Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sandığa gitmemek ülkeye ve millete ceza vermektir
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "Böyle bir ortamda şu veya bu sebeple sandığa gitmemek, bize değil ülkeye ve millete ceza vermektir." dedi.
DÜZCE (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Düzce’de düzenlenen mitingde halka hitap
etti.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, Düzce'nin yüzde 49'luk istihdam
oranıyla, her iki kişiden birinin çalıştığı Türkiye'nin üreten gücü
olduğunu söyledi.
Düzce'yi tüm ilçeleri, mahalleleri, köyleri ve haneleriyle
selamlayan Erdoğan, "Ülkemizin ve coğrafyamızın tüm renklerini
içinde barındıran Düzce, tüm dünyaya kardeşlik nasıl olur onu
gösteriyor. Sözlerimin hemen başında Düzce'ye bir şükran borcum
var. Onu ödemek istiyorum. 24 Haziran seçimlerinde, yüzde 73 gibi
rekor bir oyla şahsımı Cumhurbaşkanlığına layık gördüğünüz için her
birinize teşekkür ediyorum. Belediye başkanlığında, merkezde ve tüm
ilçelerde AK Parti'yi tercih eden Düzce'nin bu defa da yine tulum
çıkaracağına inanıyorum." diye konuştu.
Düzce'nin, hizmetin, yatırımın, emeğin kıymetini bildiğini dile
getiren Erdoğan, "Çünkü Düzce, kardeşliğin, birliğin, beraberliğin
kıymetini bilir. Düzce, 2023 hedeflerine ulaşmak için bir kez daha
AK Parti'nin hizmet siyasetiyle, gönül belediyeciliğiyle yoluna
devam edecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 sene önce 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999
depremlerinde Düzce'nin ağır yaralar aldığını hatırlatarak, bu
depremlerde hayatlarını kaybeden Düzcelilere bir kez daha Allah'tan
rahmet diledi.
Felaketin acı hatıraları hafızalarda hala kalsa da depremin yol
açtığı yıkımın izlerini silmek için her türlü gayreti
gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, yıkılan Düzce'yi yeniden inşa
etmek için seferberlik ruhuyla çalıştıklarını söyledi.
Hükümete geldikleri 2003 yılından bugüne kadar 600 milyon liraya
yakın bir kaynakla şehirde 6 bin 266 konutu, tüm sosyal alt
yapısıyla birlikte inşa ettiklerini anlatan Erdoğan, "Bugün
memnuniyetle görüyorum ki Düzce, 20 sene öncesinin Düzcesinin çok
ilerisinde. Binalarıyla, imar planlarıyla, çevre düzeniyle,
sanayisiyle, üretimiyle bugün artık bambaşka ve geleceği aydınlık
bir Düzce var. Şehrimizin cazibesi arttıkça nüfusu da çoğalıyor.
Düzce 2 bin 574 kilometrekarelik yüz ölçümüyle ülkemizin 77. büyük
ili olmasına rağmen, nüfus yoğunluğuyla 15. sırada yer alıyor.
İnşallah önümüzdeki dönemde daha gelişmiş ve müreffeh bir Düzce
için hep birlikte daha çok çalışacağız." diye konuştu.
Erdoğan, Düzce'nin ve Türkiye'nin geleceği için 31 Mart
seçimlerinin çok önemli olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle
devam etti:
"Pazar günü Düzce'deki ve diğer illerdeki tüm vatandaşlarımı
mutlaka sandığa gitmeye davet ediyorum. Türkiye bugüne kadar
karşısına çıkan zorlukların üstesinden şu içinde bulunduğumuz
birliğiyle, beraberliğiyle en önemlisi de milli iradenin
üstünlüğüne olan bağlılığı sayesinde gelmiştir. Milli iradenin
tecelli ettiği yer seçimdir, sandıktır. Pazar günü sandığa gitmeyen
her vatandaşımız, kendi iradesini oraya gidip oyunu kullananların
insafına terk ettiğini bilmelidir. Çünkü seçim sonuçları toplam
seçmen sayısına göre değil, sandığa gidip oyunu kullananların
tercihlerinin dağılımıyla ortaya çıkar. Kullanılmayan her oy, bu
ülkenin ve milletin başına çorap örmek isteyenlerin ekmeğine
sürülmüş bir yağ gibidir. Kızgınlık, küskünlük, ders verme
hissiyatı başka şeydir, sandıkta milli iradeye sahip çıkmak başka
şeydir.
