CHP'nin terör olayları için komisyon kurulması önerisi reddedildi
TBMM, terör olayları nedeniyle olağanüstü toplandı. CHP'nin konuyla ilgili komisyon kurulması önerisi reddedildi.
Terör örgütleri Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ve PKK'ya yönelik
hava operasyonları, art arda gerçekleşen saldırılar ve
çatışmalar...
TBMM Genel Kurulu, gündemdeki konuları görüşmek için olağanüstü
toplandı.
Bu arada, ilk kez Genel Kurul'u yöneten Şafak Pavey, CHP'li
milletvekilleri tarafından oturumun başında alkışlandı.
KOMİSYON ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ
Konuşmaların ardından CHP'nin terör oylarıyla ilgili Meclis'te
komisyon kurulması önergesi hakkında oylama yapıldı. Oylama sonucu
CHP'nin önerisi reddedildi.
"BU SON ŞANS"
İlk sözü hükümet adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aldı.
20 Temmuz'da Suruç'ta yaşanan katliamın sonrasında yaşananları an
be an takip ettiklerini belirterek PKK, IŞİD ve DHKP-C'ye yönelik
operasyonların bilançosunu açıkladı.
39 ilde operasyon 1302 kişiye gözaltı uygulandığını kaydeden Arınç
bugün saat 11.00 itibariyle rakamları şöyle duyurdu:
"1061 kişi gözaltına alındı, 156 kişi serbest kaldı, 545 kişi
savcılığa gönderildi, 461 kişi mahkeme sürecinde, 172 kişi
tutuklandı, 201 kişi adili kontrol şartı ile bırakıldı, 62 kişi
serbest kaldı, halen kollukta sorgusu süren kişi sayısı 360."
Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
"2013 yılında DAİŞ'i terör örgütü ilan eden ve çalışmalarını
sürdüren hükümetimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bir
batı ülkesi farklı davranabilir. Ancak bizim farklı koşullarımız
var. IŞİD'le yan yana gelmiş hükümet sözünü kınıyorum.
Çözüm süreci bazıları tarafından sürekli istismar edilmiş ve
kullanılmıştır. Şimdi bugünden bakınca sürece yönelik CHP ve
MHP'den gelen bazı eleştirilerin haklı olduğunu gösrüyoruz. Şimdi
bunlardan ve edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak durumu yeniden
değerlendireceğiz. Bu ülkemizin son şansıdır.
Arınç'ın ardından HDP'li İdris Baluken kendilerine sataşma olduğu
gerekçesiyle söz hakkı istedi.
Meclis Başkanvekili Şafak Pavey, tutanakları inceleteceğini ve
Osman Başdemir'in konuşmasının ardından konuyu değerlendireceğini
söyledi.
"MECLİS İSTERSE SAVAŞ 48 SAATTE DURUR"
Ardından HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir söz aldı.
Baydemir, "Meclis isterse bu savaş 48 saat içerisinde durur"
dedi.
Baydemir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
TBMM'nin 8 Haziran sabahından itibaren yepyeni bir döneme uyandı.
Ama maalesef Türkiye halklarının bir bütün olarak parlamenterlere
siyaset mekanizmasına emrettiği "barışın", "ortak paydalarda
buluşun" mesajı ya alınmadı ya da bu mesajın yerine getirilmemesi
çabasında ısrar ediliyor.
Suruç'ta insanlık ailesine karşı suç işleyen IŞİD'in Kobani'de
açtığı yaraların sarılmasını isteyen gençler adeta katliama uğradı.
Toplumda var olan barış arzusu siyasi partilerimizin ortak bir
tezahürü olmamıştır. Bu tarihi buluşmada tarihi bir beraberliğe
gelin hep beraber katkı sunalım.
Yaşamış olduğumuz acıların son acılar olmasının temennisinde
bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahlimiz bir daha bu ülkede
tek bir insanımızın çatışma ortamı içerisinde yitirmemesinin
pratiği olacaktır. Bir kez daha hepinizin vicdanına çağrıda
bulunmak istiyorum. Eğer bu Meclis; AKP'si, CHP'si, MHP'si ve
HDP'siyle tek bir kardeşimizin yaşamını yitirmesini istemiyorsak
adres burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir.
İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çatışmalara dur diyelim.
Çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün
daha iyi idrak edebiliyoruz. Bugünü tarihi bir güne dönüştürmenin
arifesindeyken bu şiddet sarmalı neden başladı bunu masaya
yatıralım.
AKP iktidarı barışı etkin bir şekilde yönetebilmiş olsaydı bugüne
kadar 1 kez değil onlarca kez şiddetin bütün argümanları devre dışı
kalacaktı. Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın kirletilmesinden
dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993'lerin ve Cumhuriyet
tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri döndü.
