'Siz 6 seçim kaybettiniz, niye istifa etmediniz'
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun istifa müessesesi sözlerine ilişkin, "Siz 6 seçim kaybettiniz, niye istifa etmediniz? O zaman siz örnek olun, istifa edin" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun istifa müessesesi sözlerine ilişkin, "Siz 6 seçim kaybettiniz, niye istifa etmediniz? O zaman siz örnek olun, istifa edin" dedi.
Akdoğan, Star Ana Haber'de gündeme dair soruları yanıtladı.
Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili güvenlik zafiyeti
tartışmaları anımsatılarak, "Hiç bu konuda bir öz eleştiri
yaptınız mı" sorusuna Akdoğan, bugünlerin acıları paylaşma
günü olduğu için mitingleri iptal edip, siyasete ara verdiklerini
söyledi.
Akdoğan, bu tür günlerde ortak duygudaşlığı geliştirmenin, acıyı
paylaşmanın, birbirini suçlamaktan önce teröre karşı ortak tepki
verebilmenin çok önemli olduğuna işaret etti.
Bu olayın üzerine toplantıların ve incelemelerin yapıldığını
bildiren Akdoğan, olayı gerçekleştiren örgüt, failler ve bunun
arkasındaki güçlerle ilgili yürüyen çalışmaların olduğunu söyledi.
Akdoğan, ayrıca saldırı öncesinde gereken tedbirlerin alınıp
alınmadığıyla ilgili yürütülen idari soruşturmanın yapıldığı
bilgisini de verdi.
Akdoğan, soruşturma raporu geldikten sonra meselenin ele alınması
gerektiğinin altını çizerek, bundan daha önemli şeyin bu acıyı
paylaşmak olduğunu ifade etti. Olayın olduğu ilk andan itibaren
bugüne kadar her konuda hummalı bir çalışma yürütüldüğünü kaydeden
Akdoğan, "Herhangi bir ihmal varsa, eksiklik varsa bunlar
değerlendirilir, soruşturma raporundan sonra da bir adım atılması
gerekiyorsa da atılır" görüşünü dile getirdi.
Akdoğan, çok ciddi bir güvenlik çalışması yapıldığını belirterek,
"İstihbarat birimlerimize de haksızlık yapmamak lazım. Daha
yeni birçok canlı bomba yakalandı, Ankara'da yargı mensuplarına
dönük yeni bir saldırı girişimi engellendi. Bunların çoğu
kamuoyuyla paylaşılmıyor" ifadesini kullandı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "rutin önlemleri almaktan
çıkaracağız" açıklamalarının hatırlatılması üzerine
Akdoğan, şöyle devam etti:
"Terör örgütleri alınan klasik önlemleri fark ettiği için
yeni yöntemler geliştiriyor. Vatandaşların bir şekilde toplandığı
alanlar da dahil olmak üzere, ilave daha geniş, daha kapsamlı ne
tür tedbirler alınabilir? Bunların hepsini değerlendirdik. Yani
yeni yöntemler. Bunları açıklamak çok doğru değil, bu sefer terör
örgütleri ona göre tedbir geliştiriyor. Buna bir takım hava
araçlarının insanlı veya insansız kullanılmasından tutun da bomba
köpeklerinin bir şekilde vatandaşların arasında dolaşmasından veya
başka bir takım tedbirler. Bunları konuşmak çok doğru değil. Bu tür
olaylarda önleyici istihbarat çok büyük önem taşıyor. 'Bununla
ilgili yeni bir güvenlik konsepti, bu tür yürüyüşlerde veya
mitinglerde daha kapsamlı bir tedbir ne yapılabilir' bunu da
konuştuk, bundan sonra bu çerçevede tabi bir takım adımlar
atılacak."
"Kimliklerine yönelik kısa sürede sonuca
ulaşılacak"
Akdoğan, saldırıyla ilgili iki canlı bombanın IŞİD üyesi olduğu
üzerinde varsayımlar yapıldığı ve başka bir bilginin olup, olmadığı
sorusu üzerine, "Şimdiden kesin sonuca varmadan, bunun
bağlantıları üzerinden çalışma neticelenmeden isimleri açıklamak
doğru değil, örgüt isimleri açıklamak da doğru değil. Burada tabi
örgüt üyesi aileler değil de belli örgüt şüphelilerinin
yakınlarından da DNA örneği alınıyor ki acaba bir şey oradan
bulunabilir mi diye. Bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor. Bir
noktaya gelindi, kısa sürede, yani şahısların kimlikleri ve
mümkünse bağlantıları üzerine bir sonuca varabiliriz diye
düşünüyoruz" ifadesini kullandı.
