Başbakan Yıldırım: Suriye'de ve Türkiye'deki teröristlerin hepsini yok edeceğiz
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Suriyeli sığınmacıların barındığı sınırdaki Öncüpınar Konteyner Kenti'ni ziyaret etti. Başbakan Yıldırım, Suriye ve Türkiye'deki teröristlerin yok edileceğini belirterek, "Hem Suriye'de, hem Türkiye'de insanların canına kast eden alçakları, teröristlerin hepsini yok edeceğiz. Size bunları yaşatanlara bunun hesabını, dünya sessiz olsa da, sağır olsa da soracak olan...
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, Suriyeli sığınmacıların barındığı
sınırdaki Öncüpınar Konteyner Kenti'ni ziyaret etti. Başbakan
Yıldırım, Suriye ve Türkiye'deki teröristlerin yok edileceğini
belirterek, "Hem Suriye'de, hem Türkiye'de insanların canına kast
eden alçakları, teröristlerin hepsini yok edeceğiz. Size bunları
yaşatanlara bunun hesabını, dünya sessiz olsa da, sağır olsa da
soracak olan ülkenin adı Türkiye'dir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım Başbakan, yardımcıları Mehmet Şimşek ve
Veysi Kaynak ile birlikte öğleden sonra uçakla Gaziantep'e geldi.
Havalimanında Vali Ali Yerlikaya, milletvekilleri ve Büyükşehir
Belediye Başkanı Fatma Şahin tarafından karşılanan Başbakan
Yıldırım, beraberindekilerle karayoluyla Kilis'e gitti. Başbakan
Yıldırım, Suriye sınırındaki Öncüpınar Sınır Kapısı yakınında
bulunan ve sığınmacıların barındığı Öncüpınar Konteyner Kenti'ni
ziyaret etti. Başbakan Yıldırım, burada Başbakanlık otobüsünden
Suriyelilere seslendi. Yıldırım, Arapça selam verip hatırlarını
sorduğu Suriyelilerin alkış ve tezahüratlarına yine Arapça
"Elhamdülillah" diyerek yanıt verdi.
HER ZAMAN YANINIZDA OLACAĞIZ
Türkiye ve Rusya garantörlüğünde Suriye'de ilan edilen ateşkesin
kalıcı olması temennisinde bulunan Başbakan Yıldırım, şöyle
dedi:
"Değerli kardeşlerim sizleri muhabbetle sesleniyorum. Bugün
sizlerle bir arada bulunmaktan şahsım ve arkadaşlarım adına büyük
bir bahtiyarlık duyuyorum. Bizler, kardeşiz. Bizler, aynı yaratanın
kullarıyız. Bizler, aynı peygamberin Hz. Muhammed'in (SAV)
ümmetiyiz. Suriye Türkiye kardeştir. Suriyeliler, Türkler
kardeştir. Büyük bir acı yaşadığınız. Bu acıyı, en iyi siz
biliyorsunuz. 5 yıldır, 6 yıldır memleketinden, köyünden, evinden,
yerinden, yurdundan ayrı kalmanın ne demek olduğunu çok iyi
anlıyorum. Ama burada, kardeşlerinizin arasındasınız. Sizin acınız,
bizim acımızdır. Sizin sevinciniz, bizim sevincimizdir. Her zaman;
bugün de, yarın da beraber olacağız. Her zaman yanınızda
olacağız.
Değerli kardeşlerim, sevgili gençler, değerli hanımefendiler,
bildiğiniz gibi dün itibariyle uzun zamandan beri Suriye'de devam
eden çatışmalar ateşkesle durduruldu. Bu ateşkesin, kalıcı hale
getirilmesi, oradaki, Halep'teki, Şam'daki, diğer bölgelerdeki
acıların artık bir daha yaşanmaması için Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan çok büyük çaba sarf etti. Aynı zamanda hükümetimiz
olarak, Cumhurbaşkanımızla beraber Rusya'yla, diğer ülkelerle de
uzun uzun görüşmeler, müzakereler sonucunda elhamdülillah bir
başlangıç yaptık. İnşallah bu ateşkes kalıcı barışa, huzura dönüşür
ve hepiniz memleketlerinize her şey yoluna girdiği zaman rahat
içinde, huzur içinde dönme imkanınız olur. Kapımız, soframız,
gönüllerimiz daima sizlere, kardeşlerimize açık oldu bundan sonra
da açık olmaya devam edecek."
