Binali Yıldırım: Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir
AK Partili Binali Yıldırım, İstanbul seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. "Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır" diyen Yıldırım, "Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz" ifadesini kullandı.
AK Parti Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım basın
mensuplarının sorularını yanıtladı. Binali Yıldırım"Dünyaya
ülkemizi şikayet etmek uygun değildir. Ben değerli rakibim sayın
İmamoğlu'nu bu gibi tecrübesiz davranışlardan uzak durmasını
tavsiye ediyorum." diye konuştu. Yargı sürecinin devam ettiğini
söyleyen Yıldırım, "Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır.
Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır" dedi.
AK Parti'nin 31 Mart yerel seçimlerinde İBB adayı Binali Yıldırım,
seçim tarihindeki ilk itirazın CHP tarafından yapıldığını
belirterek, şehri yönetecek başkanın 'şaibeli' durumda bulunmasının
hoş olmadığını söyledi.
CHP'li Ekrem İmamoğlu'nu eleştiren Yıldırım, "Tribün tribün
dolaşacağına, meydan meydan dolaşacağına, adının altına belediye
başkanı yazacağına, sakin, oturup benim gibi sonuçları bekleseydi"
dedi.
İmamoğlu ile aralarındaki oy farkının 12 binlere kadar düştüğünü
söyleyen Yıldırım, "Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır.
Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. MHP ilçe başkanının evine
6 seçmen yazılmış, haberi yok. Kepazeliğin geldiği yere bakın" diye
konuştu.
Yıldırım, "İstanbul seçimi yenilenirse yeniden aday olur musunuz?"
sorusuna ise "Süreci YSK yönetiyor dolayısıyla YSK'nın vereceği
kararlar ortada yokken böyle bir öngörüde bulunmak anlam ifade
etmez" yanıtını verdi.
Cumhur İttifakı'nın AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
adayı Binali Yıldırım, açıklamada bulundu.
Yıldırım'ın seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarından öne
çıkanlar şöyle:
"CHP adayı rakam vererek kazandığını ilan etti. 29 bin oy farkı
ile. Biz de aynı gece 23.25'te eldeki bilgilere göre kazandığımızı
söyledik. YSK Başkanı Sadi Bey bir açıklama yaptı, 27 bin 880 oyla
İmamoğlu'nun önde olduğunu ifade etti. İlk bilgilerle beraber seçim
esnasında seçim tamamlandıktan sonra ortaya çıkan anormallikler,
şaibe ve yolsuzluklar gündeme geldi."
"SEÇİMLERİ İKİYE AYIRMAK LAZIM"
Seçimleri ikiye ayırmak lazım. İdari işler ve seçim sonuçlarına
göre itirazların değerlendirildiği yargısal süreç. Şu anda yargısal
süreç devam ediyor. Çeşitli yerlerde itirazlarda bulunuldu.
Örneğin, 2014 seçimlerinde AK Parti 84 itiraz yapmış. 77'si ret,
7'si kabul. CHP 45 itiraz 4 kabul 41 ret. Toplamda 191 itiraz 19'u
kabul edilmiş 172'si reddedilmiş. 2019 seçimlerinde ise toplam 522
itiraz 485'i ret 13'ü kabul edilmiş 24'ü de kısmen kabul edilmiş.
Herkes itiraz hakkını kullanmış ve kullanmaya devam ediyor."
"RAKAM 12 BİN SEVİYESİNE ÇEKİLMİŞTİR"
Bu itiraz süreci seçim kültürümüzde her zaman olmuştur. İlk itiraz
1946'da olmuştur. Bu yarı serbest seçimdir. Bu itirazı da CHP
yapmıştır. İtiraz kültürü CHP'ye yabancı değildir. 2014'te de CHP
Ankara seçimlerini AYM ve AİHM'e dahi götürmüştür. Biz milli
iradenin sandıkta iç edilmesinin önüne geçilmesine çalışıyoruz.
Başta 29 bin olarak açıklanan rakam 12 bin seviyesine
çekilmiştir."
"OYLARIMIZ SANDIKTA İÇ EDİLDİ"
Bu oylar sandıkta iç edildi, bu kadar açık. Bizim oylarımız karşı
adaya yazılmıştır. Bugüne kadar oyların yüzde 10'u sayılabilmiştir.
Oyların tamamı sayılsaydı, CHP rıza gösterseydi seçimin sonucu
böyle olmayacaktı. Seçimin bu şekile dönüşmüş olması tatsız bir
şey. İstanbul gibi memleket büyüklüğünde şehri yönetecek başkanın
şaibeler ve sakatlanmış bir seçim sonucuyla başkan olması hoş
değil. Başkanın güçlü şekilde göre yapması ve hizmetleri yerine
getirmesi bütün İstanbuluların arzusudur."
"YSK SEÇİMİN PATRONUDUR"
Biz başından beri hukuk vurgusu yapıyoruz. İşleyen süreç bundan
ibarettir. YSK işin sahibi ve patronudur. Seçimle ilgil itirazları
YSK yönetmektedir. Neticede bir sona yaklaşmış bulunuyoruz.
Maltepe'deki sayım da tamamlandığında bu süreç bitmiş olacak. YSK
bir karara varmış olacaktır.
