Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ermenistan'a kaçanlar yaptıklarının hesabını verecekler (2)
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 7 Haziran seçimlerinden sonra ilk kez düzenlenen muhtarlar toplantısında konuştu. Koalisyon hükümetine ilişkin Erdoğan "Birileri çıkıyor, işte sayın başbakan koalisyon kurmak istiyor ama cumhurbaşkanı bunu engelliyor gibi yalan yanlış iftira kokan ifadeler kullanıyor. Tabi ben şu ifadeyi sürekli kullandım, kullanıyorum. Sorunların...
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 7 Haziran seçimlerinden sonra ilk kez düzenlenen muhtarlar toplantısında konuştu. Koalisyon hükümetine ilişkin Erdoğan "Birileri çıkıyor, işte sayın başbakan koalisyon kurmak istiyor ama cumhurbaşkanı bunu engelliyor gibi yalan yanlış iftira kokan ifadeler kullanıyor. Tabi ben şu ifadeyi sürekli kullandım, kullanıyorum. Sorunların çözümü için irade ortaya koyabilecek koalisyon hükümeti konusunda ümidimizi muhafaza ettik, etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu ülke hükümetsiz olamaz. Anayasada belirtilen süreç içerisinde sayın başbakan 45 gün içerisinde kendisinin de partisinin de inandıklarına mütenasip olabilecek bir ortak bulabilirse, ama bir tekrar seçim ama farklı bir anlayışla ortaklık için adım atabilir. Ama o tabi kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur. Bunu bu şekilde görmek lazım. Koalisyon hükümetinin kurulması benim temennimdir, bu süreç 45 gündür" dedi.
"CUMHURBAŞKANI SEÇTİRMEMEK İÇİN TEVESSÜL EDİLEN HUKUK
CİNAYETLERİNİ HATIRLAYIN"
Erdoğan, "Cumhurbaşkanı seçilirken söz vermiştim. Demiştim ki: "Biz
tarafsız olmayacağız" ve devam etmiştim. "Biz daima milletimizin
tarafında olacağız" Hamdolsun bugüne kadar verdiğimiz sözü tuttuk.
Tutmaya devam edeceğiz. Biz milletimize efendi olmaya değil,
hizmetkar olmaya geliyoruz dedik ve milletimizin hizmetkarıyız.
Sorumluluğumuz milletimize karşı. 2007 yılında bize cumhurbaşkanı
seçtirmemek için tevessül edilen hukuk cinayetlerini hatırlayın.
Cumhuriyet mitinglerini hatırlayın. Darbe çığırtkanlıklarını
hatırlayın. Bakın şimdi aynı çevreler tekrar, hayır millet değil
tekrar parlamento seçsin demeye başladılar. Yahu parlamento kim?
Onlar milletin vekili, millet kim? Aslı. Aslın olduğu yerde vekilin
hükmü olur mu? Bu bakımdan bu boş çabalar tamamen kıymetini
yitirmiştir. Bu çabalar 2013 yılında önce gezi olayları arkasından
17-25 Aralık darbe girişimiyle farklı bir çehreye büründü. 2014
yılında 30 Mart'ta yapılan mahalli seçimler ve arkasındaki
cumhurbaşkanlığı seçimleri bu girişimleri akamete uğrattı" diye
konuştu.
"100'Ü AŞKIN BU ŞEBEKENİN MENSUPLARI YURT DIŞINA KAÇMIŞTIR"
Erdoğan, "Gezi ve 17 Aralık sürecinde, şahsımı resmi ziyaret ile
Cezayir'e gitmiştim. Beni yurtdışına kaçmakla itham eden ihanet
şebekesinin mensuplarının, birer ikişer yurtdışına kaçtıklarını
görüyoruz. Şu anda 100'ü aşkın bu şebekenin mensupları yurt dışına
kaçmıştır. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Nasıl böleriz, nasıl
parçalarız hep bunun gayreti içindeler. Fakat başarılı
olamayacaklar. Fakat bu millet küllerinden doğdu, şimdi de aynen bu
süreci güçlenerek devam ettiriyor. Hatırlayan 2002'nin Kasım'ında
Türkiye neydi şu anda ne? Ve biz burada olmayacağız, daha güçlü
daha iyi bir yerde olacağız. 2023 Türkiye'si çok daha güçlü olacak"
ifadelerini kullandı.
