Bozdağ'dan flaş erken seçim açıklaması!
"Türkiye seçimleri üzerinde pek çok uluslararası çevreler ve içerde onlarla işbirliği yapan çevrelerle beraber pek çok plan, program, tuzak var. Seçimin planlanandan öne alınması bütün senaryoları boşa çıkarmıştır. Türkiye'ye dönük bütün tuzaklar, tuzak kuranların elinde patlatmıştır"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye seçimleri üzerinde
uluslararası çevreler ve onların içerdeki iş birlikçilerinin pek
çok plan, tuzak ve programı olduğunu belirterek, "Seçimin
planlanandan öne alınması bütün senaryoları boşa çıkarmıştır.
Türkiye'ye dönük bütün tuzakları, tuzak kuranların elinde
patlatmıştır." dedi.
Bozdağ, Kanal 7 televizyonundaki canlı
yayında soruları yanıtladı.
Daha önce erken seçimin olmayacağına yönelik açıklamaları
hatırlatılan Bozdağ,"Bu sözlerimiz bizim o günkü pozisyonumuzu
ifade ediyor. O gün partinin kurullarında veya değişik yerlerde
yapılan görüşmelerde seçimin vaktinde yapılması gerektiği konusu
bizim hepimizin ortak fikri ve kanaatiydi" diye konuştu.
Söz konusu süreçte nelerin değiştiğinin sorulması üzerine Bozdağ,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bazı gerekçeleri sıralayarak
seçimin erkene alınmasına yönelik açıklamasını hatırlattı. Bunun
yeni bir durumu ortaya çıkardığını bildiren Bozdağ, parti olarak
yeni bir değerlendirme yaptıklarını aktardı.
Bahçeli'nin açıklama öncesinde kendilerine haber verip vermediğinin
sorulması üzerine Bozdağ, "Herhangi bir istişare, değerlendirme
yok" yanıtını verdi.
Yeni durumun Türkiye'nin gündemini nasıl etkileyeceğini ele
aldıklarını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Türkiye'nin 2019'a kadar sürekli bu seçim tartışmalarıyla vakit
kaybetmesinin pek çok alanda, jeopolitik riskler barındıran bir
noktadayız. Suriye'de, Irak'ta olup bitenler, başka yerde kurulan
hesaplar, bunları da görüyoruz. Bütün bunları gördüğümüzde bizim
bunu artık vaktinden önce yapmamız gerektiği kanaatı hasıl oldu ve
hep beraber biz pozisyonumuzu değiştirdik. Şimdi seçimin olması,
değişen şartlar nedeniye AK Parti'nin ve hükümetimizin aldığı yeni
pozisyondur."
"Gerçekten de bir seçim fikri yoktu zihnimizde diyorsunuz yani"
denilmesi üzerine Bozdağ, şu yanıtı verdi:
"Kesinlikle yoktu. Öyle bir seçim fikri yoktu. Bizim planlarımız,
bütün hedeflerimiz 2019'a endeksli bir şekilde yapılıyor, ona göre
hazırlıklarımızı yürütüyorduk. Ancak yeni şartlar ortaya çıkınca
biz bu şartları değerlendirdik ve Türkiye'nin erken bir seçime
gitmesinin milletin ve devletin yararına olduğu kanaati hasıl oldu
ve biz bu kararı aldık."
BASKIN SEÇİM DEĞİL
"Baskın seçim" söylemleri hatırlatılan Bozdağ, şunları
söyledi:
"Bu bir baskın seçim değil. O kavramı kullanıyor gazeteciler,
siyasetçiler ama siyasetçiler açısından bu kavramı kullanmak doğru
değil. Neden? Çünkü siyasetçi her daim seçime hazırdır. Çünkü onun
varlığı seçimler, kendi fikirlerini, programını iktidara taşımak
içindir. Seçim ne kadar erkene alınırsa alınsın onun için bu bir
mutluluk nedenidir. Çünkü fikirlerini iktidara taşımak için daha
erken bir zamanda imkan elde etme durumu ortaya çıkmaktadır. İşini
bilen, dersini çalışan öğrenci için sınav nasıl bir sıkıntı
oluşturmuyorsa, ama tembel için nasıl bir kabusa dönüşüyorsa
seçimin ortaya çıkması işine çalışan, dersini iyi yapan siyasi
partiler için büyük bir fırsat. Ama yatan, tembellik yapan
siyasiler içinse büyük bir kabus. Onun için AK Parti açısından
baktığımızda bu seçim bizim için aynı zamanda büyük bir fırsat,
imkandır."