"HAKİMLER HUKUKA GÖRE KARAR VERİR"
Ben bu noktada şunu anlayabilmiş değilim. Tahammülsüzlük var
ortada. Seçimi kazandık, mazbatayı verin... Bunun kararını sen mi
vereceksin. Seçimin kazanıldığının kararını veren YSK'dır. Bugün
böyle verilmiş bir karar var mıdır? Belediye başkanıyım diye kart
bastırıp Anıtkabir'e bu ünvanla imza atarsan, miting yaparsan
YSK'nın vereceği kararı etkilemekten başka ne yaparsın. Hukuk
devletinde baskılarla hakimleri karar vericileri etkilemek mümkün
değildir. Hakimler hukuka göre karar verir Hakimler kararlarıyla
konuşur. Dolayısıyla hepimize düşen sonucu sükunetle beklemektir.
Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerden Türkiye'ye baskı
yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını
sıkmaktadır.
İMAMOĞLU'NA YSK'NIN VERECEĞİ KARARI BEKLEMESİNİ TAVSİYE
EDİYORUM
Ve dünyaya Türkiye'yi bu konuda şikayet etmek, Türk hukuk sistemine
yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ben Sayın İmamoğlu'nu, değerli
rakibimi, bu gibi tecrübesiz davranışlara son vermesini ve
sükunetle YSK'nın vereceği kararı beklemesini bir kez daha tavsiye
ediyorum."
"BÜYÜKÇEKMECE AÇIKLAMASI "
Binali Yıldırım'ın Büyükçekmece'de sahte seçmen iddialarıyla ilgili
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler'e söz verdi. Güler'in
açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Büyükçekmece ilçemizdeki tüm seçimlerin, hem büyükşehir
seçimleri, hem belediye başkanlığı seçimlerin 298 sayılı seçim
kanunu içerisinde iptali ve yenilenmesi talepli şu anda YSK'nın
gündeminde bulunuyor. talep dilekçesinde neler var? Öncelikli
olarak Büyükçekmecemizdeki kamuoyunun gündemine giren husus,
usulsüz ve sahte seçmen işlemlerinin gerçekleştirilmiş olması.
1 Ocak itibariyle başlayan seçim takvimiyle 57 milyon 89 bin olarak
kesinleşmiş seçmen listesinin, oradaki Büyükçekmece'de askıya çıkan
seçmen listeleri; incelemeler sonrasında toplamda 717 seçmenin
usulsüz bir şekilde Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığı
tespiti yapılmış ve bu seçmenler YSK tarafından dondurulmuştur.
"7 BİNE YAKIN İŞLEM VAR"
Yapılan soruşturma neticesinde bu işlere karışan 12 şüpheli
hakkında işlem yapılmış, iki tanesi tutuklanmıştır. Bu iki kişi
kimdir? Kaymakamlığın oluru ile Büyükçekmece Nüfus Müdürlüğü'nde
göreve başlamasıyla o hususlar meydana gelmeye başlamıştır. En son
aldığımız bilgiler, kendisinin şifresiyle 7 bin 853 işlem
karşısında 24 Haziran seçimlerinde seçmen listesinde yer alan 3 bin
55 kişinin seçmen statüsünün düşürüldüğü; aynı zamanda da yine
Büyükçekmece'de oturmadığı halde Büyükçekmece'de sahte numaratajlar
vermek suretiyle, arsaların, inşaatı devam eden binaların, bina
içinde mesken oluşturma şekliyle yaklaşık 7 bine yakın işlemin de
gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkmış durumda.
Şimdi biz Büyükçekmece'de 130'uncu maddeye dayanarak yapılan bu
itirazımız; ilçe birleştirme tutanakları başladıktan sonra bugüne
kadar kesinleşmiş olsa bile seçimlerin sonuçlarını doğrudan
etkileyen müessir olayların veya hallerin yaşanması halinde ilgili
itirazcıya 130'uncu madde olağanüstü itiraz yoluyla seçimlerin
iptali ve yenilenmesi hakkını tanıyor.
Seçim sonuçlarına baktığımızda 4 bin 200 gibi farkla CHP adayı
kazanmış gibi görünüyor. Ancak yapılacak işlemlerin sonrasında
Büyükçekmece seçmen listesinde seçmen tarafından tanınması mümkün
olmayan, yaklaşık 11 bin kişinin lisitede yer alması mümkün değil.
Şu anda itirazlar kabul edilmiş durumda. Sahtecilik, gerek savcılık
soruşturmasında gerekse mülkiye başmüfettişin yaptığı soruşturmada
yer alıyor.
"HUKUKEN GEÇERLİLİĞİ OLMAZ"
Şimdi siz usulsüz ve sahte olarak, adrese dayalı kayıt sisteminde
yer almaması gereken kişileri, Büyükçekmece'de yer aldırarak seçmen
vasfını yer aldınız. Bu kişilerin oy kullandığı ortaya çıkar ise,
bu olay tamamen sandık sonuçlarını doğrudan etkileyen usulsüz bir
olaydır ve haldir. Şu anda Büyükçekmece'mizin itiraz konusu ana
başlığından birisi bu. Malumunuz yetkisi olmayan usule uygun
düzenlenmemiş bir kurulun yaptığı işlemlerin hukuken bir
geçerliliği olmaz. Bölgede asker kişilerin kısıtlı değişmiz
kişilerin de Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığını itiraz
dosyamızda arz ettik. YSK bu iddiaları araştıracak ve gerekli
kararı verecektir."
BU SAHTEKARLIK
Büyükçekmece olayında deniliyor ki 'Seçmen naklini herkes yapıyor,
siz de yaptınız'...Bu sahtekarlık. Kendi iradenizle seçmen nakli
yapmıyorsunuz. Bilgisayarın başında belediyeden aldığınız
numaratajı kullanarak oturduğunuz yerde bu seçmen girişlerini
yapıyorsunuz. Ne kadar hazin bir durum ki MHP İlçe Başkanı evine 6
tane seçmen yazılmış haberi yok. Kepazeliğin geldiği boyutu
görüyorsunuz. Bu arkadaş kim? CHP'li, belediyeden nüfusa geçici
görevlendirilen biri. Bu iş 1 sene önceden planlanmış.
Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta
yapılmışsa sonuna kadar da devam eder. Bu seçimlerin bu hale
gelmesini körükleyen rakip adaydır. Yoksa bu itiraz süreçleri her
dönemde olmuş ve sükûnet içinde değerlendirilip karar bağlanmıştır.
Mansur Yavaş soyadı gibi yavaş hareket etmiş, bütün süreçlerin
tamamlanmasını beklemiş ve kendisine belediye başkanı olduğuna dair
belge verilmiş ondan sonra Anıtkabir'e gitmiş ve görevine başlamış.
Ben tebrik ediyorum. Sorumluluk taşıma bu.Keşke Sayın İmamoğlu da
bunu yapsaydı. Tribün tribün dolaşacağına sakin oturup benim gibi
sonuçları bekleseydi. Bu benim ikinci toplantım.
"TRİBÜN TRİBÜN DOLAŞACAĞINA BENİM GİBİ
BEKLESİN"
Ben tebrik ediyorum, sorumluluk taşımak bu. Keşke sayın İmamoğlu da
bunu yapsaydı. Tribün tribün dolaşacağına sakin sakin oturup benim
gibi sonuçları bekleseydi. Bu benim ikinci toplantım. Bu sayımlarda
o kadar eksikler olduğunu gördük ki insan hayrete düşüyor. Bu seçim
murdar olmuş bir seçimdir. Murdar olmuş etin kavurması olmaz."
MALTEPE İDDİALARI
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler bu kez Maltepe'deki
sayımla ilgili söz aldı:
"Baktılar ki CHP yetkilileri mazbata diye tutturdular ve
alalacele ilçe seçim kurulları hakimlerini baskı altına alarak,
bazı yerlerde hakaret ederek yeniden sayım tasnif heyeti kurdular.
Bu da yetmez yeni bir tane olsun dediler, o da yetmez 30'a
çıkarttılar. Ben size burada bir belge göstermek istiyorum. 298
sayılı seçim kanununun 18'inci maddesi bir ilçede ilçe seçim
kurulunun nasıl kurulacağına dair bir kanun maddesi. 20'inci madde
de yetki ve görevlerini anlatır. Bir ilçede seçimin düzenle
yürütülmesini sağlamak için tedbirleri almak ilçe seçim kuruluna
verilmiş. 7 tane üyesi var. Maltepe'de kimler var? CHP var, AK
Parti var, MHP var, Saadet Partisi var. Bu belgeye göre ilçe hakimi
kendi bireysel tasarrufuyla bir karar veriyorlar. Şunları şunları
yapacağız diye. Oldu bitti ile kargaşa çıkararak bir işlem tesis
ediyorlar. Biz bunu YSK'ya taşıdık. İlçe seçim kurulu var orada,
bir kurul ancak karar verebilir. Kurul tedbirleri alabilir. Siz bir
hakim olarak tek başınıza bir imza açarak, ikinci hakimi de
getirerek bir karar oluşturamazsınız. YSK da evet böyle bir işlem
tesis edilemez, ve kendisi de çok net bir karar verdi. Ve dedi ki,
bu şekilde her iki karara vererek bu şekilde bir işlem tesis
edemezsin dedi.
"BÖYLE Mİ YAPMAK LAZIM?"
CHP'lilere sormak lazım. Böyle mi yapmak lazım? Sonra da diyorlar
ki kargaşa çıkarıyorlar. Şunu çok net söylüyorum. Bugüne kadar
yapılan oy sayımıyla ilgili her türlü engelleyici parti CHP'dir.
Burada aynı zamanda MHP'nin belediye başkanı ile ilgili oy
pusulaları sayılıyor. Bir oy bile önemlidir. Net bir şekilde
sandıkta kime nasıl oy verildiğinin açık şekilde ortaya
çıkartılması için şeffaf, her türlü güvenlik tedbirlerinin alındığı
bir alanda bu oy sayımının ve doğru mu yanlış mı diye denetimin
yapılmasını niye istemiyor? İki üç kişiyle oy sayımı yaptılar. MHP
ve AK Parti üyesi olmadan torbaları açtılar, usulsüz şekilde
açtılar. O torbalarda ne olduğunu bilmiyoruz. Bu bile seçimin
iptalini gerektirmektedir.
Bu aceleciliklerini halen anlamış değilim. Yasal ve hukuki süreç
devam ediyor."
EŞELEDİKÇE BİR ŞEYLER ÇIKIYOR
Olay çok basit. Yani eşeledikçe bir şeyler çıkıyor. Yani burada
yapılması gereken iş, bu işin sonucunu beklemek. Biz bir oyun
peşindeyiz. İstanbullu'nun verdiği oyun iç edilmemesi için mücadele
veriyoruz. Bunun dışında başka bir amacımız yok. Bu insanlar
fedakarlık yaptı. Geldi oy verdiler. Oyların istediği şekilde
yerine gidip gitmediğinden emin olmaları lazım. Bunun takipçisi
olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Sonuç ne olursa olsun. Kararı
YSK verecektir. YSK'nın kararı da herkesi de bağlayan bir karar
olacaktır. Sayın İmamoğlu, ‘Tek güvendiğim kurum YSK'dır'
açıklaması yapmıştır. Ama bugünlerde yavaş yavaş o açıklamayı da
değiştirmeye çalışıyor. ‘Güvenim azalıyor' gibi laflar ediyor.