"SURUÇ'TAKİ BOMBALI EYLEM BAHANE EDİLEREK, ALÇAKÇA, KALLEŞÇE
SALDIRILARA GİRİŞİLDİ"
Terör olaylarını sert bir dille eleştiren Erdoğan, "7 Haziran
seçimleri öncesi doğu ve Güneydoğu'da vatandaşlarımız üzerinde çok
ciddi baskı ve tehdit iklimi oluşturuldu. İlgili kurumlarımız,
vatandaşlarımızın özgür iradelerini sandığa yansıtma konusunda
maalesef yetersiz kaldı. Bunu açıkça söylemek zorundayım. Seçimden
sonra ortaya çıkan tablo, Türkiye için yeni bir dönemin kapısı
aralanabilirdi. Bu da yapılmadı. Belirsizlik ortamını fırsat veren
bölücü terör örgütü 11 Temmuz'da yeniden saldırılara başlayacağını
ilan etti. 20 Temmuz'daki Suruç'taki bombalı eylem bahane edilerek,
alçakça saldırılara girişildi. Evinde uykuda olan iki genç
polisimizden, çarşıda gezen eşiyle çocuğuyla alışverişe çıkan
binbaşımıza, astsubayımıza kadar kalleşçe saldırılar başlatıldı"
açıklamasında bulundu.
"KÖŞELERDE MÜREKKEP AKITTIKLARINI SÖYLEYENLER VATANSEVER
OLDUĞUNUZU NEYLE İSPAT EDECEKSİNİZ?"
Erdoğan, "Kaza var diye olay yerine çağrılan trafik polisine, özel
otomobiliyle evine giden binbaşımıza kurşun sıkanların
yüreklerinde, zerre miktarı Allah korkusu olmadığını zaten
biliyoruz. Ama inanın bunlar da en küçük bir utanma duygusu bile
yok. Peki şimdi soruyorum. Bunlara destek veren, bunların yanında
yer alan, akıllı olduğunu, işte köşelerde mürekkep akıttıklarını
söyleyenlere sesleniyorum. Siz acaba bu ülkede milliyetperver
vatansever olduğunuzu neyle ispat edeceksiniz? Bu teröristleri
savunanların yanında olmayı neyle izah edeceksiniz? Hem onların
yanında yer alın, onlarla beraber hareket edin, öbür taraftan
demokrasi deyin, özgürlük deyin. Soruyorum bunun neresi özgürlük,
neresi demokrasi?" diye konuştu.
"GEL MÜCADELENİ PARLAMENTODA VER"
Sorunların çözüm adresi olarak TBMM vurgusu yapan Erdoğan, "Eğer
demokrasiden bahsediyorsan her şey parlamentoda var. Gel mücadeleni
parlamentoda ver. Ama bunlar arkalarına o silahlı güçleri
almadıkları sürece, parlamentodaki temsil güçlerinin bu denli güçlü
olacağına inanmıyorlar. İnanmadıkları için de işte böyle belli
grupları yanlarında toplamak, bir de işte belli bazı köşe
yazarlarını da destek kıtaları olarak yanlarına almak suretiyle, bu
milleti parçalamanın gayreti içine giriyorlar. Düşünün ya ambulansa
itfaiye aracına kan toplama aracına vatandaşımızın ekmek teknesi
olan kamyonuna olaylarla hiçbir ilgisi olmayan insanların
otomobillerine saldırmak alçaklığın ta kendisi değil midir?" diye
sordu.