Saldırıya yönelik kaç kişinin gözaltında olduğu sorusu üzerine
Akdoğan, eylem yapma kapasitesine sahip örgütlerin bulunduğunu,
başta Türkiye'de terörün anası olan PKK'nın yer aldığını, bugüne
kadar binlerce sivilin katledilmesi olaylarına, canlı bomba
eylemlerine karıştığını söyledi.
Akdoğan, bu tür eylemler meydana geldiğinde DAİŞ de başta olmak
üzere bütün bu örgütlerle ilgili operasyon sürecinin başlatıldığını
bildirerek, "Bundan dolayı farklı sayılara ulaşmış
olabilir, son rakamı şu anda bilmiyorum. Bu eylemi yapabilecek
kapasitedeki muhtemel şüphelilere dönük birtakım soruşturmaların
devam ettiğini biliyoruz. Burada bir örgüt çıkabilir, bu görünen
örgütün arkasını eşelemek gerekiyor. Çünkü bazen bu örgüt
mensupları, farklı örgütlere de çalışıyor olabiliyorlar, farklı
örgütlerin amacına hizmet ediyor olabiliyorlar ya da farklı gizli
servislerin uzantısı olabiliyorlar. Bunun için biraz daha sabırlı
olmak lazım ama şahısların kimliklerine yönelik kısa sürede bir
sonuca ulaşılacaktır" diye konuştu.
"Siz buyurun, örnek olun, istifa edin"
Saldırıyla ilgili herhangi bir görevden alma ya da istifanın söz
konusu olup olmadığı sorusu üzerine Akdoğan, şu değerlendirmelerde
bulundu:
"Bu konuda siyasetçilerin yaptıkları açıklamalar var.
Öncelikle siyaset kurumunun bir bütün olarak bunun karşısında
durması lazım. Maalesef bugünlerde bu tavrı sergileyemeyenler, bu
tür ucuz yöntemlere başlıyorlar. 'Siyaseten bunu kime fatura
edebiliriz, nasıl buradan siyasi fayda kazanabiliriz?' Cenazeler
daha defnedilmemişken, gidip orada 1 Kasım üzerinden konuşmalar
yapmak, bu acının üzerine basarak siyaset yapmaktır, acıyı çalmak
demektir. Böyle bir şey olabilir mi? Baktığımızda istifa olur mu
olmaz mı? Şırnak'ta bir hadise yaşandı, rapor geldi, tespit yapıldı
hemen adım atıldı ama böyle peşin hüküm vererek, oturduğumuz yerden
kimseyi suçlayamayız. Burada da gereken adım atılır, yanlış yapan
kim varsa gereken yapılır."
Akdoğan, "Türkiye'de istifa müessesesi oturmadı"
lafını edenlerin, bu kültüre ne kadar sahip olup olmadıklarını
sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun istifa müessesesinin
Türkiye'de oturmadığından bahsettiğini aktaran Akdoğan, "E
tamamda siz 6 seçim kaybettiniz, niye istifa etmediniz. 'Yüzde 40'
dediniz 25 aldınız, 'yüzde 35' dediniz yüzde 26 aldınız. Her seçimi
kaybettiniz, yani yenilgi yenilgi büyüyen bir genel başkan koltuğu
var, sürekli seçim kaybediyor. E o zaman siz buyurun, örnek olun,
istifa edin. Ya da Sayın Bahçeli, 1997'den beri 11 seçim kaybetti.
İstifa müessesesi çalıştırılmıyor lafı, buna o zaman buyurun
örneklik edin. Onun ötesinde bir soruşturma neticesinde gereken
neyse bunu yaparız" diye konuştu.