Hukuk devletinde müracaat edeceğimiz başka bir makam
bulunmamaktadır.
"Sayımlar kasten uzatılıyor" lafının da maksatlı olduğunu işte
gördük. Ama şunu bilsin. İstanbullular şunu bilmeli ki seçim gecesi
sayım heyetinin sayısı sandık sayısı kadardır. 31 bin 186 heyet
vardı. 8,5 milyon oyu sandılar. 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet
sayısı bazı yerlerde 3-5 olsa 150'yi geçmez. 150 heyetin bu kadar
oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. Her sandığa heyet kurmak
demek seçimi yeniden yapmak anlamına geliyor. Şu anda itiraz süreci
devam ettiğine göre, orada da işi yönetecek olan seçim kuruludur.
Seçim kurulu orada kararını, sandık güvenliğini, herhangi bir
kargaşa çıkmasını önlemek mecburiyetidir.
5500 BANA ÇIKIYOR, 500 ONA ÇIKIYOR... BU NORMAL Mİ?
SORUYORUM...
Bazen şu da söyleniyor. 'Siz gözünüzü dört açsaydınız da hileler
olmasaydı.' İyi tamam bunlara itirazım yok. Ancak yani bu
hırsızlığı, şaibeyi, bu yapılan yolsuzlukları haklı gösterir mi?
Yani biz itiraz etmesek, 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları
geri getirmesek bitmişti olaylar. Kimin oyu bu? Senin benim, onun
İstanbullu'nun oyu. Bunu yapmaya hakkımız yok. Biz, bize verilen
veya rakip adaya verilen oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz.
Şimdi bir türlü tabi izah edilemeyen konu… Tamam rakibe de oy
çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Bu
normal mi? Soruyorum… Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize
bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda organize bir
kötülük yaşanmıştır. Bunun açığa çıkarılması gerekiyor.
SEÇİMDEN SONRA BİZİ YÜZLERCE İNSAN ARADI... BUNU DA İLK KEZ
PAYLAŞIYORUM
Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez
paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini
söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası,
belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası
verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken
önemli bir konudur. Bu da bu işin baştan organize edildiğini ortaya
koyan somut bir şüphedir. Bunun da mutlaka dikkate alınması
gerekir. Onlarca delilden bahsedebiliriz, usulsüzlükten
bahsedebiliriz, özensizlikten bahsedebiliriz. Bunların örnekleri de
var. Özetle diyorum ki bizim amacımız itiraz sürecinin sağlıklı
şekilde işlemesi ve yargının işini kolaylaştıracak davranışları,
herkesin, her tarafın göstermesidir. Bir an önce sükûnetle sonucu
bekleyip sonucu tamamlamamız lazım. Tırmandırarak, bağırarak haklı
pozisyona geçeceğini düşünenler varsa büyük bir yanılgı içindedir.
"
SORU - CEVAPLAR
SORU: YSK, İstanbul'daki seçimleri iptal ederse yeniden aday olacak mısınız? Küstü dediler vesaire dediler…
BİNALİ YILDIRIM: Tekrar şunu bilmenizde yarar var. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK'nın vereceği kararlar ortada yokken böyle bir süreç yaşanmamışken bu şekilde bir öngörüde bulunmak anlam ifade etmez. Bekleyelim, YSK'nın vereceği karar neyse ona göre herkes durumunu değerlendirecek ve bir yol haritası çizecek. Biz şunu söyledik. İlk baştan mazbatayı YSK'yı kime verirse başkan odur. Bu söylediğimin bugün de geçerli olduğunu söylemek isterim.
SORU: Büyükçekmece'de polis evlere gidip inceleme başlatmıştı. Abdullah Bey 12 kişi hakkında incelemeden bahsetti. Bu inceleme sonucu mu işlemler yapıldı? Vatandaşlar 2,5 yaşında çocuğunun seçmen kaydında isminin göründüğü ve oy kullanıldığına dair. Net bir bilgi var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Bir idari ve adli soruşturma devam ediyor. Detayları Abdullah Bey takip ediyor.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER: İdari ve cezai soruşturma aynı anda devam ediyor. Polislerin yaptığı çalışma, nüfus ve vatandaşlık kanunu içerisindeki usulsüz beyanlar ve usulsüz işlemlerin yapıldığı anda mülki idari amirinin kararıyla bunların keşfedilmesi ve yapılan inceleme noktasında neler varsa idari tatbikat raporu için çalışma yürütüyor.
Burada kamu görevini kötüye kullanma, menfaat temin etme var. Bu anlamda cezai soruşturma yürütülüyor.
SEÇİME İLİŞKİN TAKVİM
Olağanüstü itiraza başvurduk. ‘Seçimin sonuçlarını etkileyen müessir olaylar' diyor. Bu durum yapılan araştırmanın sonucunda doğrudan etkileyen olay olarak tespiti yaptığı andan itibaren YSK karar verecek. Orada CHP'li bazı yetkililerin de ifadesini söylemek isterim. 130'uncu madde seçim takvimiyle birlikte işleyen, her türlü usulsüz, yolsuz işlem seçim sonuçlarını etkiliyorsa dikkate alınır diyor…
SORU: Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile nasıl bir değerlendirme oldu? Teşkilata yönelik özeleştiri olabilir mi? Maltepe'de Perşembe gününden dün akşama kadar 400'ün üzerinde sandık sayıldı. Geç mi kalındı itirazda?