Milliyetçi dalga yaratarak HDP'nin baraj altında kalmasını
sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün
Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı
karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan
başka yapılacak bir şey yok.
"BARIŞTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK"
Yaşanılan saldırılar, partimize yöneltilen saldırılar... Bunlar
etkin bir şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı emin
olun ki Suruç'taki katliamı toplum yaşamamış olacaktı. Grubumun ve
şahsımın amacı savaş isteyenlerin restine restle karşılık vermek
değildir. Barıştan başka çaremiz yok. Suruç'ta katledilen
kardeşlerimiz nasıl yaşam hakkına sahipse Ceylanpınar'da uykusunda
öldürülen polisler de o kadar yaşam hakkına sahiptir. Her bir
cinayet mutlak suretle bir arka plana sahiptir.
Ya Rab tek başına iktidar olma uğruna canlar toprağa gömülüyor,
defnediliyor. Bütün dünya iktidarları bir sivilin yaşam hakkına
binlerce kez kurban olsun. Bizim yapmamız gereken kin ve öfkeyle
yanıt vermekle hiçbir sorunu çözemeyeceğiz. Gelin elele vererek bu
toplumun bir tek ferdinin bile hayatını kaybetmeyeceği bir geleceği
birlikte inşa edelim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yapmış olduğu
konuşma, barışa suikast girişimidir.
"SAVAŞA KARŞI BARIŞ CEPHESİNDE BULUŞALIM"
Gelin HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin, hep birlikte sizin
savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim. Savaşa karşı bir barış
cephesinde buluşalım. Toprağa düşen canlardan sorumluyuz, gelin el
ele verelim. Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bu
Meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi billahi bu savaş
48 saat içerisinde durur.
Meclis derhal çözüm endeksli bir tabloyu önüne koymalıdır. Gelin
Ağrı, Manisa, Adana, Mersin, Diyarbakır, Suruç ve Ceylanpınar dahil
olmak üzere çatışma zemininin tekrar başlamasına neden olan sürecin
araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Bizler
HDP olarak Türkiye toplumu bilsin ki bizler 78 milyonun barış
içerisinde bir arada yaşaması için zalimin zulmüne teslim
olmayacağız. Onlarca siyasi parti kapatıldı, bu gelenekten
geliyoruz. Rabbim şahit olsun ki Savaşa da kaosa da teslim
olmayacağız."
"IŞİD'E KARŞI ÖNLEM ALINMADI"
Daha sonra ise CHP adına İstanbul Milletvekili Murat Özçelik,
milletvekillerine seslendi.
Sözlerine "Terör eylemlerini yapanları lanetle kınıyoruz.
Şehitlerimize, vatandaşlarımıza başsağlığı diliyoruz" diyerek
başlayan Özçelik, özetle şu ifadeleri kullandı:
"Yaşanan olayları alt alta koyup baktığımızda; Suriye içerisinde
IŞİD denilen örgüte karşı Türkiye'nin aldığı önlemlere baktığımızda
hiçbir şey yok. IŞİD'e karşı Türkiye başında tedbir ve tavır
almadı. Suriye'den gelenlere baktığımızda, çok ciddi sosyal,
ekonomik sorunlar ortaya çıktı. Bu insanlara insanlık adına Türk
milleti bağrını açmaya devam etti. IŞİD'e dünyanın çeşitli
yerlerinden Türkiye'yi transit ülke olarak kullanarak binlerce adam
gitmeye başladı. Orada yapılan çatışmalar neticesinde Türkiye'deki
hastaneler kullanıldı, iyileşenler geri çatışma bölgesine
gitti.
Türkiye'de de önemli bir faaliyet başlad. IŞİD bu zaman zarfında
kendisine hiçbir tedbir konulmaksızın adam devşirme faaliyetine
girişti. Lojistik hücrelerini kurdu. Türk vatandaşları, yaklaşk 10
bin kişi, IŞİD'in saflarında savaştı. Suriye'deki iç savaşın
Türkiye içerisine taşındığı bir durumla karşı karşıyayız. Terör
faaliyetleriyle iş çığrından çıktı. IŞİD böyle palazlanırken,
Türkiye'nin almaktan imtina ettiği tedbirler nedeniyle PKK Batı'nın
gözünde bir aktör haline geldi. Türkiye iki lanetin eylemleri ile
karşı karşıya kaldı. Şimdiki geçici hükümetle birlikte bugüne kadar
yapmayacağız dediği şeylerde U dönüşü yaptığını gördük. Daha önce
söylediklerinin aksine Türkiye Batılı ülkelere destek kararını
vermiş bulunuyor.Her ne kadar Türkiye hükümetin aldığı kararlarla
politikada bir değişiklik yapıyor gibi görünse de bu şekilde ulusal
güvenlik sorununun çözülmesi mümkün değil. Yüce Meclis'in ülkemizin
içerisinde bulunduğu sorunlara el atmadığına yönelik bir algı var.
