En dikkat çeken 10 oyuncu arasında gösteriliyor
U17 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynayan U17 Millİ Takımı'nın başarılı oyuncusu Ozan Muhammed Kabak, UEFA tarafından en dikkat çeken 10 oyuncu arasında gösterilmeyi başardı
U17 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynayan U17 Millİ
Takımı'nın başarılı oyuncusu Ozan Muhammed Kabak, UEFA tarafından
en dikkat çeken 10 oyuncu arasında gösterilmeyi başardı
U17 Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynayan U17 Millî
Takımımızın, savunmadaki değişmez ismi. Turnuvadaki performansıyla
Ozan Muhammed Kabak, UEFA tarafından en dikkat çeken 10 oyuncu
arasında gösterilmeyi başardı. Ay-yıldızlı formayla bugüne kadar
çıktığı 42 maçta 9 gol attı. Bu özelliğini, futbola santrfor olarak
başlamasına bağlayan genç oyuncu, U17 Dünya Kupası'nda Millî
Takımımızın çok daha iyi işlere imza atabileceğine inanıyor.
Ozan Muhammed Kabak'ın soru-cevap şeklinde yapılan röportajı
şöyle:
"25 Mart 2000 doğumluyum. Ankara'da dünyaya geldim ama
ailem Mardin Derik'ten. Babam cezaevinde müdür olarak çalışıyor.
Ben doğduktan sonra tayini çıkmış, o yüzden Ankara'dan Silivri'ye
taşınmışız. Annem ise ev hanımı. Bir ablam, bir de erkek kardeşim
var. Ablam, üniversite sınavına hazırlanıyor. Erkek kardeşim ise bu
sene liseye geçti. O da futbol oynuyor, 2003 doğumlu. İsmi Emre
Kabak ve sağ bek oynuyor amatör olarak."
FUTBOL HAYATI NASI BAŞLADI
Futbola başlamana kim vesile oldu?
"Babam da eskiden amatör olarak futbol oynamış. Ancak,
futbolda istediği yerlere gelememiş ve bu durum da içinde hep bir
ukde olarak kalmış. O yüzden babam futbol oynamamı ve futbolcu
olmamı en başından beri destekledi diyebilirim. Diğer yandan
Silivri'deyken okulda teneffüslerde ve beden eğitim derslerinde
sürekli olarak futbol oynardım arkadaşlarımla. Beden eğitimi
öğretmenim de yetenekli olduğumu ve bir kulüpte futbol eğitimi
almam gerektiğini babama iletmiş. Babam da bunun üzerine beni
Silivrispor altyapısına yazdırdı. Böylece futbol hayatım başlamış
oldu."
İlk başladığında da savunmada mı oynuyordun?
"Futbola ilk başladığımda santrfor oynuyordum. Küçükken,
hücum hattının her mevkiinde yer aldım. Galatasaray altyapısına
geçtiğimde ise 11 yaşındaydım. Burada, hocalarım bana savunmadan
oyunu iyi kurabildiğimi ve oyun kurma esnasında da soğukkanlı
olduğumu söyledi. Bu özelliklerimin üzerine de beni stoper olarak
oynatmaya başladılar. O günden bu yana stoperim."
Galatasaray'ın altyapısına geçişin nasıl gerçekleşti?
"Silivrispor altyapısında kendimden yaşça büyüklerle
antrenman yapma fırsatı buldum. Hazırlık maçlarına da çıktım ve iyi
performans gösterdim. Bunu gören altyapı hocamız Uğur Alper, o
dönem Galatasaray'ın altyapısında olan, şimdi ise Millî Takımlarda
antrenör olarak görev yapan Nedim Yiğit'le görüşmüş ve beni
kendisine önermiş. Bunun üzerine, beni Galatasaray altyapısına
denemeye çağırdılar. Babamla Silivri'den Florya'nın yolunu tuttuk.
