DEM Parti'den kayyum tepkisi: Siyasi tükenmişliğin göstergesi
DEM Parti, İçişleri Bakanlığı'nın Mardin, Batman ve Şanlıurfa Halfeti Belediye görevden uzaklaştırmasının ardından, "Kayyım darbesinde ısrar etmek siyasi tükenmişliğin göstergesidir. Bu gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini ve itirazını yükseltmelidir" açıklamasını yaptı
DEM Parti Merkez Yönetim Kurulu, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Şanlıurfa Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan'ın görevinden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanmasına ilişkin yazılı açıklama yayınladı.
Açıklamada yer alan ifadeler şöyle:
Kayyım darbesinde ısrar etmek siyasi tükenmişliğin
göstergesidir. AKP-MHP iktidarı Hakkari ve Esenyurt’tan sonra bugün
sabah saatlerinde de Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman
Belediyesi ve Urfa Halfeti Belediyesini gasp etti.
Bu darbenin, 4 Kasım 2016’da Kürt halkının iradesine yönelik
gerçekleştirilen Meclis darbesinin yıldönümünde gerçekleşmiş olması
manidardır. Kürt halkını demokratik siyasette tasfiye etme
saldırılarının 1994’ten beri devam eden iflas etmiş 30 yıllık
tekrarıdır.
Bir kez daha ifade edelim ki bu saldırı halk iradesine yönelik gerçekleştirilmiş açık bir darbedir. Daha önce gerçekleştirilen kayyım darbeleri halk tarafından reddedilmiş, kayyım pratiği seçimlerde büyük bir yenilgiye uğramış ve halk kendi iradesini partimizden yana kullanmıştır.
Her seçimde yenilgiye uğrayan kayyım darbesinde ısrar etmek,
siyasi tükenmişliğin göstergesidir. AKP-MHP iktidarı, seçimle
kazanamadığını yargı ve kolluk marifetiyle ele geçirme
alışkanlığını ve kayyım darbesini bir rejime dönüşmüştür.
Bu saldırı, aynı zamanda Kürt halkının seçme ve seçilme hakkına
büyük bir saldırıdır. Halkın doğrudan katılımının olduğu yerel
yönetimlerin, belediyelerin ablukaya alınması ve adeta karakola
çevrilmesi, mevcut siyasi rejimin demokratik meşruiyetinin
bittiğinin açık ilanıdır.
Vesayetle ve darbelerle mücadele ettiğini söyleyenlerin bizzat katıksız birer darbeciye dönüşmüş olması ibretlik bir durumdur. Bu topraklarda zorbalık ve zulümle hiçbir iktidar abat olmamıştır, olmayacaktır da. Türkiye halkları bu zorbalığa asla boyun eğmeyecektir.
Son yerel seçimlerde, iktidar bu pratikleri nedeniyle büyük kaybetmiştir ve bu yöntemde ısrar ettikçe de daha büyük kaybedecektir.
Kayyım darbesi 85 milyon için demokrasi ve özgürlük sorunudur ve önü alınmazsa ne sadece Kürt illeriyle ne de şimdiye kadar gasp edilen belediyelerle sınırlı kalacaktır.
Hangi partiden ve düşünceden olursa olsun, bu darbe artık bütün Türkiye halklarının seçme ve seçilme hakkına, siyasi iradesine yönelmiş açık bir tehdittir.
Bu vesileyle bütün demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Bu
gayrimeşru darbeci anlayışa karşı herkes en yüksek düzeyde sesini
ve itirazını yükseltmelidir.
Her koşulda halkın iradesini savunmak ve halkın yerel yönetimlerine
sahip çıkmak partimizin varlık gerekçesidir. Bu yöntem ve
saldırılar, her türlü çözüm arayışını ve yaklaşımını zehirlediği
gibi, iktidarın samimiyeti konusunda da daha büyük şüpheler
doğurmuştur.
Biz çözüm ve barış için el uzatılmasını beklerken, halkın iradesine el uzatılmıştır. Biz sorunların diyalog ve müzakereyle çözülmesini beklerken, halkın çözüm beklentilerine tuzak kurulmuştur. Asla boyun eğmeyeceğiz, asla mücadeleden geri durmayacağız.
Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halkımız da her şart ve koşulda kendi iradesine sahip çıkacaktır.