Bu suretle bizim yapmamız gereken bütün milletvekilleri olarak bu
sorunları elele vererek sorunları çözmektir. Kime karşı
savaşacağımızı bilmek zorundayız."
"AKP'Yİ UYARMIŞTIK"
MHP adına ise Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ konuştu. Özdağ
konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi:
"Ortadoğu 1. Dünya Savaşı sonrası çizilen sınırların yeniden
tasarlandığı bir döneme girdi. Bu Balkanlaşma sürecinin Türkiye
üzerinde etkileri de olması kaçınılmazdır. Ortadoğu'daki savaşın
dalgaları Türkiye'ye vuruyor. Türkiye'de bugün yaşanan terör
kökleri Ortadoğu'da olan ve Türkiye'ye taşma eğilimi olan bir
durumdur. Uygulanan politikalar Ortadoğu'daki savaşı Türkiye'ye
davet etmektedir. Geçmiş yıllarda MHP AKP'yi bir çok defa yanlış
politikalar konusunda uyarmıştı.
Bugün gelinen noktada PKK ve IŞİD'e karşı yapılan operasyonları
anlatırken iş çığrından çıktı demişti. Bu MHP'nin tespitlerinin ne
kadar doğru olduğunu göstermiştir. İşleri çığırından çıkartan
yanlış Ortadoğu politikaları ve PKK ile müzakere olmuştur. PKK
açılımı sürecinde hükümet, Öcalan'ın meşrulaşmasını
sağlamıştır.
Müzakere süreci adı altında güvenlik güçleri alan boşaltmaya
zorlandı. Bu sayede terör örgütü güç kazandı. Terör örgütü
hükümetin sağladığı dokunulmazlıkla istihbarat ve adam sağlama
konusunda çalıştı. PKK'yı rahatsız eden valiler tasfiye edildi.
Yerlerine operasyonlara izin vermeyen valiler atandı. Erdoğan
Güneydoğu'dan tabut gelmiyor dedi ama kahraman öldürülen köy
korucularının tabutları Güneydoğu'da kaldı.
Elinde değil arkasında silah olan HDP halk üzerinde ciddi bir baskı
kurdu. Çıkar yol Güneydoğu Anadolu'yu PKK'nın elinden geri
almaktır. Bunun yolu tekrar terörle mücadele stratejisinin
uygulanmasıdır.
Suriye'de Esad rejimini tutuku haline getiren hükümet PKK'nın
Suriye'nin kuzeyinde baskın güç olmasının önünü açmıştır. Esad
rejimini yerine kimin geçeceği belli olmadan devirmeye çalıştınız.
Rejimin yıkılması durumunda devlet de yıkılıyor. Bunu Afganistan ve
Irak'ta gördük. Müslüman Kardeşler, El Nusra ve IŞİD Esad'ı devirme
porjesinde kullanıldı. Bu politika Suriye'yi Afganistanlaştırdı,
Türkiye'yi ise Pakistanlaştırdı. MHP'nin terör örgütü uzantısı
siyasi partiye karşı aldığı tutum, seçmenin tercihini yok saydığı
ve Kürt düşmanı olduğu suçlaması yapılmıştı. Oysa Kürtler ve
Zazalar bizim kardeşimizdir. MHP'nin HDP'ye tavrı şehitlerimizden
dolayıdır. PKK'nın yaptığı toplu katliamları unutmayacağız. HDP'ye
karşı olan tavrımız demokrasiye olan bağlılığımızın sonucudur. MHP
bölücülük karşısında tek başına kalsa da milli vicdanın temsilcisi
olmaya devam edectir. HDP'nin sahte barış çağrılarına inanmıyoruz.
Keşke samimi olsalardı. Samimi olsalar şehit cenazesine gidip
başsağlığı dilerlerdi."
"SİLAH HAK ARAMA ARACI OLMAKTAN ÇIKMALI"
AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın partisi adına söz aldığı
konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
"Burada Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümete, AK Parti grubuna
söylediklerinizin kaçta kaçını terör örgütüne söyleyebiliyorsunuz,
o yüsek ister samimiyet ister. Biz iktidar olmak için demokrasiyi
zorlamadı. Siz barajı geçmek için paralelle, çetelerle, terör
örgütleriyle bir araya geldiniz. Kimin nerede durduğunu bu millet
çok iyi biliyor. Kürt meselesi söylenmedik sözün kalmadığı
meselelerden bir tanesidir. Çözüm süreci silahın hak arama aracı
olmaktan çıkarılmasıdır. Devletin demokratik dönüşümünün sağlanması
için silah aradan çıkmalıdır. 7 Haziran'dan bu yana 657 terör
eylemi gerçekleştirilmiş.