İlk antrenmanımda gösterdiğim performansla takıma seçilmeyi
başardım. Nedim Hoca ve Uğur Hocanın üzerimde emeği çoktur o
yüzden. Ailem şu an babamın işi nedeniyle Tekirdağ'da yaşıyor. Ama
bu sene annem ve kardeşim yanıma geldi. Artık İstanbul'da
beraberiz. Babam da işten geriye kalan izin günlerinde yanımıza
geliyor."
Galatasaray'ın altyapısında geçirdiğin süreleri ve ay-yıldızlı
formayla tanışma hikâyeni anlatır mısın?
"Galatasaray altyapısına seçildikten sonra iki sene boyunca
Silivri'den Florya'ya gidip geldim. Ancak, trafikten ve mesafeden
ötürü çok yoruluyordum. Üzerine, babamın tayini Tekirdağ'a çıkınca,
1 sene boyunca da Florya'ya Tekirdağ'dan gidip geldim. Zamanımın
çoğu yollarda geçiyordu. Bu yorgunluktan ötürü antrenmanlarda ve
maçlarda performansımı tam olarak sergileyemiyordum. Bu zorluklar
nedeniyle bir ara futbolu da bırakmayı düşündüm açıkçası ancak, bu
süreçte ailem bana yılmamam konusunda desteğini sürdürdü. O dönem,
hayatımın kırılma noktasıydı diyebilirim. Ertesi sene ise
İstanbul'da Fen Lisesi'ni kazandım ve Galatasaray'ın altyapısında
yatılı olarak kalmaya başladım. Galatasaray'da, akademide yatılı
olarak kalmam konusunda yine o dönem Galatasaray'ın altyapısında
olup şu an Millî Takımlarda antrenör olarak görev yapan Kerem
Yavaş'ın da emeği büyüktür. Akademide yani Florya'da kalmaya
başladığımdan bu yana performansım sürekli arttı ve hem kendimi
daha iyi hissetmeye hem de başarılı olmaya başladım. Ailemin
desteği bu konuda çok etkiliydi dediğim gibi. Buradaki performansım
üzerine Antalya'da U14 Millî Takım seçmelerine çağrıldım.
Seçmelerde gösterdiğim performansın ardından, 2015 yılında Şenol
Ustaömer yönetimindeki U15 Millî Takımı'na çağrıldım. U17 Millî
Takımı'nda birçok arkadaşım gibi, ay-yıldızlı formayla ilk maçıma
Ocak 2015'te, Çek Cumhuriyeti'ni 5-1 yendiğimiz hazırlık
karşılaşmasında çıktım. O günden bugüne de 42 maçta ay-yıldızlı
formayı giydim. Millî Takım'a seçildiğim günden bu yana, aday
kadroda yer aldığım maçların tamamında oynadım."
U17 Millî Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynayarak
önemli bir başarıya imza attı. Aynı zamanda da Dünya Kupası
Finalleri'ne gitmeye hak kazandık. Bu başarıyı neye
bağlıyorsun?
"Bir önceki soruda da belirttiğim gibi, Ocak 2015'ten bu
yana birlikte oynayan bir takımız. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz.
U17 Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde çok zorlu bir gruba düştük.
Bir nevi, ölüm grubu da diyebiliriz. Bu kadar zor bir gruba düşsek
bile takım olarak potansiyelimizin farkındaydık ve neler
yapabileceğimizi biliyorduk. Kendimize ve birbirimize de güvenimiz
tamdı. U17 Millî Takımı Teknik Direktörümüz Mehmet Hacıoğlu'nun da
dediği gibi hedeflerimizi adım adım koyup, turnuvada yarı finale
kadar yükselmeyi başardık. Yarı finalde İngiltere'ye mağlup olsak
da, Ekim ayında Hindistan'da düzenlenecek U17 Dünya Kupası
Finalleri'ne katılmaya hak kazandık. Bir anlamda, hedefimize
ulaştık diyebilirim. U17 Dünya Kupası'nda, çok daha iyi işlere imza
atabileceğimize inanıyorum."
