Feyzioğlu'ndan YSK'ya sert sözler
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "YSK'nın görevi kanununu uygulamaktır, kanun yazmak değil" dedi.
Genişletilmiş 9'uncu Karadeniz Baro Başkanları toplantısı,
Bartın'ın Amasra İlçesi'nde yapıldı. Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin Feyzioğlu, toplantı öncesinde basın mensuplarına
yaptığı açıklamada, YSK'nın 'mühürsüz oy' kararının hukuka aykırı
olduğunu söyledi. Feyzioğlu, "Hiçbir dayanağı yok ve hayatımda
böyle karar görmedim ve duymadım. YSK'nın, Türkçe okuma yazma bilen
herkesin anladığı bir şeyi nasıl anlamadığına hayretler ediyorum.
Anayasa'nın 101'inci maddesinin 1'inci paragrafının 3'üncü bendi,
‘Arkası mühürsüz oy pusulaları geçersizdir.' diyor. Yani bunun
böyle olmadığını iddia edebilmek için, başka türlü anlayabilecek ve
anlatabilecek gerekçeleri üretmek için hakikaten o kadar çok okumak
lazım. Herhangi bir okul bitirmemiş birisi bile bunun ne anlama
geldiğini anlar. ‘Arkası mühürsüz oy pusulası geçersizdir.' YSK'nın
görevi kanununu uygulamaktır, kanun yazmak değil. Bunlar yanlış ve
kabul edilemez" dedi.
YSK'nın daha önceki birkaç kararına atıf yapıldığını, ancak
bunların bir emsal olmadığını ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam
etti: "Kaldı ki o kararların her biri 2010'daki kanun
değişikliğinden önce ve YSK'nın bütün o kararları herhangi bir
beldedeki ya da kasabadaki sandığa ilişkin. Ama 16 Nisan'da akla
zarar bir şey yapıyor. Oylama devam ederken kanunun bir emredici
hükmünün uygulanmayacağını söylüyor. Dolayısıyla önceki kararından
çok farklı olarak kanuna aykırılığın boyutunu öğrenmemizi
sağlayacak tutanakların tutulmasını engelliyor, eksikliğin
giderilmesini önlüyor. Sözlü karar alınır mı? Bu kadar skandal bir
duyuruyu yazılı bir karar olmadan nasıl yaparsın? YSK'nın buradaki
mutlak hukuksuzluğu şu; oylama devam ederken böyle bir duyuru
yapamazsın. Oylama biter, tutanaklar tutulur. Kanun uygulanır,
kanuna göre mühürsüz oy pusulaları geçersiz sayılır. Birileri
itiraz eder ve bu itirazların üzerine sayılar ortaya çıkar. İhmal
edilebilir bir sayı olursa önceki içtihadı çerçevesinde belki
‘bunları sayalım' diyebilir. O zaman bile doğru olmaz ama belki
diyebilir. Burada kaç yüz bin, kaç milyon mühürsüz oy pusulası
olduğunu, bunların evet mi hayır mı şeklinde damgalandığını
bilmiyoruz. Bu kadar bilinmezle dolu bir hukuksuzluğun karıştığı
bir oylama sonucunda en az yüzde 50 ‘Türkiye'de sistemin ötesinde
rejim değişmiştir.' diyor. Anayasa Mahkemesi'nin buna bakması
lazım. Ama maalesef siyasi iktidardan yanıltıcı açıklamalar
geliyor."