Son günlerde PKK ve HDP söz birliği etmişçesine operasyonlarla
erken seçim arasında bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Seçim ile
operasyonlar arasında bağ kurmaya çalışmak seçmene saygısızlıktır.
barajı geçmek adına demokrasiyi zorlayanlar ortadadır. Sorundan
beslenenler çözümü istemezler. Kobani üzerinden de bir algı
operasyonu yönetildi.
Operasyonları zorunlu kılan PKK hakında HDP yöneticilerinin bir şey
söylediğini duydunuz mu? Biz bütün terör örgütlerini kınıyoruz.
Örgütün ateşkesin bittiğini ilan eden açıklamaları gündeme
getirmeden hükümetin çözüm sürecini bitirdiğini söylemek doğru
olmaz. Doğrudan terör örgütüne yönelik bir şey söylemediler. DAEŞ
ile hükümetimiz arasında ilişki kuran yalancıdır. Türkiye örgütle
bağlantısı olduğu saptanan 1600 kişiyi sınırdışı etmiştir. Erdoğan
karşıtlığı vicdanlarını da kör etmiştir. Biz bölgemizde ve
ülkemizde terör istemiyoruz. AK Parti döneminde yapılanları HDP'nin
eş başkanları dahi hayal edemezdi. Devlet durduk yere operasyon
yapmıyor. Devlet terör örgütünün başlattığı saldırıları durdurmak
için operasyon yapıyor. PKK'nın sözcülüğüne soyunanlar operasyonlar
hakkında bize tek bir laf söyleyemez. Safınızı net bir şekilde
belli edeceksiniz, ya demokrasi diyeceksiniz ya silah. HDP bir yol
ayrımındadır. Hem silah hem fikir bir arada yürümez."
"TERÖRİSTLER KIS KIS GÜLÜYOR"
Kürsüye gelen son isim ise Meclis'in olağanüstü toplanmasına
yönelik önergeyi veren CHP Grup Başkanvekili Levent Gök geldi. Gök
konuşmasına terör saldırılarını kınayarak başladı. Gök konuşmasında
şu ifadelere yer verdi:
"Terör karşısında 4 parti birlik olmayacak da ne zaman beraber
olacağız. Bu uslüp nedir. Konuşmalarımıza dikkat edelim. Teröristle
bizi kıs kıs gülerek izliyor, birbirlerine düştüler diye. Bu Meclis
yeni bir siyasi iradenin toplandığı Meclis. Ortaya yeni bir irade
çıkmıştır. Bugün konuştuğumuz terör meselesinin can alıcı noktası
13 yıllık AKP politikasının dış politikada yarattığı tahribattır.
Siyasi iktidar, 4 yıl önce yanlış Ortadoğu politikasından dolayı
silahların Türkiye'ye döneceğini yıllardır söylüyoruz. IŞİD
tehlikesine karşı siyasi iktidarı uyarmışız. Hava operasyonları ve
gözaltılardan bahsediliyor. Bu gözaltıları neden daha önce
yapmadınız da saldırıları önlemediniz.
IŞİD tehlikesi sadece sınırdışında değil, Türkiye'nin içerisinde.
IŞİD'ı işitmediniz değerli milletvekilleri. 4 yıldır söylediğimiz
ama haklı çıkmak istemediğimiz noktalardan bir tanesi. tehlike
büyük ve vahim. Bu konuyu araştırmak için komisyon kurmayacağız da
ne yapacağız. Bu süreci başlattığınızda sizlere söyledik. CHP Kürt
sorununun çözümünden yanadır. Bunu çözmenin adresi TBMM'dir. Size
verdiğimiz krediyi elinizin tersiyle ittiniz. CHP olarak terörün
her türlüsüne karşıyız. IŞİD'in terörüne de PKK'nın terörüne de...
Terör moral değerlerimizi çökertmeye çalışıyor. Teröristler şimdi
bizi izliyor, acaba birbirlerini mi yiyecekler yoksa teröre karşı
ortak bir duruş mu sergileyecekler. Kuracağımız komisyon 7
Haziran'dan sonra belirlenmiş siyasi iradenin meseleye el
koymsıdır. Terörün panzehiri birlik olmaktır. Bİz CHP olarak büyük
bir sorumlulukla izliyoruz. Masum insanların ölümüne engel olmak
için toplanmayacağız da ne zaman toplanacağız."
ÇAĞRIYI CHP YAPMIŞTI
CHP, Meclis'in olağanüstü toplanması için çağrı yapmış, HDP de bu
çağrıya destek vermişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da talebi olumlu
karşıladıklarını söylemişti.
Davutoğlu, toplantıda son terör olayları ve operasyonlarla ilgili
Meclis'i bilgilendireceklerini de belirtmişti