Demirtaş: Kaybedenler, ‘Kazanalım Da İlkelerimizi Unutalım' Diyenler Olacak
HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Antalya'da sivil toplum örgütleriyle buluşmasında, "En az şans verilen aday benim. Biz sanmayın ki kaybedeceğiz. Bu ilkeler Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak. Asıl kaybeden 'Biz şu koltuğu kazanalım da ilkelerimizi unutalım' diyenler olacak" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş,
Antalya'da sivil toplum örgütleriyle buluşmasında, "En az şans
verilen aday benim. Biz sanmayın ki kaybedeceğiz. Bu ilkeler
Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak. Asıl kaybeden
'Biz şu koltuğu kazanalım da ilkelerimizi unutalım' diyenler
olacak" dedi.
Seçim çalışmalarını Antalya'da sürdüren Selahattin Demirtaş,
Durukan Düğün Salonu'nda sendikalar, yöre dernekleri, meslek
odaları, kadın örgütleri, sivil toplum örgütleriyle bir araya
geldi. Saat 16.30 sıralarında Antalya Havalimanı'na inen
Demirtaş'ı, Antalya'da İl Emniyet Müdürlüğü Devlet Büyüklerini
Koruma Şube Müdürlüğü'nden iki polis korudu. Selahattin Demirtaş,
cumhurbaşkanlığı seçim çalışması sürecinde dile getirdiği
düşüncelerin ortak bir çaba ve arayış içinde ortaya çıkan
mücadelenin eseri olduğunu söyledi. "Ancak bu mücadeleyi yürütenler
olarak sürekli devletin ırkçı mantığıyla karşı karşıya kaldık ve
toplumu bölen, devleti bölmeye çalışan insanlar olarak
adlandırıldık” diyen Demirtaş, asıl toplumu bölen şeyin devletin
politikaları olduğunu söyledi.
BÖLÜNMEMENİN TEMİNATI ÇOĞULCULUK
Bütün bu devlet politikalarının toplumu hücrelerine kadar bölmeye
dönük olduğunu, bunun da önemli ölçüde başarıldığını aktaran
Demirtaş, bu politikaların geldiği noktayı “Başbakan gibi
düşünmeyen, onun baktığı pencereden dünyaya bakmayan herkes insan
yerine bile konulmayacak, mümkünse bu ülkeyi terk etmesi gereken
yaratıklardır" diye özetledi. Buna karşın Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın 'ileri demokrasi', 'kardeşlik' gibi kavramlar
kullandığını belirten Demirtaş, “Ardından da sıralıyor 'Tek dil,
tek millet' diyerek. Bunların hepsi ırkçı anlayışlarının,
tekleştirme anlayışlarının devletin kodlarında olduğu gibi AKP'nin
de kodlarında olduğunun göstergesidir. En büyük bölücülük
tekçiliktir. Çoğulculuk bölünmemin teminatıdır" dedi.
TÜRKLERİN DİLİ VE TARİHİ DE TEHDİT ALTINDA
Ak Parti'nin bu anlayış çerçevesinde sadece inançlar ve etnik
kimliklerle sınırlı kalmayan, doğayı da hedef alan, tahrip eden,
yok sayan bir politikanın yürürlükte olduğunu dile getiren
Selahattin Demirtaş şunları söyledi: "Sanılmasın ki sadece Kürt
halkının, dili, kültürü saldırı altındadır. En fazla Türk halkının
tarihi, kültürü ve dili tehdit altındadır. Biz direniyoruz ama Türk
halkı bunun farkında değil, direnç de geliştiremiyor."
'DERS VERİN'
Bu noktada 10 Ağustos'ta ilk turu gerçekleştirilecek
cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir şans olarak ortaya çıktığını
belirten Selahattin Demirtaş, şunları söyledi: "20 gün sonra
elinize mühür verilecek. Ya eski anlayışla 'Önceki devleti ben
onaylıyorum, benim bunlardan şikayetim yok. İrademi, paramı,
kimliğimi, inancımı, doğamı çalabilirler. İtirazımız yok' deyip oy
vereceksiniz ya da 'Hayır ben yeni bir yaşamın örgütlenmesini
istiyorum. Devletin başına bizden biri geçsin, hepimizin hakkını
eşit derecede savunsun, devlet bize haksızlık yaparsa bizim
yanımızda olsun' deyip mührü doğru yere vuracaksınız. Bu kadar
basit işte. Birileri saltanatına güvenerek, parasına puluna
güvenerek, iktidarına güvenerek padişah gibi 'Bir diktatörlük
kuracağım' diyenlere büyük bir ders verirsiniz."
