Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur faiz oyunlarına prim vermeyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan dönüşü gündemdeki konulara ilişkin önemli mesajlar verdi. Döviz kuru üzerinde iktisadi temelleri olmayan hareketlenmeler olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bizi kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına prim vermedik, vermiyoruz. Biz ekonomik olarak da bağımsızlaşma mücadelesi verdik" dedi.
Türkmenistan'a iki gün süren bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, basın mensuplarının gündemdeki konu başlıklarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkmenistan'daki temaslarına ilişkin değerlendirmesi şöyle:
Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhamedov’un davetine icabetle yaptığımız ziyareti verimli bir şekilde tamamladık. 27 Kasım’da öncelikle ziyaretimizin ikili boyutunu icra ettik. 28 Kasım’da da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 15. Liderler Zirve Toplantısı’na iştirak ettim.
İLK TÜRKİYE TANIDI
Resmi ziyaretim çerçevesinde Sayın Berdimuhamedov ile
Türkiye-Türkmenistan arasındaki ilişkileri ele aldık.
Türkmenistan’ı ilk tanıyan ülke olarak kadim kardeşliğimizi her
alanda geliştirmeye önem veriyoruz. Özellikle enerji, ulaşım,
ticaret, eğitim, güvenlik, altyapı alanlarında münasebetlerimizi
ilerletme gayreti içerisindeyiz. İkili ticaretimizi en kısa sürede
5 milyar dolara ulaştırma hedefini koyduk.
DOKUZ ANLAŞMA İMZALANDI
Atacağımız ortak adımlarla bu hedefe ulaşacağımıza yürekten
inanıyorum. Ziyaretimde şahsıma tevdi edilen Türkmenistan Devlet
İşbirliği Nişanını da kabul ettik. İkili ilişkilerimizi geliştirme
irademizi gösteren ortak bildiriyle beraber bu seyahatte toplam 9
anlaşma imzaladık. Ayrıca ülkelerimizi ilgilendiren bölgesel ve
küresel konularda fikir teatisi yaptık. Kıymetli dostum Sayın
Berdimuhamedov ile işbirliğimizi her alanda ilerletmekte
kararlıyız.
AŞKABAT EYLEM MUTABAKATI
Zorlu salgın şartlarını geride bırakabilmek için bölgesel ve
uluslararası dayanışma ruhunun güçlendirilmesi gerektiğine dikkat
çektik. Özellikle terörle mücadele ve düzensiz göç meselesinde
işbirliğimizi artırmamız gerektiğini de vurguladık. Bölgemizde
ticaret ve ulaştırma ağlarının güçlendirilmesi başta olmak üzere
teşkilatın gündemindeki temel konuları ele aldık. Yayınladığımız
Aşkabat Eylem Mutabakatı ile de bu yöndeki irademizi ve atacağımız
adımları ortaya koyduk.
LİDERLERLE İKİLİ GÖRÜŞME
Zirve marjında İran Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi, Tacikistan
Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman, Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın
Arif Alvi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim İlham Aliyev ile
ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bu vesileyle gündemimizdeki
konuları samimiyetle değerlendirme fırsatı bulduk. Son derece
başarılı geçen ziyaretimin hem Türkmenistan’la hem de Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı içerisindeki ilişkilerimize katkı sağlamasını
ümit ediyorum. Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhamedov’a
samimi misafirperverliği için ülkem, milletim ve heyetim adına
teşekkür ediyorum.
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI
Türk Devletleri Teşkilatı, “Dünya 5’ten Büyüktür” ve “Birlikte Daha Adil Bir Dünya” mücadelesine yeni bir ivme katar mı? Türk Devletleri Teşkilatı’nın dünyada oluşturduğu yankı nedir?
