Türkiye'nin zehirlenme haritasında "karadul" artışı
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, Türkiye'nin Toksikoloji Haritasını anlattı. Prof. Dr. Akpınar, neredeyse her evde bir hastanın kullandığı kalp ilaçlarının unutulup tekrar tekrar alınması ve ayrıca mantar zehirlenmelerinin 'ölümcül' vakalar olarak acillere geldiğini söyledi. Prof. Dr. Akpınar, bu yıl karadul örümceğine bağlı zehirlenmelerdeki artışın da kendilerini şaşırttığını kaydetti.
Ülkemizde en sık yaşanan ölümcül zehirlenmeler, bölge bölge değişiklik gösteriyor. Türkiye'de 40 yaş altı genç erişkinlerde görülen ani ölümlerin yüzde 21'i özkıyım veya zehirlenmelere bağlı olarak meydana geliyor. En sık görülen zehirlenme türlerinde ise madde bağımlılığı, mantar, karbonmonoksit, tarım ilaçları hatta kalp ilaçlarının hatalı kullanımı gibi nedenler geliyor. Üstelik bunlara bağlı zehirlenmeler oldukça ölümcül seyrediyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ayça Açıkalın Akpınar, Antalya'da düzenlenen 18'inci Türkiye Acil Tıp Kongresi'nde, "Türkiye'nin Toksikoloji Haritasını anlattığı bilimsel bir sunum gerçekleştirdi. Prof. Dr. Akpınar, "Geçim kaynağından tutun da, tarım kimyasallarını kullanılma oranına, şehirde eğlence sektörünün varlığına kadar; bu faktörlerin hepsi zehirlenme türü ve etmenini değiştiriyor. Örneğin, İstanbul'da çok yoğun bir madde kullanımı görüyoruz, bunların da zehirlenmeleri acil servislere yansıyor. Bizim Adana bölgesinde de acil servisimizde yoğun bunlar. Ama bu yıl bizi şaşırtan şey karadul zehirlenmelerindeki artış" dedi.
"BİZ DE ÇOK ŞAŞKINIZ, BEKLEMEDİĞİMİZ BİR
ARTIŞ"
Karadul örümceğinin normalde insanların yaşadığı yerlerde
bulunmayan bir tür olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akpınar, "Biz de
çok şaşkınız, bu sene beklemediğimiz bir şekilde karadul örümceği
zehirlenmelerinde artış var. Bunu nasıl tespit ettik, hasta aslında
kendisini ne tür bir örümceğin ısırdığını bilmiyor. Bize geliş
klinik bulgularına baktığımızda, bunun karadul örümceği olduğunu
düşündük ve hastamızın birkaçından görsel anlamda geri dönüş de
aldık, hatta bir tanesi bize örümceği getirdi. Biyolojide analiz
ettirdiğimizde de karadul örümceği olduğunu tespit ettik. Hastada
aşırı tansiyon yüksekliği, terleme, titreme ve sokulan bölgede çok
ciddi ağrı yapıyor. Hatta bu ağrı sadece sokulan bölge ile
kalmıyor, tüm vücuda yayılan kramplarla, sırt ağrılarıyla, kol
ağrılarıyla ortaya çıkan ciddi bir zehirlenme tablosuna yol açıyor.
Aslında bu örümcek tüm Türkiye'de var ama bunlar genelde insanların
az uğradığı yerlerde yaşıyor. Yaylalarda, ormanlarda vs. Ama
insanlar bir şekilde artık oralara yürüyüş vs. yaparak bunlarla
temas haline geçebiliyor" diye konuştu.
KALP İLACI KULLANANLAR DİKKAT!
Ülkemizde kalp hastalıklarının oldukça yaygın olduğunu ve ülkemizde
binlerce hastanın buna bağlı olarak kalp ilaçları kullandığını
kaydeden Prof. Dr. Akpınar, bu ilaçlara bağlı zehirlenme
vakalarıyla da acillerde sık karşılaştıklarını kaydetti.
Prof. Dr. Akpınar, şunları söyledi: "Bir diğer dikkat çeken zehirlenme vakaları ise kalp ilaçları ile ilgili. Kardiyovasküler ilaçlara baktığımızda, bunlar aslında toplumda çok yaygın hastalıklar nedeniyle hastalara reçete ediliyor. Kalp damar hastalıkları için olan ilaçlar ve tansiyon ilaçları. Her evde bir babaanne, anneanne, ya da 35-40 yaş üzeri anne baba, yani ebeveyn, bu ilaçlardan kullanıyor olabiliyor. Bu ilaçları kullanan hastaların (özellikle yaşlı hastalar), ilacı içtiğini unutup dozlarını tekrar tekrar almaları nedeniyle zehirlenmeler yaşanıyor. Bu ilaçların küçük bir doz aşımı bile ölümcül olabiliyor. Bazen de çocuklar, anneanne veya dedelerinin ilaçlarını farkına varmadan içtiğinde, bir tablet bile çok ağır tansiyon düşüklüğü ve ciddi zehirlenmeye yol açabiliyor.