BİNALİ YILDIRIM: Biz her seçimden sonra parti olarak değerlendirmelerimizi yaparız. Özeleştirimizi de yaparız. Cumhurbaşkanımızla bu çerçevede görüştüm. Parti yetkilileriyle de istişare halinde olduk. Bunları diğer seçimde olduğu gibi bu seçimde de yaptık. Bunlar, bir sonraki seçimler için en azından durumumuzu gözden geçirip, eksik olduğumuz yönler varsa onları tamamlaya dönük hususlardı.
Sandık başında görevliler var. ama bu seçimdeki yapı; ben kimseyi suçlamak maksadında değilim. Ama sandık başındaki yapı ittifaktan dolayı biraz farklı olmuştur. Nasıl farklı olmuştur? Cumhur İttifakı olarak Beşiktaş, Silivri, Maltepe dışında MHP girmediği için seçimlerde genellikle üye veremedi. Dolayısıyla üyeler iki tane memurdan oluştu, bir AK Parti, bir CHP, bir HDP, bir Saadet, BBP ve Vatan Partisi. Dolayısıyla bunları ittifak çerçevesinde düşündüğünüz zaman ağırlık diğer ittifakın üyelerinde gözüküyor. Bunu itirazlarda da görüyoruz. İtirazda şöyle durumla karşılaşıyoruz. Oy mühürü yuvarlağa basmamış, AK Parti amblemine basmış. O da siyahi o da siyah. Fark edilmemiş iptale atılmış. Yeniden sayılınca fark ediliyor. Bunun normalde AK Parti adına geçerli sayılması gerekirdi değil mi? Öyle mi oluyor? Olmuyor, oylamaya sunuyor. Oyda da doğal olarak AK Parti yalnız kalıyor. Diğerleri göz göre göre geçerli olması gereken oy geçersiz olarak tekrar kayda geçiyor. Bunlar hoş şeyler değil. Gerçek tartışmasız bir durum varsa bunun oylaması olmaz. Şüphe varsa, fikir ayrılığı varsa, mühür iki şeyin arasına taşmışsa, ilgisiz yere basılmışsa falan bunlar konuşulabilir ama bu kadar açık hususu oylamaya sunmak herhalde bir anlam ifade ediyor.
Tabi bu bahsettiğiniz konu, doğru bir dikkat etmeliydik. Ona bir endişem yok. Tabi ki, ama sandıklar genellikle güven esasına dayalı çalışır. Dikkat etmesi gereken müşahitlerdir. Birbirlerine şüphe esasıyla bakarlarsa o sandıkta seçimi yapmak mümkün olmaz. Orada başkan görev taksimini yapar, sen sandık sayım sonuçlarını yap, sen pusulayı göster, sen yazıları yaz gibi görev taksim edilir. O görevleri herkes yapar. Burada da öyle olmuştur.
Bizim gözden kaçırdığımız veya fark edemediğimiz bir şeyi, eğer bu bir hileyse, bu bir usulsüzlükse, bu bir organize kötülükse bunu masum göstermez. Esas olan işi düzgün yapmaktır. Maalesef iş düzgün yapılmamıştır. Sandık günü ve sandıktan sonraki sayım süreci içerisinde de 20'den fazla kanunlara uymayan yanlışlar, usulsüzlükler tespit edilmiştir.
ABDULLAH GÜLER: Biz çok yapıcı davranıyoruz. Kendilerinin kaldırdığı 5 terminalin kurulması konusunda yardımcı olduk. Maalesef oradaki baskı ortamı devam etti. En son oldu bitti ile 20-30'a çıkartma girişimi üzerinde, burada işlem yapılması gerekiyor. Siz sayım tasnif heyetlerini artırdığınızda, orada görev yapacak siyasi parti görevlilerinin hazır olması için tebligat çıkarılması gerekiyor. Orada olaylar çıktı. CHP'li vekillerin karıştığı olaylar çıktı. Daha sonra eski haliyle devam etti. O süreç devam ederken yine böyle bir girişim olunca bir an önce bitiririz diye karar aldılar. Biz hemen YSK'ya itiraz yaptık ve Pazar günü de bu karar çıktı. Ortada duyum üzerine bir şey yok. ‘Duyduk öyle diyorlar' gibi iddiayla YSK'ya şikayette bulunuyorlar. Bunu YSK'ya taşıdık. İptal etti. Şöyle de bir ihtarda bulundu. ‘İlçe seçim kurulu üyeleriyle toplantı yap, ne gibi tedbir alıyorsak orada karar al' gibi…
SORU: Devlet Bahçeli de tepki göstermişti. İmamoğlu'nun iki maça gitmesi… Siyasette de tartışılıyor. Siz ne diyorsunuz bu konuda?
BİNALİ YILDIRIM: Ben bunu doğru bulmuyorum. Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan YSK'dır. Seçimden sonraki sürecin sonuçlanmasını sükûnetle beklemelidir. Benim tavsiyem odur. Bunun dışında yapılacak her türlü taşkınlık, her türlü toplumsal gerginlik sürece zarar verir.