"YÜZYILI TÜRKLER İNŞA EDECEK"
Türk Devletleri Teşkilatı olarak liderler bazında Demokrasi ve
Özgürlükler Adası’ndaki zirvemiz üst düzeyde gerçekleşmiş olan bir
toplantıydı. Türkmenistan’da da Sayın Berdimuhamedov liderleri üst
düzeyde toparlayabilme başarısı gösterdi. Burada bir şeyi özellikle
vurgulamam lazım. Küresel dünyada özellikle işbirliklerinin,
birlikte hareket etmenin, dayanışmanın en önemli göstergesi bu tür
buluşmalardır. Bunlar pek olağan buluşmalar değil ama biz hamdolsun
bu dönemde bunu başarabildik. Türk Cumhuriyetleri’nin hepsi
liderler olarak buradaydılar. Burada bir konu daha var. Kan bağı ve
tarihi, kültürel bağları bulunan kadim Türk milletinin bu adımları
atmış olması, aramızdaki bağların çok daha güçlenmesine vesile
oluyor. Böylece dünyada çok farklı bir oluşumu gerçekleştirmeye
doğru gidiyoruz. Bunlar tabi bizim için hakikaten gurur vesilesi
oluyor. 2013 senesinde benim bir ifadem vardı, “21’inci yüzyıl
Türkiye’nin yüzyılı olacak” demiştim. Bu aynı zamanda tabi dünyada
Türklerin böyle bir yüzyılı inşa edeceklerinin bir ifadesiydi. Biz
bunu şu anda yakalamış vaziyetteyiz. Liderlerin bu noktada önemli
bir konumu var. Türkmen kardeşlerimiz bizler için ayrı bir anlam
taşıyor. Bizlere olan muhabbetleri çok çok farklı. Türkiye’ye karşı
muhabbetleri çok çok farklı. İnşallah bu bir vesiledir ve bu
vesileyle de ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkartabileceğimiz bir
Türkiye-Türkmenistan ilişkileri bizleri geleceğe çok daha farklı
ulaştıracaktır.
Türkiye açısından Türk birliğinin, Türk Devletleri Teşkilatının nihai hedefi ve muradı nedir ve bunu tehdit olarak görenlere mesajınız nedir?
"TÜRK TEŞKİLATINDAN RAHATSIZLAR"
Özellikle Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ndaki toplantımızda
biliyorsunuz Türk Konseyi adını Türk Devletleri Teşkilatı olarak
değiştirdik. Bütün liderler bu yeni oluşuma çok sıcak baktılar ama
tabi dışarıda bundan rahatsız olanlar olmadı değil, olmuştur da
hatta. Bu konuda Rusya rahatsız oldu diyemem. Çünkü cuma günü İlham
Aliyev kardeşimizin de Rusya’da görüşmesi vardı. Paşinyan’la
birlikte Sayın Putin’in riyasetinde orada bir toplantı
gerçekleştirdiler. Bu toplantıyla ilgili olarak İlham Aliyev
kardeşimle yaptığım görüşmede bu toplantının gayet iyi ve verimli
geçtiğini söyledi. Bu toplantı vesilesiyle de şu anda Aras Nehri
boyunca demiryolu, karayolu yapımı konusu da çözüldü. Bu atılacak
adımla beraber ayrıca Iğdır’a kadar gelecek otoban konusu var.
Otoban konusuyla da özellikle Nahcivan sıkıntısını aşmak, diğer
taraftan da Ermenistan topraklarından geçmek suretiyle burada
Azerbaycan’ın Iğdır ile buluşmasının da gayet başarılı bir adımı
atılmış olacak. Bunun yanında gerek karayolu gerek demiryolu ile
insan ve yük taşımacılığında da önemli bir adım atılmış olacak.
Daha önce 6’lı platformu gündeme getirmiştik. Rusya, Türkiye,
Azerbaycan, Ermenistan, İran ve kabulü halinde Gürcistan’la bu 6’lı
platformun devreye girmesi, bölge barışını, bölge sulhunu çok açık
net ispatlamış olacak ve bu konuda da olumlu gelişmelerin olduğunu
öğrenmiş olduk.
UKRAYNA-RUSYA KRİZİ
Türkiye’nin Ukrayna sınırındaki artan gerilime bakış açısı nedir? Hem Rusya hem Ukrayna ile iyi ilişkileri olan Türkiye arabuluculuk rolü oynayabilir mi?
"TÜRKİYE ARABULUCU OLABİLİR"
Burada bizim tavrımız belli. Biz özellikle başta Kırım Türkleri ile
alakalı yaklaşım olmak kaydıyla, bölgede bir barışın egemen
olmasından yanayız. Dost Rusya’yla ve özellikle Sayın Putin’le bu
tür konuları bu şekilde müteaddit defalar görüştük, görüşüyoruz.