'46 BİN HALEPLİ KARDEŞİMİZİ KATLİAMDAN KURTARDIK'
Yıldırım Türkiye'nin, Suriyeli sivil halk için çaba sarf ederken
dünya devletlerinin zulme seyirci kaldığını ifade ederek, 46 bin
Haleplinin tahliye edilerek İdlib'de kamplara yerleştirildiğini
kaydetti. Batılı ülkeleri eleştiren Başbakan Yıldırım, şöyle devam
etti:
"Değerli kardeşlerim; nasıl bir zulüm yaşadığınızı, ne kadar büyük
bir zorlukla karşılaştığınızı, hangi acıları çektiğinizi çok ama
çok iyi biliyoruz. Halep'in nasıl tarumar edildiğini, nasıl
insanların hayatına son verildiğini, nasıl Haleplilerin göç etmek
zorunda kaldıklarını çok iyi biliyoruz. Şunu bilin ki zulüm ile
abad olunmaz. Zalimler eninde sonunda hesabını verirler. Sevgili
kardeşlerim, bizim için Konya ne ise, Diyarbakır ne ise, Şanlıurfa
ne ise, Kilis ne ise, Antep ne ise Halep de odur. Hepimiz aynı
medeniyetin çocuklarıyız. Bizim şehirlerimiz de bizler gibi
birbirleriyle kardeştir. Türkiye Halep'te 46 bin kardeşimizi
kurtarmak için ateşin içinden çıkarıp, onları selamete erdirmeye
çalışırken, maalesef Batılı ülkeler, dünyanın medeniyet gelişmesini
sağladığını söylediğini söyleyen ülkeler Halep'teki, Suriye'deki
zulme seyirci kaldılar. Hiçbir şey yapamadılar. Sizlerin
feryadınıza, çığlığınıza kulak vermediler. Onlar duymadılar ama
Türkiye duydu, kardeşleriniz duydu. Sizin feryadınıza biz kulak
verdik. Bütün eldeki imkanları seferber ederek yine yardıma koşan
ilk ülke olduk. Kardeşliğin gereği, insanlığın gereği ne ise onu
yaptık. 46 bin Halepli kardeşimizi katliamdan kurtardık. Onları
İdlib'de güvenli bölgeye taşıdık. Şimdi İdlib civarında kamplara
yerleştirilerek her türlü ihtiyaçları Türkiye'den, Türkiye'deki
kardeşlerinden temin ediliyor. Her türlü yardım malzemesi yanlarına
gönderiliyor, sağlık hizmetleri veriliyor, hastaların tedavisi
yapılıyor."
'HESABINI, DÜNYA SESSİZ OLSA DA SORACAK ÜLKENİN ADI
TÜRKİYE'DİR'
Dayanışma ve kardeşlikle zor günlerin geride kalacağını kaydeden
Başbakan Yıldırım, dünyanın sessiz kalmasına rağmen Türkiye ve
Suriye'deki teröristlerin yok edileceğini söyledi. Başbakan
Yıldırım, "Bu zor günler geride kalacak. Dayanışmayla, kardeşlikle
bunların üstesinden geleceğiz. Hem Suriye'de, hem Türkiye'de
insanların canına kast eden alçakları, teröristlerin hepsini yok
edeceğiz. Size bunları yaşatanlara bunun hesabını, dünya sessiz
olsa da, sağır olsa da soracak olan ülkenin adı Türkiye'dir. Bu
sabilerin, gençlerin, hanımefendilerin, beyefendilerin
çektiklerinin hesabını dünya, insanlık veremiyor. Sevgili gençler,
çok çalışacağız. İnşallah geleceğe hazırlanacağız. Ülkelerimizi
kalkındırmak için, kardeşliğimizi artırmak için el ele verip güzel
günleri tekrar getireceğiz" diye konuştu.
'GÜÇLÜ ÜLKELER ZULMÜN YANINDA YER ALMIŞTIR'
Dünya genelindeki göç sorununa değinen Başbakan Yıldırım, güçlü
ülkelerin adaletin yanında yer alacağına, zulmün yanında yer
aldıklarını savunarak şunları söyledi:
"Bugün dünyada göç, büyük bir sorun. Dünyanın birçok yerinde
maalesef huzursuzluk var. İnsanlar evlerini, yurtlarını terk etmek
zorunda kalıyorlar, canlarını kurtarmak için. Dünyada 65 milyondan
fazla insan şu anda savaşlar, çatışmalar yüzünden memleketlerini
terk etti. 21 milyondan fazla insan başka memleketlere gitmek
zorunda kaldı. Suriye'de son 6 senede çatışmalardan dolayı sizlerle
aynı şekilde memleketinizi terk edip gelmek zorunda kaldınız. Ne
yazık ki savaşta 500 bin Suriyeli kardeşimiz hayatını kaybetti. 2
milyondan fazla Suriyeli kardeşimiz yaralandı. Bir başka değişle 22
milyon Suriye nüfusunun yüzde 11'i, 2 milyon 500 bini ya yok oldu,
ya sakatlandı ya da hayatını kaybetti. Bu ağır bir zulümdür, ağır
bir katliamdır. Bu adeta bir milleti, bir medeniyeti yok etmektir.