"Terör örgütlerini asla sevindirmeyeceğiz"
Birçok şehir ve ilçede asker, polis ve jandarmanın terörle mücadele
ettiğini belirten Akdoğan, İçişleri Bakanı Selami Altınok'a ilişkin
"alınsın" ifadesinin terör örgütünü sevindirecek
bir söylem olduğunu ifade etti.
Akdoğan, terör örgütlerini asla sevindirmeyeceklerini vurgulayarak,
"Yani terörle burada mücadele eden kişilerden birini böyle
'bir siyasi manevra olsun' diye almak sadece terör örgütünü
sevindirir. O kişi de cansiperhane bu mücadeleyi yürüten bir
kişidir. Yerel düzeyde bir hata varsa bu da soruşturma neticesinde
gereken adım atılır" diye konuştu.
"Bundan sonra acaba bu tür saldırılar, metropollere mi
kaydı?' iddiaları başladı. Bu noktada devlet ve toplum ne yapmalı?
sorusuna karşılık Akdoğan, terör örgütlerinin amacının toplumda bir
yılgınlık oluşturmak olduğunu ve bu oyuna gelinmemesi gerektiği
cevabını verdi.
Akdoğan, saldırı nedeniyle cuma gününe kadar AK Parti'nin
mitinglerinin iptal edildiğini, teröre karşı yürüyüş
gerçekleştireceklerini ve acıyı paylaşacaklarını belirterek,
"Fakat ondan sonra hayatı normale çevirmek gerekir, rutine
dönmek gerekir. Çünkü terör örgütleri zaten bunu hedef almaktadır.
Terörün ekmeğine yağ sürmemek için hayatı normalleştirmek, rutin
akışında devam ettirmek de önem taşır. Burada elbette tedbirler
önemli" ifadesini kullandı.
Türkiye'yi bu tür hadiselerin yaşandığı bir Ortadoğu ülkesiymiş
gibi göstermeye kimsenin hakkı olmadığının altını çizen Akdoğan,
bununla ilgili gereken tedbirlerin alındığını ve vatandaşın
müsterih olması gerektiğini söyledi.
Akdoğan, 30 yıldır ismi ne olursa olsun birçok terör örgütünün
eylem yaptığını ama Türkiye'ye rota çizemediğine dikkat çekti.
Terörün, iç siyaseti dizayn etmek için kullanılan bir enstrüman
olduğunu belirten Akdoğan, aynı zamanda iç ya da dış odakların, dış
siyasete de müdahale etmek için kullandığı bir araç olarak
görüldüğünü dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, içeri veya dışarıda Türkiye'ye
yön vermek isteyenlerin terörü hep kullandıklarını, AK Parti
iktidarı döneminde ise bu karanlık odakların etkisizleştirildiğini
anlattı. Fakat son dönemde Suriye bağlamında yaşananların bölgede
büyük bir çalkantı meydana getirdiğine işaret eden Akdoğan,
"Yine terör üzerinden acaba Türkiye'ye bir yön çizebilir
miyiz, istikametini değiştirebilir miyiz?' Yanımızda bir bataklık
var, devlet otoritesi olmayan iki ülke var. Bu bataklığın ürettiği
sıkıntılar bütün bölgeyi olumsuz etkiliyor" dedi.
"Bu taktik açıklamaların bir anlamı yok"
Akdoğan, "Terör örgütü PKK eylemsizlik kararı aldığını
açıkladı. Sözde yol kesmeleri, yol denetimlerinin de durduğunu
söyledi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu açıklamaları?"
sorusuna, "Bunlar taktik manevralar. Terör örgütü daha
önce de bu tür taktik manevralarda bulundu" yanıtını
verdi.
HDP'ye "ön açmak ve siyasi fayda olsun" diye bu
tarz açıklamaların yapıldığını vurgulayan Akdoğan, son günlerde
bütün şehirlerde operasyonların yapıldığını, terör örgütünün çok
büyük kayıplar verdiğini bildirdi.