Hep söylediğim gibi bizim gayemiz tıpkı Tapduk Emre'nin dergahından
içeriye eğri odun sokmayan Yunus Emre gibi AK Parti kapısından
yanlış izin girmesine engel olmaktır. Bunu yapacağız. İnsanın
olduğu her yerde hata da vardır, eksik de vardır, noksan da vardır.
Önemli olan bunları düzeltme iradesidir. Biz, bu kararlılığa sahip
olduğumuzu söylüyoruz. Hazırlarsanız, 16 Nisan halk oylamasının
ardından partimizin genel başkanlığına yeniden geldiğimizde bu
amaçla teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde epey bir çalışma
yürütmüştük. Seçim kampanyası sürecinde gördüğüm kadarıyla bu
çalışmayı, önümüzdeki dönemde de devam ettirmemiz gerekiyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Buradan, Düzce'den ülkemizin tüm şehirlerindeki vatandaşlarıma,
kardeşlerime, yol arkadaşlarıma söz veriyorum; Millete ve ülkeye
hizmet etmek için kendisine tahsis edilen imkanları çarçur eden,
hele hele istismar edenin bizim dünyamızda yeri asla olamaz. Kim
olursa olsun. Milletimizin gönlünü kıran, bizim gönlümüzü kırmış
demektir. Bunun hesabını mutlaka verecektir. Milletimize
saygısızlık eden, kibirli davranan, kendini ulaşılmaz yapan herkes
bizi de defterinden silmiş demektir ve yolları da ayırmış demektir.
Böyle bir yanlışa, diğer partilerin adayları, yöneticileri
düşebilir ama bir AK Partili asla böyle bir yanlışa düşemez. Bazı
yerlerde bizden aday olamayanların, hiç olmayacak yerlerden
adaylıklarını koyarak, karşımıza çıktıklarını görüyorum.
Dün Adıyaman'daydım, Van'daydım... Orada bunları gördüm ve tabii ki
acıdım. Niye? Bir taraftan dava diyeceksin, öbür taraftan da kalkıp
hiç olmayacak bir siyasi partiden aday olacaksın. Şayet AK Parti'de
siyaset yaparken ve sırf aday olamadım diye başka yere gitmişsen,
bunun adı şehrine hizmet davası değil, nefsine hizmet çabasıdır.
Nefsinin peşinden gidenlerle de bizim işimiz yoktur. Seni aday
yaparken her şey güzeldi, aday yapmayınca ne oldu? Yani sen
ilanihaye ölümüne kadar aday mı olacaksın? Var mı böyle bir şey?
Bana milletim böyle bir yetki vermedi. Çalıştığı sürece, layık
olduğu sürece eyvallah."
"Sandığa gitmemek ülkeye ve millete ceza vermektir"
Erdoğan, siyasi partilerin ilkeleriyle ayakta durduğuna, asıl
dikkat edilmesi gerekenin, bu seçimlerin gerisindeki asıl niyetler
olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin tökezlemesini bekleyenlerin formülünün, kendilerini
yıpratmak ve güçleri yeterse de yıkmak olduğunu ifade eden Erdoğan,
miting alanındaki ekranlardan HDP Eş Genel Başkanı Sezai
Temelli'nin seçimlerle ilgili bazı sözlerinin yer aldığı videoları
izletti.
Erdoğan, Sezai Temelli'nin Kürt olmadığını, Kürtler üzerinden
istismar yaptığını, Türkiye'de de Kürdistan diye bir bölge
bulunmadığını belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Buradan onlara mama çıkmaz o ayrı mesele. Fakat, şimdi 'Ankara da
bilecek ki' diyor. Ankara'da yaşayan Kürt kardeşlerime
sesleniyorum. Siz gidip de Mehmet Özhaseki kardeşim orada dururken,
oyunuzu soyadı Yavaş olan bu adama mı vereceksiniz? Bu adam
durmadan seçim kaybeden birisi. Belediyeciliği falan bilen birisi
değil. 5 dönem Kayseri gibi büyük şehre Belediye Başkanı olmuş
Özhaseki dururken, ardından milletvekilliği, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı yapmış, Güneydoğu'da, Doğu'da bu kadar emeği olan
Özhaseki dururken, oyunuzu gidip bu Yavaş'a mı vereceksiniz? Aynı
şey şimdi Düzce için geçerli. Konuşuyor, 'Batıda, MHP'ye, AK
Parti'ye oy vermeyeceğiz.' diyor. Sen kimsin. Benim Kürt
vatandaşlarımın, kardeşlerimin oyları, senin iradende mi, senin
ipoteğin altında mı? Şimdi pazar günü bunlara bir Osmanlı tokadı
vuralım ve dünyanın da kaç bucak olduğunu anlasınlar."