U17 Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde gösterdiğin performansla,
turnuvanın en çok dikkat çeken 10 oyuncusu arasına girmeyi
başardın. Bu konu hakkında yorumun nedir?
"UEFA'nın beni böyle bir listede göstermesinden büyük onur
duydum. Ancak, turnuvayla ilgili daha güzel olan şey takımımızın
yarı final oynamış olmasıydı. Turnuva, hem takım için hem de benim
için çok iyi geçti. Gerek kulüp düzeyinde, gerekse de uluslararası
platformda kendi performansımı daha da ilerilere taşımak istiyorum.
O yüzden bu başarımı yeterli görmüyorum. Her zaman daha çok
çalışarak, daha da önemli şeyler başarmak
amacındayım."
GOL ATAN BİR DEFANS
Defans oynamana rağmen U15, U16 ve U17 Millî Takımlarında bugüne
kadar çıktığın 42 maçta toplam 9 gol attın. Bu golcü özelliğini
neye bağlıyorsun? Bunun için ayrıca çalışma yapıyor musun?
"Futbola başladığımda santrfor olarak oynamam, şu an
savunmada yer almama rağmen gol atabilmem konusunda etkili
diyebilirim. Özellikle kornerlerde ve yan toplarda etkili oluyorum
ve gol atıyorum. Sürekli olarak gol atmaya yönelik çalışmalarıma
antrenmanlarda da devam ediyorum. Ayrıca her sezon başı da kendime
gol hedefi koyuyorum ve bu hedefe ulaşmaya
çalışıyorum."
Güçlü olduğun ve kendini geliştirmen gerektiğini düşündüğün
yönlerin hangileri?
"Bir savunma oyuncusuna göre tekniğimin iyi olduğunu ve
oyunu geriden iyi kurduğumu düşünüyorum. Pozisyon alma konusunda da
başarılı buluyorum kendimi. Fakat mevkiim itibariyle fiziksel
anlamda daha güçlenmem gerekli. Tecrübe konusunda da eksiklerim
var. Bunu da maç yaptıkça gidereceğimi düşünüyorum."
Hayatında örnek aldığın biri var mı? Bunun yanı sıra kendi
mevkiinde en çok beğendiğin oyuncular kimler?
"Babamın karakterini ve hayata karşı dik duruşunu her zaman
kendime örnek aldım. Galatasaray'ın efsane kaptanlarından Bülent
Korkmaz'ı oynadığım mevkii itibariyle da idol olarak görüyorum. Çok
küçükken onu izleme şansı bulmuştum. Daha sonra da eski maçlarını
seyrettim. Hırsını ve oyun karakterini çok beğeniyorum. Ben de onun
gibi adımı Türk futbolunun unutulmazları arasına yazdırmak
istiyorum. Günümüzden bahsetmek gerekirse de kendi mevkiim
itibariyle dünya futbolunda en çok İspanyol oyuncu Sergio Ramos'u
beğeniyorum."
GELECEKTEKİ HEDEFLERİ...
"Öncelikli hedeflerim altyapısında bulunduğum
Galatasaray'da A takıma, ay-yıldızlı formayla da A Millî Takım'a
yükselmek ve buralarda kalıcı olmak. Daha sonrasında Avrupa'da
oynayıp ülkemi en iyi şekilde temsil ederek yeni başarılara ve
kupalara ulaşmak istiyorum. Avrupa'da, eğer fırsat olursa Premier
Lig'de oynamak isterim. Çünkü bu ligdeki mücadeleyi beğenerek
izliyorum ve maçlar her zaman tamamen dolu tribünler önünde
oynanıyor. Premier Lig'de de Manchester United'a ayrı bir sempatim
var. Galatasaray'dan ve U17 Millî Takımı'ndan yakın arkadaşım
Atalay Babacan da bildiğiniz gibi orada oynarsa çok mutlu olacağını
iletmişti size. Umarım bir gün Avrupa'da aynı kulüpte birlikte
oynama şansına erişiriz."
(İHA)