Davutoğlu'ndan görüşmelerle ilgili açıklama
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlenecek Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen
Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,
"Kutuplaşma siyasetine karşı, dışlama siyasetine karşı biz
birleştirme, uzlaştırma siyasetini takip etmeye devam edeceğiz.
Çünkü milletimiz bunu istedi" dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
TARİHİ GÜNLER YAŞIYORUZ
Çok kritik bir dönemde, tarihi günlerde bir araya gelmenin
sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz. Neden kritik günler?
Türk demokrasi tarihi 30'lardan 40'lardan bugünlere, bir sarkacı
temsil eder ve iki ucun birbirlerini desteklemek suretiyle
çıkardığı krizlerle uğraşmak zorunda kalmıştır. 1950'lerin
sonlarına doğru düzeni yok sayan bir cuntalaşma bir kaosa yol açtı.
Otoriterleşme özgürlükler, kaos tekrar otoriterleşme sarkacı o
günden bugüne devam eder.
PKK terör örgütünün çıkmasını sağlayan şartlar kaosun ürünleridir.
Bu kaos 12 Eylül'le sona erdirilmeye çalışıldı. Hukuk tanımaz
yaklaşımı başka kaosu beraberinde getirdi. 90'lı yıllarda terörün
getirdiği iç çatışmalar, diğer taraftan bu kaosları tırmandıran
otoriterleşme eğilimleriyle yaşadık.
BİZ HALKIMIZIN VERDİĞİ MESAJLARI ANLAMAYA
ÇALIŞTIK
Bugün terörün sözcülüğünü yapan bazı siyasiler o günlerde sevinç
çığlıkları içinde Diyarbakır sokaklarında kaleşnikoflarla kutlama
gerçekleştirmişlerdi. Bazı partiler bloktan bahsetmişlerdi.
Türkiye'de yeni bir dönemle birlikte Ak Parti karşıtlığına dayalı
blok olacağı iddiası gündemdeydi. Biz sabırla halkımızın verdiği
mesajı anlamaya çalıştık. İlkeli erdemli ahlaklı tavrı ortaya
koyduk. Bütün milletimizin önünde cereyan etti. Herkes kimlerin
hangi siyasi oyunlar içine girdiğini, AK Parti'nin meşruiyet
çizgisini terk etmediğini görüyor. Ne yaptık? Kendi içimizdeki
istişareleri tamamladık.
AK PARTİ OLAMADAN TÜRKİYE SİYASET ŞEKİLLENEMEZ
Siyaset mühendisliği yapıldı, bunu da anormal görmüyorum. Herkes
bir rüya görebilir, bir hedef gözetebilir. Ama AK Partisiz bir
Türkiye hayal edenler oldu. AK Parti'nin suçlu sandalyesine
oturdulduğu bir Türkiye isteyenler oldu. Cumhurbaşkanlığı makamının
dışlandığı bir Türkiye isteyenler oldu. Ama aradan 1,5 ay geçtikten
sonra herkes görmektedir ki, AK Parti olmadan Türkiye'de siyasetin
doğası şekillenemez.
CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNLENDİRMESİ OLMAKSIZIN HÜKÜMET
KURULMAZ
Cumhurbaşkanlığı'nın yönlendirilmesi olmaksızın hükümet kurulamaz.
Birileri Erdoğan – Davutoğlu – AK Parti karşıtlığı üzerinden
siyaset yapabilir, ama siyaseti düzenleyemez. Siyaseti düzenleme
gücü milletten alınan yetki ile yapılır. O yetkiyi de biz aldık.
Dava adamlarına tatil yoktur, bayram halkla buluşmaktır. Uykusu,
rüyasında dahi halkı görmekle yaşanır. Yürüyüş, sadece hakka
yürüyüştür.
Birileri bize bayramı haram kılmak istiyor. Daha bayramın ikinci
günü ailelerimizle bayramlaşırken, kobani olaylarını çıkarıp 52
vatandaşımızın katledilmesine yol açtılar. 197 bin Suriyeli
kardeşimize kucağımızı açtığımız halde bunu yapmışlardır. Bu sefer
ramazan bayramının bitmesini beklediler ama 20 Temmuz'da, Kıbrıs
harekatının yıl dönümünde, bu sefer şer odakları üç maşayı birden
kullanarak karanlık dönemi başlatmak istediler.
ÜÇ MAŞAYI AYNI ANDA KULLANDILAR
Üç maşayı aynı anda kullanmaya karar verdiler, yada gönüllü olarak
ortaya çıktılar. Birinci olarak DEAŞ ortaya çıktı. Suruç'ta 32
vatandaşımızı katletti bu örgüt. Ben hastalarımızı ziyaret ettim.
Döndüğümüzde tedbirleri konuşurken, planlarken bu kez ikinci maşa
devreye girdi PKK. Adıyaman'da bir askerimizi şehit ettiler.
Adıyaman'daki törene de katıldım. Bütün şehitlere allah rahmet
eylesin. Onların mekanları cennettir.