"PARALEL YAPI GİBİ BİR ZALİM YAPININ OLMASI SÜRECİ
ZORLAŞTIRIYOR"
"Paralel yapı" yı sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Geçenlerde
Tunceli Erzincan yolunda geldi bir terörist, yanında bir başkası
daha orada nutuk atıyor. Nutku attıktan sonra siviller de onları
alkışlıyor. Şimdi sevgili kardeşlerim bunların hepsi kanunlarda
var. Kanunlarda var. Bütün mesele devletin kurumlarının el ele
dayanışma halinde olmasıdır. Ama bu devletin içinde dediğim gibi
bir paralel yapı gibi bir zalim yapının olması, çeşitli kurumların
içerisine serpilmiş olması ne yapıyor süreci zorlaştırıyor"
ifadelerini kullandı.
"ELEKTRİK PARASI DA MAALESEF, ONU DA VERMİYORLAR ZATEN"
Erdoğan, "Sokak başlarını kazıyarak, yollara mayınlı tuzak kurmak,
insanları tehdit etmek, araçlarını yakmak yol yapımını baraj
inşaatını engellemek. Düşünebiliyor musunuz? Bu barajlarda ne
olacak? Su toplanacak, kurak araziler orada sulanacak.
Hidroelektrik santralse elektrik enerjisi üretilecek. Ondan sonra
da faturayı nereye kesecek, hükümete kesecek, devlete kesecek. Ne
diyecek, bak elektriğimizi vermiyor. Yav elektriği kesen sensin.
Doğalgaz iletişim hatlarını patlatan sizsiniz. Elektrik parası da
maalesef, onu da vermiyorlar zaten bildiğiniz gibi. Böyle de bir
yapı var" diye konuştu.
"BUNU DA DİNDAR GEÇİNENLERİ SÖYLÜYOR HA"
Erdoğan, "Hala bu ülkede özgürlükten, demokrasiden bahsediyorlar.
Ve utanmadan sıkılmadan şunu da söyleyebiliyorlar. Barajlar
sebebiyle, bunu da dindar geçinenleri söylüyor ha. "Allah'ın
verdiği yağmurdan nasıl para alırsınız" diyorlar. Eyvallah Allah'ın
verdiği yağmur, bu barajlar olmasa nereye gider? Toprağa gider? Ne
olur dere olur ırmak olur denize gider. Ama bu barajların bir
maliyeti yok mu? Ki bunlar 100 milyonlarca maliyeti olan barajlar.
Bunların işletme masrafı yok mu? Sana verilen suyun bir bedelini
ödemeyecek misin? Böyle bir mantık olabilir mi? Anlayış olabilir
mi? İşte bunları el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz. Siz bu
devletin en ücra köşedeki mahallesinin köyünün temsilcisi
durumundasınız. Siz muhtarsınız. Siz seçilmişsiniz. Siz memur
değilsiniz. Seçilmiş atanmıştan her zaman öndedir, bunu böyle
biliniz. Demokrasinin zenginliği buradadır" açıklamasında
bulundu.
"ÇOK İĞRENÇ, İBRETLİK İŞBİRLİKLERİNE DE ŞAHİT OLUYORUZ"
Erdoğan, "Son eylemler terör örgütünün ve destekçilerinin
kalleşlikte hiçbir sınır tanımadığını gösterdi. Bu süreçte çok
iğrenç, ibretlik işbirliklerine de şahit oluyoruz. Türkiye'de
paralel devlet yapılanması peşinde olan kesimin, bölücü örgütle
aynı çizgide buluştuğunu görüyoruz" dedi.
"KENDİLERİNE AYDIN DİYEN, AKADEMİSYEN DİYEN, GAZETECİ DİYEN BİR
GÜRUHUN"
Erdoğan, "Aynı şekilde kendilerine aydın diyen, akademisyen diyen,
gazeteci diyen bir güruhun nasıl alenen hainlik peşinde koştuğunu
ibretle takip ediyoruz" dedi.
"NE DİYORLARDI, SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ"
HDP'yi seçim sloganı üzerinden sert bir dille eleştiren Erdoğan,
"Bölücü örgüt uzantıları Türkiye'ye karşı her türlü ihaneti
yaparken, eylemlerin ve ölümlerin faturasını, şahsıma hükümete
çıkarmaya çalışanların asıl niyetlerinin gayet iyi farkındayız. Ne
diyorlardı, "Seni başkan yaptırmayacağız" Bu sözün aslında
Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmayacağını ifade etiğini çok iyi
biliyoruz. Bugün devlet silahlarını sustursun diyenler, dün de
bölücü örgüte niye savaşmıyorsun, silaha sarılmıyorsun diyordu"
diye konuştu.
