'15 Temmuz’u unutmamak mecburiyetindeyiz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. Bunun için ders kitaplarından belgesellere kadar her mecrada 15 Temmuz’un işlenmesi teşvik edilmeli." dedi.
TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "15
Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. Bunun için
ders kitaplarından belgesellere kadar her mecrada 15 Temmuz'un
işlenmesi teşvik edilmeli." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda 26. dönem
ikinci yasama yılı açılış konuşmasında, sözlerine "Sizleri
en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugüne kadar TBMM çatısı
altında görev yapmış tüm milletvekillerimizi saygıyla yad ediyorum.
Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere TBMM üyelerinden ahirete
irtihal etmiş bulunanları rahmetle anıyorum." diyerek
başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her yeni durum gibi, doğrudan
milletin oyu ile seçilen Cumhurbaşkanlığı makamı konusunda da ilk
anda beliren tereddütler, zaman içinde ortadan kalkmıştır. Bugüne
kadar yasama, yürütme, yargı organlarıyla ve milettiyle uyum içinde
bir Cumhurbaşkanlığı vazifesi icra ettiğime inanıyorum. Önümüzdeki
dönemde de ülkemi en iyi şekilde temsil etmek, anayasal görevlerimi
ve milletimin beklentilerini en ileri derecede karşılamak için tüm
gücümle çalışmayı sürdüreceğim." şeklinde konuştu.
Milletvekillerinin, darbe girişimi karşısında onurlu ve güçlü bir
duruş göstererek, milli iradenin tecelligahı olan kuruma sahip
çıktığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu onurlu tavrın bedeli Meclisimizin savaş uçaklarıyla
defalarca taciz edilmesi ve bombalanması, helikopterlerden ağır
silahlarla ateş altına alınması, tanklarla kuşatılması olarak
ödendi. 15 Temmuz'da Meclisimiz, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, ikinci
defa gazilik şerefine nail oldu. Darbe girişimi gecesi, tamamına
yakını Ankara ve İstanbul'da şehit olan 241 vatandaşımız, polisimiz
ve askerimiz, milletimizin gönlüne ve tarihimizin şanlı sayfalarına
altın harflerle kazınmışlardır. Aynı gece yaralanan 2 bin 194
gazimizi bu millet ve bu devlet asla unutmayacaktır. Esasen o gece
sokakları, meydanları, darbecilerin hedef aldığı tüm kurumları,
darbecilere destek vermesi muhtemel tüm mekanları kuşatan
milletimizin tamamı gazilik sıfatını hak ediyor. Demokrasi
nöbetlerinde 29 gece sabahlayan, içerideki ve dışarıdaki tüm şer
güçlere, devletinin, milletinin, istiklalinin ve istikbalinin
yanında olduğunu gösteren on milyonlarca vatandaşımıza borcumuzu
asla ödeyemeyiz. Bu süreçte Türkiye, bir avuç hainin dışında, 79
milyon vatandaşının tamamıyla, tüm dünyaya, tarih boyunca örnek
gösterilecek bir özgürlük ve demokrasi dersi verdi.
"15 Temmuz'u unutmamak mecburiyetindeyiz"
Çarşamba günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında,
Hükümete, bu tarihin "15 Temmuz Demokrasi ve Özgürlük
Günü" resmi anma günü olarak kabulünü tavsiye ettiklerini
anımsatan Erdoğan, İstanbul'da ve Ankara'da şehitler için anıtlar
yapma hazırlıklarının sürdüğünü, şehit yakınlarına ve gazilere
maddi-manevi her türlü desteğin verildiğini ve verilmeye devam
edileceğini bildirdi.
"Bir kez daha ve altını çizerek ifade ediyorum: 15
Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz."
diyen Erdoğan, bunun için okullardaki ders müfredatları ve ders
kitaplarından belgesellere, filmlere, edebi eserlere kadar her
mecrada 15 Temmuz'un işlenmesinin teşvik edilmesi gerektiğini dile
getirdi. Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu mücadelede tereddüde düşen, yorulan, bunalan,
duraksayan herkese şunu tavsiye ediyorum: Böyle bir durumda
şehitlerimizin listesini önünüze koyun, resimlerine bakın,
mesleklerine, memleketlerine, ailelerine, ikamet adreslerine bir
bakın… O gece çekilen görüntüleri izleyin. Şehitlerimizin,
gazilerimizin hikayelerini dinleyin. Orada 15 Temmuz darbesini
herhangi bir organize ekibin, herhangi bir siyasi, sosyal, ekonomik
grubun değil bu milletin omurgasını oluşturan sıradan insanların,
bizatihi halkın engellediğini göreceksiniz. Emin olun, 15 Temmuz'da
sokaklarda şehadete koşan insanların kahir ekseriyetinin, ne
korumak zorunda olduğu malı-mülkü, ne unvanı-statüsü, ne de başka
bir çıkarı vardı. Bu insanlar, sahip oldukları maddi varlıklar
uğruna değil inançlarına, imanlarına, şahsiyetlerine,
özgürlüklerine, kendilerinin ve sonraki nesillerin geleceğine sahip
çıkmak için sokaklara dökülmüşlerdi. O gece milyonlar, benim her
fırsatta 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' olarak
ifade ettiğim ilkeler uğruna ölüm kusan silahların üzerine
yürümüşlerdi.
