AB Yüksek Temsilcisi Mogherini: Kaşıkçı cinayetinden 'gerçekten' sorumlu olanlar hesap vermeli
AB Yüksek Temsilcisi Mogherini, Kaşıkçı cinayetinden "gerçekten" sorumlu olanların hesap vermesi gerektiğini belirtti.
ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Avrupa Birliği (AB) Komiseri Johannes Hahn, Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı kapsamında ortak basın toplantısı düzenlendi.
Burada konuşan Mogherini, toplantının olumlu, yapıcı, verimli ve dürüst geçtiğini söyledi.
Türkiye'nin AB'ye aday ülke ve önemli bir stratejik ortağı
olduğunu belirten Mogherini, iki tarafın ilişkilerinin AB, Türkiye,
bölge ve küresel dış politika için son derece önemli olduğunu
anlattı.
Yoğun gündemi bulunan toplantıda yapıcı ve açık şekilde ortak bakış
açısının bulunduğu konular ve farklı fikirlere sahip oldukları
meseleleri görüştüklerini aktaran Mogherini, şöyle konuştu:
"Türkiye ve kişisel olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib
konusundaki mutabakatın müzakeresi ve uygulanması konusunda kritik
rol oynadı. Suriye'deki ortak çalışmalarımız konusunda diyaloğun
gelecek oturumunda konuşacağız. Ama şimdiden söylemek isterim ki
mutabakat ve bunun uygulanması, büyük bir insani bir krizin
önlenmesine yardım edilmesi ve krizin çözülmesi noktasında siyasi
perspektifin önünün açılması hususunda kritik rol oynadı.
Dolayısıyla Türkiye'nin bu bağlamdaki rolünün kamusal olarak
tanınması noktasıyla başlamak istiyoruz."
AB'nin Türkiye'nin 4 milyondan fazla göçmene ev sahipliği yapması
ve ihtiyaçlarının karşılanması noktasında eşi benzeri görülmemiş
çabalarına son derece saygı duyduğunu ve Türkiye'yi bu konuda
desteklemeye devam edeceğini belirten Mogherini, ortak bölgedeki
insan hayatı söz konusu olduğunda Türkiye ve AB ortaklığıyla iş
birliğinin kritik önem taşıdığını vurguladı.
Taraflar arasındaki düzenli diyalog ve iş birliğinin Suriye, Irak,
İran'la nükleer anlaşmanın korunması, Ortadoğu Barış Süreci,
Kudüs'ün statüsü, Balkanlar, Libya ve Körfez gibi konularda
vazgeçilmez olduğunun altını çizen Mogherini, bu meselelerde yakın
çalışmanın hem iki tarafın vatandaşları hem de bölge ve dünyanın
çıkarına olacağını bildirdi.
Türkiye'nin AB'yle ilişkileriyle ilgili olarak Mogherini,
şunları söyledi:
"Türk hükümetinin AB'yle ilişkileri güçlendirmeye ilişkin
aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Ayrıca Reform Eylem
Grubu'yla ilgili son açıklamaları da gördük, Aralık ayında tekrar
toplanacak. Bu konuda çok net olmak istiyorum ki AB, güçlü bir
Türkiye ve Türkiye'yle güçlü bir iş birliği istiyor. Bu bizim
hedefimiz ve birlikte üzerinde çalıştığımız bir şey. Türkiye'nin
her ikimiz için de stratejik önem taşıyan ve jeopolitik olarak son
derece karmaşık bir bölgede el ele birlikte çalışabileceğimiz
istikrarlı, müreffeh, demokratik bir komşu olmasını
istiyoruz."
Türkiye ile AB'nin güvenlik, terörle mücadele, bölgedeki barış ve
istikrar konusunda ortak olduklarını aktaran Mogherini, daha güçlü
bir Türkiye'nin de hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı temelinde ve
temel özgürlüklere tam saygı duyulan demokratik bir Türkiye demek
olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin sağlıklı ve birleşik bir Türk toplumu, özgür basın ve
sivil toplumla karar alıcılar arasında sistematik açık diyalogla
daha güçlü olacağını dile getiren Mogherini, "bazı
akademisyen ve sivil toplum temsilcilerinin gözaltına alınmasından
endişe duyduklarını" hatırlattı.
Mogherini, Türkiye'yle enerji, ulaşım ve ekonomi gibi hem taraflar
hem de bölge için son derece önemli meselelerde iş birliğini
sürdürmek istediklerini anlattı.
Suudi Arabistan'ın İstanbul'daki Başkonsolosluğu'nda öldürülen
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin uluslararası
soruşturma başlatılması ve sanıkların Türkiye'de yargılanması
yönündeki çağrılarla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine
Mogherini, bu konuda AB'nin pozisyonunun başından çok net olduğunu
söyledi.