"ÇÜNKÜ BUNLAR SAVAŞ İSTİYOR, KAN İSTİYOR, CAN İSTİYOR"
Erdoğan, "Çünkü bunlar savaş istiyor, kan istiyor, can istiyor.
6-7-8 Ekim tarihlerinde, benim Kürt kardeşlerimi sokağa çağıran
kimdi biliyorsunuz değil mi? Peki 50 kişi öldü. Ölen kimdi? Benim
Kürt vatandaşım. Öldüren? O da Kürt. Peki Kürdü Kürde kırdıran bu
adamlar değil mi? Bu adamlar nasıl oluyor da özgürlükçü oluyor"
dedi.
"KÖŞELERDE, ŞURALARDA BURALARDA CİCİ ÇOCUK DEMEKLE KİŞİ CİCİ
OLMUYOR"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı sert bir dille eleştiren
Erdoğan, "Öyle eline bir saz vermek suretiyle bir insanı modern bir
noktaya oturtamazsınız. Köşelerde, şuralarda buralarda cici çocuk
demekle kişi cici olmuyor. Biz insanın ameline bakarız, fiiline
bakarız, yaptıklarına bakarız. Peygamberimiz ne diyor? Müslüman o
kimsedir ki elinden ve dilinden diğer Müslümanlar da emindir,
salimdir, güvendedir. Biz bunu arıyoruz. Bunlarda böyle bir şey var
mı? Bunlar yol kesen, bunlar haraç toplayan. Alıyor insanı dağa
kaçırıyor. Sonra haber gönderiyor, şu kadar para göndereceksin.
Göndermediğin takdirde yakarız yıkarız. Yaptıkları bu. Arkadan gel
kurşunla. Uykuda kurşunla. Tek amaçları var Türkiye'nin
istikrarının bozulması, güven ortamının zedelenmesi" açıklamasında
bulundu.
"PARTİ MENSUPLARI, SİLAHTAKİ KURŞUNLA SANDIKTAKİ OY ARASINDA
TERCİH YAPMAK ZORUNDADIR"
Erdoğan, "Dikkat ediniz saldırılar ülkemizde oluyor, yürekler
yanıyor. Ama terör örgütünün güdümündeki parti çözümü Brüksel'de
arıyor. Kendi ülkesine kendi milletine bu kadar yabancılaşmış bir
anlayışın, yaşanan sorunlara çözümler üretebilmesi mümkün değildir.
Oyu Türkiye'den alıp çözümü dışardan aramak bir partinin kendini
inkar etmesidir. Bir taraftan sandığı referans alan, bir taraftan
sırtını terör örgütüne dayadığını söyleyen partinin mensupları
siyasete arkasını dönüyor demektir. Bu parti mensupları, silahtaki
kurşunla sandıktaki oy arasında tercih yapmak zorundadır" dedi.
"TÜRKİYE KOBANİ'NİN DE REJİMİN VE DAEŞ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ZULMÜNDEN
KURTULMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERDİ"
Kobani üzerinden eleştirilerine devam eden Erdoğan, "Bu süreçte
sembol olarak kullanılan Kobani ve Suruç hadiselerinin gerisindeki
gerçeği bir kez daha paylaşmak isterim. Türkiye, Suriye'nin her
bölgesi gibi Kobani'nin de rejimin ve DAEŞ terör örgütünün
zulmünden kurtulması için her türlü çabayı gösterdi. Bölge
saldırıya uğradığında, hem oradan gelen 200 bin kişiyle
sınırlarımızı biz açtık. Burada şu anda paylaşmak istediğim bir şey
var. Konuştuklarımı sapıtanlar var, veya saptıranlar. Nedir bu?"
diye sordu.