Temennimiz odur ki bu bölge savaşın egemen olduğu bir bölge
olmasın. Bu bölge barışın hakim olduğu bir bölge olarak geleceğe
yürüsün. Bu konudaki tavrın olumlu istikamette gelişmesi
arzumuzdur. Bununla ilgili arabuluculuk olur, kendileriyle bu
konuyu görüşmek olur, gerek Ukrayna’yla gerek Sayın Putin’le bu
görüşmeleri geliştirerek inşallah bunun çözümünde bizim de bir
payımızın olmasını isteriz.
FAİZ VE YENİ EKONOMİ MODELİ
Üretim, istihdam ve ihracatı güçlendirmeye yönelik yeni bir ekonomi modelini hayata geçirdiniz. Faizi olabildiğince düşük tutmayı hedefliyorsunuz. 19 yıllık iktidarınızda hangi şartların olgunlaşmasıyla bu modeli hayata geçirdiniz? Yeni modelin artıları yakın vadede ortaya çıkar mı? Bu süreçte dar gelirleri rahatlatacak yeni adımlar olacak mı?
EKONOMİK BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ
İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren, belki de tarihimizde ilk
kez kendi ihtiyaçlarımıza, önceliklerimize ve gerçeklerimize uygun
bir ekonomi politikası izledik. Buna da aynı kararlılıkla devam
ediyoruz. Yani biz ekonomik olarak da bağımsızlaşma mücadelesi
verdik. Bu adımları attıkça, içeriden dışarıdan vesayetçilerin
dirençleriyle, ekonomimize yönelik türlü saldırılarla karşılaştık.
Bunların her birini milletimizle birlikte bertaraf ettik. Bizi
kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına
prim vermedik, vermiyoruz. Büyüme yolculuğumuzda yatırım, üretim,
istihdam, ihracat hep önceliğimiz oldu. Felaket tellallarına,
mandacı iktisatçılara, ekonomik tetikçilere aldırış etmeden
hedeflerimize yürümeyi sürdüreceğiz.
"KURDAKİ HAREKETLİLİK TEMELSİZ"
Bu ülke bizden önceki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde
oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu
bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi
politikalarını elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin
dışına çıkmaya çalıştığınız zaman karşılaşacağınız şey şantajdır.
Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum
edilirsiniz. İşte biz ülkemizi bu durumdan kalıcı olarak kurtarmak
için son 19 yılda sergilediğimiz güçlü siyasi irade ve özellikle
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi
gösterebilecek dirayete, imkana kavuştuk. Son günlerde kur üzerinde
iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat
artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım,
istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz
kazanacak.
"ÖNCELİĞİMİZ DÜŞÜK FAİZ"
Şunu çok açık net söylemem gerekiyor. İktidara geldiğimiz ilk
günden bu yana ekonomideki tezimiz özellikle düşük faizdir ve bir
de faiz-enflasyon ilişkisini ben devamlı “faiz sebep, enflasyon
neticedir” diye işlemişimdir. Bu tezim değişmedi. Bugün de ben yine
aynı tezi savunuyorum ve buna inanıyorum. Eğer ben de ekonomi
tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler
silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir,
netice değildir; enflasyon neticedir. Tabi burada bazıları bunun
tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin netice
olduğunu savunuyorlar. Peki öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım; şu
anda küresel ekonominin egemen olduğu dünyada acaba enflasyon
sebep, faiz netice midir; yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu
neticedir? Şu anda işte Amerika’da enflasyonun geldiği nokta
ortada. Avrupa’da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail’e
bakalım… İsrail’de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne
durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız zaman bizim tezimizin
doğru olduğunu oralarda zaten görüyoruz.
"TAVİZ VERİLMEYECEK"
Şu anda da ben yine iddiamdayım. Son dönemlerde ülkemizde bu
konuyla ilgili yapılan spekülasyonlar var. Burada en önemlisi,
hatırlayın geçmişte Türkiye’de gecelik faizlerin 7.500’lere
vardığını gördük. O dönemde iktidarda CHP vardı. CHP’nin olduğu bir
dönemin faturasını bu millet ödedi. Tabi şimdi 18 yaş altı genç
kesim, genç kuşak bunları yaşamadı ama bunları biz yaşadık, gördük.
