Kılıçdaroğlu: Bütün Dünya Duysun, Hırsızdan Kahraman Çıkmaz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bilecik'teki mitingde yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek "Zorla Türkiye'yi savaş sokmak istiyor. 'Ben acaba kahraman olur muyum' diye? Bütün Türkiye duysun, bütün dünya duysun 'Hırsızdan kahraman çıkmaz'" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bilecik'teki mitingde
yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek "Zorla Türkiye'yi
savaş sokmak istiyor. 'Ben acaba kahraman olur muyum' diye? Bütün
Türkiye duysun, bütün dünya duysun 'Hırsızdan kahraman çıkmaz'"
dedi.
Helikopterle Bilecik Organize Sanayi Bölgesi'ne inen Kılıçdaroğlu,
daha sonra seçim otobüsüne binerek kentte tur atıp mitingin
yapıldığı Cumhuriyet Meydanı'na geldi. Kılıçdaroğlu alana gelmeden
önce Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri
sürülen ses kayıtları miting alanına dolduran kalabalığa ekrandan
dinletildi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu mitingde ellerinde Türk Bayrakları ve
Atatürk posterleri olan coşkulu kalabalığa hitap etti. Siyasette
siyasetçi zenginleşirse halkın fakirleşeceğini söyleyen
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasetçinin zenginleşmemesi lazım, halkın zenginleşmesi lazım.
Siyasete atıldığım gün mal varlığımı internet siteme koydum. CHP
Genel Başkanı olduğum mal varlığımı CHP internet sitesine koydum.
Bütün mal varlığım, benim alın terimin karşılığıdır. Çalmadım,
çırpmadım, kul hakkı yemedim. İnsanının hakkını gasp etmedim. Bütün
mücadelem hayatım boyunca hep iyi hizmet vermek oldu."
AHLAK AYNI ZAMANDA ADALET DEMEKTİR
Temiz siyasetten yana olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Temiz
siyaset olsun. Ahlaklı siyaset olsun. Ahlakı unutmayın, ahlak çok
çok özlü bir kavramdır. Bütün inançların, bütün dinlerin ortak
alanı ahlaktır. Ahlak aynı zamanda adalet demektir. Adalet milletin
vicdanı demektir. Bir düşünür derki adalet kutup yıldızı gibidir
yerinde sabit durur ama bütün kainat onun etrafından döner. Adalet
kaldı mı bizim memleketimizde? Adalete güven kaldı mı? O zaman
yapacağımız bir şey var, adaleti yeniden tesis edeceğiz. Güçlü bir
devleti yeniden tesis edeceğiz" diye konuştu.
BAŞBAKANLIK KOLTUĞU HİZMET ET DİYE VERİLMİŞ
Konuşmasında sık sık Başbakan Erdoğan'ı eleştiren CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Devlet baskıcı olmaz. Siyasi partiler 4 yıl süreyle devleti
yönetmek üzere gelirler. Devlet olmak için gelmezler. Ama bu parti
Başbakanlık koltuğunda oturan zat, 'Ben devletim' demeye başladı.
Ben devletim her dediğimi yaparım. Sen devlet değilsin. Sen bir
siyasal iktidarın genel başkanısın. Sana başbakanlık koltuğu
verilmiş, millete hizmet et diye. Köşeyi dön diye değil. Oğluna
ailene servetleri kazandır diye değil. Kul hakkı ye diye değil.