'EN AZ ŞANS VERİLEN ADAY BENİM'
Cumhurbaşkanlığına etnik kimliği ve inancıyla kendi gücünü
oluşturmak için aday olmadığının altını çizen Demirtaş, “İçinden
çıktığım Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle onur duyuyorum.
Kürdüm ve bu kimliğimle aday oldum. Ancak ben sadece Kürt halkının
adayı değilim. Bütün ezilenlerin, yoksulların, emekçilerin ortak
adayıyım” dedi. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturacak kişinin etnik
kimliğinin önemli olmadığını, bu makamda daha önemli kavramların
vicdan ve dürüstlük olduğunu dile getiren Demirtaş, “Türk olsun
çamurdan olsun diye bakılırsa yanlış yapılır” dedi. Bununla
birlikte makamlarda hep etnik kimlik olarak Türkler olmakla
birlikte Türkiye'nin hep başkaları tarafından yönetildiğini
kaydeden Demirtaş, "Bu milliyetçi ırkçı söylemlerin tuzağına
düşmeyin” deyip, ilk defa halkın kendini cumhurbaşkanlığı makamında
temsil etme ihtimali doğduğunu söyledi.
"Yeterince devlet temsilci ve ama halkın başkanı yok” diyen
Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu seçim bunun
kararını verme seçimidir. Seçilemeyebiliriz, ihtimaldir. En az şans
verilen aday benim. Biz sanmayın ki kaybedeceğiz. Bu ilkeler
Türkiye'de kazanacak. Asıl kaybeden onlar olacak. Asıl kaybeden
'Biz şu koltuğu kazanalım da ilkelerimizi unutalım' diyenler
olacak. İlkeleri uğruna koltuktan, canından vazgeçenler kazanacak,
yani biz kazanacağız."
BAŞBAKAN IRKÇILIĞIN DANİSKASINI YAPIYOR
Selahattin Demirtaş, verdikleri mücadelenin cumhurbaşkanı
seçilmenin çok ötesinde yeni yaşamı inşa etme mücadelesi olduğunu
belirterek devam ettiği konuşmasında, karşılarında 'kimlik siyaseti
ve ırkçılığın daniskasını' yapmakla itham ettiği Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın bulunduğunu söyledi. Demirtaş, şunları söyledi:
"Kullandığı kavramlar, kardeşlik, barış, ileri demokrasidir. Ama
bunların altını doldururken mezhepçilik, ırkçılık yapıyor. Bunu
gizlemekte ustadır. Sadece kendisine oy veren, kendisi gibi
düşünenler onun için kıymetli. Geri kalanlar tehdittir. Bu
ırkçılık, mezhepçiliktir. İsmini koymadan Alevi, Kürt ve laik
kesimlere düşmanlık yapıyor. Ermeni, Süryani ve Yezidilere
düşmanlık yapıyor. Kadınlara, gençlere düşmanlık yapıyor. Özgür
düşünmek isteyen herkes onun gözünde tehdittir. Aynı cümle içinde
'Biz 76 milyonu kucaklayan bir partiyiz' diyor ama sayarken sadece
kendine oy verenleri kıymetli gösteriyor. Biz yok muyuz 76 milyonun
içinde?"
FOTOĞRAFLARA BAKIN
Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, Türkiye'de artık devlet anlayışının
değişmesi gerektiğini, bu olmadığı takdirde Kürt ya da Türk olmanın
bir kıymeti olmadığını söyledi. “Hepimiz ezilen kimliğimizle
uğraşırken onlar malı götürmeye devam edecekler” diyen Demirtaş,
konuşmasının sonunda 10 Ağustos'ta oy pusulasında yer alan üç aday
fotoğrafına herkesten 30 saniye daha fazla bakmasını istedi.
Demirtaş, “Toplam 3 aday var. Neyi savunduğu ortada. Hiçbir şey
yapmasanız o oy kabininde 30 saniye daha fotoğraflara bakarak bir
daha düşünün. Fotoğrafların gözlerine bakın size ne demek isteğimi
anlayacaksınız. 30 saniye bakın” diye konuştu.