Güçlü ülkeler ne yazık ki adaletin yanında yer alacağına, zulmün
yanında yer almıştır. Yaşanan acılar, bombalanan şehirler,
öldürülen insanlar, yakılan, yıkılan, binalar bunun en güzel
delilidir. Her gün haberler bu felaketleri göz önüne seriyor. Her
konuda sözü başkalarına bırakmayan sözde güçlü ülkeler, ne yazık ki
bu konuda sus pus. Şunu açıkça söylüyorum değerli kardeşlerim; hiç
kimse yoksa biz varız, Türkiye var, Tayyip Erdoğan var, 80 milyon
Türkiye milleti, Türk milleti var. "
'TÜRKİYE OLARAK 25 MİLYAR DOLAR HARCAMA YAPTIK'
Başbakan Binali Yıldırım, konuşması sırasında kendisine sık sık
tezahüratlarla sevgi gösterisinde bulunan Suriyelilere "Biz
teşekkür ediyoruz. Sağ olun, var olun. Allah sizden razı olsun"
diyerek teşekkür etti. Türkiye olarak Suriyelilere 25 milyar dolar
harcama yapıldığını söyleyen Başbakan Yıldırım, "Bugün Allah'a
şükür sadece 3 milyon kardeşimizi bağrımıza basmadık. 500 binden
fazla Suriyeli çocuk, yavrularımız okullarda geleceğe hazırlanıyor.
Kardeşlerimizi geleceğe hazırlamak için eğitim kursları yapıyoruz.
223 bin kardeşimiz bu kurslarda eğitim gördü, meslek öğrendi,
geleceğe hazırlandı. 2014'te sizlere yasal statü getirdik ve geçici
kimlik dağıttık. Bu senenin başından itibaren de çalışma iznini
verdik. Bugüne kadar 185 bin yavrumuz gözlerini Türkiye açtı.
Nüfusumuz 185 bin daha arttı. Onlar bizim yavrularımız. Değerli
kardeşlerim; biz kardeşlerimizle, sizlerle gönlümüzü de
birleştiririz, soframızı da birleştiririz, ekmeğimizi de
paylaşırız. Bugüne kadar Türkiye olarak 25 milyar dolar harcama
yaptık, helali hoş olsun. Daha fazlasını da yaparız" diye
konuştu.
'NASİHATİ BIRAKIN DA BİRAZ DA SİZ EL ATIN'
Avrupa ve diğer ülkelere de Suriyelilere yapılan yardımlardan
dolayı Türkiye'ye nasihat yapmalarını bırakıp biraz da kendilerinin
el atmalarını isteyen Başbakan Binali Yıldırım şöyle konuştu:
"Avrupalılar, diğer ülkeler sadece sırtımızı sıvazlıyorlar; 'İyi
yaptınız, teşekkür ederiz, çok iyilikseversiniz.' Nasihati bırakın
da biraz da siz el atın. Oralarda insanlık öldüyse, burada insanlık
ölmedi. Tarih boyunca değerli kardeşlerim zulüm asla payidar
olmadı, zalimler iflah olmadı. Bu zor günler gelip geçecek. Bir gün
barışı ve kardeşliği hep birlikte kutlayacağız. Bizim tek hedefimiz
var; Suriye halkı barış içinde yaşasın, Suriye halkı Suriye'nin
geleceğinde söz sahibi olsun. Bilin ki sizin meseleniz, bizim de
meselemizdir. Yaşadıklarınızı dünyanın her yerinde, her ülkesine
anlatmaya devam edeceğiz. Haklı davanızın savunucusu olmaya devam
edeceğiz. Zalimler kaybedecek mazlumlar, inananlar kazanacak."
Başbakan Binali Yıldırım konuşmasının ardından 'Hain Beşşar'
sloganları atan Suriyelilere "Hainler eninde sonunda hesabını
verirler, hiç endişeniz olmasın. Hepinizi Allah'a emanet ediyordum"
diyerek konuşmasını tamamladı. Başbakan Yıldırım, daha sonra
konteynerleri gezerek Suriyelileri ziyaret etti ve bir süre sohbet
etti.