Tüyü bitmemiş hakkını ye diye seni o koltuğa getirmediler. Sen
oraya bu ülkeye temiz siyaseti getir diye verdiler. Onun için
verdiler sana. Ne dedin 'Bana oy verin size ', 'Hırsız Tayyip
Erdoğan' Sizler böyle slogan atıyorsunuz o da benim hakkımda
tazminat davası açıyor. Niye açıyor? Acaba Kılıçdaroğlu'nu
korkuturum mu diye. Bileciklilere sesleniyorum. Allah aşkına
ayakkabı kutusundan korkan adamdan korkulur mu? gençlerin attığı
tweetten korkan adamdan korkulur mu? Ben korkmam. Benim veremeyecek
hesabım yoktur. Korkakların hesabı vardır. Verilmeyecek hesapları
vardır. Kul hakkı yiyenlerin korkuları vardı. O nedenle diktatörler
en büyük korkaklardır. Topluma baskı kurarlar. Toplum gerçekleri
öğrenmesin diye. Biz özgürlükten yanayız. Bakın özgürlük mühre
kaldı. Yarın gideceksiniz ayın 30'u. Özgürlük için, ülkemiz için,
güzel Türkiye için çocuklarımız için, gelecek için oyumuzu
kullanacağız. Nasıl, alacağız mührü altı okun böğrüne evet diye
basacağız."
DÖRDÜNDEN BİRİ CASUS
Başbakan Kemal diye slogan atan kalabalığa "Ona sıra gecek daha"
diyen Kılıçdaroğlu, "Önce şu ayın 30'unu bir halledelim. Yerelde
halkın iktidarını bir kuralım. Birisinin yağlarını iyice alalım.
Ondan sonra zaten genel seçimler gelecek" dedi.
Suriye ile ilgili ses kayıtlarına da değinen Kemal Kılıçdaroğlu,
konuşmayı yapan 4 kişiden birinin casus olduğunu öne sürürek şöyle
konuştu:
"Suriye konusunda onun da kayıtları düştü. Kumpas kuruyorlar
Türkiye Cumhuriyeti'ne. Kumpas kuruyorlar. Diyor ki Süleyman Şah
Türbesi'ne de saldırı düzenlettiririm. Böylece bizim ordu girer
diyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? Süleyman Şah Türbesi'ne
saldırı düzenlemek demek orada bizim askerleri benim adamlarım
öldürür biz de deriz ki millete 'Bak bizim askerler şehit oldu.
Haydi ordu savaşa. Bunu kabul edecek miyiz? Daha vahim olanı.
Devletin mahremi diye birşey kalmadı. Herşey uluslararası pazarlara
döküldü. Şimdi arıyorlar 'Kim haber verdi' diye bunu. Neyse bugün
gazetelerden öğrendik içeride zaten 4 kişi konuşuyor. Bu dördünden
biri casus. Bunu bileceğiz artık. Dördünden biri casus. Şimdi kim
bunlardan birisi. Bulacaklar mı? Bekliyoruz bu casusu kim buldu.
Birşey daha bu casusluk işidir diyor. Birisi bize savaş açtı. Bu
çapsız Dışişleri Bakanı var ya. Bize savaş açtı. Bu devleti açıkla
bakalım. Hangi devlet bize savaş açmış. Türkiye'nin çivisi çıktı.
Devletin genleriyle oynandı. Devlet devlet olmaktan çıktı. Yeniden
oturtacağız yerine. Devleti görkemli bir devlet yapacağız."
EGEMEN BAĞIŞ'I NEDEN İSTİFA ETTİRMİYOR
Türkiye'de hiç bir vatandaşın Allah'ın kelamıyla dalga geçmediğini
söyleyen Kemal Kılıçdaroğu şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir bakan değil bak demiyorum,
hiçbir vatandaş Allah'ın kelamıyla dalga geçmemiştir. Hiçbir
vatandaş. Ama bu koltuğunun altında tuttuğu adamı siz gördünüz,
tanıdınız. Egemen Bağış. 3 seferde 1.5 milyon dolar rüşvet alan
adam. Onun bir üstü var içişleri bakanı Muammer Güler 10 seferde 10
milyon dolarlık rüşvet alan adam. Onun da bir üstü var. Zafer
Çağlayan 28 seferde 52 milyon dolar rüşvet alan adam. Sizin
vicdanınıza sesleniyorum, Allah aşkına bu ülkede temiz siyaset
istiyor musunuz , kul hakkı yemeyen bir siyaset istiyor musunuz? O
zaman özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer
yurttaşlarıma sesleniyorum. Yarın sandığa gideceksiniz. Elinizi
vicdanınıza koyun ve oyu öyle kullanın. Onlara soruyorum. Helale mi
ortak olacaksınız harama mı ortak olacaksınız? Hiçbir yurttaşımın
harama ortak olmasını istemem. Müslümanlıkta yoktur böyle bir şey.