Erdoğan, Sezai Temelli'nin, çok sevmesi durumunda Irak'ın
kuzeyindeki Kürdistan'a gidebileceğini belirterek, "Ama bu ülkeyi
bölemeyeceksiniz. Bu ülkeyi böldürtmeyiz. Kim olduğuna, hangi
partiden olduğuna, fikrine, zikrine bakmaksızın, peşinen
karşımızdakileri destekleyeceklerini söylüyorlar. Böyle bir
ortamda, şu veya bu sebeple sandığa gitmemek, bize değil ülkeye ve
millete ceza vermektir. Hiçbir vatandaşımın böyle bir vebali göze
alacağını düşünmüyorum. Pazar günü tarihimizin en büyük katılım
oranlarından biriyle seçimleri gerçekleştireceğimize inanıyorum."
diye konuştu.
"Oyların sonuçlara yansımasını da takip etmek gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sandığa gitmek kadar, sandığa
giren oyların resmi sonuçlara yansımasının da çok sıkı takip
edilmesi gerektiğini vurgulayarak, demokrasi tarihinde sandığın
namus olduğunu, bu uğurda nice mücadeleler verildiğini,
fedakarlıklar yapıldığını ve acılar çekildiğini anlattı.
Erdoğan, sandıkta oyunu kullanan herkesten, bunun en sağlıklı
şekilde sonuçlara yansımasını takip etmesini beklediğini ifade
etti.
Düzce'den verilecek sesin Bolu Dağı'nın ötesinden bile duyulmasını
isteyen Erdoğan'ın "Düzce, 31 Mart'ta milli iradeye, sandıkta
kullanacağın oyuna ve sandığın kendisine sahip çıkıyor musun?
Düzce, 31 Mart'ta şehrine ve ülkene sahip çıkıyor musun? Düzce, 31
Mart'ta pusuda bekleyen darbecilere, cuntacılara, vesayetçilere
derslerini veriyor musun? Düzce, 31 Mart'ta istiklalimize ve
istikbalimize kasteden alçaklara günlerini gösteriyor musun? Düzce,
31 Mart'ta büyük ve güçlü Türkiye için bir kez daha AK Parti diyor
musun?" sözlerine, miting alanındaki vatandaşlar "Evet" karşılığını
verdi.
Düzce'ye yapılan yatırımlar
Düzce'yi sadece aşkla sevmekle kalmadıklarını, her alanda eşi ve
benzeri görülmemiş hizmetlerle de tanıştırdıklarını belirten
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "17 yılda ne
yaptınız?" diye sorduğunu anımsatarak, ekranlardan Düzce'ye yapılan
yatırımları gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Kemal bak, sadece Düzce'ye ne
yaptığımızı inşallah izlemişsindir. Hiç olmazsa CHP'ye gönül veren
kardeşlerim izlemiştir. Çünkü Bay Kemal'in sıkıntıları var. Aynı
zamanda bakan kördür. Kulağı vardır duymaz, ağzı vardır hakkı
konuşmaz, çünkü gönlü mühür. Geçen yine Hatay'a gitmiş. Hatay'da
başkana 'Burada baraj var mı?' diyor. Ben '6 baraj, 3 tane gölet
yaptıracağız, yaptık' dedim. O da onu soruyor. Bunların kılavuzu
karga." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, Hatay'da baraj olmadığına ilişkin sözlerinin yer
aldığı videoyu izleten Erdoğan, yine ekranlardan Hatay'da yapılan
barajları gösterdi.
Erdoğan, "Bay Kemal bak eserlerle konuşuyorum. Senin başkanın kendi
ilinde ne var haberi yok. Kılavuzu karga olanın nokta nokta..."
dedi.
Düzce'ye toplamda 11 katrilyon yatırım yaptıklarını anlatan
Erdoğan, "Durmak yok, yola devam. İnsanın, yaşamın olduğu yerde
yatırım noktalanmaz. Dünya geliştikçe, insanoğlu nüfusu itibarıyla
arttıkça ve bu gelişme ve nüfusa göre oradaki yatırımlar da
artacaktır. Bizler de, Düzcemize bunları artırarak devam
ettireceğiz." diye konuştu.
Muhabir: Çiğdem Alyanak, Mücahit Türetken, Hanife Sevinç