Şu anda bu CHP’nin Sözcüsü de o dönemin faillerindendir. Hatırlayın
Bay Kemal grup konuşmalarında “faizi 1’e indirin, biz de gelip sizi
destekleyeceğiz” dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir
değişiklik gösteremez. “Faizi 1’e indirin, biz de gelip sizi
destekleyeceğiz” diyeceksin, ondan sonra da kalkıp şimdi de faiz
indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan’ın böyle zikzakları
yok. Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden
bahsediyor ve “Bu faiz inecek” diyor. Ben hiçbir zaman faizin
yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı
düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan
taviz vermem.
"FAİZ LOBİLERİ KUDURUYOR"
Çünkü bu benim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki yapımdır.
Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Bu şekilde gidişle de biz bu
işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi
nerelere düşecek; çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle
ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD’a? “Hadi
buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım
yapmıyorsunuz? Arkadaş sen zengin misin, para sende mi, finans
sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz; yatırım, istihdam, üretim,
ihracat, büyüme… Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini
söylüyorsunuz. Faizi düşürelim”, yok… Başta kamu bankaları olmak
üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye
hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve
bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü
istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Büyümede de
biz şu anda gayet iyi bir konumdayız ve bu böyle gidecek. Bu işi de
başaracağız.
Bu ekonomik argümanı bir model şeklinde aktaracak mısınız halka, yoksa eylem düzeyinde mi kalacak?
"YENİ MODELİ BİZZAT ANLATACAĞIM"
Elbette aktaracağım. İnşallah, 15’er gün arayla bazı televizyon
gruplarında ortak yayınlara bizzat çıkacağım. Bazı arkadaşlarımı
ayrıca çıkaracağım. Onlar da bazı açıklamalar yapacaklar. Şu anda
biz mesela ihracatta hiçbir dönemde olmayan bir sıçramayı yaptık.
Çıkacak Ticaret Bakanım ve bunlarla ilgili nereden nereye
geldiğimizi anlatacak. Aynı şekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanım çıkacak, enerjide neredeydik, nerelere geldik, bunu
gösterecek. Düşünün, enerjide bırakın bir gemiyi bir sandal yoktu.
Şimdi sismik araştırma gemilerimiz var. Üç tane sondaj gemimiz
vardı, şimdi ona bir de dördüncüyü ilave ettik ve bu dördüncü de
sıfır kilometre. Bunları gayet uygun fiyatlarla aldık ve bunlar
kendimize ait. Böyle bir şey yoktu. Kiralama ile gidiyorduk.
Diyelim ki BP ile anlaşıyorduk, BP geliyordu bizde araştırma
yapıyordu. Ama tabi uyanıklık bizdeydi; biz para vermezdik,
araştırmayı yap, kazanırsan yarısı senin yarısı benim. Shell’e de
aynısını söylerdik. Ama şimdi biz kendi gemilerimize sahip çıktık.
Onlarla birlikte kendi sularımızda hamdolsun keşifler yapıyoruz.
Dünyaya da gemilerimizi kiralama yaparız ve bu kiralamayla yine
paramızı kazanmaya devam ederiz.
ASGARİ ÜCRET
Vatandaş asgari ücretin ne olacağı konusunda merak içinde. Asgari ücretle çalışan vatandaşlar, asgari ücretin artması ile iş verenin, patronun işçiyi çıkartıp çıkartmayacağı konusunda bir korku da besliyor. Böyle bir olasılığı ortadan kaldırmak için ne gibi tedbirler alınacak?
"KİMSE MAĞDUR OLMAYACAK"
Görüşmelerin akışına göre inşallah biz de kararımızı hayırlısıyla
vereceğiz. Asgari ücret arttı diye işçi çıkarma gibi bir durumla
karşılaşacağımızı da zannetmiyorum. Biz alt gelir grupları başta
olmak üzere milletimizin bütün kesimlerinin hayat şartlarını
iyileştirmek için mücadele ediyoruz. İstenmeyen durumların
oluşmasını engellemek için elimizdeki araçları kullanırız. Kimsenin
mağdur olmasına müsaade etmeyiz.
