Emine Erdoğan: Ülkemiz dünyanın en cömert ülkesi olma onurunu taşıyor
Kızılay gönüllülük ödülleri İstanbul'da sahiplerini buldu. Ödül törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da katıldı. Türkiye'nin dünyanın en cömert ülkesi olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Türk Kızılay, Türk halkının yüce gönlünün elçisidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türk Kızılay tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası Kırmızı Yelek Gönüllülük Ödül Töreni"ne katıldı.
Burada yaptığı konuşmada Erdoğan, "Türkiye'nin insanlık için
atan kalbini, dünyanın dört bir yanına taşıyan Kızılay ailesine
şükranlarımı sunuyorum" ifadesini kullandı.
Hayatın iyiyle kötünün, acıyla mutluluğun, aydınlıkla karanlığın iç
içe ve yan yana bulunduğu zor bir imtihan olduğunu dile getiren
Erdoğan, "Bu imtihanı kolay kılan, iyiliğe sarılmaktır. Çünkü
insanlığın aynası iyilikle parlar. Kalplerimiz iyilikle şifa bulur.
İyilik ise insanın sadece doğduğu değil, dünyayı paylaştığı
insanlık ailesinin de bir parçası olduğunu idrak etmesiyle başlar.
Kendini tüm çocuklardan sorumlu hissetmek, dara düşenlerin elinden
tutmak, kimsesizin yanında olmak gibi faziletler, bu idrakin
tezahürleridir" diye konuştu.
Erdoğan, şefkatli hislerle donanmış bu kişilerde olağanüstü bir cömertlik görüldüğünü belirterek, "Onlar, gönül kapılarını ardına kadar açık tutarlar ve o gönüllerde herkese yer bulunur. Aşlarını paylaşır, bildiklerini öğretir, yaraları sevgileriyle sararlar. Hepimiz insan doğarız ama iyiliğin, hayırların, erdemlerin peşinden koştuğumuz oranda insan oluruz. Yani gönlümüze yönelmek, gönlümüzü, güzelliklerin yeşerdiği bereketli bir coğrafya haline getirmek insan olmanın ön şartıdır. Şu bir gerçek ki gönül, insana verilmiş çok büyük bir hazine, eşsiz bir nimettir" dedi.
'Modern insan, hızla birlik ve beraberlik duygusundan
uzaklaşıyor'
Emine Erdoğan, dünyanın öbür ucundaki insanların derdiyle
dertlenen, karıncanın hakkına riayet eden insanların dünyaya gönül
gözüyle baktıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:
"İnsanlığın tarihsel öyküsüne baktığımızda, her çağda derin yaralar
aldığını görürüz. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz dönemde merhamet,
karşılıksız sevgi ve fedakarlık gibi erdemlerin her zamankinden
daha fazla erozyona uğradığını tecrübe diyoruz. Modern insan, hızla
birlik ve beraberlik duygusundan uzaklaşıyor. Oysa dünyanın
yaşanabilir olması, başkalarına uzanan ellerin çoğalmasıyla
mümkündür. Yani gönüllülük kültürünü yaşatırsak, dünya sevgiyle
çepeçevre kuşanır. İç dünyamıza derin nefesler çekebileceğimiz
manevi bir atmosfere kavuşuruz. Çünkü gönüllülük, insanın insana
olan inancını pekiştirir."
Kızılay’ın faaliyetleri sayesinde daha da güçlenen bir dayanışma
ağı örüldüğünü ifade eden Emine Erdoğan, “Bildiğiniz gibi, ülkemiz,
insani yardım alanında, dünyanın en cömert ülkesi olma onurunu
göğsünde taşıyor" diyerek, başta Kızılay olmak üzere tüm kurumların
dünyanın tüm kıtalarında Türk halkının yüce gönlünün, engin
merhametinin ve samimi sevgisinin elçileri olduğunu ifade etti.
Erdoğan, "Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sever ve tüm insanları
kardeşimiz sayarız. Hiç kimseyi dini, dili, ırkı gibi nedenlerle
ayırmayız. Bilhassa, insan onurunu en üst seviyede korumak bizim
için ahlaki bir prensip meselesidir. Üstüne üstlük bu anlayışın
kurumlarımızın kimliği haline gelmesi, şefkatin bir devletin ana
karakteri olabileceğinin de delilidir. İşte tüm bunlar, bugün
bireyin tek başına öne çıkarıldığı, rekabetin hayatın ana teması
olduğu, insanın insana yabancılaştığı modern dünyanın ezberlerini
bozuyor" diye konuştu.
Türk Kızılay'ın ayrıca ülkenin dört bir yanındaki şubeleri, temsilcilikleri ve gönüllüleriyle vatandaşların her an yanında olduğunu belirten Erdoğan, "Çok geniş bir yelpazede sürdürdükleri faaliyetlerle her gün daha da güçlenen bir dayanışma ağı örüyorlar. Yaşlı bakımı, sosyal yardımlar, aş evleri, engelli vatandaşlarımızın desteklenmesi ve eğitim gibi hizmetlerle her ihtiyaca koşuyorlar. Binlerce gönüllüsüyle bugüne kadar çalınmadık kapı, sorulmadık hal hatır bırakmadılar" ifadelerini kullandı.
'İyilik, tüm insanlığı saran büyük bir anne
kucağıdır'
Emine Erdoğan, gönüllülüğün bir sefere mahsus bir deneyim
olmadığını, bireyden başlayarak tüm topluma yayılan başlı başına
bir yaşam kültürü olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bugün aramızda bireysel gönüllüler kadar gönüllülük geleneğini
kurumlarında yaşatanlar da var. Bu güzel örnekler, dilimizle
söylediğimiz değerleri, yaşam pratiklerine dönüştürerek
eylemlerimizle de onaylamaktır. Bilhassa kurumların gönüllülük
çalışmalarına yönelmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyorum.
Zira gençlerin manevi dünyalarının donanımı, gönüllülük
faaliyetlerine olan katılımlarıyla artıyor. Gönül verecek, gönül
yapacak, gönül alacak ahlaki yetkinliğe erişmiş insanlar haline
geliyorlar. Onları gönüllü işlere yönlendirecek imkanların
artırılması, özendirilmesi ve teşvik edilmesi, insanlık adına büyük
bir yatırımdır. Bizler, insani değerleri geleceğe aktarma ödevimizi
ancak bu şekilde yerine getirebiliriz."
Ödül alan gönüllülerin, insanlık sanatının varabileceği doruk
noktaları gösterdiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle
tamamladı:
"İnanıyorum ki bu ödülleri, dünyanın her bir köşesinde başkalarına
uzanan tüm dost ellerle paylaşıyorsunuz. Sizler yaptığınız
olağanüstü işlerle, kainatın düzeninin yalnızca fizik kurallarıyla
değil, manevi sırlarla da sağlandığını ispat ettiniz. Bunların en
başında iyilik gelir. Çünkü iyilik, tüm insanlığı saran büyük bir
anne kucağıdır. Bugün savaşlarla, çatışmalarla ve türlü dramlarla
yorgun düşmüş insanlığın, o kucakta dinlenmeye gerçekten çok
ihtiyacı var. Dünya Gönüllüler Günü'nü kutluyor, insanın insana
sahip çıktığı bir dünya diliyorum. Kalplerimizden merhametin,
dilimizden sevginin, elimizden cömertliğin eksik olmamasını temenni
ediyorum."