'Kalıcı istikrarın yolu Başkanlık sistemi ve yeni anayasa'
Başbakan Yıldırım, "Türkiye'de güven ve istikrarı kalıcı hale getirmenin tek bir yolu kaldı, Başkanlık sistemi ve yeni anayasa." dedi.
İSTANBUL (AA) - Başbakan Yıldırım, "Türkiye'de güven ve
istikrarı kalıcı hale getirmenin tek bir yolu kaldı, Başkanlık
sistemi ve yeni anayasa." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti İstanbul İl Başkanlığının
Yenikapı'daki iftar programına katıldı.
Geleneksel iftar programının adeta bir marka haline geldiğini ifade
eden Yıldırım, iftarın İstanbul'un bütün paydaşlarını, çeşitli
kesimlerden temsilcilerini, yabancı misyon şeflerini, dini
temsilcilerini, Türkiye'nin özeti olan İstanbul'un bütün renklerini
bir araya getiren önemli bir buluşma olduğunu söyledi.
"Türkiye zor günlerden geçiyor"
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini dile getiren Yıldırım, terörle
amansız bir mücadelenin devam ettiğini, Türkiye'yi bölmeye, nifak
tohumları saçmaya çalışanların asla ve asla sonuç alamayacağını
söyledi.
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Otuz üç gün oldu görevdeyim. Bu süre içerisinde yurdun her
köşesine gittim, özellikle de Doğu ve Güneydoğuda vatandaşlarımızla
hasbihal etme, onlarla iftar sofrasında bulunma fırsatı oldu.
Gördüm ki Türk milleti büyük millet, Türkiye büyük bir ülke. Çünkü
güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımız asla ve asla terörün oyununa
gelmemekte kararlı. Devletiyle, milletiyle beraber, tasada ve
sevinçte beraber olmayı kabul etmiş ve bu yönde hiçbir tereddüdü
yok. Bunu çok iyi şekilde gördük."
'İstanbul'un tam bin kilometre raylı sistemi olacak'
Başbakan Yıldırım, 7 tepeli bir şehir olan İstanbul'a 7 büyük eser
kazandırmak için 12 yıl boyunca çalıştıklarını ve bu eserlerin
hepsinin ya bitirildiğini ya da bitirilme aşamasına getirildiğini
anlattı.
Yıldırım, bir dünya projesi olan Marmaray'ın açıldığı Ekim 2013'ten
bu yana 145 milyon İstanbulluya hizmet verdiğini, kentin toplu
taşımasında önemli bir yük almayı başardığını kaydetti.
Avrasya Tüneli'nin 20 Aralık 2016'da hizmete alınacağını dile
getiren Yıldırım, son eser olan Kanal İstanbul'un hazırlıklarının
süratle devam ettiğini, bu yıl sonuna doğru ihalesini
gerçekleştirmeyi umduklarını ifade etti.
Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının 45 kilometreden
aldığı raylı sistemi 150 kilometreye çıkardığını, 160 kilometre
raylı sistem inşaatının devam ettiğini kaydederek, konuşmasını
şöyle sürdürdü:
"Planlananlarla birlikte 2023 yılında İstanbul'un tam bin
kilometre raylı sistemi olacak. Bu ne demek biliyor musunuz?
Londra'nın raylı sisteminin iki katından fazla demek. İstanbul'a da
yakışır, İstanbul için de çok güzel olur. Bu tabii bazılarının
canını sıkıyor, bazılarını kıskandırıyor. Gezi olaylarının masum
bir çevre işi olmadığını hep beraber gördük. Çünkü o Gezi
olaylarının başrolündeki 'Niye köprü yapıyorsunuz? Niye Kanal
İstanbul'u yapıyorsunuz? Niye hızlı tren yapıyorsunuz? Neden
tüneller yapıyorsunuz? Neden havaalanı yapıyorsunuz?' diye akılları
sıra ültimatom vermeye kalkıştılar. Ama İstanbullu başta olmak
üzere bu büyük millet bu oyunu bozdu. Liderinin etrafında et kemik
gibi oldu ve onlara en güzel cevabı verdi.
'Başkanlık yolunu da birlikte açacağız'
14 yıl boyunca hem çalıştık hem vesayetle mücadele ettik. Önümüze
çıkan engelleri birer birer ortadan kaldırarak bugünlere geldik.
Çok şey başardık, ama işimiz bitmiş değil. Şimdi artık Türkiye'de
güven ve istikrarı kalıcı hale getirmenin tek bir yolu kaldı,
başkanlık sistemi ve yeni anayasa. Yolları biz yaptık, köprüleri
biz yaptık, gönüllere yollar yaptık, inşallah milletimizle birlikte
Türkiye'nin başkanlık yolunu da birlikte açacağız. Türkiye artık
istikrarsızlıktan, koalisyon dönemlerinden çektiği sıkıntıları bir
daha çekmeyecek."
"AB, gelecek vizyonunu bir kez daha göz önüne
almalıdır"
Bugün dünyada yurdundan edilmiş 55 milyon insan bulunduğuna dikkati
çeken Yıldırım, "Bu, birçok ülkenin nüfusundan fazla. Bu
bir insanlık sorunudur. Bu insanlık sorununu Türkiye olarak biz,
dünyaya örnek bir şekilde ele aldık ve 3 milyon kardeşimizi
bağrımıza bastık. İşte AB, bunu görmeli ve bugün İngiltere'de neden
birlikte çıkma kararının verildiğini çok iyi düşünmeli, gelecek
vizyonunu bir kez daha göz önüne almalıdır. AB'nin kuruluştaki
değerlerine geri dönmesi, Türkiye'nin de içinde bulunduğu,
Balkanlar da dahil bütün ülkeleri kucaklayıcı politikaları ancak bu
çıkmazı sona erdirecek ve AB'deki birlik ve beraberliği daha da
güçlendirecektir." diye konuştu.