Darbe girişiminin anlaşılmasının hemen ardından, önce Sayın
Başbakan'ın, sonra şahsımın televizyonlarda yaptığı çağrının
mahiyeti, zaten sokaklara dökülmeye başlamış olan milletimizin
hissiyatının ifadesinden başka bir şey değildir. Maalesef, o gece
ve daha sonrasında, bu hissiyatı anlamayan, anlamak istemeyenler
oldu. Hatta 15 Temmuz'da yaşananları 'senaryo' diyerek, 'oyun'
diyerek, 'tiyatro' diyerek, 'film' diyerek, 'böyle darbe mi olur?'
diyerek küçümsemeye çalışanlar oldu. Buradan açıkça ifade ediyorum.
Her kim ki 15 Temmuz'a amasız, fakatsız, lakinsiz 'darbe' diyemiyor
ve lanetleyemiyorsa o da darbe girişiminin bir parçasıdır, en
azından gönüllü destekçisidir. Böyle bir yanlışın içine düşenler,
önce şehitlerimizin aziz hatırasına ve gazilerimize, onlarla
birlikte o gece sokaklara dökülen milyonlara, daha ötesi
milletimizin tamamına hesap vermekten
kurtulamayacaktır."
"Yenikapı ruhunun titizlikle koruması, hepimizin
sorumluluğudur"
Erdoğan, milletin, 7 Ağustos'ta Yenikapı'da, Cumhurbaşkanı, Meclis
Başkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, muhalefet partilerinin
liderleri, yargı ve yürütme organlarının üst düzey temsilcileri,
kuvvet komutanları, alanda bulunan 5 milyon vatandaş ve gönlüyle bu
manzarayı destekleyen 79 milyonuyla, 15 Temmuz karşısındaki
duruşunu net bir şekilde gösterdiğini söyledi. Erdoğan, Yenikapı'da
sergilenen güzel manzaraya katılımlarıyla, mesajlarıyla destek olan
siyasi parti ve kurum temsilcilerine bir kez daha teşekkür
etti.
"Türkiye'nin ve Türk milletinin vatanı, özgürlüğü ve
geleceği söz konusu olduğunda nasıl tek yürek, tek ses, tek nefes
olabildiğinin ispatı olan Yenikapı ruhunun titizlikle koruması,
hepimizin sorumluluğudur." diyen Erdoğan, terör örgütleri
karşısında en büyük güçlerinin bu birlik, beraberlik ve dayanışma
olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Edoğan şu ifadelerde bulundu:
"Cumhurbaşkanlığı makamını ve mekanını yıpratmaya yönelik
çabaları üzüntüyle karşılıyorum. Burada hedef alınan şahsım değil,
milletimizin hür iradesiyle yaptığı tercihtir. Hiç kimsenin,
özellikle de kendileri de seçimle gelen TBMM üyelerinin böyle bir
hakkı hiç yoktur. İnşallah bugünden sonra bu anlamsız tartışmayı da
geride bırakmış olacağımızı umut ediyorum."
"Operasyonlar, bölge halkı tarafından da
destekleniyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, FETÖ ile birlikte PKK ve
uzantıları ile DEAŞ terör örgütünün de yoğun saldırılarına maruz
kaldığına işaret etti.
Türkiye'nin Suriye'de DEAŞ'a karşı attığı her adıma, PKK ve PYD-YPG
terör örgütlerinin, tüm güçleriyle eyleme geçerek karşılık
verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu eylemlerde şehit olan askerimiz, polisimiz,
korucularımızın kanlarını teröristleri katbekat fazla sayıda imha
ederek yerde bırakmıyoruz. Ama PKK terör örgütünün, sadece ve
sadece Türkiye'nin Suriye ve Irak'a yönelik dikkatini dağıtmaya,
özellikle bu eylemlerinin amacı, bölge halkı tarafından da gayet
doğru şekilde teşhis ediliyor. Dikkat edilirse, bir süredir bölücü
örgütün ve müzahir kuruluşlarının kitlesel eylemlerine katılım
oranı onda birini dahi bulmayacak şekilde düşmüştür. Bölge insanı,
kendisinin ve çocuklarının geleceğini, karanlık bir takım güçlere
peşkeş çeken, bu uğurda oluk oluk kan akıtmaktan çekinmeyen bu
örgütle bağını büyük ölçüde koparmıştır. Güvenlik güçlerimizin
yürüttüğü operasyonlar, bölge halkı tarafından da destekleniyor.
