Uzmanlar uyarıyor! Şeker hastalığı (Diyabet) 35'li yaşlara kadar indi
Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kerim Güler, şeker hastalığından korunmada hareketli yaşam ve doğru beslenmenin önemine işaret ederek "İlaç korkusu, yanlış beslenme ve hareketsiz bir yaşam kandaki şeker değerini artırıyor. Herkes asansörlere biniyor. Her yere arabayla gidiliyor. Cep telefonlarının çıkması yürümeyi çok azalttı. Diyabet 35'li yaşlara kadar indi." dedi.
Güler, 20. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi için geldiği
Antalya'nın Serik ilçesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, insan
sağlığını etkileyen konuların çok hızlı bir şekilde değiştiğini
söyledi.
Dünyadaki en önemli ölüm sebebinin kardiyovasküler hastalıklar
olduğunu belirten Güler, yeni ilaçlar bulunmasına rağmen rakamların
düşmediğini dile getirdi.
2035 yılında dünyada 650 milyon kişinin diyabetli olmasının
beklendiğini ifade eden Güler, toplumda şişmanlama ve kötü
beslenmeye bağlı diyabet görülme sıklığının da arttığını
vurguladı.
Türkiye'de 100 kişiden 65'inin istenilen şeker değerlerinde
hayatını sürdürmediğini anlatan Güler, şu bilgileri aktardı:
"İlaç korkusu, yanlış beslenme ve hareketsiz bir yaşam kandaki
şeker değerini artırıyor. Herkes asansörlere biniyor. Her yere
arabayla gidiliyor. Cep telefonlarının çıkması yürümeyi çok
azalttı. Diyabet 35'li yaşlara kadar indi. Pankreas, vücudun merkez
bankası gibidir. Kişi, yediği şekerli gıdalarla buradan bir birim
insülin çeker. Merkez bankasının deposu boşalınca da kişiler şeker
hastası olur. Diyabetten korunmak için yaşam tarzı değişikliğine
gidilmesi gerekiyor. Haftanın 5 günü 45 dakikalık tempolu yürüyüşün
yapılması gerekiyor. Beslenmede kan şekerini ani yükselten
çikolata, şekerli kurabiye, kolalı içecekler gibi yiyecek ve
içeceklerden uzak duracağız. Bunlar kan şekerini ani yükseltir, ani
düşürür. Beynin dengesini bozar. Bunların yerine emilimi yavaş olan
yiyecekler yenilmesi gerekir."
YÜKSEK KAN ŞEKERİ ZEHİR ETKİSİ YAPIYOR
Yüksek kan şekerinin zehir etkisi yaptığını bildiren Güler, bunun
damarların olduğu bütün organları bozduğunu söyledi. Hipertansiyon
ve diyabete ilişkin kılavuzların güncellendiğine dikkati çeken
Güler, önceden 140/90 olan hipertansiyon sınırının 130/80 değerine
çekildiğini aktardı.
Toplumda hipertansiyon görülme oranlarının yükseldiğine değinen
Güler, "50 yaşın üzerindeki 2 kişiden birinde tansiyon var.
Tansiyon içimizdeki sessiz katil. Bilmiyoruz, bazen bulgu vermiyor.
Tansiyonla yaşıyor. Başı ağrıyor, uyuyamıyor ama 'strestendir'
deyip bunu tansiyona yormuyor. Ölçülmüyor, anlaşılmıyor. Kalp
krizi, inme gibi zararlı etkilere açık bir şekilde yaşıyor.
'Babamın da yüksekti. Benim tansiyonum da asabi. Başım ağrıyınca
ilaç alıyorum.' gibi nedenlerle tedaviye başlanmıyor. Öncelikle
bunları yenmemiz lazım." diye konuştu.