Babacan: Artık deva zamanı
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Demokrasi ve Atılım Partisi'nin (DEVA) programını tanıttı: "Herkesin yaşam tarzına saygılı olacağız. Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz. Türkiye dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Muhalif görüşleri siyasetin vazgeçilmez bir parçası olarak görmek durumundayız."
Partinin ismi, bir süredir kulislerde konuşulan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) olarak bugün itibarıyla resmen duyuruldu.
DEVA Partisi kuruluş dilekçesini hafta başında İçişleri Bakanlığı'na vermişti.
Partinin kuruluş töreninde Genel Başkan Babacan konuşmasını yapmadan önce gösterilen tanıtım filminde Mevlana, Yunus Emre, Aşık Veysel ve Mustafa Kemal Atatürk'e dair yapılan vurgu dikkat çekti.
Söz konusu filmde slogan olarak "Gözyaşımı siler / Yaralarımı sarar / Her kışın bir baharı / Her gecenin sabahı /Her derdin DEVA'sı vardır" ifadeleri kullanıldı.
Gösterimin ardından konuşmasını yapmaya başlayan DEVA Partisi lideri Ali Babacan "Bizim için siyaset insan onuruna yakışır şekilde huzurun temin edilmesi, tek bir kişinin dahi kendini öteki olarak hissetmemesi demektir" mesajı verdi.
Siyaseti mutabakat oluşturma sanatı olarak niteleyen 57 yaşındaki siyasetçi, "Ülke sorunlarına çözüm üretimi aşamasında farklı görüşler bir fırsat olarak algılanmalı" dedi.
"Vatandaşlarımız geleceklerinden kaygılı. İnsan haklarının ihlal edilmesi, özgürlüklerin kısıtlanması toplumumuzun nefes almasını zorlaştırıyor. Kadınlarımız tehdit altında yaşamaktan ıstıraplı. Ülkemizde adalet yaralı, demokrasimiz yaralı, halkımız ne kadar haykırsa da sesini duyuramıyor. Korku siyaseti, polemikler, kavgalar hepimizi yordu. Çalışanlarımız işsiz kalma korkusuyla yaşıyor. Emeklimiz, mamurumuz her yıl daha büyük güçlüler çekiyor. Yatırımcımız önünü göremiyor. Eğitim en önemli sorun alanı olarak hâlâ önümüzde. Sağlık sistemimiz hızla bozulma sinyalleri veriyor. Şehirlerimiz hızlı betonlaşmanın ağır yükünü kaldıramıyor. Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır çok üzüldü, yaralandı. Her şeyi elinden alındı ama sabır gösterdi. Artık geldik buradayız. Zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı. Türkiye için iyileşme zamanı başladı. Derdinize ortak arıyorsanız biz DEVA’yız. Derdinize hızlı çözüm arıyorsanız biz DEVA’yız. Artık DEVA zamanı diyoruz.
Değerli konuklar biz inanıyoruz ki demokrasiyi ve katılımcılığı kendi partisinde işletmeyenlerin ülkemizin demokrasisine ve geleceğine vereceği hiçbir katkı olamaz. Bir ilki gerçekleştirdik. Tüzüğümüzü çok geniş bir katılımla hazırladık. Bu süreçte toplumumuzun her kesmini dinledik. Çözümleri hep beraber masaya yatırdık. Halkımızın görüşüyle politikalarımızı zenginleştirdik. Politika zaman alan bir kavram. Biz yaptık oldu deseydik herhalde partimizi 2 ay içinde kurardık. Ama biz herkesi dinledik. Bir web sitesi açtık. Vatandaşlarımız sorunlarını bildirdi. Ülkemizin geleceği ile ilgili ne istiyorsunuz diye vatandaşlarımıza sorduk. Bu süreç Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu kadar geniş bir istişare ile, kolektif bir karar alma süreciyle bir partinin kurulması bir ilk. Katkı veren herkese en içten teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Keşke ülkede şartlar biraz daha normal olsaydı bize destek veren aydınlatan arkadaşlarımızın hepsi açıkça burada olsaydı. Gönüller bizimle beraber onu biliyoruz. Bu günler de geçer inşallah.
