etüdünden projelendirmeye,
malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin
her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti yapıların güvenli
olmasının en önemli teminatıdır." diyen Çukurova Kent Yapı Yönetim
Kurulu Başkanı Cafer Kara, yapı denetiminin sağlıklı işlemesinin
önemine dikkat çekti.