"ÖZGÜR SURİYE ORDUSUNU TOPRAKLARIMIZ ÜZERİNDEN KOBANİ'YE
GİRMESİNİ SAĞLADIK"
Erdoğan, "Kobani'den kaçanları bir hafta içerisinde ülkemizde
misafir eden biz değil miyiz? Biz sınırlarımızı kapayabilirdik. Ama
biz kapamadık. Biz ne dedik? Biz bize sığınanlara kapımızı
kapayamayız. Kampların yetmediği yerlerde çeşitli evlerde misafir
edildi. Şu anda terör orada canlar da aldı. Ama biz bir şey daha
yaptık. Özgür Suriye ordusunu topraklarımız üzerinden Kobani'ye
girmesini sağladık. Kuzey Irak'ta Peşmergeleri topraklarımız
üzerinden aldık, Kobani'ye girmelerini sağladık" diye konuştu.
"OBAMA BENİ ARAMIŞTIR, İŞTE İKİ GÜNE KALMAZ KOBANİ DÜŞER YARDIM
İSTİYORUZ DEDİ"
Obama ile olan telefon konuşmasına değinen Erdoğan, "Bunu yapan da
biziz. Herhalde bunu terör örgütü PKK yapmadı. Bunu biz yaptık.
Önlerini biz açtık. Niye? Orada Kobani'de, Kobani'deki en azından
kendi hemşerilerine veya yakınlarına sahip çıkma zeminini
hazırlamak ve DAEŞ ile orada sürdürülen mücadelede taleplerini
yerine getirmek. Bu arada enteresan bir şey olmuştur. Sayın Obama
beni aramıştır, işte iki güne kalmaz Kobani düşer. Burada sizden
yardım istiyoruz demiştir. Ben de şunu söyledim, sayın obama, 200
bine yakın Kobanili zaten bizim ülkemize girmiş durumda. Şu anda
orada Kobanili kalmadı. Sadece savaşçılar var, onlar savaşıyor. Ama
unutmayın, sizin oraya indireceğiniz silahlar sadece PYD'nin değil
DEAŞ'in eline geçecek. Nitekim öyle oldu ki o silahların yarıya
yakınını DAEŞ aldı, diğerini de diğerleri aldı" diye konuştu.
"HEP KOBANİ DÜŞTÜ DÜŞECEK DİYE CIMBIZLANAN İFADEM"
Erdoğan, "Biz bölgeyi tanıyoruz, biliyoruz. Ama dostlar maalesef
bizim bu yaklaşımımıza dikkat etmediler. Şu anda 70-80 bin
civarında Kobanili dönmüş vaziyetteler. Temenni ederiz ki diğerleri
de bir an önce Kobani'ye dönerler, ülkelerindeki yerlerini alırlar.
Hep Kobani düştü düşecek diye cımbızlanan ifademin arkasında bu
var. Bu ifademi benim Kobani'nin düşmesini arzu ettiğim şeklinde
sunanlar ki terör örgütü bunu yaptı. amacı bölgedeki insanımızı
tahrik ederken hain emellerini uygulamaya geçirmektir" dedi.
"TERBİYESİZCE, EDEPSİZCE SURUÇ KATLİAMINI MİT'E YIKMAK
İSTEYENLER"
Erdoğan, "Aldığı haberin doğruluğunu araştırmak, her Müslümanın
vazifesidir. Hatta hatta terbiyesizce, edepsizce Suruç katliamını
MİT'e yıkmak isteyenlerin de üzerlerindeki suçu bir başkalarına
devretme operasyonudur. Böyle dönemler hem bozguncuların sayısının
arttığı, hem de bozgunculuğun etkisini çoğaldığı dönemlerdir" diye
konuştu.
"İHANETLERİNİ BİZ DE NOT EDİYORUZ ZAMANI GELDİĞİNDE MİLLETİMİZ
TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLECEKTİR"
Erdoğan, "Bir takım medya kuruluşlarının da bu kritik dönemde
milletimizin moralini bozarak, paralel ve bölücü örgütlerinin
değirmenine su taşıdıklarını da görüyoruz. Ülkemize düşmanlık eden
herkese sayfalarını ekranlarını manşetlerini açan medya
kuruluşlarının ihanetlerini biz de not ediyoruz. Zamanı geldiğinde
bu notlar elbette milletimiz tarafından değerlendirilecektir"
dedi.