Hep beraber arkadaşlarımızla bu yola çıktık. Kurucularımız bütün bu süreçte fikirleriyle, çalışmalarıyla birlikte oldular. Dualarımızla aramızda duran tüm halkımızın beraberce kurduğu bir parti bu parti. Bizleri yeni bir parti kurmaya teşvik eden, haydi, ihtiyaç var diye bizleri cesaretlendiren halkımıza ben teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu değişim ve yenileme talebine kulak verdik. Bir bakıma üzerimizde ahlaki sorumluluk hissederek bu yola çıktık. Kendini yenileyemeyen bir siyaset anlayışıyla Türkiye’nin yola devam etmesi artık mümkün değildir. Vakit yenilenme vaktidir. Türkiyemizin DEVAsı buradadır.
Bizim için siyaset dürüstlüğün ve erdemin her koşulda hakim değer olmasıdır. Tüm vatandaşlarımızın özgürlüğü, güvenliğidir. Çocuklarımızın, gençlerimizin iyi bir eğitim almasıdır, sosyal adaletin temin edilmesidir, kuvvetler ayrılığın esasına dayanan çoğulcu demokrasinin inşa edilmesidir. Bizler siyasetin sürekli olarak dışlayıcı, ötekileştirici bir dil kullanmasına karşıyız. Siyaset aynı zamanda bir mutabakat oluşturma sanatıdır. Siyaseti ötekileştirme alanı hale getirmek, belirli bir kesimden destek almaya çalışmak bizim siyaset lügatımızda yoktur. Farklı kimlikleri, farklı fikirleri zenginlik olarak değerlendiriyoruz. Herkesin yaşam tarzına sonuna kadar saygılı olacağız. Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz. Dini kutsallarımızı siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz. Türkiye tek bir akla dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Muhalefet kurumunu ve muhalif görüşleri siyasetin vazgeçilmez bir parçası olarak görmek durumundayız. Tüm diyalog kanallarımızın her zaman açık olacağını beyan etmek istiyorum. Doğru hedeflere ancak doğru kadrolarla hayata geçirebiliriz.
Birleştirici kapsayıcı ve umut veren bir siyaset üreteceğimizi, kutuplu siyasete bulaşmayacağımızı, çoğulcu siyaseti esas alacağımızı, iş birliğine açık olacağımızı ilke ve değerlerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi, çözüm odaklı hareket edeceğimizi milletimize şimdiden beyan ve taahhüt ediyoruz.
Partimizin her kademesindeki organ seçimlerinde delegelerin daha fazla söz sahibi olmasına söz verdik. Organ seçimlerinden adaylardan en az yarısının delegelerin önerdikleri adaylardan oluşan çarşaf listeden seçilmesini ön gördük. İddia ediyorum ki bugün partimizin tüzüğünü açın inceleyin, bütün siyasi, partiler içerisinde parti için demokrasinin en iyi çalışacağı parti DEVA olacaktır.
Milletvekillerimizin seçimi için ön seçim veya aday yoklaması yapılmasını öngörüyoruz.
İlk defa bir siyasi partinin engelli kotası var. Bütün organlarında engelli kotası var. Engelli vatandaşlarımız engellerle ilgili oluşacak bütün politikalarda söz sahibi olacaklardır. Partimizin bütçesini, gelir ve gider cetvellerini bütün mali tablolarını resmî internet sitemiz üzerinden yayımlayacağız. Siyasetin finansmanı maalesef Türkiye'nin en hastalıklı alanlarından biridir. Biz yeni kurulmuş bir siyasi parti olarak ilk seçimlere kadar Hazine'den herhangi bir yardım almayacak. Biz istiyoruz ki bu partinin kazançları vatandaşlarımızın helal kazançlarından olsun.
Web sitemizin serbest kürsü menüsü başlığı üzerinden gençlerimiz de görüşlerini bizlere yazabilecekler. Üyelik başvuruları da web üzerinden yapılabilecek.
Bilişim çalışmalarımızı tamamen gönüllü bir ekiple yürüttük. Bütün hesaplarımız bizim kendi gönüllü gençlerimiz tarafından hesaplandı. Bunlardan birkaçı da kurucularımız arasında. Onlarla omuz omuza çalıştık ve partimizin elektronik alt yapısını kuran gençlerimiz üyelerimiz arasında.