SORU: Seçim sürecinin bu hale gelmesi tatsız bir şey demiştiniz. Sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin ediyor muydunuz? Muhalefetin iddiası var. İçişleri ve Adalet Bakanı, YSK üyelerini arayıp üzerinde baskı kurmaya çalışıyor diye… Gerekçe olarak da sizin seçim gecesinden itibaren Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Adalet Bakanı ile görüşmenizi öne sürüyorlar…
BİNALİ YILDIRIM: Bizim Cumhurbaşkanı ile bakanlarla görüştüğümüz için onlar seçim kurulunu aramışlar öyle mi? Bakanlardan yanılmıyorsam İçişleri Bakanı bu iddiayı ortaya koyanlar için suç duyurusunda bulundu. Ben bu ülkede Başbakanlık yaptım, partimin kuruluşunda yer aldım. Genel başkanımla her zaman görüşürüm, bakanlarımla bugün de görüşürüm, yarın da görüşürüm, her zaman görüşürüm. Bunu daha önce de açıkladım. Buradan yola çıkarak YSK'yı etkileme gibi bir ithamda bulunmak akla ziyan bir iştir. Bu kadar açık ve net söylüyorum.
Gecikme meselesi tamamen teknik bir konu. Sayımların seçim günü sandık sayısı kadar sayım heyeti vardı. Şimdi o kadar yok. Bir ilçedeki bin tane sandığı en fazla 10 heyet sayabiliyor. Mesela Yalova seçimleri 21 Nisan'da vermiş… 2014'te CHP itiraz etti ve seçimlerin iptaline karar verdi. ABD'de biliyorsunuz 8 ay sürdü seçimlerin kararı. Yani 21 Nisan'da karar vermiş Yalova'da. Şu anda 15'i değil mi? Burada zaman makul bir şekilde işliyor. Dediğim gibi bütün bu mesele hakim teminatıyla YSK'nın sevk ve idaresinde yürüyor. Biz bu zamanı hızlandırın, bu zaman çok uzuyor deme imkanına sahip değiliz. Kaldı ki desek de bir anlam ifade etmez. Sürecin ihtiyacı olan zaman kullanılacak. Aksi halde bütün bu hakkımızı, hukukumuzu kimse bizim takip etmekten vazgeçmemizi beklemesin. Bunu kısaltmanın yolu ‘biz bir şey istemiyoruz' demek olur…
SORU: Defalarca İstanbul'da açıkça seçimi kazandı AK Parti. Şahsen ben de öyle düşünüyordum. Geçen seçimde Kadir Topbaş, Sarıgül'e 600 bin fark attı. Bu seçimde bu fark sıfıra indi. İzmir İl Başkanı başarısız gördü kendini istifa etti. İstanbul İl Başkanı istifayı düşünüyor mu acaba?
İkinci sorum da şu, olay Büyükçekmece'de düğümleniyor. Fakat Büyükçekmece Belediye Başkanı mazbatayı aldı. YSK yeniden seçim kararı alırsa zaten sorun kalmayacak. İmamoğlu'na mazbata verilseydi, ondan sonra olağanüstü itiraz etseniz doğru olmaz mıydı? Böylece mağdur olarak miting fırsatı verilmemiş olurdu…
BİNALİ YILDIRIM: Olağanüstü hal ile ilgili müracaat henüz yapılmadı. Büyükçekmece ile ilgili yapıldı. Onun da görüşmesini henüz YSK karara bağlamış değil. Şöyle, onun hukuki cevabını Abdullah Bey daha iyi verir. Mazbata verilse ne olur, verilmese ne olur… Hukuki sonuç nedir? Onu Abdullah Bey açıklasın. İl Başkanı yanımda benimle beraber. Onun dışında başka bir şey söylemem yersiz olur.
ABDULLAH GÜLER: 2972 sayılı mahal idareler kanunu 22'inci maddesinde; mazbata kavramı bir kanun metninde genelgede geçmez. Buna tutanak der. Yani o bölgede o seçim çevresinde en fazla oy verdiği kişiye verdiği belgenin adı. 222'inci madde çok açık. Sandık kurullarınca gönderilen tutanaklar, ilçe seçim kurulu tarafından birleştirerek en çok oy alan seçilmiş olur. Büyükçekmece'de sayımlar tamamlandı, ilçe birleştirme tutanağı hazır. O kişiye, kim almışsa CHP adayına verildi. Tutanak, mazbata…
Peki büyükşehirde ne oldu? İkinci fıkra, ilçe birleştirme tutanakları ilçelerden il seçim kuruluna getirilir. En çok oy alan aday büyükşehir belediye başkan adayına verilir. Siz il birleştirme tutanağı hazırlayamazsanız, Ekrem İmamoğlu'na nasıl bir mazbata vereceksiniz? Duyumlara göre mi? Rakamlarla konuşmak lazım. 39 ilçede kaç oy aldı? Tek tek birleştireceksiniz… O daha sağlanmadı. Maltepe'de devam ediyor. Esenyurt'ta Pazartesi'ye kadar devam ediyordu.
SORU: YSK, Maltepe'de 400 sandığın yeniden sayılması kararını kaldırdı… Yorumunuzu alabilir miyim?
ABDULLAH GÜLER: Bu eksik bilgi olabilir. Siz CHP'li yetkililere şunu sorun. AK Partili üye olmadan, MHP'li üye olmadan siz bu sandık torbalarını açtınız ve nasıl saydınız? Sorun lütfen. Bu sayılan sandıkların da yeniden sayılması kararını aldı ilçe seçim kurulu. O kararı hangi gerekçeyle bilmiyorum. Ancak ilçe seçim kurulunun kararı ortadan kaldırılamaz.
SORU: Bazı bazın kuruluşlarında siz ve İl Başkanı Şenocak hakkında söylemler var… Birbirinizi istemediğiniz konusunda…
BİNALİ YILDIRIM: Görüyorsun işte yan yana oturuyoruz.
