'Darbeciler elbette ki hesabını sonuna kadar verecek'
Başbakan Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin "Ana muhalefet partisinden duruşunu muhafaza etmesi toplumun beklentisiydi. Darbecilerin mağduriyetinden söz etmek, şehitlerimizin ruhunu incitiyor. Darbeciler elbette hesabını verecek" dedi.
ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ'nün darbe
girişimine ilişkin "Ana muhalefet partisinden duruşunu
muhafaza etmesi toplumun beklentisiydi. Darbecilerin
mağduriyetinden söz etmek, şehitlerimizin ruhunu incitiyor.
Darbeciler elbette hesabını verecek" dedi.
Başbakan Yıldırım, Türkiye Bilişim Derneğince (TBD) bir otelde
düzenlenen 33. Ulusal Bilişim Kurultayı'na katılarak bir konuşma
yaptı.
Dün Fırat Kalkanı Harekatı'nda şehit olan askere Allah'tan rahmet,
yaralı askerlere de şifa dileyen Yıldırım, "Hiç şüpheniz
olmasın ki Allah'ın izniyle bu terör belasını ortadan kaldıracağız.
Buna kararlıyız. Terör yolunu seçenler hangi güçlerin, hangi
istihbarat örgütlerinin, hangi emperyalist odakların maşası olursa
olsun, onlara asla aman verdirmeyeceğiz. Adı ne olursa olsun bütün
terör örgütleriyle mücadele de aynı kararlılıkla sürüyor."
diye konuştu.
"Bilişimin gücünü biz 15 Temmuz gecesi gördük"
Bilişim ve demokrasinin çok anlamlı ve önemli bir tema olduğuna
dikkati çeken Yıldırım, bilişimin gücünü Fetullahçı Terör
Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi gecesi gördüklerini
hatırlattı.
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi hain darbecilerin aslında her
şeyi yaptıklarını düşündüklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Silahlı Kuvvetlerin, askerin elbisesi içine girmişler, o
şanlı, şerefli ordumuzun mensubu gibi kendilerini göstererek,
tankları, helikopterleri, uçakları, silahları gasp etmişler, 'Artık
her şey elimizde, önümüzde kim durabilir' dercesine aymaz bir
şekilde, alçak bir şekilde meydanlara inmişlerdi. Ancak her şey
hesap edilmişti de hesap etmedikleri bir şey vardı. Hesap
edemedikleri o şey, bu milletin istiklal ve özgürlük aşkıydı. O gün
başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, milletin geleceğine sahip
çıkması yönünde ortaya koyduğu irade, hükümetimizin kararlı duruşu,
doğrusu MHP Genel Başkanı'nın, Sayın Kılıçdaroğlu'nun o gün
tercihini milletten yana, milletin geleceğinden yana, demokrasiden
yana ortaya koyması ve her türlü desteği açık bir şekilde o gece
bize göstermeleri, Türkiye demokrasi tarihinde altın harflerle
yazılacak bir konudur. Bu hakkı teslim etmemiz lazım."
"Bu işin gizli kahramanları medya mensupları,
basındır"
15 Temmuz gecesi yaşananların sadece bununla sınırlı olmadığını
söyleyen Yıldırım, "Bana göre bu işin gizli kahramanları
medya mensupları, basındır. Çünkü basın ve medya burada tarihi bir
görev üstlenmiştir. Bir telkinle değil, bir talimatla değil, bu
çağrıyı durumdan vazife çıkarmak suretiyle özel, kamu bütün medya
kuruluşları darbenin karşısında vaziyet almış ve vatandaşı zamanlı
bir şekilde bilgilendirmeyi sürdürmüşlerdir."
değerlendirmesinde bulundu.
"11 saat boyunca 600 civarında telefon görüşmesi
yapmışım"
"Bizim 22.00 civarında yaptığımız açıklama ve takip eden
açıklamalar aslında darbecilerin moralini bozan, darbecilerin bütün
kimyasını değiştiren önemli bir başlangıç olmuştur." diyen
Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Ben şimdi dönüp bakıyorum o geceye, 11 saat boyunca 600
civarında telefon görüşmesi yapmışım. Gece boyunca bütün darbeye
karşı yapılması gereken operasyonlar neler olmalı, havadan
saldırılara karşı dost kuvvetlerin harekete geçirilmesi ve onları
bastırması, bu terör gruplarının yuvalandığı bölgelerin, Akıncı
Üssü başta olmak üzere, buralara karşı vatansever askerimizin,
polisimizin sevk edilmesi dahil bütün bu işler iletişimle oldu.