KARABORSA VE STOKÇULUK
Özellikle un ve şeker gibi bazı gıda maddeleri dahil, hatta hizmet ve üretim sektöründe bazı mal ve hizmetlerin piyasada bulunamadığına -ki üretimde bir sıkıntı yok aslında- karaborsacılığın ve stokçuluğun yaygınlaştığına dair çokça şikayet var hem vatandaştan hem iş dünyasında görüştüğümüz isimlerden. Bu konuda bir ek tedbir yapılabilir mi cezai yaptırımların artmasına yönelik?
"ÜRETİMİ ENGELLEYEN EDEPSİZLER VAR"
Bu konuyla ilgili başta Ticaret Bakanlığımız gerekli tedbirleri
alıyor, adımları atıyor. Bu tür stokçuluğun yapılması kesinlikle
yasaktır. Örneğin şekerle ilgili yapılan açıklamaların ardından
Tarım ve Orman Bakanlığımız depolarda ne kadar şeker olduğunu
oralarda göstermek suretiyle herhangi bir sıkıntının olmadığını çok
açık net ortaya koydular. Böyle bir sıkıntı yok. Bunun dışında
sanayide bakıyorsunuz bazı parçaların, yedek parçaların vesaire
satışı veya bunların piyasaya sürülmesi noktasında da ne yazık ki
depolama yöntemiyle bunu piyasadan çeken ve bu konularda da üretimi
engelleyen ahlaksızlar var, edepsizler var. İlgili
Bakanlıklarımızla bütün bunların üzerine gitme kararlılığımız var.
Arkadaşlara şunu da söyledim; eğer cezai müeyyideleri düşükse,
bunların cezai müeyyidelerini artırmak suretiyle biz bu işin
üzerine gidelim. Stokçuluk dinimizde de yasaktır.
Z KUŞAĞI
Z kuşağı diye bir kavram var. Z kuşağına ne mesaj vermek istersiniz?
Bizim Teknofest kuşağına ihtiyacımız var. Teknofest kuşağı zekalarıyla, teknolojik ve bilimsel çalışmalarıyla şu anda çok ciddi bir yarış içerisinde ve maşallah her tarafı duman ediyorlar. Teknofest’in Azerbaycan’da da önemli bir programı olacak. Samsun’da da bir program var. Teknofest’i özellikle devam ettireceğiz. Şu nokta da çok çok önemli; biz geldiğimizde seçme ve seçilme yaşı 30’du. Biz bu seçme ve seçilme yaşını önce 25’e, sonra 18’e indirdik. Gençleri düşünen, gençlerle yatıp gençlerle kalkan parti AK Parti’dir. Niye bizden önce 25 ve 18 yaş grubu gündeme gelmedi? Biz getirdik. Bütün belgeler, tarih her şey ortada. Çünkü bizim hareket merkezimiz şuydu; bizim ecdadımız Fatih İstanbul’un fethini 21 yaşında gerçekleştirdi. Bu milletin büyükleri 20’li yaşlarında büyük bir fetih gerçekleştiriyorsa bu milletin tevarüs ettiği emanetle biz Allah’ın izniyle her işi başarırız.
BAE PRENSİNİN ZİYARETİ
Birleşik Arap Emirlikleri Prensi’nin ülkemize bir ziyareti oldu. Bir dizi anlaşmaya imza atıldı. BAE ile yeni bir döneme girildi diyebilir miyiz, nasıl değerlendirirsiniz?
"BAE'Yİ ZİYARET EDECEĞİM"
Muhammed Bin Zayed’le 2011 yılında bir görüşmemiz olmuştu. Ondan
sonra bazı değişik dönemler yaşadık. Ama biz tamamen ipleri
koparmadık. En azından istihbarat teşkilatları karşılıklı olarak
görüşmelerine devam etti. Bu arada ticari olarak da ilişkilerimiz
devam etti. Arzu edilmeyen gelişmeler olmasına rağmen sonunda iş
iyi bir noktaya geldi. Önce kardeşini gönderdi ve onlar bizim
ilgili birimlerimizle görüşmeler yaptılar. Yatırım Ofisimiz’le bazı
görüşmelerde bulundular. Türkiye’de yatırım için hazır olduklarını
söylediler. Daha sonra da Muhammed Bin Zayed kendisi özellikle
ziyaret etmeyi arzu ettiğini söyledi ve bu ziyareti de bu şekilde
gerçekleştirdik. Hakikaten adeta bir aile hassasiyeti içerisinde
bir ziyaret oldu. Bu ziyarette de bu anlaşmaları gerçekleştirdik.