Demokrasinin başlangıç noktasının seçimlere ve siyasi partilere ilişkin düzenlemeler olduğuna inanıyoruz. Seçim yasasında temsilde adaleti sağlamak amacıyla, barajın düşürülmesi ve seçim bölgesinin daraltılmasıyla ilgili düzenlemeleri gerçekleştireceğiz. Siyasi partiler yasasında, parti içi demokrasiyi kurumsallaştıracak değişiklikleri hayata geçireceğiz. Siyasetin finansmanının şeffaf ve temiz hale getireceğiz. Sivil toplumu, demokrasinin asli unsuru olarak görüyoruz. Sivil toplum örgütlerinin vesayet altına alınmasının, ifade özgürlüklerinin kısıtlanmasının ve bağımsızlıklarını kaybetmelerinin demokrasiye büyük zarar verdiğine inanıyoruz.
Çok Değerli Dostlar, son yıllarda yaşadığımız siyasi ve sosyal olaylar insanımızdaki devlet algısını ciddi şekilde değiştirmiştir. Herkes için umut ve güven kaynağı olması gereken devletin bu vasfı büyük oranda zayıflamış, ayrımcılık, kayırmacılık, dışlayıcılık ve ötekileştirme yaygınlaşmıştır. Kurallar yerini keyfiliğe, kurumsal yönetim kişisel yönetime, ehliyet ve liyakat kayırmacılığa dönüşmüş, kurumsal yapısal ve kültürel olarak ciddi bir tahribata maruz kalmıştır. Parti olarak, hukuka bağlı, vatandaş odaklı, katılımcı, saydam, hesap verebilir, denetlenebilir, dijital dönüşümünü gerçekleştirmiş, etkin iletişim yetkinliğine sahip, geri bildirime açık, ulaşılabilir, etkili ve verimli bir kamu yönetimi hedefliyoruz.
Devletin her bir vatandaşına aynı yakınlıkta olmasını, hiç kimsenin ayrımcılığa tabi tutulmamasını savunuyor, her türlü kayırmacılığı reddediyoruz. Düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarını ve kurumsal kapasitelerini güçlendirecek ve üyeliğe atanma nitelik ve kriterlerini yükselteceğiz. Mülakat uygulamasına son vereceğiz.
Yolsuzluk yalnızca bir suç veya kişisel ahlak meselesi değil, toplumların doğasını bozan, sisteme, demokrasi ve hukuk devletine olan inancı da tahrip eden bir afettir.
'Kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz'
Yolsuzluğun aynı zamanda ekonomik kalkınmanın önündeki en önemli
engellerden birisi olduğuna inanıyoruz. Bizim için şeffaflık sadece
bir etik kural değil, bir hayat tarzıdır. Mali suçların, yasa
dışı veya kaynağı kuşkulu para hareketlerinin daha bağımsız ve
etkili bir şekilde izlenmesi ve soruşturulması ve ilgili kurumlarla
işleyen bir koordinasyon sağlanabilmesi amacıyla, Mali Suçları
Araştırma Kurulu Başkanlığı’nı yeniden yapılandıracağız. Kamu
alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna
keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan tüm
istisna ve muafiyetleri ortadan kaldıracak, kamu ihale kanununu
tümüyle yenileyeceğiz. İhale ve satın alma süreçlerini tüm
taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık
tutacağız.
'Ekonomimiz orta gelir tuzağına
yakalanmıştır'
Türkiye 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına
gelmiş iken, son yıllarda izlenen yanlış ve popülist politikalar
sonucunda kişi başına düşen gelir yaklaşık yüzde 25 oranında
gerilemiş ve ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Kaybolan
güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece
güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de
ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Merkez Bankası’nın
bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve
öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla
mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını
zorlaştırmaktadır.
Türkiye 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına gelmiş iken, son yıllarda izlenen yanlış ve popülist politikalar sonucunda kişi başına düşen gelir yaklaşık yüzde 25 oranında gerilemiş ve ekonomimiz orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Kaybolan güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır.
İşsizlik, özellikle genç işsizlik son dönemlerde tarihi en yüksek düzeylerine çıkmıştır. Türkiye, bireysel gelir eşitsizliği ve göreli yoksullukta Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır. Parti olarak, büyümenin verimlilik, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık boyutlarını bir arada ele alan bütüncül bir yaklaşımı esas alacağız. Bu anlayış doğrultusunda, süratle “Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı” bir büyüme stratejisini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde ekonomi alanındaki en önemli önceliğimiz, başta gençler ve kadınlarda olmak üzere işsizlik sorunuyla mücadele etmektir. Üretken olmayan sektörler ile imar rantlarına dayalı bir büyüme yerine, başta sanayi olmak üzere üretken sektörlerde üretim ve ihracat artışına öncelik veren bir modele geçeceğiz. Şu anda düğmeye basar basmaz açığa çıkacak çok büyük bir potansiyel var İnşallah biz ona da DEVA olacağız.