Bekir Bozdağ, "'Ekonomi alarm veriyor, ciddi sıkıntılar var, daha
da büyüyecek. Bu daha dezavantajlı bir tablo getirecek, o yüzden
ekonomideki kriz daha da büyümeden seçim kararı alalım' denildiği
söyleniyor. Böyle bir şey var mı?" sorusu üzerine de "Türkiye'nin
ve aziz milletimizin yararına olduğu için pozisyonumuzu
değiştirdik." dedi.
Türkiye'nin etrafında yaşanan olaylara işaret eden Bozdağ, ABD ve
Rusya'nın büyük bir restleşme içerisinde olduğunu belirtti. Büyük
güçlerin Suriye'deki çatışmaları bahane ederek, büyük bir bilek
güreşi içinde olduklarını anlatan Bekir Bozdağ, "Türkiye'nin böyle
bir noktada, yarın seçim olacak, iki gün sonra, 5 gün sonra seçim
olacak tartışmalarıyla oradaki olup bitenlere karşı tepki vermesi
arasında bir sıkıntı olabilirdi." diye konuştu.
Küresel güçlerin hesaplarını gördüklerini ifade eden Bozdağ,
"İleride burada başka işler de olacak. Biz bunu görüyoruz. Onun
için bizim bunlara hazırlıklı olmamız lazım. Yarın seçime gidecek
bir hükümetle değil, önüne 5 yılı almış bir iktidarla bütün
sınamaların üzerine Türkiye'nin gitmesi lazım." dedi.
Öte yandan bir de Türkiye'ye dönük terör tehditleri bulunduğunu,
ülkelerin, FETÖ, DEAŞ, PKK ve DHKP-C'yi alenen beslediğini anlatan
Bozdağ, Türkiye'de terörün belinin kırıldığını ancak bu güçlerin
Türkiye'ye dönük senaryolardan vazgeçmediğini belirtti.
Bozdağ, Gezi, 17-25 ve darbe teşebbüsü ile Türkiye'yi dize
getiremeyenlerin, şimdi ekonomi kozunu kullanmaya çalıştıklarını
kaydederek, şöyle konuştu:
"Belirsizlikleri ortadan tamamen kaldırmak, bu tür hesapları,
kitapları, tuzakları ortadan kaldırmak, yok etmek için bu adamı
attık. Türkiye seçimleri üzerinde pek çok uluslararası çevreler ve
içerdeki onlarla işbirliği yapan çevrelerle beraber pek çok plan,
program, tuzak var. Seçimin planlanandan öne alınması bütün
senaryoları boşa çıkarmıştır. Türkiye'ye dönük bütün tuzaklar,
tuzak kuranların elinde patlatmıştır. Bütün senaryoları boşa
çıkarmış, bütün hayalleri kabusa dönüştürmüştür. Türkiye üzerine
artık kimse hesap yapamayacaktır. Seçim kararı bu hesapçıların
hepsini perişan etti."
MUHALEFET TEMBEL
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusuna yönelik de
Bozdağ, muhalefetin, "şemsiyesiz yağmura yakalanmış gibi,
hazırlıksız, şu anda ne yapacağını bilemediğini" belirtti.
Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bundan önce
erkene seçime gidilmesini istediğini, seçim kararı alındıktan sonra
da "Bu kadar erken seçim olur mu?" şeklinde eleştirilerini dile
getirdiğini aktararak, "Bu gösteriyor ki muhalefet partileri seçime
hazırlıksız yakalandı. Tembel talebe. Sınav geldiği zaman
çalışmadığı için başına gelecekleri bildiğinden sınav yapılmasın
diye uğraşıyor. Ama artık bu sınav yapılacak ve bu sınavın
öğretmeni aziz millet herkesin kadığına notunu yazacak." dedi.