Gecenin karanlığında yoldasınız ve her türlü işinizi rahatlıkla
yapabiliyorsunuz. İstediğiniz insanla temas kurabiliyorsunuz,
görüntülü, görüntüsüz konuşabiliyorsunuz, mesajlarınızı
verebiliyorsunuz ve gelişen durumlara göre neler yapılabileceğine
karar veriyorsunuz. Adeta ofisinizden, makamınızdan bağımsız olarak
işleri tıkır tıkır yürütüyorsunuz. Bunu Cumhurbaşkanımız da yaptı,
biz de yaptık, parti liderleri de bunu yaptı. Bunu bir hakkı teslim
etmek için söylüyorum. Ama bunların yapılmasının arkasındaki gerçek
güç iletişim gücüdür."
"Darbeciler elbette ki hesabını sonuna kadar
verecek"
Başbakan Yıldırım, darbe girişiminden sonra siyasi duruşta birtakım
sapma gösterenlerin olduğunu, kendilerinin ise oldukları yerde
bulunduğunu belirtti.
Konu memleket ise gerisinin teferruat olacağını vurgulayan
Yıldırım, memleket konularında asla siyasetin yer almayacağını
ifade etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ve MHP'ye ilkeli tutumundan
dolayı teşekkür eden Yıldırım, "Ana muhalefet partisinden
de başlangıçtaki duruşunu muhafaza etmesi, toplumun beklentisiydi.
Darbecilerin mağduriyetinden söz etmek, açıkçası şehitlerimizin
ruhunu incitiyor, onların yakınlarını incitiyor. Darbeciler elbette
ki hesabını sonuna kadar verecek. Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk
devletinin gereği yapılacak." diye konuştu.
"Tamam, siyaseten hükümetle problemleriniz olabilir ona bir
şey diyeceğim yok ama bir şeyi birbirinden ayırt etmemiz lazım,
konu beka meselesi olunca, orada siyaset biter. Bizim milletimiz
bunu görmek istiyor." diyen Yıldırım, şimdi artık
savaşların tankla, tüfekle, topla değil, bilgiyle yapıldığına
dikkati çekti.
"Her 100 evden 56'sında internet var"
Başbakan Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin geliştirilmesi ve
cazibe merkezleri oluşturulmasına yönelik alınan kararlar içerisine
veri merkezlerinin kurulması ve teşvik edilmesini de dahil
ettiklerini hatırlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Veri merkezi kurmak için olabilecek her türlü desteği
verdik. Yer temininden, enerji, ergi, çalışanlar her ne varsa...
Parasal destek, kurumda ve işletimde. Geriye ne kalıyor? Geriye
babayiğitler kalıyor, gelip kuracaklar, çalıştıracaklar ve
verilerimizi içeride tutacağız. Bunu yaptığınız zaman dünyanın en
bilinen içerik sağlayıcıları da oraya gelecekler. Bunların
ideolojik bir problemleri yok. Bunların ürettiği verileri
kullananların ideolojik problemleri var. Veri elimizin altında
olunca, tabi ki siber güvenlik konusunda olsun, bilişim yoluyla
ülkemizi tehditlerde olsun inisiyatif bizde olacak. O bakımdan 2017
madem bilişimde hamle yılı olacak, bunu canı gönülden kabul
ediyorum. 2017 yılını da bilişimde gelişim yılı olarak ilan
ediyorum. Çünkü biz hep şunu söyledik 'gelecek bilişimle gelecek.'
Gelecek, gençlerle gelecek. Gençler de bilişimle Türkiye'yi
geliştirecek."
"Mesafe almamız lazım"
"Düşünebildiğiniz kadar, hayalinizin uzandığı kadar bir
küre düşünün, gidebileceğiniz yer o kürenin dışındaki bir noktadır.
Buraya kadar bilişimle gitme şansınız var. Bu sonsuzun bir anlamda
sınırlandırılmış tarifidir." diyen Yıldırım, bilişimde ucu
açık, çok geniş bir kullanım alanının olduğunu kaydetti.