Verimliliğin artırılması için, en büyük sermayemiz olan insanımızın bilgi ve becerisini artıracak, teknoloji ve yenilikçilik alanında köklü bir dönüşüm gerçekleştireceğiz. Kapsayıcı büyüme yaklaşımımız çerçevesinde gelir dağılımın iyileştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması önemli hedeflerimizdendir. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm vatandaşlarımızın ekonomik hayata katılımlarını artırarak hem ülkemizin büyüme hızını yükseltecek hem de herkesin bu büyümeden pay almalarını sağlayacağız.
Güçlü ve sağlıklı bir ekonomi için, mülkiyet hakkını ve teşebbüs hürriyetini olmazsa olmaz bir koşul olarak görüyoruz. Deva Partisi olarak, rekabeti bozucu kamu müdahalesinin olmadığı, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız ve etkin çalıştığı bir piyasa ekonomisi anlayışını esas alacağız. Politika ve uygulamalarımızda, sosyal refah ve adaleti, insani çalışma koşullarını ve doğa ve çevrenin korunmasını en üst düzeyde dikkate alacağız.
'Zamanında bize yaptırmadıkları 'Mali Kural' uygulamasını hayata
geçireceğiz'
Enflasyonu düşük tek haneli düzeye indirmek temel hedefimizdir.
Mali disiplin anlayışını kalıcı hale getirmek ve öngörülebilirliği
arttırmak amacıyla, zamanında bize yaptırmadıkları 'Mali Kural'
uygulamasını hayata geçireceğiz. Bütçe disiplinini esas olarak
vergi oranlarını yükselterek değil tahsilat oranını artırarak,
kayıt dışılığı azaltarak ve harcamaları kontrol altına alarak tesis
edeceğiz.
'Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun', büyük projeler
böyle yapılmaz'
Büyük ölçekli kamu yatırımlarına, gerçekçi ihtiyaç değerlendirmesi
ve çevresel etki analizi yaparak karar vereceğiz. Bu projelere
ilişkin hazırlık sürecinde sivil toplum, meslek örgütleri ve ilgili
tüm tarafların etkin bir şekilde katılımını sağlayacak
mekanizmaları oluşturacağız. Ben yaptım oldu ben istiyorum olsun,
büyük projeler böyle yapılmaz arkadaşlar. Toplumsal bir mutabakat
arayışı lazım. Biz bunu sağlayacağız. Sürdürülebilir büyümeyi
destekleyen, sermaye birikimine katkıda bulunan, sermayenin tabana
yayılmasına aracılık eden bir finansal hizmetler sektörü inşa
edeceğiz. Kamu bankalarının sektör içinde rekabeti bozmalarını
engelleyecek, bu bankaların siyasi baskılarla iş yapmalarının önüne
geçeceğiz.
Sermaye piyasasının toplam finansman içindeki payını artırmak amacıyla, şirket sermayelerinin halka açılmasını ve halka açıklık oranını arttırmayı teşvik eden düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Sigortacılık ve bireysel emeklilik sektörlerinin potansiyelinden en üst düzeyde yararlanılmasını sağlayacak adımları atacağız. Yenilikçi fikir ve buluşların hayata geçirilmesini destekleyen gelişmiş bir girişim sermayeciliği altyapısı oluşturacağız.
'İşsizlikle mücadelede en etkin yöntem, ekonomide güven
ve istikrar ortamını tesis ederek yatırımları ve büyümeyi
artırmaktır'
Son yıllarda yaşanan güven ve istikrar kaybına bağlı olarak
yatırımlar ciddi oranda gerilemiş, bunun sonucunda işsizlik
oranları tarihi yüksek seviyelere çıkmıştır. İşsizlikle
mücadelede en etkin yöntem, ekonomide güven ve istikrar ortamını
tesis ederek yatırımları ve büyümeyi artırmaktır. İşsizlikle ilgili
yapısal sorunların çözümü ise iş gücü piyasası reformları, çok
yönlü aktif iş gücü politikaları ve mesleki eğitime yeni bir bakış
açısı kazandırmaktan geçmektedir. İş gücüne katılımın arttırılması
ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması için iş gücünün niteliğini
sürekli iyileştirecek ve geleceğin işlerine uygun hale
getireceğiz.
Kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak amacıyla, mahalleler düzeyinde yerel yönetimlerin sorumluluğunda okul sonrası eğitmenli aktivite merkezleri ile kreşler kuracağız.
'Öğrencilere taşınabilir yeni beceriler
sunacağız'
Teknolojik işsizliğe karşı önlemler alarak aktif iş gücü
politikalarıyla gençleri yeni mesleklere yönlendireceğiz. Teknoloji
ve bilişim liseleri ile gençlerin yazılım, kodlama ve teknoloji
alanlarında meslek sahibi olmalarını sağlayacağız. Gelecekte
ihtiyaç duyulacak yeni meslek ve yetenekler için internet üzerinden
ve yerinde eğitimler sunacağız. Öğrencilere farklı alanlarda da
kullanabilecekleri taşınabilir yeni beceriler kazandıracağız.
Öğrencilerin yönelebilecekleri meslek seçenekleri konusunda esnek
bir yaklaşım izleyeceğiz.
KOBİ’leri küreselleşmeden kaynaklanan yüksek rekabete ayak uydurma, yetkin insan gücü ve yeterli sermayeye sahip olma, yenilikçi projeler üretme gibi hususlarda güçlendireceğiz. Esnaf ve sanatkarımızın işlerini büyüterek tacir ve sanayici aşamasına geçerek KOBİ niteliğine kavuşması, ekonomideki gelişmeleri yakından takip edebilmesi için sürekli bilgilendirme kanalları oluşturacağız. Vatandaşlarımızın güvenli, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslendiği; finansal olarak güçlü ve teknoloji ile donatılmış tarımsal işletmelere sahip bir Türkiye hedefimizdir.
'Tarım meslek liselerini yeniden açacağız'
Çiftçilerimizin gelirlerini öngörülebilir ve istikrarlı kılacağız.
Tarım sektörümüz şu anda potansiyelinin çok çok altında. En temel
ürünleri bile ithal etmek durumunda kaldık. Tarımsal politikaları
veri ve bilgiye dayalı olarak uygulayacağız. Tarım meslek
liselerini yeniden açacağız. Bu liselerden mezun olan gençleri
desteklerden öncelikli olarak faydalandıracağız. Suyun doğru ve
verimli kullanılmasına yönelik teknolojik altyapı ve araştırma
yatırımlarına öncelik vereceğiz. Başta sulama kanalları olmak
üzere GAP, KOP ve DAP projeleri kapsamındaki altyapı yatırımlarını
süratle tamamlayacağız."
14 BAŞLIKTA PARTİ PROGRAMI
Ankara Bilkent Oteli'nde gerçekleştirilen ve 131 sayfadan oluşan parti programı, basına tanıtıldı. 14 başlıkta toplanan programda, ‘Özgürlükçü, Katılımcı ve Çoğulcu Demokrasi’, ‘Adalet, Hukuk ve Yargı’, ‘Kamu Yönetimi’ ‘Ekonomi’, ‘Sektorel Politikalar’, ‘Sosyal Politikalar’, ‘Kadın’, ‘Gençlik’, ‘Spor’, ‘Kültür Sanat’, ‘Göç Politikaları’, ‘Çevre, Kentleşme ve Afet Yönetimi’, ‘Güvenlik ve Savunma’, ‘Dış Politika’ konuları yer aldı.
Deva'nın programında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
ANAYASA
Programda, Türkiye'nin siyasal sorunlarının temelinde
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yattığı vurgusu yapılarak,
yeni bir Anayasa'yla birlikte, kuvvetler ayrılığı ve güçlü
parlamenter sistemin tesis edilmesi gerektiği vurgulandı.
Türkiye'deki anayasaların toplumun özgürlük ve demokrasi taleplerini yansıtmaktan, toplumsal barışı tesis etmekten uzak kaldığı belirtilen Demokrasi ve Atılım Partisi programında, devletin toplum ve birey tarafından tanımlanmadığı, toplumun ve bireyin kimliğine müdahale eden, ideolojik tarafsızlığı bulunmayan bir yapı olduğuna atıf yapıldı.