Egemen Bağış ne diyor. Allah'ın kelamı ile dalga geçiyor. Bakara
makara diyor. Bakara suresi. Sonra efendim diyor her cuma günü
googleden bir ayet indiriyorum ve sallıyorum. Sen de salla diyor.
Siz hiç Recep Tayyip Erdoğan'ın Egemen Bağış'ı çağırıp kardeşim
Kuranı Kerimle dalga geçilir mi? İstifa et bakayım bu partiden
dediğini duydunuz mu? Niye istifa ettirmiyor? Çünkü istifa
ettirirse Erdoğan Bayraktar gibi o da konuşacak. Rüşveti nasıl
aldıklarını, nasıl paylaştıklarını, onun nasıl haberi olduğunu
hepsini açıklayacak. O nedenle sandığa gideceğiz, elimizi
vicdanımıza koyacağız. Ve oyumuzu öyle kullanacağız."
ZORLA ÜLKEYİ SAVAŞA SOKMAK İSTİYOR
Kılıçdaroğlu, 'Başbakanın sesi kısıldı' diyen kalabalığa "Sesinin
kısıldığını biliyorum. Sesinin kısılması önemli değil. Biz bu
ülkede temiz siyaset istiyoruz. Hangi görüşten olursa olsun.
İnsanlar halkın önüne saygılı biçimde çıkmalı. Halkı
kamplaştırmamalı. Ben barıştan yanayım o savaştan yana. Ben kul
hakkı yememekten yanayım, o kul hakkı yemekten yana. Hem herkesin
zengin olmasını istiyorum, o kendisinin ve ailesinin zengin
olmasını istiyor. Ben bu ülkede her evde sıcak tencere kaynasın
istiyorum, o bunu istemiyor. Ben özgür ve güzel bir Türkiye
istiyorum, o başka bir Türkiye istiyorum. Ben yurttaşlarım arasında
hiçbir ayrım olmasın istiyorum. O ülkeyi kamplaştırıyor. Ben
göklerimizde albayrak özürce dalgalansın istiyorum, o bayrağı
siyasete alet ediyor. Ben ülkemi seviyorum. Emin onun kendi
ülkesini sevdiğinden ciddi endişelerim var. Zorla Türkiye'yi savaş
sokmak istiyor. Ben acaba kahraman olur muyum diye? Buradan
sesleniyorum, Osmanlının damarının olduğu yerden sesleniyorum.
Bütün Türkiye duysun, bütün dünya duysun 'Hırsızdan kahraman
çıkmaz'" dedi.
Kalabalığın 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye bağırması üzerine
Kemal Kılıçdaroğlu, "Elbette Mustafa Kemal'in askerleriyiz.
Çanakkale'de Conkbayır'da, Urfa'da, Gaziantep'te, Dumlupınar'da
dedelerimiz kucak kucağa yaşıyordu. Onlar hiçbir ayrım yapmadılar.
Bize güzel bir Türkiye bırakmak için canlarını verdiler, kanlarını
verdiler. Bizim de görevimiz çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye
bırakmak. Bunun için mücadele ediyorum. En büyük güvencem sizsiniz.
Demokrasilerde halkın üstünde başka bir güç yoktur. Size
inanıyorum, size güveniyorum. Sizin için çalışacağız, halk için
çalışacağız, hiçbir ayrım yapmadan bütün Türkiye'yi kucaklayacağım.
Siz bahar temizliğini yaptınız, inşallah bu temizliği bütün
Türkiye'de yapacağım" diye konuştu.