"ŞAHADET MAKAMI KIYAMETE DEKTİR, DEVAM EDECEK OPERASYONLAR DEVAM
EDECEKTİR"
Erdoğan, "Bunu açık net söylemek zorundayım. Bu operasyonlar devam
edecektir. Tabi canımız yanıyor. Şehit ailelerimizin canları da
yanıyor. Artık bu iş bitsin diyen kardeşlerimiz oluyor. Şunu
bilmemiz lazım, bu iş şüphesiz ki ilk insan Kabil ve Habil.
Biliyorsunuz Kabil kardeşini öldürmüştür, bir süreç başlamıştır.
Ama şahadet makamı kıyamete dektir, devam edecektir. Mesele nedir?
Bunu minimize etmektir. İnşallah asgariye inmesi veya tamamıyla
bitmesidir. Ama bakın dünyanın hemen hemen her yerinde bu tür
eylemler, bu tür olaylar devam ediyor mu? Ediyor. Hele hele bu
bölge özellikle seçilmiş. Bakın bir şöyle yay var, Pakistan
Afganistan İran, Irak, Suriye, Filistin Mısır Libya devam ediyoruz.
Kardeşi kardeşe vurduruyorlar" diye konuştu.
"TERÖR ÖRGÜTÜ SİLAHLARI BIRAKACAK, GÖMECEK, BETONLAYACAK YER
TESPİTİNİ BİZ YAPACAĞIZ"
Terör örgütünün silahlarını betona gömmesi gerektiğini vurgulayan
Erdoğan, "Ama biz bunların bu saldırıları karşısında asla
durmayacağız. Mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Mesela
bazıları diyor ki, terör örgütü silahlarını sustursun. Hayır, ne
demek sustursun. Terör örgütü silahları bırakacak, gömecek,
betonlayacak. Böyle olacak. Kalkıp da devletten kimse silahlarını
bırakmayı isteyemez. Askerin de polisin de silahı onun
enstrümanıdır. Onu asla elinden bırakamaz. Bir devletin en önemli
görevi, can güvenliğini mal güvenliğini nesil güvenliğini akıl
güvenliğini sağlamaktır. Bunları yapacak olan devletin elinde bazı
enstrümanlar vardır. Tüm teröristler ya ülkemizi terk edecekler, ya
da dediğim gibi silahlarını bırakacaklar, gömecekler. Bunların da
yer tespitini biz yapacağız" ifadelerini kullandı.
"KUSURA BAKMAYIN BUNU KİMSE YUTMAZ"
Erdoğan, "Terör örgütüyle arasına mesafe koymayı beceremeyen siyasi
parti için de aynı durum geçerlidir. Bu partinin yöneticileri
siyasetin imkanları içinde faaliyet göstermeyi başaramadıkları
sürece, bizim gözümüzde örgütün piyonu olarak kalacaklardır. Yani
kimse bize yalan söylemek suretiyle, bizim terör örgütüyle alakamız
yok. Kusura bakmayın bunu kimse yutmaz" dedi.
"ŞU ANDA MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK PROJESİ GÜNDEMDEDİR"
Çözüm sürecinin buzdolabında olduğunu yenileyen Erdoğan, "Şimdi
utanmadan sıkılmadan çözüm sürecini hala devam ettiriyor diyor.
Neyi devam ettiriyorsunuz ta. Her şey ortada. Bana göre çözüm
süreci buzdolabındadır. Şu anda milli birlik ve kardeşlik projesi
gündemdedir. Buna destek verenlerle bu yolda yürümeye varız"
dedi.