2017 yılında gerçekleştirilen referandum sonrası yapılan Anayasa değişikliğiyle demokratik denge ve denetim mekanizmalarının ortadan kaldırıldığı ifade edilen programda TBMM ve yargının işlevini yitirdiğine dikkat çekildi.
BASIN
"Basın Özgürlüğü" başlığında, basın özgürlüğünün demokrasinin temel
taşı olduğu, özgür ve çoğulcu bir toplum oluşmasına sağladığı
belirtilirken, günümüz Türkiye'sinde medya kuruluşlarının önemli
kısmının siyaset etkisini girdiği ve propaganda aracı haline
geldiğinden ötürü, basının görevini yerine getirmediği ifade
edildi.
Sosyal medyanın, yurttaşların fikir ve eleştirilerini paylaştıkları bir ortak olmaktan çıktığı ve bilgiye erişimin giderek zorlaştığı bir mecra haline geldiği saptaması yapılan DEVA Partisi programında, internet mevzuatlarının uluslararası standartlara uygun, ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak biçimde uygulanmasını sağlayacak düzenlemelerin hayata geçirileceği vurgulandı.
Programda ayrıca basın meslek örgütlerinin de yer aldığı komisyon tarafından basın meslek kartlarının verilmesi yer aldı.
ADALET
DEVA Partisi'nin adaleti, toplumsal ve siyasal yaşamın vazgeçilmez
bir ilkesi kabul ettiği vurgulanan programda, toplumun adalet
değerlerinden uzaklaştığı ve yaşanan sorunların temelinde adaletin
olduğuna dikkat çekildi.
Programda, adaletsiz hukukun sadece "yanlış hukuk" değil, hukukta zorbalık olduğu belirtilirken, hukuk devleti konusunda Türkiye'nin kaybettiği itibarını yeniden kazandırmak ve güçlü demokrasiler seviyesine ulaşılmasının DEVA Partisi'nin öncelikli hedeflerinden biri olduğu ifade edildi.
KÜRT SORUNU VE ÖZGÜRLÜKLER
Türkiye'nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti
olma konusundaki eksikliklerin Kürt sorununun kaynağında yatan
temel faktör olduğu saptaması yapılan programda, hayati önem
taşıyan bu konunun çözümü için Kürt vatandaşların taleplerinin
rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük
alanlarının genişletileceği ifade edildi.
Demokrasi ve Atılım Partisi'nin anadili bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmadıkları belirtilen programda; tüm vatandaşların anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapacakları vaadinde bulunuldu. DEVA'nın şiddet, sömürü ve ırkçılığı açıkça reddettiği ifade edilirken, işkenceye, insanlık dışı hiçbir davranışa izin verilmeyeceği ve bu konudaki atılması gereken adımların atılacağı belirtildi.
"ANADİL HAKKI İÇİN GEREKLİ DÜZENLEMELER
YAPILACAK"
Partinin şiddet, sömürü ve ırkçılığı tamamen reddettiğinin ifade
edildiği programda "Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçenin iyi
öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri,
vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir
insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu
itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın
anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli
düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz" ifadelerine de yerildi.
EKONOMİ
Türkiye'nin başta genç işsizlik olmak üzere işsizliğin yapısal bir
sorun olarak devam ettiğine dikkat çekilen programda, işsizlikle
mücadelede en etkin yöntemin ekonomide güven ve istikrar ortamının
tesis edilerek, yatırımları ve büyümeyi artırmak olduğu
vurgulandı.
Herkese nitelikli, adil ücret getiren, sosyal güvenlik kapsamına
alınacağına dikkat çeken Demokrasi ve Atılım Partisi programında,
işsizlikle ilgili yapısal sorunların çözümünün işgücü piyasası
reformları, aktif işgücü politikaları ve mesleki eğitime yeni bir
bakış açısı kazandırmaktan geçtiği belirtildi.
DIŞ POLİTİKA
Dış politikada Mustafa Kemal Atatürk'ün iç barış ve dünya huzurunu
bağdaştıran şiarının bugün de geçerliliği koruduğu ifade edildi.
Dış politikanın ulusal çıkarlara uygun ulusal mutabakata dayalı bir
temel kazandırılacağı belirtildi.