Etyen Mahçupyan: Bana hain diyorlarmış…
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan, bir Ermeni olarak kendisini gerçekte daha ziyade Osmanlı hissettiğini söyledi.
Belçika'nın Gent kentinde Yunus Emre Enstitüsü Brüksel Türk
Kültür Merkezi ve Gent Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi
işbirliğiyle düzenlenen "Yeni Türkiye" konulu seminerde konuşan
Etyen Mahçupyan, başdanışmanlık görevinin Ermeni meselesini
kapsamadığını belirterek, "Ermeniler benim için ‘hain' diyormuş,
demiyormuş önemsemem. Sonuçta her görüşten Ermeniler mevcut. Çok
muhtemelen bunu diyecek Ermeniler vardır ama bir anlamı yok"
dedi.
Etyen Mahçupyan, "Ermeni olduğumu ispatlama pozisyonunda değilim.
Bir Ermeni olarak gerçekte kendimi daha ziyade Osmanlı
hissediyorum. Osmanlı ve daha öncesinde Bizans'tan beri bu
topraklarda yaşadık ve kültürümüzü oluşturduk. Bence değerli olan
bu. 1923′te oluşturduğumuz siyasi sistem değil. Türkiye'deki
Ermenilerin çoğunun Cumhuriyet'in vatandaşlık modeliyle gerçekten
bağlantı kurmakta zorlandıklarını düşünüyorum. Çok açık ki son 10
yılda kendilerini çok daha özgür hissediyorlar" ifadesini
kullandı.
Türkiye'nin dış politikasında değinen Etyen Mahçupyan,
şunları söyledi:
"Türkiye'nin bugünkü dış politikasını anlamada sorumluluk çok
ehemmiyetli bir kelime. Dış politika kriteri olarak bütünüyle yeni
bir kavram. Bölgemiz ve Müslümanlar başta olmak üzere tüm
mazlumlara karşı sorumluluk anlamına geliyor. Ak Parti'nin
gelecekte mazlumların sesi olmayı hedeflediği görülüyor. Bu şekilde
dış politikaya ahlaki standart getiriliyor. Bu çerçeveden
baktığımızda bu kavram bize Osmanlı dönemini, Osmanlı kurumları ya
da politikasını değil ama Osmanlı psikolojisini hatırlatıyor."
Etyen Mahçupyan, Türkiye'nin yaklaşık 2 milyon Suriyeliyi misafir
etmesinin ve insani yardımlarda ön sıraya çıkmasının mazlumları
önceleyen bu dış politikanın somut göstergesi olduğunu
kaydetti.
Türkiye'nin dış politikada temel hedefinin yönetimlerin değil
halkların kalbini kazanmak olduğunu belirten Mahçupyan, bu açıdan
uygulanan dış politikanın başarısının kısa vadeli değil uzun vadede
değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Mahçupyan, başkanlık sistemi hakkındaki sorular üzerine
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin bu konudaki
talebinin "bürokrasinin direncinin" bu sayede aşılabileceği
düşüncesinden kaynaklandığını söyledi.
Dünyada başkanlık sisteminin başarılı ve başarısız örnekleri
bulunduğunu belirten Mahçupyan, Türkiye'de parlamenter sistem
reformunun diğer bir alternatifi oluşturduğunu ve muhtemel bir
sistem değişikliğinin tüm tarafların mutabakatıyla yapılması
halinde başarılı olacağını sözlerine ekledi.