"MANTARLA ZEHİRLENİYOR AMA TEKRAR TEKRAR
YİYOR"
Mantar zehirlenmeleriyle gelen hastaların tekrar tekrar aynı
sebeple acillik olabildiğini de anlatan Prof. Dr. Akpınar, dağ
mantarlarının kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini söyleyerek
şunları kaydetti: "Yine geçtiğimiz günlerden bildiğimiz gibi, bu
dönem mantar zehirlenmeleri çok geldi sonbahar döneminde. Batıda
Karadeniz civarında mantar zehirlenmeleri ile daha sık
karşılaşıyoruz. Çünkü bol yağış alan yerler, sonbahar döneminde de
halk mantarları toplayıp maalesef tüketiyor. Dağdan toplanan
mantarların tüketilmesine bağlı akut karaciğer yetmezliği veya
ölümcül sonuçlar olabiliyor. Halk arasında 'biz bunları yıllardır
biliyoruz, topluyoruz, bunlar zehirlemez' inanışı hakim. Ama
bunların dış görünüşü birbirine o kadar benziyor ki, zehirli bir
mantarlı zehirsiz bir mantardan bazen 'uzmanı bile' ayırt edemiyor.
Hastalarımız bize mantar zehirlenmesiyle geliyor, akut karaciğer
yetmezliği gelişmiş; tedavisini veriyoruz gönderiyoruz, birkaç yıl
sonra aynı hasta tekrar acile geliyor. 'Hocam bu sefer kesinlikle
emindim, bildiğim bir mantardı' şeklinde. Oysa dağ mantarlarının
kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor.
"BALON BALIĞI VE TARIM İLAÇLARI ÖLÜMCÜL
ZEHİRLENMELER"
Balon balığı zehirlenmelerinin de çok dikkat çektiğini anlatan
Prof. Dr. Akpınar, deniz olmayan Van'dan bile vaka geldiğini
hatırlatarak "Bu balık sıcak deniz balığı ama insanlar bu balığın
dış görünüşünü bilmiyor, amatör balıkçıların oltalarına
takılabiliyor ve tüketebiliyorlar. Çok küçük bir miktarı bile çok
ağır zehirlenmelere yol açıp ölüme sebebiyet verebilir. Ya da bazen
balıkçıların tezgahına karışabiliyor. O nedenle vatandaşlarımızın
bu balığın dış görünüşünü çok iyi bir şekilde bilip bu balığı
tüketmemesi gerekiyor" dedi.
Tarım kimyasallarına bağlı zehirlenmelerin de çok sık görüldüğü ülkemizde tarımın yaygın yapıldığı Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege'de bu zehirlenmelerin çok yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Akpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Diğer ajanlara göre ölüm oranı daha yüksek bu zehirlenmelerde. Kişiler koruyucu ekipman kullanmadan ilaçlama yapıyorlar, özellikle kendi tarlasını, bahçesini ya da evin önündeki küçük bahçesini bile kendi hazırladığı ilaçlarla ilaçlamaya çalışıyor. Bunun cildine bulaşması ya da rüzgara karşı yaptığı için rüzgarla beraber solunması, zehirlenmelere neden oluyor. Amatör ilaçlama yapan kişilerde bunu çok daha sıklıkla görüyoruz.
PANDEMİDE ÇOCUK ZEHİRLENMELERİ ARTTI
Kazara zehirlenmelerde de çocukların en büyük tehlikeyi yaşadığını
anlatan Prof. Dr. Akpınar, pandemi döneminde ev kimyasallarına
bağlı çocuk zehirlenmelerinin 6-7 katına çıktığını söyledi. Prof.
Dr. Akpınar, "Örneğin pandemi evdeki kimyasalları kazara içen
çocukların sayısı yılda 2-3 binlerdeyken, pandemi döneminde bu sayı
11- 12 binlere çıktı. Özellikle çocukların evde olduğu dönemlerde
kimyasal ajanlara yani koroziv ajanlar diyoruz biz bunlara; yemek
borusuna çok zarar veriyor ve ölümcül olabiliyor, maruziyet ve
sayılar inanılmaz artıyor"dedi.
SOBA ZEHİRLENMELERİ EN ÇOK İÇ ANADOLU'DA
Son olarak soba kullanımına bağlı karbonmonoksit zehirlenmelerine
de değinen Prof. Dr. Akpınar, sözlerini şöyle noktaladı:
"Karbonmonoksit zehirlenmeleri ile ilgili bir Türkiye haritası var
aslında. En sık ve hangi sebeple nerelerde görüldüğüne dair. İç
Anadolu'da ve Batı'nın iç kesimlerinde çok sık görülüyor. Oralar da
çok soğuk. Uşak, Manisa, oralardan bildirimler çok yoğun oluyor.
Bunda da halkın bilgilendirilmesi çok önemli. Kaloriferli evi
olmayan, soba kullanan halkın, sobayı yakıp aynı odada yatması
nedeniyle tütme sonucu ciddi karbonmonoksit zehirlenmeleri ile
karşılaşıyoruz ve bu da mortal yani ölümcül olabilen sonuçlara çok
sık yol açabiliyor.