Bu anlaşma metninde olan maddeler inanıyorum ki Türkiye ile
Birleşik Arap Emirlikleri arasında yeni bir dönemin başlamasına ve
bunu kalıcı kılmaya vesile olan bir adım oldu. Gerek ikili gerek
heyetler arasındaki görüşmelerimiz çok çok iyi geçti ve orada
imzaları attık. Bundan sonraki sürece yönelik de nasip olursa şubat
ayı içerisinde benim bir iade-i ziyaretim olacak. Benden önce gerek
Dışişleri Bakanım gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımın
ziyaretleri olacak. Ön hazırlıklar olacak. Arkasından şubatta da
inşallah ben geniş bir heyetle gideceğim ve bazı adımları çok güçlü
şekilde atacağız. 10 milyar dolarlık bir yatırım planı sundular. Bu
yatırım planını da uygulamaya koymak suretiyle çok daha farklı bir
geleceği inşa etmiş olacağız. Bu konuda da güzel gelişmeler olacak.
Tabi Bay Kemal saçma sapan şeyler konuşup duruyor.
İSRAİL VE MISIR'LA TEMASLAR
Birleşik Arap Emirlikleri ile başlayan ilişki ister istemez İsrail ve Mısır’la ilişkileri akla getirdi. Siz bu ilişkilere nasıl bakıyorsunuz? İsrail ve Mısır’a büyükelçileri atayacak mısınız?
"İLERİDE BÜYÜKELÇİ ATANABİLİR"
Şimdi zaten kararımızı verdiğimiz zaman tabi ki büyükelçileri de
belli bir takvim içinde atama durumunda olacağız. Bu söylediğiniz
ülkelerin kiminde maslahatgüzar olarak atılmış bazı adımlar var.
Büyükelçi yok ama maslahatgüzar var. Bu adımları da peyderpey belli
takvim içinde atmış olacağız. Birleşik Arap Emirlikleri ile
aramızda nasıl bir adım atıldıysa, diğerleriyle de buna benzer
adımları atacağız.
KILIÇDROĞLU'NUN 'GAYRI MİLLİ' SÖZÜ
Kemal Kılıçdaroğlu, söz konusu ziyarete ilişkin sosyal medya paylaşımında “hakiki Müslümanların sarayın yanında yeri yoktur” ifadelerini kullandı. Bu paylaşımından bir gün önce de zatıalinizin gayri milli olduğunu ve sizi destekleyenlerin de gayri milli olduğu yönünde bir açıklama yaptı. Bu sizi hedef almanın ötesinde sizin seçmeninizi, sizi destekleyenleri hedef alma şeklinde yorumlandı. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
"BİZ SENİNLE HELALLEŞEMEYİZ"
Her şeyden önce bu aralar Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Bir
sorun bakalım helal nedir, haram nedir? Madem helalleşmeden
bahsediyorsun, helalleşmek isteyen kalkıp da helalleşmek
istediklerine bu şekilde gayri milli diye hitap eder mi? Gayri
milli diye hitap ettiğin kişiye oy verenler, bu ülkede yüzde 52.
Yüzde 52 ile Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi mi? Seçildi. O sebeple
“Helalleşmek nedir Bay Kemal?” diye sormak lazım. Helal ve haramı
öğrenmesi lazım. Şu anda parti kuran eski arkadaşları bile Bay
Kemal’e hakkımı helal etmeyeceğim diyorlar. Yani Tayyip Erdoğan’a
kalkıp bunu söyleyen adam, sen kiminle helalleşeceksin? Bir defa
önce benim sana hakkımı helal etmem lazım. Neden? Kazandığım
davalar var. Avukatlarıma dedim ki “daha üzerine gitmeyeceğim, bu
davaları iptal edin.” Ben böyle yaklaşmış birisiyim. Ama görüyorum
ki sen şu anda bana ve bize oy veren tabanımıza gayri milli dersen
biz seninle asla helalleşemeyiz. Bu şekilde saygısızlık yapan,
bizden asla helallik beklemesin.