Her zaman tamamen şeffaf ve güvenilir bir soruşturma çağrısı
yaptıklarını vurgulayan Mogherini, şu ifadeleri kullandı:
"Bu korkunç cinayetin sorumlularının, gerçekten sorumlu
olanların hesap vermesi gerekiyor. Bizim için, AB'nin hesap verme
zorunluluğu intikam anlamına gelmiyor. Şunun altını çizmek
istiyorum ki başından beri her türlü ölüm cezası uygulamasına
karşıyız ve karşı olmaya da devam edeceğiz. Ama yargı sistemimizin
prensip, değer ve uygulamalarıyla uyumlu olarak tam, şeffaf ve adil
bir soruşturmanın yürütülmesini bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AİHM'in (eski HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin) Demirtaş kararına ilişkin bunların bir
bağlayıcılığı olmadığı şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine
Mogherini, Türkiye'den mahkeme kararlarını takip etmesini
beklediklerini kaydetti.
AB ve üye ülkelerin hukukun üstünlüğü, temel özgürlükler ve insan
hakları gibi konularda Avrupa Konseyi standartları doğrultusunda
somut adımlar görmek istediğini anlatan Mogherini, bugünkü dünyada
AB'den daha güvenilir ve öngörülebilir bir ortak bulmanın zor
olduğunu sözlerine ekledi.
Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Avrupa Birliği (AB) Komiseri Johannes Hahn ise "Türkiye ile AB'nin çok yakın komşu olduğunun" belirterek, taraflar arasındaki istikrarlı ve yapıcı görüşmelerin önemine işaret etti.
Hahn, "Son iki yılda ilişkilerimiz her zaman kolay
olmadı ancak siyasi ve teknik düzeyde ilişkilerimizi
yönettik." ifadesini kullanarak, taraflar arasındaki ortak
menfaat alanlarına dikkati çekti.
Güvenlik, ekonomi, enerji ve turizm gibi geniş bir yelpazede
kurulan bağları hatırlatan Hahn, Avrupa iş dünyasının Türkiye'deki
iş ilişkilerinde oynadığı kilit rolü vurguladı.
Hahn, bölgede istikrara katkı sağlayacak her türlü faaliyeti
desteklediklerini belirterek, Türkiye'de geçen hafta bazı sivil
toplum temsilcileri ve akademisyenlerin gözaltına alınmasına
ilişkin "kaygılarını" dile getirdi.
İlişkilerdeki gelişmeyi en üst düzeye çıkarmak için yakın diyaloğu
sürdürmeleri gerektiğini aktaran Hahn, Gümrük Birliği anlaşmasının
güncellenmesi konusunda da "Bu, her iki tarafın menfaatine
olacak." değerlendirmesini yaptı.
Hahn, düzensiz göçe ilişkin Türkiye'nin çalışmalarının her iki
taraf için de başarılı olduğu değerlendirmesini yaparak,
"AB'nin Suriyeliler için Türkiye'ye sağladığı maddi
desteğin etkin şekilde kullanıldığından eminiz." dedi.
Türkiye'nin AB'nin en büyük ilk altı ticaret ortağından biri
olduğunun altın çizen Hahn, Avrupa'nın da Türkiye'deki en büyük
yabancı yatırımcı konumunda yer aldığını dile getirdi.
Hahn, bir gazetecinin, "Türkiye'de AB'ye üyelik konusunda
oluşan hayal kırıklığı noktasında Türkiye'yi eleştirmek dışında öz
eleştiri yapıp yapmadıklarına" ilişkin sorusuna, şu an
için yeni bir fasılın açılmasının söz konusu olmadığı cevabını
verdi.
Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi konusunda çaba sarf
ettiklerini savunan Hahn, "Değer temelli bir yaklaşımımız
var. Gerçekçi hedeflerimiz var. Vizyonumuzu gözden kaçırmamak
lazım. Somut sonuçlar alınması gerekiyor." diye
konuştu.
Hahn, ekonomik iş birliği, göç, güvenlik, enerji ve çevre
konularına işaret ederek, tüm bu başlıklar altında daha yakın bir
iş birliği geliştirilmesinin önemine vurgu yaptı.
Hahn, "AB Sayıştayı, bizi parayı çok çabuk harcadığımız
noktasında eleştiriyor. Türkiye tarafından ise uygulamaların
geciktiği noktasında eleştiri alıyoruz ancak Türkiye'ye yönelik 6
milyar avroluk taahhüdün ikinci kısmının uygulanmasında herhangi
bir gecikme olmayacaktır." yorumunu yaptı.
Vize serbestisi konusunda görüşmelerin ivme kazandığını da belirten
Hahn, Türkiye'nin AB hedefleri noktasında yapıcı tutumunun gelecek
için önlerini açacağını ifade etti.
Muhabir: Ecenur Çolak-Tevfik Durul