Akar'dan S-400 açıklaması: Makul ve mantıklı çözümler her zaman mümkün
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, S-400 tedarikiyle ilgili yaptığı açıklamada "Muhataplarımızın teknik anlamda kaygısını ele almaya hazır olduğumuzu belirttik. Makul ve mantıklı çözümler her zaman mümkün" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kuzey Atlantik Konseyi (NAC) onayı ile tamamlanarak 'Uluslararası Askeri Kuruluş' statüsüne ulaşan Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Komutanlığının (DGMM/NATO MARSEC COE) resmi açılış törenine katıldı.
Beşiktaş'ta bulunan Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığı'nda düzenlenen törene Bakan Akar'ın yanı sıra TSK komuta kademesi ve asker yetkililer katıldı. Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Hürriyet gazetesinin aktardığına göre törende konuşan Milli Savunma Bakanı Akar, "2005 yılında Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezini kuran Türkiye, bugün de Uluslararası Deniz Güvenliği Askeri Projelerinde küresel bir marka ve lider olacağına inandığımız NATO Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığını kurarak ittifaka katkılarına devam etmektedir. 27 mükemmeliyet merkezinin 14'üne sponsor olmanın yanı sıra böyle bir kuruluşa ev sahipliği yapmaktan dolayı da büyük mutluluk duyuyoruz. NATO ve müttefiklerin de katkısı ile Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığı'nın, deniz güvenlik harekatına yönelik eğitim, araştırma, geliştirme ve karşılıklı çalışabilirlik konularında önemli bir boşluğu dolduracağını ve NATO'nun ortaklık ruhuna önemli katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum" dedi. Bakan Akar, şöyle devam etti:
'NATO'nun önemi giderek artmaktadır'
"Türkiye olarak inancımız odur ki NATO, varoluş gerekçesini
korumakta ve NATO'nun önemi giderek artmaktadır. Bu nedenle ittifak
daha da güçlendirilmeli ve NATO'nun gerçek bir müttefiklik ruhu
içinde çalışması sağlanmalıdır. NATO'nun ikinci büyük ordusuna
sahip olan Türkiye, ittifakın yükünü ve tüm değerlerini paylaşarak
NATO'yu kendi güvenliğinin merkezine koymakta ve aynı zamanda
NATO'nun güvenliğinin merkezinde yer almaktadır. Yine NATO'ya
kuvvet katkısında birinci, komuta yapısı dahil, NATO misyon,
harekat ve karargahlarına yaklaşık 3 bin personel ile iştirak
ederek sıralamada ilk beş ülke arasındadır.
Bunun yanı sıra gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde ikilik
oranı ile askeri bütçeye en fazla katkı sağlayan ilk sekiz ülke
arasında yer almaktadır. Özellikle belirtmek isterim ki Türkiye,
bölgesindeki risk, tehdit ve tehlikeler ile meşguliyetine rağmen
ittifakın tatbikatlar, kuvvet yapısı ve kadrolarına kesintisiz bir
şekilde katkı sağlamaya devam etmekte, NATO ve Avrupa'nın
sınırlarını teröre, kaçakçılığa ve insan kaçakçılığına karşı
korumak için ne gerekiyorsa yapmaktadır."
'En büyük yükü omuzlaşmış NATO ülkesiyiz'
Türkiye'nin ayrım gözetmeden 4 milyon Suriyeli mülteciye ev
sahipliği yaptığını, Suriye'nin kuzeyinde ise 5 milyon Suriyeliye
insani şartlarda yaşamaları için destek olduğunu söyleyen Akar, tüm
bu faaliyetlerin yanı sıra Türkiye'nin, 2021 yılında VJTF Land yani
NATO'nun hazır gücünün Kara Unsur Komutanlığı görevini de başarıyla
yerine getirdiğini belirtti. Akar "NATO müttefiklerimiz,
dünyanın birçok bölgesinde terör örgütlerine karşı kararlılıkla
mücadele etmişlerse de maalesef PKK/YPG terör örgütüne karşı aynı
kararlı duruşu göstermemiştir" diye konuştu.
Akar, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye, ulusal güvenliğini ve bölgesel istikrarı tehdit eden
PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütünün Suriye'nin kuzeyindeki eylemlerine
karşı, birlikte mücadele için müttefiklerine sayısız çağrıda
bulunmuştur. Defalarca NATO müttefiklerimize Suriye'de bir güvenli
bölge oluşturulmasını önerdik ve birlikte bazı planlar üzerinde
mutabık kaldık. Ne var ki bu mutabakatların gereği yerine
getirilmedi ve Türkiye terörle mücadelede yalnız bırakıldı.
Türkiye, Suriye halkının acılarını dindirmek için en büyük yükü
omuzlamış NATO ülkesidir ve Türk Silahlı Kuvvetleri de DEAŞ ile
göğüs göğüse çarpışan tek NATO ordusudur. Beklentimiz, terörle
mücadele konusunda müttefiklerimizin bizimle ortak hareket
etmeleri, Türkiye'nin ciddi güvenlik kaygılarına birlikte çözüm
aramaları ve yanımızda durmalarıdır. Tüm komşularımızın
sınırlarına, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygılıyız.
Kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz
yoktur. Mücadelemiz, terörledir, teröristledir."
'NATO'nun Türkiye ile işbirliği, F-35'lerden, S-400'lerden çok daha
derin ve kapsamlıdır'
Akar dün akşam ABD'li mevkidaşı ABD Savunma Bakanı Llyod James
Austin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini belirterek
şunları söyledi:
"Ancak Kıbrıs dahil, Mavi Vatanımızdaki hak, alaka ve
menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz.
Hiçbir oldu bittiye müsaade etmeyiz. Ülkemize yönelik risk ve
tehditlerin en üst düzeye yükseldiği bir dönemde hava savunma
sistemlerinin temini için müttefiklerimizle görüşerek ABD'den
Patriot, Fransa-İtalya'dan SAMP-T alma girişimlerinde bulunduk.
Ancak bu, çeşitli nedenlerle mümkün olmadı. Bunun üzerine
istediğimiz şartları sağlayan Rusya'dan S-400 hava ve füze savunma
sistemlerini satın aldık. Bunları gizli saklı yapmadık, gizli bir
gündemimiz hiçbir zaman olmadı. Bu sistemleri almaktaki temel
amacımız, ülkemizi ve 84 milyon vatandaşımızı havadan gelecek
muhtemel tehditlere karşı savunmaktır.
Muhataplarımızın bu konuda teknik anlamda kaygısını ele almaya
hazır olduğumuzu da defalarca belirttik. Görüşmelerde açık ve
şeffaf davranıyoruz. Makul ve mantıklı çözümler her zaman mümkün.
Türkiye'nin NATO'ya katkısı ve NATO'nun Türkiye ile işbirliği,
F-35'lerden, S-400'lerden çok daha derin ve kapsamlıdır. Bunu, NATO
Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg de açıkça ifade etmiştir. Sonuç
olarak Türkiye'nin içinde olduğu NATO, daha anlamlı ve daha
güçlüdür ve geleceğe daha emin adımlarla ilerleyecektir."
Düzenlenen törende NATO yetkililerin kayıtlı video mesajları
yayınlandı. Yapılan konuşmaların ardından kurdele kesimi ve
fotoğrafa çekimi ile tören sonlandırıldı.