SORU: Ekrem İmamoğlu'nun seçimi kazandığı andan itibaren ilk tarih 1 Nisan'da sansürle başlayan süreç daha sonrasında CHP mensuplarının İBB çalışanlarını sosyal medya üzerinden taciz etmek, belli mülakat sonuçlarına itiraz etmekle devam etti ve dün İmamoğlu cephesinden ‘Benimle Saraçhane'ye yürüyecek misiniz' dedi. Bu çağrı, CHP'nin sertleşen dili size ne ifade ediyor. İkinci olarak ‘Binali bey halka inemedi' diye eleştiriler var. Bu kurgu ve söylem üzerine algı oluşturuyorlar. Cevabınızı merak ediyorum.
BİNALİ YILDIRIM: Binali bey hiç halkın arasından çıkmadı. Halkına arasına inemedi olmaz. 90 günlük kampanyada bunun en yakın şahitleri sizlersiniz.
Diğer konuda da bu sokağı hareketlendirme alışkanlığı yeni değil. Bu alışkanlığın geçmişte de örneklerini biz gördük. bunun hukuk devletinde yeri olmadığını herkesin bilmesi lazım. Özellikle Türkiye'nin muhalefetteki birinci büyük partisi daha sorumlu hareket etmelidir. İstanbullu'nun da vatandaşlarımızın da beklentisi bu yöndedir.
SORU: Rakip adayınızın seçimden önceki ve sonraki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BİNALİ YILDIRIM: Bir sabırsızlık hali var. bana göre daha ağır başlı, olgun şekilde bekleyip sonucu görmesi daha doğrudur. Her şey, bütün bu itiraz süreçleri sağlıklı şekilde işlemeli ve bu sürecin sağlıklı şekilde sonuçlandırılmasına katkı sağlamalıdır. Ben bunu yaptım başından beri… Dikkat ederseniz dakika başı çıkıp her şeye laf yetiştirmedim. Benim devlet adamlığıma, tecrübeme uymayan bir şeydir. Seçim olmuştur, İstanbullular söyleyeceğini söylemiştir. Bundan sonra seçimin itiraz süreci devam etmektedir. Bizim görevimiz onların görevini zorlaştırmak değil, onları baskı altına almak değil işlerini rahat yapmalarına yardımcı olmaktır. Ben de arkadaşıma bunu öneririm.
SORU: Bu eldeki veriler, kesinlikle seçimleri iptal ettirebilir diyebilir misiniz?
BİNALİ YILDIRIM: Bu dosya, bildiğimiz bir gerçek var. Bizim uzmanlarımız, partimizin seçim işlerinden sorumlu arkadaşlarımız, İl Başkanlığımız, bütün arkadaşlarımız bu çalışmayı yaptı ve tam kanunsuzluk olduğu gerekçesiyle müracaat yapılacak. Şu aşamada söyleyebileceğim bundan ibaret. Ben kendimi YSK'nın yerine koyup bir şey söyleyemem. Ama ciddi usulsüzlükler, yolsuzluklar ve seçimi sakatlayan ciddi bulgular mevcut.
SORU: Organizasyonun ortaya çıkarılmasına yönelik operasyon yapılıyor mu? Gözaltı var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Benim bildiğim savcılıklar bu konuda bazı çalışmalar yapıyorlar. Büyükçekmece'de iki tutuklu var. Ama bu seçim sonrası gelişmelerle ilgili de hem Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı hem de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sanırım tahkikat yapıyor. Suç duyurusu yapıldı.
SORU: Bu seçimi kim kazanmış olursa olsun aranızdaki fark az olacak. Siz çok deneyimli bir siyasetçisiniz. Sizce neden çok daha açık bir farkla kazanmadınız bu seçimi? Ekonomi mi etken oldu? Yeni genç seçmen mi oldu? Ne oldu değerlendirmenize göre…
BİNALİ YILDIRIM: 2014 seçiminde AK Parti adayının oyundan daha fazla oy aldım bunun bilinmesini isterim. Biz düşük oy falan almış değiliz. Bu seçimde karşı adayın daha fazla oy almasının sebebi ittifakların oluşmasından kaynaklanıyor. Oy oranlarının yakın olması bundan kaynaklanıyor. En yakın 24 Haziran milletvekili seçimlerinde partimizin aldığı oydan 278 bin daha fazla aldım. Demek ki daha düşük oy aldığımız meselesi gerçeği yansıtmıyor.
SORU: İçişleri Bakanlığı, yargı, emniyet, hükümet yıllardır bu konu üst düzeyde korunurken, büyük bir usulsüzlük nasıl bir yol bulabildi? Böyle bir sonuç nasıl çıkabildi? Murdar olmuş bir seçim dediniz… Bir vatandaş olarak murdar olmuş bir durumun son tahlilde iki adaydan biri olmanız, sizde bundan sonra nasıl bir duygu bıraktı? Özellikle HDP'nin İstanbul'da aday göstermemesi ve seçim öncesi sonrası yapılan anketlere bakıldığında aslında İstanbul'da HDP'nin konsolide ettiği seçmenin İmamoğlu'na oy verdiğini görebilmeniz olası… İstanbul'daki Kürt seçmenle temas kurabildiğinizi, kuramadıysanız sebepleri neler?
BİNALİ YILDIRIM: Seçim güvenliği ayrı bir şey, seçimlerin yapılması ayrı bir şey. Hükümetin görevi sandık güvenliğini sağlamak ve vatandaşın özgürce oyunu kullanmasına zemin hazırlamak, oradaki karışıklıklara meydan vermemek. Ama seçimin sandıktan oylar atıldıktan sonra sayım sürecinde polis gelip başında duracak diye bir şey yok. Sandık kurulları bir asayiş durumu ortaya çıkarsa davet üzerine gelebilir. İki şeyi birbirinden ayırmak lazım.