Gelecek nesillerin huzur bulması için bazen hepimizin fedakarlık
yapması gereken dönemler olur. Çanakkale'de Sarıkamış'ta olduğu
gibi. Hem DEAŞ hem PKK üzerinde yapacağımız çalışmaları yürütürken,
üçüncü maşa ortaya çıktı. İstanbul sokaklarında yüzleri maskeli ve
silahlı şekilde gösteri yapmaya kalktılar. O zaman zihnimizde
aylardır zaten her türlü senaryoya hazırlıklı olan güvenlik
görevlilerimize talimat verdim.
Ama bardağı taşıran son damla, bir gün sonra 22 temmuz'da bir sabah
erken bir vakitte, içişleri bakanımızın aramasıyla geldi. İki
polisimiz Ceylanpınar'da gece uyurken enselerinden vurulurken şehit
edildiler.
BARIŞTAN BAHSEDEN HDP SÖZCÜLERİ...
Dün hala barıştan söz eden HDP sözcüleri var ya, bunun hesabını
versinler. Verecekler, verecekler… Çatışmasızlık diyorlar ya…
Polislerimiz çatışma fırsatı bulamadan şehit edildiler.
O gün sabah, diğer taraftan acaba başka bir suikast var mı,
birileri bir oyun mu oynuyor diye istihbarat birimlerimize
araştırma talimatı verdim. Gelen cevap şuydu, PKK'nın telsiz
konuşmalarında bu talimatın onlar tarafında verdiği ortaya konuyor.
Demek istediklerimiz şu, biz gelir çatışmasızlık görüntüsünde dahi
kamu görevlilerini bulundukları yerde öldürürüz.
Aynı gün PKK harekete geçti. Ondan bir gün önce eş zamanlı olarak
aynı gün içinde dağ karakolunda sınırda DEAŞ askerimizi şehit etti.
Sanki birileri piyonları birer birer sahneye sürüyor.
HDP TAHRİK EDİCİ USLUPLA...
HDP tahrik edici üslupla, AK Parti IŞİD ile işbirliği yapıyor dedi.
Haddini bilmez bu eşbaşkanlardan biri bütün bu oyunlar diyor saray
gladyosunun eseridir diyerek, cumhurbaşkanımıza hakaret etmeye
cüret ediyor. Buradan sesleniyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı da
bütün makamlar da anayasal sistem içerisinde yüce bir makamdır.
SİZLER TERÖR GLADYOSUNUN UNSURLARISINIZ
Ama sizler terör gladyosunun unsurlarısınız terör gladyosunun.
PKK'nın soğuk savaş döneminde kimler tarafından kullanıldığını iyi
biliriz, niçin kullanıldığını da iyi biliriz. PKK'nın Asala ile
nasıl işbirliği yaptığını Lübnan'da biz biliriz.
PKK'nın hangi istibaratn birimlerince kullanıldığını iyi biliriz.
Sizlerin TBMM çatısında sergilemeye çalıştığınız demokrasi oyununun
arkasındaki perdelediğiniz oyunu iyi biliriz. Çanakkale'de,
İstiklal Harbi'nde yedi düvele nasıl savaşmışsak, bugün üç terör
maşasıyla da onun arkasındaki terör gladyosuyla da her yerde
savaşmayı, gerektiğinde her türlü fedakarlığı yapmayı iyi
biliriz.
BU POLİTİKALARI KİM BİTİRDİ
Utanmazca yüzsüzce dün, ret ve asimilasyon politikalarından
bahsediyorlar. Kim bitirdi bu politikaları? Kürt yasağını kaldırdı?
Yaylaları mezraları kim açtı? Faili meçhulleri kim bitirdi? OHAL'i
kim durdurdu? Güzel Türkçemiz gibi güzel Kürtçemiz diyerek
yayınları kim başlattı? PKK terör örgütünün ve arkasındaki terör
gladyosunun hesabını soracak olan da AK Partidir ve hakkımız da
vardır. Bizim üzerimize o eski sol, PKK retoriği ile gelmesinler.
Ret ve asimilasyonla gelmesinler. Onları bitiren biziz. AK
Parti'nin sicilinde ne red, ne otoriterlik ne terörle işbirliği
vardır. Özgürlük mücadelesi hak mücadelesi vardır. Sizin
sicilinizde ne olduysa malumdur.
İKİ ALTERNATİFLİ BİR OYUNA YÖNELDİLER
İki alternatifli bir oyuna yöneldi bunlar. Seçim öncesinde bütün 81
ili dolaşırken doğu illerimizi de dolaştım, İstanbul'daki ilçelerin
hepsine gittim. Oradaki vatandaşlarımızla buluşmak bizim için
onurdu. Ve gördüğüm tablodan da memnun kaldım. Yapılan baskıları
görerek, baskıları bilerek, engellemeye de çalıştık. Ancak seçime
gölge düşürüldü. İki sonuca oynadı bunlar.