PKK'nın tam anlamıyla bir bozgun yaşadığını söyleyen Akdoğan şöyle
devam etti:
"PKK'nın silah üzerinden geliştirdiği bütün projeler
çöktü. Bundan dolayı taktik olarak böyle bir şey yapıyor. Bir
taraftan da fedai eylemleri için talimat veriyor. Diyecekler ki
'bunu kontrol dışı unsurlar yaptı' veya 'paravan bir takım uydurmuş
örgüt isimleriyle onlar yaptı'. Yani bir taraftan HDP'nin işine
yarasın diye böyle bir taktik manevra yapıyor, öbür taraftan da
terör sopasını bir şekilde devlete göstererek başka bir şey yapmaya
çalışıyor. Biz bunu Kobani olaylarından sonra da gördük. Süreç
orada da bir kırılma yaşadı. Tekrar sürecin başlaması için tam
anlamıyla bir eylemsizlik ve Türkiye'yi terk etmekti ama onlar
olmadı. 7 Haziran'dan sonra da tekrar devrimci halk savaşı ilan
etti, açık terör saldırıları meydana getirdi. Bu yüzden bu taktik
açıklamaların bir anlamı yok" ifadelerini
kullandı.
"Benim için önemli olan bu projenin sonuca
ulaşması"
Yalçın Akdoğan, "7 Haziran'dan önce HDP barajı aşamazsa
süper olur" sözlerinin hatırlatılarak, "1 Kasım'da
HDP barajı aşarsa ne olur, aşamazsa ne olur?" sorusu
üzerine şunları kaydetti:
"Seçim sürecinde biz rakibiz, isterim ki onlar çok az oy
alsın, biz çok oy alalım. Bir de devlet yönetirken baktığımız
değerlendirmeler var. Burada mesele bir partinin barajı geçip,
geçmemesi değil. Orada ben Çözüm Süreci'yle çok ilgili olduğum
için, benim için önemli olan bu projenin sonuca ulaşması. Eğer 'sen
sürece ihanet ediyorsan, Çözüm Süreci'nin düşmanlarıyla ittifak
kuruyorsan, Çözüm Süreci'ne her türlü kötülüğü, sabotajı yapan,
buna inanmayan anlayışlarla AK Parti'yi devirmek için ve sadece
barajı geçmek için bir iş birliğine gidiyorsan' o zaman ben,
sürecin selameti için bunu eleştiririm. Yoksa bir partinin barajı
geçip geçmemesi değildir mesele. Fakat sen barajı geçmek için
sürece ihanet ettin. Ne oldu? AK Parti'yi tek başına iktidar
olmaktan uzaklaştırdılar, işte bir sürü sıkıntılar. AK Parti ancak
bunları yapabilir. Sen, sürecin lokomotifi, mimarı olan partiyi
devirmeye çalışıyorsun. O zaman ben de diyorum ki 'bu süreci kim
yapacak?'"
"Terör örgütü süreci zehirledi"
Çözüm Süreci'ne ilişkin bir soru üzerine Akdoğan, tüm toplum
kesimleriyle ilgili sorunların çözümü için 13 yılda her şeyi ortaya
koyduklarını, bu konuyla ilgili büyük riskler aldıklarını ve
bedeller ödediklerini ifade etti.
Akdoğan, Çözüm Süreci'ni AK Parti hükümetinin başlattığını dile
getirerek, terör örgütünün süreci zehirlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Çözüm Süreci
bitti" demediğini aktaran Akdoğan, bu durumun da bir tercih
olmadığına, kaçınılmaz, zorunlu bir durum olduğuna işaret etti.
Akdoğan, PKK'nın illegalite anlamında, şiddet anlamında, baskı ve
zulüm anlamında bölgede yapmadık şey bırakmadığına değinerek,
"Yani yol kesme, adam kaçırma, haraç alma, işkence ...
Bunlar sürece zarar veriyor ve bu şiddet eylemleri süreci devam
ettirilemez bir noktaya getirdi. Yani süreç sürdürülemezse o zaman
bunların devreden çıkarılması gerekir. Bu operasyonlar bunları
devreden çıkarmak için yapılıyor. Bu süreç bir gün devam edecekse,
bunların ortadan kalkması gerekiyor" diye konuştu.
Kamu düzeni olmazsa hiçbir vatandaşın hak ve hukukunu
koruyamayacağını kaydeden Akdoğan, Çözüm Süreci'nin sürdürülebilir
hale gelmesi için bu operasyonların devam etmesi ve güvenlik
açığının ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.