Murdar olmuştur. Murdar etin kavurması olmaz dedim. Bu beni de karşı rakip adayı da bağlıyor. Bu seçimlerde kim kazanırsa kazansın. Neticede bu seçim çok konuşulacak. Onu söylemek istiyorum.
Diğer bir konu da HDP. HDP biliyorsunuz millet ittifakıyla beraber hareket etti ve kendi seçmen tabanına da oraya oy verilmesi telkininde bulundu. Biz 15 milyon İstanbullu'nun, oy kullanacak 10,5 milyon İstanbullu'nun olabildiğince herkesle temas kurduk. Herkesle konuşmaya çalıştık. Baştan sona kadar biz projeleri konuştuk. İstanbul'un geleceğini konuştuk. Bunun dışında başka bir şey yapmadık. Aldığımız sonuç bu kadar.
SORU: İstanbul'da seçimin uzamasını neye bağlıyorsunuz? Maltepe'de seçim oy sayımlarının CHP tarafından öne sürülen şu… AK Parti ve MHP'nin kurul sayısını azaltmaya yönelik girişimleri olduğu… Buna dair neler söylemek istersiniz?
BİNALİ YILDIRIM: Orada önce bir CHP artırılmasına karşı çıkmış, sonra anladığım kadarıyla o fikrinden vazgeçilmiş. Bir hafta sonra artırılsın diye talepte bulunmuş. Ve orada artırılma işi usule uygun olmamış. YSK iptal etmiş. Şimdi yeni bir karar var. yani uzama konusu bizim yönettiğimiz bir konu değil. Başından beri bu seçimleri yöneten seçim kurulları. Partiler sadece orada temsil edilmektedir.
Az önce söyledik. Yalova itirazı 21 Nisan'da ancak sonuçlandırılabilmiş. Yalova 244 sandığı var İstanbul'un bir ilçesinden daha küçük. Dolayısıyla süreç YSK'nın denetiminde devam etmektedir.
SORU: İmamoğlu'nun isminin CHP'nin sitesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yazıldığı ortaya çıktı… İstanbul'da yeniden bir seçim kararı verilse, İstanbul teşkilatı yeni bir seçime hazır mı?
BİNALİ YILDIRIM: Demek ki CHP'de Ekrem Bey'in korosuna katılmış vaziyette. İsterse caddelere de yazsınlar. Yetmiyorsa dağa taşa da yazsınlar önemi yok. Kararı YSK verdiği andan itibaren o ünvanın bir anlamı vardır. YSK bu kararı vermeden yazmak görmemişliktir. En hafif deyimle budur. Bu da İstanbul'u yönetmeye talip bir insana yakışan bir durum değildir.
Az önce Mansur Yavaş örneğini verdim. Birisi nasıl davrandı? Diğeri nasıl davranıyor?
Teşkilatlar her zaman her şeye hazırdır. Teşkilatlarımızla ilgili bir sorun yok.
SORU: Seçim murdar oldu dediniz. Lehinize de sonuçlansa da sizin içinize sinmedi. Ola ki seçim yenilenirse; yine benzer sonuç olursa yeniden itiraz edecek misiniz? Ya da CHP itiraz ederse süreç nereye kadar varır?
BİNALİ YILDIRIM: Olmamış şeye, doğmamış şeye don biçmenin anlamı yok. Bunun yorumunu yapmak doğru olmaz. Şu anda içinde bulunduğumuz durum itiraz sürecinin işlediğidir. Onun dışında söyleyeceğimiz her şey bu kurumların yaptığı işe nezaketsizlik olarak görülmesi gerekir.
SORU: Diyelim ki biz yine seçime gittik. Tam güvenlikli seçim ortamı oluşturulabilecek mi? Bunun oluşturulması; Büyükçekmece'nin düzeltilmesi ve seçime gidilmesiyle çok uzun süreç geçmeyecek mi?
BİNALİ YILDIRIM: Yeni başkan belirleninceye kadar İstanbul'un bir başkanı var. İstanbul başsız değil. Günlük işleri, programları icra ediliyor. Henüz oluşmamış bir karar için konuşmak bir anlamda etki altına almak gibi de düşünülebilir. Olağanüstü itiraz yapılmadı. Yapılıp karar ne çıkacak bilmiyoruz. Varsayımlar üzerine bir fikir inşa etmek, bir kanaat oluşturmak çok sağlıklı bir sonuca bizi götürmez.
SORU: AA veri akışını kesmişti. AK Parti'nin bir araştırması var mı? Veri akışının kesilmesinin nedeni nedir?
BİNALİ YILDIRIM: Partiler, AK Parti de dahil seçimlerle ilgili değerlendirmelerini parti görevlilerinin sandıklardan getirdiği sandık sonuç ilgisine göre yaparlar. Yani YSK'ya göre partiler veri girişini daha hızlı yaparlar. Dolayısıyla YSK gayri resmi sonuçlar hakkında kamuoyuna bilgi vermeden, partiler zaten aşağı yukarı sonucun ne olduğunu bilirler. Dolayısıyla Anadolu Ajansı, bizim seçimleri idare eden bir ajans değildir. AA, kendi başına YSK da açıklamıştır. Anadolu Ajansı da kendi kendine habercilikte mesafe kat edebilmek saikiyle yaptığı bir çalışmadır. Neden kesinti olmuştur? Bunun cevabını verecek olan ben değil, Anadolu Ajansı olmalıdır diye düşünüyorum.