"HANGİ EVDE NE VAR NE YOK MUHTARLARIMIZDAN DA BU KONUDA DESTEK
BEKLİYORUM"
Erdoğan, "Bölücü örgüt ve onun güdümündeki parti sorumluluklarını
yerine getirmemiştir. Tercihini şiddetten ve baskıdan yana
kullanmıştır. Bunlar için yalan itikadi bir meseledir. Terör örgütü
2013'ten beri, kendi aklınca devleti oyalayarak tahkimat yoluna
gitmiştir. Şu anda görüyorsunuz, operasyonlarda nasıl silahlar
ortaya çıkıyor. Tamamen yığınak yapıyorlar, sığınak, Suriye'den
yığınaklar yapılıyor. Niçin? Yarınlara. Maalesef bu konuda şu anda
devletin çok daha gayretli, çok daha bu konularda yılmayacak
şekilde operasyonlarına devam etmek suretiyle, hangi evde ne var ne
yok, istihbaratla her şeyiyle bunu ortaya çıkarmak durumundadır.
Muhtarlarımızdan da bu konuda destek bekliyorum. Hangi evde kim
var, nedir ne değildir. Bunu gelecek, orada kaymakamına, valisine
emniyet müdürüne bildirecek. El birliği yapacağız" açıklamasında
bulundu.
"NE HÜKÜMETİN VERECEĞİ BİR TAVİZ, ATACAĞI HERHANGİ BİR ADIM
YOKTUR"
Erdoğan, "Biz bu yola analar ağlamasın sözüyle çıkmıştır. Ülkeyi
çatışma ortamına sürüklememek için dikkatli hareket ettik.
Gerektiğinde dişimizi sıktık. Çatışmaları yeniden başlatan devlet
olmadı. Bundan sonra artık ne devletin, ne hükümetin vereceği bir
taviz, atacağı herhangi bir adım yoktur. Çünkü yapılması gereken
her şey yapılmıştır. Terör örgütü silahlarını bırakmadığı,
militanları ülke dışına çıkarmadığı, güdümündeki siyasi parti
demokrasinin safına geçmediği sürece, ülkeyi ve milleti korumak
için üzerine düşenleri yapmaya devam edecektir. Sınırlarımız içinde
ve dışında terör örgütünün tüm unsurlarına karşı gereken her türlü
müdahale yapılacaktır" dedi.
"TÜRKİYE'NİN 1990'LI YILLARA DÖNDÜĞÜ İDDİALARIN DA KESİNLİKLE
REDDEDİYORUM"
Erdoğan, "Çözüm sürecini bu ülkenin bekasının tehdidi haline
dönüştürmeye çalışanlar hüsrana uğrayacaktır. Türkiye'nin 1990'lı
yıllara döndüğü iddiaların da kesinlikle reddediyorum. 90'larda
olanların birçoğu şu an Parlamento'da. Bu itham her şeyden önce
milletimize haksızlıktır. Türkiye geçtiğimiz 12 yılda demokrasi hak
ve özgürlükler kalkınma alanında elde ettiği kazanımlardan bir
milim dahi geri gitmeyecektir. Kararlı adımlarla yürümeye devam
edeceğiz. Türkiye, terörün de paralel yapının da üstesinden
gelebilecek imkana iradeye sahiptir. Bunlardan hiç kimsenin şüphesi
olmasın" diye konuştu.
"BAŞBAKAN KOALİSYON KURMAK İSTİYOR CUMHURBAŞKANI BUNU ENGELLİYOR
GİBİ YALAN YANLIŞ İFTİRA KOKAN İFADELER"
Koalisyon hükümetine ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Birileri çıkıyor, işte sayın başbakan koalisyon kurmak istiyor ama
cumhurbaşkanı bunu engelliyor gibi yalan yanlış iftira kokan
ifadeler kullanıyor. Tabi ben şu ifadeyi sürekli kullandım,
kullanıyorum. Sorunların çözümü için irade ortaya koyabilecek
koalisyon hükümeti konusunda ümidimizi muhafaza ettik, etmeye
çalışıyoruz. Çünkü bu ülke hükümetsiz olamaz. Şahsıma düşen görev
nedir? Anayasada belirtilen süreci işletmektir. Ben şu anda bu
süreci işletiyorum. En çok oyu olan partinin genel başkanı da,
başbakanımız. Hükümeti kurma görevini ben kendilerine verdim ve bu
süreci başlattım.
"KOALİSYONDA İLKELER ÖRTÜŞMÜYORSA İNTİHAR EDECEK HALİ
YOK"