"Casusluk faaliyetlerinden zevk alıyor"
Akdoğan, bazı televizyon kanallarının Digitürk'ten çıkarılmasına
yönelik soru üzerine, bu konunun bir hükümet meselesi olmadığını
anlattı.
Paralel yapıyla ilgili söylenecek çok süzün olduğunu dile getiren
Akdoğan, "Bu milli güvenlik belgesi ve milli güvenlik
kararlarına da girmiş bir konu. Türkiye için ulusal güvenlik
meselesi olan bir konudur bu. Bu bağlamda bir takım hassasiyetlerin
sergilenmesi bu mücadelede bütün devlet kurumlarının ortak bir
mücadele ortaya koyması önemlidir" diye konuştu.
Akdoğan, Nokta dergisinde yer alan bir habere ilişkin soru üzerine,
bu haberin tamamen uydurma olduğunu belirterek, "Paralel
yapının bu tür hastalıkları vardır. Bu hastalıklı bir yapı ve
casusluk faaliyetlerinden zevk alıyor. Zaten bu yapının merkezinde
de casusluk yapılanması var. Bu yapılanma bir ihanet şebekesine
dönüştü ve Türkiye için ulusal bir güvenlik problemi oldu. Bunların
dinlemediği kaydetmediği insan kalmadı" ifadesini
kullandı.
Her partinin olduğu gibi AK Parti'nin de bir strateji heyetlerinin
olduğunu aktaran Akdoğan, bu toplantılarda partiyi ilgilendiren her
konuda fikir alışverişinde bulunulduğunu, ancak yapılan bu haberin
gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
"Sandıkların birleştirilmesi daha olumlu
olabilirdi"
Seçim güvenliği ile ilgili bir soru üzerine Akdoğan, seçim
güvenliğinin sadece sandık güvenliği olarak algılanmaması
gerektiğini, bu söylemin aynı zamanda halkın tehdit edilmemesi ve
iradesini sandığa yansıtabilmesi için alınan tedbirleri de
kapsadığını dile getirdi.
Akdoğan, geçen seçimlerde doğu bölgelerinde yaşanan tehdit ve
şantaja bu süreçte son verilmesi gerektiğini belirterek, şöyle
konuştu:
"Geçen seçimde gördük, HDP kaç sandıkta silme yüzde 100 oy
aldı. Bu fıtrata aykırı bir şey. O sandıklarda görevli AK
Partililer de var. Geçen seçimde baskı, şiddet, elinde silah olan
unsurların köylere gidip de tehdit etmesi... Böyle baktığımızda
sandıkların birleştirilmesi daha olumlu olabilirdi. Bu maalesef
olamadı ama onun ötesinde 380 bin güvenlik görevlimiz burada her
türlü tedbir alınıyor yani arazide güvenlik güçleri şu anda duruma
da hakim durumdalar ve ben geçen seçime göre seçim güvenliğinin
daha olumlu olacağını düşünüyorum. Yani bu olumlu olmak herhangi
bir partili yine değil, vatandaşın, seçmenin iradesinin sandığa
yansımasından daha olumlu bir tablo çıkacağını
düşünüyordum."
"Dernek kurun ve yürütün"
Gündemlerinin seçim olmadığını belirten Akdoğan, yaşanan acıyı
paylaşma ve ortak bir tavır takınma konusunda bütün partilerin
ortak bir duruş sergilemesi gerektiğini kaydetti.
Siyasi partilerin amaçlarının ülkeyi, sorumluluk üstlenmek ve
millete hizmet etmek olduğunu işaret eden Akdoğan, "Eğer
siz ülke yönetimine ortak olmazsanız, sorumluluk üstlenmezseniz
nasıl millete hizmet edeceksiniz? O zaman niye siyaset
yapıyorsunuz? O zaman bir dernek kurun ve yürütün. Yani burada
siyasi parti olmak, siyaset yapmak demek ülke sorumluluğuna ortak
olmak demek. Sayın Kılıçdaroğlu, 'açık çek, her şeyi yaparım'
diyor, iki satırlık bildiriye imza atamadı. Siyaseti böyle günlerde
arka plana atıp, ortak bir tavır önem taşıyor" ifadesini
kullandı.
Muhabir: İlkay Güder-Enes Duran