Bozdağ, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmediğini ve
kafaların karışık olduğunu, piyasada her gün birinin adının
dolaştığını vurgulayarak, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın karşısında yenilemeyecek bir aday
arıyorlar. Bakıyorlar Kılıçdaroğlu, Sayın Cumhurbaşkanımızla
yarışsa yenilir mi, elhak yenilir. Ölçerse millet Tayyip Bey ile
Kılıçdaroğlu'nu yan yana koyup tartarsa Kılıçdaroğlu'nu Tayyip Bey
ile bilek güreşi yapacak çapta görmüyor, ehliyette, liyakatte
görmüyor. Yarışa çıkınca millet bir Tayyip Bey'e bakacak bir
Kılıçdaroğlu'na bakacak, 'Bununla bu kıyaslanır mı?' diyecek. Onun
için kendi genel başkanlarını Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığına layık
görmüyorlar. Yarışta, bizim ittifakın, cumhurun adayı Sayın Recep
Tayyip Erdoğan ile yarışacak kıratta, kalibrede de görmüyorlar.
Onun için arayışları başkalarına çeviriyorlar. İsim bulamadıklarına
inanıyorum. Mikroskopla isim arıyorlar. Öyle bir isim olsa 'sen ol'
diyecekler. Ama etrafta görünür gerçekliğin içinde Sayın
Cumhurbaşkanımızın ayarında veya onunla yarışabilir diyebilecekleri
bir aday yok, bulamazlar. Çünkü orada bu ayarda bir isim, o
mahallede yok, bulma şansları da yok."
Muhalefetin birinci turda seçimi kazanma gibi bir inançları
olmadığını belirten Bozdağ, seçimin ikinci tura kalmayacağını ifade
etti.
Başbakan Yandımcısı Bekir Bozdağ, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
aday olup olmayacağının sorulması üzerine de "Gül'ün şahsına dönük
bir değerlendirme yapmayı doğru görmem. Aday kim olursa olsun,
CHP'nin önünü çektiği grubun adayı kim olursa olsun, seçim birinci
turda biter. Kimi getirirlerse getirsinler. Görünen köy kılavuz
istemez. Anketler ortada." karşılığını verdi.
SP'NİN SEÇİM KARARI
CHP ile Saadet Partisi'nin yarın yapacağı görüşmenin hatırlatılması
üzerine de Bozdağ, şunları söyledi:
"Geçmişte aynı yerde siyaset yaptık. Hepsi arkadaşımız. Saadet
Partisi'nin yönetimi şu anda kiminle ittifak yaparsa yapsın
Saadet'in oyunun yüzde 90'ının Recep Tayyip Erdoğan'a gitmesine
asla engel olamazlar. Erbakan Hoca'yı hükümetten eden, 28 Şubat
darbesine destek veren, başörtüsü zulmünün mimarı kim? CHP. Bütün
başörtülüleri ağlatacaksınız, bütün mütedeyyin, muhafazakar
insanları düşmanlaştıracaksınız, imam hatiplerin önünü
kapatacaksınız, Erbakan Hoca'yı istifaya zorlayacaksınız,
postmodern darbeyi destekleyeceksiniz, sonra hükümetten
düşüreceksiniz, sonra partisinin kapatılmasını alkışlayacaksınız,
onlara ülkeyi dar edeceksiniz, sonra da gidip 'Biz kardeşiz'
diyeceksiniz.
Eğer Saadet yönetimi, 'Biz sizinle kucaklaşırız' deyip, rahmetli
Erbakan Hocamız'a yapılan bu kadar haksızlığa rağmen kendi
içlerinden çıkan Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü ve sevilen bir
lideri indirmek için onlarla beraber olacaklarsa benim söyleyecek
lafım olmaz. Ama ben eminim ki Saadet'in tabanı buna, 'Biz Recep
Tayyip Erdoğan ile beraberiz' diyecek ve sandıkta buna en güzel
cevabı verecek."