Bunun bir sektör değil, yaşam tarzı olduğunu anlatan Başbakan
Binali Yıldırım, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Bugün, siber güvenlik meselesi, ülke güvenliği meselesi
haline dönüştürmüştür, milli güvenliğe dönüşmüştür. Bunun da
adımlarını attık, aslında dünyada eş zamanlı olarak bu konuda adım
atan 8-10 ülkeden biriyiz. Mesafe almamız lazım, yasal alt yapısı
hazır, ilk adım da atıldı, Kamunet oluşturuldu. Kamunet bir
adımdır. En azından hiç değilse, kritik alt yapıları kullanan kamu
kuruluşları haberleşmelerini, iletişimlerini bu şekilde yapacak.
Türk Telekom bu konuda öncü rol oynadı, teşekkür ediyoruz.
Dolayısıyla bundan sonrası veri merkezleri, internet değişim
noktaları ve hepsinden önemlisi bilişimde yerlilik ve millilik.
Bunun için her şeyimiz var. Yeterli insan kaynağımız da var,
yeterli tecrübemiz de var. Burada bir politika eksikliği var. Derli
toplu, stratejik bir bakışa ihtiyacımız var. Bu da nedir? Bunu
yapacak yetkin firmalarımızı tespit etmek, bir de hedeflerimizi net
belirlemek."
Başbakan Yıldırım, herkesin program yazdırıp, donanım, yazılım
aldığını belirterek, "Birbirleriyle konuşuyor mu,
konuşmuyor mu, bunların ne kadarı yerli, ne kadarı bizim için
tehdit oluşturuyor? Üzülerek söylüyorum yazılımlarımızın yüzde
95'inin kaynağı dışarıdan. Tarla başkasının, ürün bizim. Tarlanın
sahibi biz olmazsak, buradan elde edeceğimiz hasıla geçici olur.
İşin sonunda tarlanın sahibi istediği gibi tasarrufta
bulunur." ifadesini kullandı.
8-14 Temmuz arası sadece 183 ciddi siber saldırı
gerçekleştirildi
Bu sürecin 15 Temmuz'daki darbe girişiminde de yaşandığını aktaran
Yıldırım, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'dan sonra bir bakıyoruz, siber saldırılarda
ciddi artışlar olmuş. Bu tesadüf mü? Değil. 15 Temmuz'da sonuç
alamayanlar, bu sefer başka alanlardan altyapılarımıza saldırdılar.
Örneğin, 8-14 Temmuz arası sadece 183 ciddi saldırı
gerçekleştiriliyor. 5-11 Ağustos arasına bakıyoruz, bu sayı 407'ye
çıkmış. 12-18 Ağustos'ta 753 sayısına ulaşmış. Bu ne demek oluyor?
Saldırılar önce 2,25 katken, 4 kat seviyesine yükselmiş. Siber
saldırıların sayılarında nispeten bir azalma mevcut olmakla beraber
hala 15 Temmuz seviyesinin üzerinde devam ediyor. Türkiye olarak bu
saldırıları erkenden görüp, üst düzey tedbir alıyoruz ama bunun
sürdürülebilir hale gelmesi lazım. Kurumsallaşmasının daha da
arttırılması lazım."
"Bilişim ekonomisini çok daha büyüteceğiz"
Başbakan Yıldırım, yazılım başta olmak üzere, donanım da dahil
yerlileşme ve millileşme hamlesine hız verilmesi gerektiğini
vurgulayarak, milli teknolojinin üretimini destekleyeceklerini,
bilişim ekonomisini çok daha büyüteceklerini söyledi.
Türkiye'nin potansiyeline göre bilişimle ilgili cironun çok fazla
olmadığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
"Ülkemizde bilgi işlem teknolojilerine harcanan paranın çok
önemli bir bölümü, kullanılan yabancı yazılım platformlarına,
lisanslara veya donanımlara gidiyor. Bu konuda büyük yatırımlarımız
var, fakat bu paranın büyük bir kısmı yerel sektöre, yerli
işletmecilere kalmıyor. Katma değerli yatırım gerçekleştiremiyoruz
ve yerel sektörlerimiz değil daha çok yabancılar kazanıyor. Hem de
neredeyse hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar. Çünkü akıllı. Akıl
onda, para da bizde. Aklı olan parayı alıyor. Bizde akıl daha fazla
var ama o aklı, önemli olan doğru yere kanalize etmek. Artık bunu
değiştirelim. Bunun zamanı geldi. Bırakın bireysel rekabeti,
bırakın küçük hesapları. Ülkemizin milli güvenliği için, ülkemizin
refahı için, ülkemizin kalkınması için gücümüzü birleştirmemiz
lazım. Destek bizden."