Devlet olarak, bölücü örgütün bölgede yaptığı tahribatın izlerini
silmek, vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek, şehirlerimizi
yeniden imar etmek için yoğun bir çaba içindeyiz. İnşallah
önümüzdeki dönemde, bu konuda da ülkemizin ve milletimizin birliği,
beraberliği, kardeşliği, huzuru, güvenliği doğrultusunda daha
olumlu gelişmelere hep birlikte şahitlik edeceğiz."
"Anayasa ve içtüzük çalışmalarını
destekliyorum"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye için 15 Temmuz'u her
anlamda bir milat haline dönüştürmeleri gerektiğini bildirdi.
Erdoğan, FETÖ ile birlikte PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve diğer tüm terör
örgütlerine karşı hep birlikte kararlı bir mücadele yürütmeleri,
ihtiyaçları olan yapısal reformları kararlılıkla hayata
geçirmeleri, son yıllardaki tecrübelerden ve özellikle maruz
kalınan darbe girişiminden gerekli dersleri çıkartarak, ülkeyi
geleceğe hazırlamaları gerektiğini belirtti.
Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerin, ülke içinde yaşadıkları
terör olaylarından bağımsız olmadığını dile getiren Erdoğan, şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Bugüne kadar yaşadıklarımız bize, kendi projelerimizi
hayata geçirme iradesiyle hareket etmeden bu meselelerin üstesinden
gelemeyeceğimizi göstermiştir. Elbette bunun bir güç ve imkan işi
olduğunu biliyoruz. Şayet Türkiye, ekonomik göstergeleriyle,
yatırımlarıyla, istihdam potansiyeliyle, sosyal yardımlarıyla,
savunma sanayisiyle bugünkü seviyesine ulaşmamış olsaydı, örneğin
1990'ların düzeyinde kalsaydı, iç ve dış saldırılar karşısında bu
kadar güçlü bir duruş sergileyemezdi. Bugün çözümünde zorlandığımız
sorunların üstesinden gelebilmemizin yolu da 2023 hedeflerimize
ulaşmamızdan geçiyor. Bu konuda en büyük görev TBMM'ye ve onun siz
kıymetli üyelerine düşüyor.
Ülkemizin önünü açacak, 2023 hedeflerimize ulaşmamıza katkı
sağlayacak her hususta Meclisimiz öncü olmalıdır. Bunun için
mümkünse yeni bir anayasayı, en azından kapsamlı bir anayasa
değişikliğini süratle hayata geçirmeliyiz. Anayasa değişikliği
konusunda Meclis bünyesinde halen süren çalışmaları olumlu bir adım
olarak değerlendiriyorum. Bu çalışmanın, kapsamı genişletilerek bir
an önce sonuçlandırılması, milletimizde, Meclisimizin uzlaşmayla
yapısal değişimi başarabileceği yönünde bir umudun filizlenmesini
sağlayacaktır. Yine, Meclis içtüzüğünün, bu yüce kurumun daha
etkin, süratli ve pratik çalışma yürütmesine imkan verecek şekilde
yeniden ele alınmasını önemli görüyorum. Meclis ve milletvekilleri
ne kadar etkin çalışırsa, milletimiz nezdindeki itibarları da o
kadar artacaktır. Tüm sorunların yegane çıkış yolunu milli iradede
gören bir Cumhurbaşkanı olarak, anayasa ve içtüzük çalışmalarını
desteklediğimi, destekleyeceğimi belirtmek isterim."
"ABD'nin politikalarında çok başlılık işaretlerine şahit
oluyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilhassa son dönemde Amerika
Birleşik Devletleri'nin bölgemize yönelik politikalarında ciddi bir
tutarsızlık ve çok başlılık işaretlerine şahit oluyoruz. Amerika
yönetiminin bir kısmı, ısrarla Suriye'de ve Irak'ta PKK/PYD-YPG
terör örgütüyle ortak çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim
hassasiyetlerimize daha yakın politikalar izlemeye
çalışıyor." ifadelerini kullandı.
"Kendileri bilirler…"
Vize serbestisi anlaşması konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan
şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nin ülkemize söz verdiği vize serbestisi
uygulamasının bu ay yürürlüğe girmesi gerekiyor. Birlik tarafından
yapılan açıklamalara baktığımızda, terörle mücadele gibi, Türkiye
için hayati bir konunun, sürecin ön şartı haline dönüştürülmeye
çalışıldığını görüyoruz. Açık söylüyorum: Bu tavır, Avrupa
Birliği'nin Türkiye'ye verdiği sözü tutmak istemediğinin ilanıdır.
Ve yine açıkça ifade ediyorum: Kendileri
bilirler…"