HELALLEŞME TARTIŞMALARI
Helalleşme tartışmasıyla alakalı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısına terör örgütü FETÖ ve PKK’dan olumlu çağrı geldi. Selahattin Demirtaş’ın muhalefet genel başkanlarına miting çağrısı oldu. Bu çağrının aynı gününde Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu miting yapma kararı aldı. “Erken seçim için elimden gelen her şeyi yapacağım” dedi. Neler söylersiniz?
"ERKEN SEÇİM OLMAYACAK"
Elinden gelen her şey neymiş? Şu anda AK Parti Genel Başkanı olarak
ben, MHP Genel Başkanı olarak Sayın Bahçeli, aynı şekilde Büyük
Birlik Başkanı olarak Sayın Destici açıklamalarımızı yaptık. Bu
işin tarihi Haziran 2023 dedik. Bu değişmeyecek. Bunu bir kere de
değil, defaatle söyledik. Kulağı var duymuyor, gözleri var
görmüyor! Bunları bu kadar açık söyledik. Sizin gücünüz bu ülkede
bir erken seçim kararı almaya yeter mi yetmez mi? Yetmez! Daha neyi
konuşuyoruz, neyi tartışıyoruz. Her şey bu kadar açık ve net
ortada. Boşuna uğraşıyorlar. Adeta boş teneke çalıyorlar. Allah
nasip ederse Haziran 2023 seçim tarihidir. Türkiye artık ilan
edilmiş olan seçim tarihlerine alışacaktır.
MERAL AKŞENER'İN ÇARPITMASI
Sayın Akşener son olarak Sağlık Bakanımızın Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’deki tedavilerine yönelik çalışmalarına da karşı çıktı. İlk defa olarak vatandaşlarımız yabancı gibi hedef alındı. Yani vatandaşlarımıza yönelik yerli karşıtlığını da sahneye koydu. Bu siyasal kültürümüzde olmayan bir şey. Bu iş nereye varacak?
"MERHAMETSİZLİK YAPAMAYIZ"
Bizim böyle bir derdimiz yok. Olsa olsa Millet İttifakı’nın böyle
bir yaklaşımı olabilir. Bunlar da kimdir Bay Kemaldir, Bayan
Meral’dir, HDP’dir. Bunlarda nedense mültecilere karşı, ülkemize
gelen göçmenlere karşı böyle bir düşmanlık var. Biz ise böyle bir
düşmanlığı yapamayız. Şu anda ülkemizde yaklaşık 5 milyon civarında
mülteci var. Bunlara karşı da biz ev sahipliğimizi yapıyoruz,
elimizden gelen ilgiyi alakayı gösteriyoruz. Çünkü bu milletin
değerleri içerisinde ev sahipliği farklı bir yer tutar. Bunu da biz
devam ettiriyoruz. Bundan sonra da devam ettireceğiz. Biz şu anda
Suriye’nin kuzeyinde tek katlı briket evler yapıyoruz. Bu briket
evler öyle bir ateşleme meydana getirdi ki, şimdi bazı ülkeler
diyorlar ki bize bir proje bize sunun, tek katlı değil iki katlı,
üç katlı konutlar yapalım; Türkiye’ye gelmiş olan mültecilerin
kendi yurtlarına, kendi topraklarına dönmesini sağlayalım. Şimdi
arkadaşlarımızla birlikte bunun çalışması içindeyiz. İçişleri
Bakanlığımız bu işi yakından takip ediyor. İnşallah bu adımları da
atacağız. Biz o merhametsizliği yapamayız.
METRO'DA BIÇAKLI SALDIRI
Daha önce gasp ve yaralama gibi birçok suçtan kaydı bulunan bir kişinin hiçbir kontrol olmadan bir metroya bıçakla girebiliyor olması, kamusal alanda şiddetin önlenmesiyle ilgili endişeleri artırdı. Daha önce şiddete karışmış bireyleri HES kodu benzeri bir sistemle kamusal alanın çeşitli alanlarından alıkoymak mümkün olabilir mi?
"KONTROLLER ARTTIRILACAK"
Bu söylediğiniz İçişleri Bakanlığımızın gündeminde. Her türlü
tedbiri alacağız. Yoğun bir şekilde bunların üzerine gideceğiz.
Giriş kontrollerini ya da içeride polisiye tedbirleri artırmak
noktasında gerekli adımlar atılıyor, atılacak.